Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/688 E. 2021/696 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/688 Esas
KARAR NO : 2021/696

DAVA : Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2021
KARAR TARİHİ : 22/10/2021

Mahkememizin 2021/667 esas sayılı dosyasından tefrik edilerek iş bu esasa kaydı yapılan Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in, … A.Ş.’nin 2019 yılına kadar %10 pay sahibi olduğunu, Müvekkilinin şirketteki hissesine şirketin diğer ortaklarından…tarafından hiçbir bedel ödenmeksizin adeta el konulduğunu, hisse bedelinin ödenmesi amacıyla davalı … ile arabuluculuk görüşmesi yapıldığını, ancak bir anlaşma sağlanamadığını, … Limited Şirketi 05.10.2015 tarihinde …’de … tarafından kurulduğunu, daha sonra … Şirketi 2018 yılında tür değiştirmiş ve anonim şirketi olduğunu, … Şirketinin … tarafından kurulduğunu, … şirketteki hisselerini daha sonra …’e ve …’a devrettiğini, … A.Ş.’ye genel müdür arayışında olan ortaklar Ocak 2016’da ortak bir tanıdıkları aracılığıyla müvekkillerine ulaştığı ve birlikte çalışmayı teklif ettiklerini, o tarihten sonra müvekkilinin fiilen …’nde çalışmaya başladığını, SGK girişi de 13.05.2016 tarihinde yapıldığını, 2018 yılında müvekkilimizin emeklerine karşılık kendisine şirketin %10 hissesi devredildiğini, 12.07.2018 tarihinde müvekkilimiz …, … ve … 12.07.2021 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olarak seçildiğini, Ağustos 2019’da … (…’in kardeşi olup kâğıt üzerinde hissedar gözükmese de şirketin asıl kurucusu ve kararlarıyla şirketi neredeyse tek başına yöneten kişidir), …, … ve … müvekkilini şirket merkezinde toplantıya çağırdığını, kendisine … üzerinden yapılmış olan işlemlerin hukuka aykırı olduğunu, kendisinin … bünyesinde çalışırken kendisine verilen talimatlarla yapmış olduğu bazı işlemlerin suç teşkil ettiğini şikâyet etmeleri halinde uzun yıllar hapiste kalacağını söyleyerek tehdit ettiklerini, ve şirketi zarara uğrattığı iddiasıyla senet imzalattıklarını, bu senetlere ilişkin olarak taraflarınca açılmış olan menfi tespit davasının devam ettiğini, Müvekkilinin şirketi zarara uğrattığını ve şirkete borçlu olduğunu söyleyerek senet alınmasının yanı sıra, kendisine artık şirket hissedarı olmadığı söylenerek bir nevi şirkette bulunan %10 hissesine bedelsiz olarak el konulduğunu, müvekkilinin hisse devir işlemi yapmadığını, kendisine “artık hissedar olmadığı” söylenerek hisselerine el konulduğunu, Müvekkilinin yoğun emek verdiği şirketten ayrılma iradesi bulunmadığını, ancak şu anda gerek şirket hissedarları gerekse şirket ile aralarında çeşitli davalar devam etmekte olan müvekkilini artık … A.Ş.’de ortak veya yönetici sıfatıyla bulunmak gibi bir talebi bulunmadığını beyan ederek; Yukarıda açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak üzere; … A.Ş.’nin gerek Ağustos 2019 yılı gerekse dava tarihi itibariyle değerinin ve buna bağlı olarak müvekkilimizin hissesinin değerinin tespit edilmesini, Müvekkilinin hissesine karşılık gelen miktarın davalı …’dan alınarak müvekkiline ticari en yüksek faizi ile verilmesini, tüm yargılama ve vekalet giderlerinin davalılara bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Dava henüz taraf teşkili aşamasında olup, davalı cevap vermemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Mahkememizin 2021/667 esas sayılı dosyasına sunulan arabuluculuk son tutanağı aslı incelendiğinde, davacı ile … arasındaki arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlandığı, … A.Ş. yönünden ise arabuluculuk yoluna başvurulmadığı, bu davalı tarafından zorunlu arabuluculuk dava şartının bulunmadığı anlaşılmış, davalı …ye karşı açılan 2021/667 esas sayılı dosyadan tefrik edilerek iş bu esasa kaydedilmiştir.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre;
“Madde 5/A – (1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile,
“Dava şartı olarak arabuluculuk,
Madde 18/A – (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Dava dilekçesi ve ekleri incelendiğinde, davacı yanın davalıya arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı, dava konusu hisse devir bedelinin ödenmesi talebi bakımından zorunlu arabuluculuğun söz konusu olduğu anlaşılmıştır. Bu husus dava şartı olup, dava şartları mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınırlar. Yukarıda izah edilen gerekçe ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 59,30-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341/1 ve devamı maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine İstinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tensiben karar verildi. 22/10/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır