Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/664 E. 2022/247 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/664 Esas
KARAR NO : 2022/247

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketin, 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun Hükümlerine göre … işletme hakkı sahibi, davalının ise, işletme hakkı müvekkili şirkette bulunan köprü ve otoyolları kullanmış bulunan gerçek kişi tacir olduğunu, davalının … plakalı aracı ile 28.10.2019-20.12.2019 tarihleri arasında ücret ödemeksizin, işletme hakkı müvekkili şirkette olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve bağlı otoyolundan ihlalli geçişler gerçekleştirdiğini, geçiş ücretleri ve bu ücretlerinin ödenmemesi üzerine … 26.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine gidildiğini, davalının ise herhangi bir borcunun bulunmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalarının kabulü ile … 26.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin devamına, icra takibinin geçiş ücreti ve gecikme cezası olmak üzere toplam 5.287,50-TL asıl alacak ile bu alacağa takip tarihinden önce işlemiş faiz (577,09-TL) ve KDV (103.86-TL) yönünden takip talebinde gösterilen şartlarla devamına, davalı borçlu tarafından icra takibine haksız bir şekilde itiraz edildiğinden bahisle icra takibine konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalıya yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmediği gibi yazılı bildirimde de bulunmadığından, H.M.K nun 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … 26.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmış, … plakalı aracın trafik kaydı celbedilmiş, davacı şirketin İTO kaydı dosyamız arasına alınmış, davalı hakkında esnaf-tacir araştırması yapılmıştır.
… 26.İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyanın dosyamız arasına alındığı ve takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 5.968,45-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalının yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İİK’nun 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
… Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 19/10/2021 tarihli cevabi yazısında …’ın kayıtlarında tesciline rastlanılmadığının bildirildiği tespit edilmiştir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 27/10/2021 tarihli cevabi yazısında …’ın işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu (ikinci sınıf) tespit edildiğini, 2018-2019-2020 yıllarına ait beyannamelerin gönderildiği, yine … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 09/03/2022 tarihli cevap yazısında ise; …’ın 2018 yılında bilanço hesabı esasına göre defter tuttuğu, 2019 ve 2020 yıllarında ise 213 sayılı VUK’nun 177.maddesinde belirtilen sınırı aşmadığından yine aynı kanunun 179.maddesi gereğince işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, ayrıca 2021 yılına ait 07/03/2022 tarihinde verilmiş olan Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi de yazıları ekinde gönderilmiş olup, yine 213 sayılı VUK’nun 177.maddesindeki sınırları aşmadığından işletme hesabı esasına göre defter tuttuğunun tespit edildiğinin bildirildiği tespit edilmiştir.
HMK’nun 320/2.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının davalıdan ihlalli geçişler sebebiyle; geçiş ücreti ile 6001 Sayılı Kanunun 30/5 fıkrasında belirtilen geçiş ücretinin dört katı tutarında ceza nedeniyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise varlığı ve miktarı, faiz ve KDV yönü ile davalı tarafından icra takibine vaki itirazın haklı olup olmadığı ve icra-inkar tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1.maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1.bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1.maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda; ihlalli geçişe konu aracın kamyon-tır olarak belirtilmesi karşısında, davalının tacir sayılıp sayılamayacağının tespiti ile bunun sonucunda görevli mahkemenin belirlenmesi yoluna gidilmesi gerekmektedir. Öncelikle taraflar arasında ihlalli geçişe konu … plakalı aracın 28.10.2019-20.12.2019 tarihleri arasında davacı şirketin işletme hakkı sahibi olduğu köprü ve otoyolları kullandığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf davacının davalıdan ihlalli geçişler sebebiyle; geçiş ücreti ile 6001 Sayılı Kanunun 30/5 fıkrasında belirtilen geçiş ücretinin dört katı tutarında ceza nedeniyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise varlığı ve miktarı, faiz ve KDV yönü ile davalı tarafından icra takibine vaki itirazın haklı olup olmadığı ve icra-inkar tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır. Bununla birlikte; yukarıda detaylı olarak belirtildiği üzere … Vergi Dairesi Müdürlüğünün cevabi yazılarında davalının ihlalli geçişlerin yapıldığı iddia edilen dönemler ve dava tarihi itibariyle işletme hesabına göre defter tuttuğu, 2019, 2020 ve 2021 yılı gelir vergisi beyannamesinde beyan edilen yıllık gayrisafi hasılatının, VUK md.177/2’de düzenlenen limiti aşmadığı, bu nedenle ticari araç sahibi olsa da faaliyetinin esnaf sınırları içinde kaldığı ve tacir sayılamayacağı anlaşılmaktadır. (Bkz. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45.Hukuk Dairesinin 15/12/2021 tarih, 2021/957 Esas ve 2021/1325 Karar sayılı ilamı)
Yukarıdaki açıklamalar ışığında; davacı taraf şirket olmakla birlikte davalının dosyaya gelen yazı cevaplarından da anlaşılacağı üzere(Vergi dairesi ve ticaret sicili) tacir olmadığı, bu nedenle davanın nispi ticari dava sayılamayacağı açıktır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK’nun 4. Maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, yine aynı maddenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na atıfla mutlak ticari dava konusu kabul ettiği sözleşmelerden de kaynaklanmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle davalının, esnaf faaliyet sınırı aşan faaliyette bulunduğunun tespit edilemediği, davanın mutlak ticari davalardan da olmadığı gibi nispi ticari dava da sayılamayacağı, keza TTK’nın 4.maddesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na atıfla mutlak ticari dava konusu kabul ettiği sözleşmelerden de kaynaklanmadığı anlaşılmakla Mahkememizce, Mahkememizin görevsizliğine ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olmakla resen dikkate alınırlar. İzah edilen nedenlerle, davanın, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; Davanın, HMK md. 114/1-(c) ve HMK’nun 115/2.maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.31/03/2022

Katip
¸

Hakim
¸