Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/680 E. 2022/735 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/680
KARAR NO : 2022/735

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/10/2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … işlettiğini, davalı tarafın maliki bulunduğu; …, …, …, …, …, …, …, … plakalı araçların ücret ödemeksizin 17/12/2019 – 30/07/2020 tarihleri arasında ihlali geçiş yaptıklarını, bu geçiş bedellerinini 15 günlük sürede ödenmediğini, bunun üzerine ödenmeyen geçiş ücretleri ve geçiş ücretlerine 6001 Sayılı Kanunun 30/5 maddesi uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretlerinin 4 katı tutarındaki gecikme cezası alacağının tahsili amacıyla müvekkili tarafından davalı aleyhinde … 33. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının, çekici plakasından ödemelerin alınmasına rağmen dorse araca ceza kesildiği iddiasıyla borca, takibe ve yetkiye itiraz ettiğini, itiraz akabinde takibin durduğunu, 6001 sayılı kanunun 30/5 emredici hükmü sebebiyle, işletmeci şirketin herhangi bir seçimlilik hakkının olmadığını, geçiş ücretinin kabul edilip, cezanın reddedilmesinin hukuken kabulünün mümkün olmadığını, davalının, aracına entegre olan bir römork/dorse ile geçiş yapması hasebiyle, aslında tek araç geçişi olduğu, iki araç için de ayrı ayrı ücret tahakkuk ettirilmesinin haksız olduğu yönündeki iddiasının mesnetsiz olduğunu, zira römorka ayrı, araca ayrı ücret tahakkuku yaptırılmasının söz konusu olmadığını, müvekkili kurumun ya araca ya da bunun entegre olduğu dorseye ücret tahakkuku yaptığını, tır, kamyon gibi ticari araçların yola çıkmadan evvel, HGS/OGS cihazlarına, araçlarını entegre ettikleri tırı ve dorseyi tanımladıklarını, bu şekilde de aracın plakası okunmasa dahi, dorsenin plakasının okunduğunu ve yine araca tahakkuk yapıldığını, somut olayda hiçbir şekilde mükerrer ücret tahakkuku yapılmadığını, görevli icra daireleri ile mahkemelerin İstanbul İcra Daireleri ile Mahkemeleri olduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, arabuluculuk faaliyetlerinden bir sonuç alınamadığını iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, icra takibine konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresinin …’da olduğunu, yetkili icra dairelerinin … İcra Daireleri olduğunu, icra takibine konu olan plakaların dorseye ait olduğunu, dorselerin motorlu araç niteliğinde olmadığını, dorselerin çekiciler ile birlikte motorlu arça niteliği kazandığını, belirtilen dorselerin müvekkili firmaya ait çekicilere bağlı olduğunu, çekicilerin tamamının … Bankası’nın HGS’sine tanımlı olduğunu ve tüm HGS bakiyelerinin maksimum tutar olan 950,00 TL’ye tamamlandığını, davacının otomatik ödeme tanımlanması ödeme anlamına gelmeyeceğine dair beyanlarının mesnetsiz olduğunu, hesaplarının tamamına 950,00 TL limitli bakiye tanımlı olduğunu ve bu bakiyeden ödeme çekimi yapıldığını, … Bankası’nda dorselere özel HGS tanımı yapılmadığını, sadece çekici plakalarının HGS’ye tanımlanabildiğini, dilekçeleri ekinde sunulan HGS hareket izleme dökümanlarından da anlaşılacağı üzere çekici plakalarından tüm geçişlerin alındığını, bakiye sonlandığı an aynı gün 950,00 TL yatırıldığını, geçiş ödemelerinin süresi 15 gün olduğunu, otomatik ödeme tanımlı HGS bakiyelerinden 15 gün içerisinde çekim yapılabildiğini, bakiye tanımlanmasına rağmen çekim yapılmamasının, müvekkili firma sorumluluğunda olmadığını, işbu yükümlülüğün davacı tarafa ait olduğunu, davanın haksız olduğunu, davacı kurum ile müvekkili kurum arasında hizmet ilişkisi bulunduğunu bu nedenle görevli mahkemelerin Tüketici Mahkemeleri olduğunu iddia ve beyan ederek, yetki itirazlarının kabulüne, görevsizlik kararı verilmesine, davanın usulden ve esastan reddine, davacı kurum aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, bilirkişi raporu, ticaret sicil kayıtları, trafik tescil kayıtları, geçişe ilişkin görüntüler, … A.Ş., Karayolları Genel Müdürlüğü 1. Bölge Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü 4. Bölge Müdürlüğü ile … Bankası A.Ş.’nin müzekkere cevapları ve ekleri delil olarak değerlendirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 24/03/2022 tarihli celsede karar verilmiş, 01/08/2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; 6001 sayılı kanunun 30/7 maddesine göre 15 gün içerisinde ihlalli geçişler ödendiği takdirde gecikme cezası alınmayacağı hükmünün bulunduğu, bunun yanı sıra sürücülerin HGS ve OGS cihazlarını sürekli bakiyesi müsait tutmakta ve kontrol etmekle sorumlu olduğu, 6001 sayılı kanunda ve işletme protokolünde hiçbir şekilde ihlali geçiş gerçekleştiren araç sahiplerine; sms, e-posta, ihtarname veya herhangi bir şekilde bildirim yapma yükümlülüğü ile ilgili bir düzenleme bulunmadığı, Karayolları Genel Müdürlüğü sitesinde OGS ve HGS ile ilgili açıklamalarda, OGS sistemlerinden geçiş ihlali yapılması durumunda geçiş ihlali yapılan plaka üzerine 15 gün içinde OGS veya HGS hesaplarında geçiş için yeterli bakiyesi olması durumunda cezai geçiş ücreti uygulanmadığının duyurulduğu, 6001 sayılı kanunun 30/7 maddesinde, geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen 15 gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin l.fıkrası ile 5.fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz hükmünün bulunduğu, dolayısıyla davalının bu süre zarfında hesabını kontrol ederek ihlalli geçişleri cezasız ödeme imkanının olduğu, davalının hesabını kontrol ederek cihazını sürekli müsait tutma yükümlülüğünde bulunduğu, 3095 sayılı KDV Kanunu’nun 24.Maddesi c bendinde faiz alacağı da KDV matrahları arasında gösterildiğinden ve yaygın Yargıtay kararlarında da aynı yönde içtihatlar olduğundan davacının, davalıdan icra yolu ile tahsil edeceği faiz alacaklarından KDV tahakkuk ettirmeye ve talep etmeye hakkı olduğu, icra takip tarihine kadar faiz oranlarındaki değişiklikler dikkate alınarak adatlandırma ile yapılan faiz hesaplamasına göre 56,11 TL faiz ve %18 KDV’sinin 10,10 TL olduğu görülerek; 1.023,50 TL + 56,11 TL + 10,10 TL = 1.089,71 TL 24/08/2020 icra takip tarihi itibariyle toplam alacağın bulunduğu, dava dosyasında bulunan, bilgi ve belgelerin incelenmesinde ihlali geçiş fotoğrafları bulunan davaya konu olan ihlali geçişleri yapan araçların köprü ve otoyol geçiş ücretlerinin ödenmediği, bu nedenle 4 katı kadar ceza uygulandığı, toplam 204,70 TL borcun köprü geçişlerinde ücretinin ödenmemesinden kaynaklandığı, ödenmeyen geçiş ücretlerinin 4 katı cezaların toplamının 818,80 TL olduğu, anapara ve ceza ile birlikte toplam 1.023,50 TL davaya konu borcun oluştuğu, davaya konu asıl alacağa, dava takip tarihinden itibaren avans faiz oranlarında yapılan değişiklikler dikkate alınarak faizin değişen oranlarda kademeli olarak ödeme tarihine kadar geçen süre için hesaplanması yönünden değerlendirmenin Mahkememize ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, hizmet sözleşmesi kapsamında davacı sorumluluğundaki otoyollardan geçiş ihlali nedeniyle talep edilen bedeller nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. Maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
… 33. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; ilamsız icra takibinde takip alacaklısının … Şirketi, takip borçlusunun ise … Şirketi olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine; 1.023,50 TL asıl alacak, 50,47 TL faiz ve 9,08 TL KDV olmak üzere toplam 1.083,05 TL üzerinden 24/08/2020 tarihinde icra takibine geçildiği, borçlu şirket vekilinin 18/09/2020 tarihinde, borca, yetkiye, faize ve ferilerine itiraz ettiği, 22/09/2020 tarihli karar tensip tutanağı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Takip borçlusunun itiraz dilekçesinin takip alacaklısına tebliğ edilmemiş olması da dikkate alındığında işbu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafın ticari amaçla hareket etmesi nedeniyle 6502 sayılı kanunun 3/1-k. maddesi uyarınca tüketici kabul edilemeyeceği kanaati ile iş bu davada 6502 sayılı kanun hükümlerinin uygulanmayacak olması ve dolayısıyla da Tüketici Mahkemelerinin görevli olmayacak olması nedenleriyle TTK’nun 4/1. Maddesi uyarınca her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanan iş bu davada mahkememizin davaya bakmakla görevli olması hususları dikkate alınarak davalı vekilinin cevap dilekçesinde ileri sürdüğü görev itirazının reddine dair 24/03/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında karar verilmiştir.
Davanın bir miktar para alacağının tahsili talebine ilişkin başlatılmış icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olması davalının davacı ile aralarında olan akdi ilişkiyi kabul etmiş olması HMK’nun 10. ve TBK’nun 89. maddeleri gereğince davacı alacaklının bulunduğu yer icra müdürlüklerinin ve mahkemelerinin de yetkili olması nedeniyle davacının yerleşim yerinin de … İli … İlçesi olması gözetilerek İstanbul İcra Dairelerinin icra takibinde yetkili olması nedeniyle davalı tarafın icra takibindeki yetki itirazının kaldırılmasına dair 24/03/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının icra takibindeki borcun sebebi davacı sorumluluğundaki otoyollardan geçiş ihlali nedeniyle talep edilen bedeller nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, icra takibine itirazın iptalinin gerekip gerekmediği ve tarafların İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca icra inkar ve kötü niyet tazminatı talep edip edemeyecekleri hususlarına ilişkindir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6/1). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m. 190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde davacı şirkete işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ihlali yapılması halinde giriş çıkış yaptığı mesafeye göre belirlenecek geçiş ücreti ile birlikte 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. Maddesi uyarınca bu ücretin dört katı tutarında ceza tutarını davacı taraf talep edebilir.
Dosyada mevcut trafik tescil kayıtları ile davacıya ait olduğu tespit edilen …, …,…, …, …, …, …, … plakalı araçların 17/12/2019 – 30/07/2020 tarihleri arasında geçiş ücretini ödemeden toplam 29 defa geçiş yaptıkları dosyada mevcut görüntüler ve bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Bu şekilde TMK m. 6/1. ve HMK m. 190/1. uyarınca davacı taraf üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirmiştir. Davalı taraf bu ihlallere ilişkin ödeme yapıldığını bildirir herhangi bir savunmada bulunmamış, bu kapsamda herhangi bir delil de sunmamış ve ihlalli geçiş yapan araçların ilgili tarihlerde HGS-OGS kapsamında hesaplarında bakiyenin bulunduğuna dair bilgi ve belgede ayrıca sunulmamıştır. Mahkememizce temin edilen HGS kayıtları da dikkate alınarak hesap uzmanı bilirkişiden alınan teknik hususlardaki hesaplamaları içerir bilirkişi raporuna denetime açık, objektif, hüküm kurmaya elverişli ve dosya kapsamına uygun olması nedeniyle itibar edilmiştir.
Bu nedenler ile davanın kabulü ile, … 33. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 1.023,50 TL asıl alacak, 50,47 TL faiz ve 9,08 TL KDV olmak üzere toplam 1.083,05 TL üzerinden iptaline, takibin takip talebindeki koşullarla devamına dair karar verilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının tarife ile belirlenen geçiş ücreti ve ceza tutarı gibi kalemlere dayalı likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 1.083,05 TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın kabul edilmiş olması nedeniyle yasal koşulları oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kabulü ile, … 33. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 1.023,50 TL asıl alacak, 50,47 TL faiz ve 9,08 TL KDV olmak üzere toplam 1.083,05 TL üzerinden iptaline, takibin takip talebindeki koşullarla devamına,
2-İİK’nın 67/2. Maddesi gereği itirazın iptaline karar verilen 1.083,05 TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcınından, davacı taraftan peşin olarak alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 21,40 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 1.000,00 TL bilirkişi raporu ücreti, 84,05 TL posta ve tebligat masrafları olmak üzere toplam 1.202,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 1.083,05 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, dava miktarı itibariyle HMK’nın 341/2. maddesi kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/10/2022

Katip

Hakim