Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/720 E. 2022/685 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/720
KARAR NO : 2022/685

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 08/11/2021
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin “…” adresinde bulunun olimpiya isimli pavyonun işletmecisi olduğunu, Coronavirüs salgının ciddiyeti nedeniyle İçişleri Bakanlığı tarafından 15/03/2020 tarihinde valiliklere ek bir genel gönderildiği iş bu yazıya istinaden aynı gün müvekkili davacı yapılan düzenlemeye uygunluk arz edecek şekilde faaliyetlerini durdurduğunu, ve iş yerini tamamen kapattığını, 01/07/2021 tarihli bir genelgeyle faaliyetlerine devam edilmesi izni verilininceye kadar müvekkili davacının işyerinin bir buçuk seneye yakın bir süre kapalı kaldığını, ancak davalı … firmasının hiç bir ticari faaliyet göstermeyen tüm şalterleri indirilmiş ve kapatılmış konumunda olan işyerine ilişkin olarak 13/11/2020 son ödeme tarihli bir faturayla 2020 yılının onuncu ayında tüketim bulunduğu iddiasıyla davacı şirkete 4.914,02 TL tutarında fahiş, haksız ve dayanaksız bir fatura tanzim edildiğini, dava neticelenene kadar işbu faturanın tedbiren ödenmemesine ve davalı yan tarafından müvekkili davacıya sunulacak elektriğin bu nedenle kesilemeyeceğine dair Mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalarının kabulü ile faturanın iptaline ve davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı yanın haksız olduğunu iddia ettiği faturada herhangi bir hata bulunmadığını, bu hususun müvekkili şirket kayıtlarından açıkça anlaşılacağını, mahkemece verilen tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının haklılığı konusunda yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediğini, davacının serbest tüketici olduğunu, ihtiyati tedbir talebinin kabulü kararından rücu edilmesine karar verilmesini, aksi kanaatte ise alacaklarının tamamının %100 teminata bağlanması gerektiğini, haksız davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, fatura, ticari sicil kayıtları, … A.Ş’nin 18/11/2021 tarihli yazı cevabı ve ekinde abone dosyası, borç dökümü, endeks dökümü ile fatura sureti, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 20/01/2022 tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi Elektrik Mühendisi … tarafından hazırlanan 23/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;Davacı tarafından iptal edilmesi istenilen fatura davacının tükettiği elektriği kayıt altına alan sayacın kaydettiği endeks değerlerine göre düzenlenmiş olduğundan sayacın kaydettiği tüketim fiilen kullanılan elektrik olduğu, taraflar arasında 22/04/2019 tarihinde … nolu hizmet noktası için imzalanan sözleşmenin 10. Maddesinde; Aktif enerji reaktif enerji …. Ve yasal olarak alınması gereken bedeller ilgili mevzuat hükümlerine göre göre tahakkuk ettirilerek tüketici den fatura dönemi bazında tahsil edilir ibaresi yer aldığı, faturaya fiilen kullanılan elektriğin yanı sıra reaktif endüktif/ kapasitif değer yansıtıldığı, endüktif= 513.857 kVA/ 4018.874=12 kapasitif = 2 492.362 KVA/ 4018.874=%62 kapasitif cezaya girilmiş bu nedenle faturaya mevzuat gereği 762.69 TL kapasitif ceza eklendiğini, iddia edildiği gibi; işyeri kapatıldıktan sonra tüm şalterleri indirilmiş ve kapatılmış olsaydı sayaç tüketim kaydetmez, kompanzasyon sistemi çalışmaz, sayaç reaktif enerji endüktif/kapasitif kayıt yapmayacağını, sayacın 4 018.874 kwh aktif . 513..857 KVA Reaktif enerji kaydı yaptığını, sayaç reaktif kayıt yaptığına göre işyeri elektriğinin giriş şalterinden kesilmiş olamayacağı teknik olarak işyerinde elektrik tüketen bazı cihaz “Buzdolabı, İşyeri reklam panosu, Alarm sitmei veya işyerinin ara sıra açılmış olabileceği v.s delili olduğu, işyerindeki reaktif güç kompanzasyonu, kademe kondansatörleri uygun seçilmemişse ve de ayarı doğru yapılmamışsa kampanzasyon sistemi uygun kondansatörlere haiz değilse reaktif ve kapasitif kayıt yaptığını, yine kompanzasyon sisteminin ayarı düzgün yapılmamış kondanstörler uygun seçilmemişse işyerinde tüketilen elektriği kompanze etmek için devreye gereğinden fazla kondansatör alarak kapasitif kayıt yapacağı gibi sistemin reaktif cezaya girmesini engellemek için devreye direk kondansöter bağlanmış olabileceğinden sayacın 2 492,392 kva kapasitif kayıt yaptığı ve sayacın kaydettiği kapasitif tümetimin kapasitif cezaya girilmesine sebep olduğu, davalı kurum sayacın kaydettiği tüketim değerlerini okuyarak bu değerlere göre fatura tahakkuku yaptığından davaya konu faturanın işyeri sayacının kaydettiği fiilen kullanılmış olan elektrik tüketimi olduğundan ödenmesi gerektiği, kurum tarafından; Elektirğin piyasası müşteri hizmetleri yönetmeliğinin ilgili maddeleri ve EPDK kararlarına ve Enerji Piyasası Kurulu tasdikli satış tarifesine elektrik tarifeleri yönetmeliği’ne uygun olarak hesaplama yapıldığı her hangi bir hesaplama hatası da olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, elektrik abonelik sözleşmesi kaynaklı düzenlenen fatura nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Tarafların anlaşamadıkları hususların dava konusu 31/10/2020/10-2020 fatura dönemli … fatura sıra nolu ve 4.914,02 bedelli fatura nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı, faturanın iptalinin gerekip gerekmediğine ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Menfi tespit davalarında da, HMK’nın ispata ilişkin genel kuralları geçerlidir. Bu davalarda davacı taraf, borçlu olmadığını iddia ettiğine göre, olumsuz bir durumun ispatı mümkün olmadığından, kural olarak ispat yükü alacaklıya aittir. Başka bir ifade ile, menfi tespit davasında hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü alacaklıdadır. Bu nedenle de iş bu davada ispat yükü alacaklı olan davalıdadır.
20/01/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında 31/10/2020/10-2020 fatura dönemli … fatura sıra nolu ve 4.914,02 bedelli faturanın davalı kayıtların yer alıp almadığı, bu fatura dönemi kapsamında davalının elektrik tükettiği dair kayıtların mevcut olup olmadığı, fatura kayıtlı olup davacının elektrik tüketim kaydı mevcut ise kullandığı kw üzerinden ilgili tarife itibariyle denetime açık olarak yapılacak hesaplama itibariyle davacının davalıya borcu olup olmadığı ve talep edilecebilecek fatura bedelinin ne kadar olduğu, hesaplanacak bu bedel nedeniyle davalının ödemesi olup olmadığı ve davacı kayıtları itibariyle dava konusu fatura nedeniyle alacak-borç durumunun tespiti hususlarında bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiş, elektrik mühendisi bilirkişinin 23/04//2022 tarihli teknik nitelikteki hesaplamaları da içeren denetime açık bilirkişi raporuna itibar edilmiş ve davalı tarafın düzenlediği 31/10/2020 tarihli fatura ve içeriğinin usulüne uygun olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de itirazların teknik nitelikte olmaması ve itiraza konu hususlar ile ilgili herhangi bir delilin dosyaya sunulmamış olması nedeniyle bu itirazlara itibar edilmemiştir. Bu durumda davalı tarafın üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirdiği kanaatine varılmıştır. Davacı taraf fatura konusu dönemde fatura da bildirilen kadar elektrik tüketmediği iddiasını ispata elverişli herhangi bir delil sunamamıştır. Tüm bu nedenlerle de davacının sübuta ermeyen ve ispatlanamayan davasının reddine dair karar karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 83,92-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 3,22 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
6-Mahkememiz dosyası üzerinden ihtiyati tedbirin kararın kesin nitelikte olması ile HMK’nın 397/2. maddesi uyarınca kaldırılmasına,
7-İhtiyati tedbir kararı için alınan teminatın HMK’nın 392/2. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden itibaren bir ay içinde tazminat davası açıldığının dosyamıza bildirilmemesi halinde ve talep edildiğinde davacı tarafa iadesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’ye göre belirlenen 4.914,02 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda , dava miktarı itibariyle HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2022

Katip

Hakim