Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/707 E. 2023/161 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/707 Esas
KARAR NO : 2023/161

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2021
KARAR TARİHİ : 02/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin, davalı/borçludan muhtelif tarih ve numaralı faturalardan kaynaklı cari hesap alacağından kaynaklanan alacağından dolayı taraflarınca davalı/borçlu aleyhine … 28.İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı/borçlunun aleyhine başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, itiraz sonucunda taraflar arasında arabuluculuk görüşmesinin gerçekleştiğini ancak arabuluculuk görüşmelerinde de anlaşma sağlanamadığını, müvekkili ile davalının ticari ilişki içeresinde bir süre ticaret yaptığını ancak davalı/borçlunun borcunu ödemediğini, Mahkemece yapılacak inceleme sonucunda da bu hususların sabit olacağını beyanla davalı/borçlunun icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptaline ve takibin devamına, icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz eden davalı/borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; işbu Mahkeme huzurunda her ne kadar müvekkili şirket aleyhinde dava açılmışsa da işbu davanın usul ve yasaya aykırı olup reddi gerektiğini, zira karşı tarafın her ne kadar cari hesap ilişkisi bulunduğundan bahisle icra takibi ve dava açmışsa da taraflar arasında cari hesap ilişkisi mevcut
olmadığından işbu takip ve dava temelinden hatalı olup usulüne uygun bir
icra takibinin mevcut olmadığını, nitekim işbu davanın müstenidatı olan icra takip dosyasında ödeme emri incelendiğinde takip sebebinin “CARİ HESAP ALACAĞI” olarak belirtildiğinin açıkça görülmekte olduğunu, oysa müvekkili şirket ile karşı taraf arasında cari hesap ilişkisinin bulunmadığını ve hiçbir zaman da mevcut olmadığını, TTK Md. 89 uyarınca
cari hesap sözleşmesinin, iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip, bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme olduğunu, bu sözleşmenin yazılı olarak yapılmadıkça geçerli olmayacağını, somut olayda -aleyhe hususları ve fatura ile borcu kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla- karşı tarafın tek taraflı olarak fatura alacağına dayandığı, karşı tarafın müvekkili şirket ile karşılıklı olarak alacak ve borç ilişkisinin mevcut olduğuna dair bir iddiasının bulunmadığı ortada olup karşılıklılık esası bulunmadığından cari hesap ilişkisinin mevcut olmadığının açık olduğunu, sayılan nedenlerle taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunmadığından somut gerçeklere aykırı şekilde açılan işbu davanın bu yönüyle reddi gerektiğini, aleyhe hususları kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin karşı tarafa borcunun bulunmadığını, ispat yükünün karşı taraf üzerinde olup yazılı delille ispatı gerektiğini, öte yandan karşı taraf faiz talep etmişse de, işbu alacağa ilişkin ihtarname dahi keşide etmediğini, doğrudan başlatmış olmakla kötü niyetli olup faiz işletilmesini gerektiren bir durumun söz konusu olmadığını, ayrıca faiz oranının da hukuka aykırı olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR /
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davacı hakkında esnaf-tacir araştırması yapılmış, davalı şirketin İTO kaydı dosyamız arasına alınmış, … 28.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış, tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin 07/04/2022 tarihli duruşmasının (3) numaralı ara kararı ile; “… Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak; Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için davacının 2020 ve 2021 yılları Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde talimat mahkemesince re’sen seçilecek SMMM bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmasına” dair karar verilmiş ve işbu doğrultuda SMMM Uzmanı Bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 19/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
-Davacının 2021 yılına ait Yevmiye, Defter-i Kebir ve Envanter defterlerinin açılış tasdikleri ile 2021 yılına ait Yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yasal süresi içinde yapıldığı, ticari defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için yasaya uygun olarak tutulmuş olmaları, bu şartın gerçekleşmiş sayılması için ise yıl sonu tasdiklerinin bulunması gerektiği, dolayısıyla davacının 2021 yılı ticari defterlerinin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre sahibi lehine delil teşkil edeceği,
-Davacının 2021 yılına ait ticari defterlerindeki kayıtlara göre; taraflar arasında bir ticari ilişkinin var olduğu ve davacının, davalı şirketten 05.10.2021 (icra takip) tarihi itibariyle 14.532,44 TL tutarında bakiye alacağının bulunduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 29/09/2022 tarihli duruşmasının (2) numaralı ara kararı ile; “Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için davalının 2021 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde Mahkememizce re’sen seçilecek bir SMMM bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına” dair karar verilmiş ve işbu doğrultuda SMMM Uzmanı Bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 08/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
-Davacı tarafın talimat raporu ile incelenmiş olan yasal defterleri ve davalı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu,
-Taraflarca ibraz edilen yasal defter ve cari hesap ekstraları kayıtlarında taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, 05.10.2021 takip tarihi itibari ile 14.532,44-TL’lik davacı alacağı konusunda tam mutabakatın bulunduğu,
-Davacı tarafça takibe konu hizmetlerin veri ldiği ayrıca takibe konu edilen mal ve hizmet teslim bedellerine ait faturaların davalı yasal defterlerinde aynen kayıtlı olduğu davalı tarafça malın ayıplı olduğu veya kalan bakiyenin ödendiğine dair herhangi bir vesaik sunmadığı nazara alındığında davacı tarafın 05.10.2021 takip tarihi itibari ile davalı taraftan 14.532,44-TL’si asıl alacaklı olduğunun ispatlandığı ,
-Davalı tarafın TBK. m 117 uyarınca rapor içeriğinde ayrıntısı verildiği üzere 05.10.2021 takip tarihi itibari ile mütemerrit olduğu nazara alındığında takip tarihi öncesinde işlemiş faiz tahakkukunun mümkün olmadığı,
05.10.2021 tarihli 14.532,44 TL’lik takip miktarı ile karşılaştırıldığında fazla talebin olmadığı,
-Hesaplnan davacı asıl alacağına 14.532,44 takip tarihinden itibaren 3095 Sy.K.nun 4489 Sy.K.nun ile değişik 2.Maddesi gereğince TCMB tarafından dönemde Kısa Vadeli Avans Kredilerine uygulanan faiz oranları 01.01.2021-31.12.2021 arası %16,75; 01.01.2022 sonrası; 15,75 üzerinden basit usulde (3095 Sy.K.m3) temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkii raporu teknik açıdan yeterli, denetime açık ve bilimsel verilere dayalı görülerek Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
… 28.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyanın dosyamız arasına alındığı ve takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 14.532,44-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalının yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İİK’nun 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
HMK’nun 320.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının, dava konusu takibe dayanak açık hesaba konu faturalar nedeniyle davalıdan alacağının varlığı ve miktarı, işlemiş faiz, temerrüt faizi ile icra-inkar tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı ve davalının takibe itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (MK m.6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m.190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasında TTK’nın 89.maddesinde tanımlandığı şekilde yazılı bir cari hesap sözleşmesi yapılmamıştır. Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle de davacı taraf bu açık hesap ilişkisi nedeniyle alacağı talep edebilir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/04/2018 tarihli, 2017/19-903 esa, 2018/974 karar, 28/03/2018 tarihli 2017/19-1634 esas, 2018/633 karar, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 30/10/2018 tarihli 2016/20574 esas, 2018/5306 karar, 18/04/2016 tarihli 2015/15462 esas, 2016/6686 karar sayılı ilamları da bu yöndedir.
Takibe konu cari hesap ekstresinin kaynağı ise fatura alacağıdır. Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle bu alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre usulüne uygun tutulmuş tarafların ticari defterleri itibariyle davacı, davalı taraftan 14.532,44-TL alacaklıdır. Bununla birlikte incelenen taraf şirketlerin ticari defterlerinden de anlaşılacağı üzere taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, zira davacı şirket tarafından 2021 yılında düzenlenen faturaların -2 adet- tamamının davalı şirketin ticari defterlerinde de kayıt altına alındığı ve davalı tarafından kendisine teslim edilmiş fatura ve fatura içeriği hizmetler için yasal süreler içerisinde itirazda bulunulduğunu ispatlayıcı mahiyette herhangi bir vesaikin dosyada yer almadığı, başka bir deyişle işbu faturaların davalı tarafından iadesine veya itirazına ilişkin bir evrakın dosyada yer almadığı, bu itibarla süresi içinde itiraz edilmeyen faturaların kapsamı ve parasal değeri bakımından davalıyı bağlayacağı anlaşılmıştır.Bu hususlar ile HMK’nun 222/3. Maddesi de dikkate alınarak davacının üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirdiği ve alacağın ispat edildiği anlaşılmıştır. Davalının bu durumda, bu bedele ilişkin varsa ödeme hususunu ispat etmesi gerekir. Davalının bu alacak yönünden ödeme savunması da bulunmamaktadır.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının kayıtlara dayalı likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2.maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen takip tarihi itibariyle karşılığı olan 14.532,44-TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K ÜM /
1-Davanın KABULÜ İLE, davalı tarafından … 28.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yapılan itirazın iptali ile takibin, takipteki diğer koşullarla birlikte devamına,
Davalınn hükmolunan 14.532,44-TL’nin %20’si oranında (2.906,48-TL) icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, bu tutarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 992,71-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 175,52-TL harcın mahsubuna, bakiye 817,19‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 175,52-TL peşin harç, 3.350,00-TL bilirkişi ücreti ve 135,10-TL posta masrafları olmak üzere toplam 3.719,92‬-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.02/03/2023

Katip
¸

Hakim
¸