Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/645 E. 2022/494 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/645
KARAR NO : 2022/494

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/08/2015
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/07/2009 günü davacının eşi olan 1968 doğumlu …’ın sürücüsü olduğu ve davalı kurumun zararından sorumlu olduğu trafik sigortası bulunmayan … plakalı aracın karıştığı kazada öldüğünü, ölüm sonucu davacının ölenin destekten yoksun kaldığını, davalı kurumun … Hesabı Yönetmeliğinin 9. Maddesi uyarınca 150.000,00 TL teminatı sağladığını, davacının desteğinin yaşı ve diğer unsurlar birlikte değerlendirildiğinde davalı kurumun limit dahilinde sorumlu olacağının aktüerya bilirkişisi hesaplaması sonucu anlaşılacağını, gelir durumunu gösteren evrakların ekte sunulduğunu, hesaplamanın buna göre yapılmasını istediklerini, davalı kurumun avans faizinden sorumlu olduğunu, davanın mutlak ticari dava olduğunu beyan ederek şimdilik 2.500,00 TL’nin davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yasa gereği davacıya ödeme yapılamadığını ve davanın reddinin gerektiğini, ZMMS poliçesi olmayan kendi kusuruyla kazaya neden olan … plakalı aracın sürücüsü ölen …’dan dolayı eşinin destekten yoksunluk tazminatı talep edemeyeceğini, şayet ödeme yapılırsa eşine rücu edileceğinden alacaklı ve borçlu sıfatlarının birleşmiş olduğundan davanın reddinin gerektiğini, delillerin tebliğ edilmesi gerektiğini, kusur yönünden inceleme yapılması gerektiğini, sorumlulukların teminat limiti ve kusur oranında olduğunu, SGK tarafından yapılmış ödemelerin hesaplanan tazminattan düşülmesi gerektiğini beyan ederek dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, avans faizi talep edilemeyeceğini belirtmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin… Esas … Karar sayılı mirasçılık belgesi istemine dair dosyası, 19/07/2009 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … Hesabı’nın 26/08/2015 tarihli yazı cevabı, aile nüfus kayıt örneği, … İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 19/10/2021 tarihli … plakalı aracın trafik kayıtlarını gösterir yazı cevabı, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin 08/10/2021 tarihli yazı cevabı, … Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 01/04/2022 tarihli yazı cevabı, … Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 05/04/2022 tarihli yazı cevabı ve bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememiz 11/05/2016 tarihli celse 6 nolu ara kararı gereğince, dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verilmiş ve bilirkişiler…, Yük. Müh. Aktüeryal Tazminat Hesapları Uzmanı .., Sigorta Uzmanı … tarafından hazırlanan 21/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu olayda davalı kuruma sigortalı …plakalı motosikletin sürücüsü …’ın %100 oranında tam kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’nın kusursuz olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/02/2012 Tarih ve 2011/17-787 Esas 2012/92 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, … plakalı araç sürücüsü müteveffa … %100 kusurlu olsa bile; destekten yoksun kalan davacı eşi ve çocuğunun zarar gören üçüncü kişi konumunda olduğu kabul edilerek maddi tazminat hesabının yapıldığı, davacı eş …’ın talep edebileceği maddi zararının teminat limiti ile sınırlı ve (150.000,00) TL olduğu, … Hesabı yönünden dava tarihi olan 05/08/2015 tarihinden temerrüt başlangıcını teşkil edeceği, temerrüt faizi nev’inin yasal faiz nev’inden işleyecek faizi olduğu görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği aktüer hesaplamanın yapılması açısından 09/12/2021 tarihli celsede dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, bilirkişi Vedat Aykırı’nın mahkememize sunmuş olduğu 31/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Karayolları Trafik Kanunu ‘nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM ‘de Kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel
Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından 04.12.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanarak yürürlüğe giren “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar” yürürlüğe girdiği 04.12.2021 tarihinden sonra düzenlenen Poliçeleri kapsayacağından, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından olan T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ‘nin 2021/3089E. , 2021/3441K. , 2021/3834E. 2021/4568K. , 2021/17154E. , 2021/4325K. Sayılı İlamları da dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı, dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde destekten yoksunluk yönünden; SGK tarafından paydaşlara rücuya tabi ölüm geliri bağlandığına dair herhangi bir belge ve bilgi görülmediği, davalı … Hesabı tarafından paydaşlara ödeme yapılmadığı, davacıların zararından bu yönde bir tenzil yapılmadığı, Müteveffa … ‘ın anne ve babasının olay tarihi itibariyle hayatta olup olmadıkları ve dava dışı çocuklarının öğrenim durumları ile ilgili herhangi bir bilgi tespit edilemediği, müteveffa … ‘ın anne ve babasının olay tarihi itibariyle hayatta olup olmadıklarının tespiti açısından gerekli nüfus kayıt örneğinin ve çocuklarının öğrenim durumları ile ilgili belgelerin dosyaya sunulması halinde yeniden hesaplama yapılabileceği, Davacının destekten yoksunluk zararının oluşup oluşmadığı, oluştu ise davalı … Hesabı ‘nın sorumluluğu dâhilinde olup olmadığının Sayın Mahkeme ‘nin takdirinde olduğu, Müteveffanın, dava dışı 1 erkek ve 1 kız çocuğun paylarının hesaplanarak ayrıldığı, Davacı paydaş eş … ‘ın hesaplanan zararının 552.705,82 TL olduğu, tüm paydaşların toplam zararının teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, davacı paydaş eş … ‘ın teminat limiti kapsamında kalan zararının 137.102,95 TL olduğu, teminat limitini aşan zararının 415.602,87 TL olduğu, görüş ve kanaatlerini bildirmiştir.
Mahkememiz 24/03/2022 tarihli celse (3) nolu ara kararı gereğince ek rapor düzenlenmek üzere dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş ve bilirkişi Vedat Aykırı tarafından hazırlanan 23/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde destekten yoksunluk yönünden; SGK tarafından paydaşlara rücuya tabi ölüm geliri bağlandığına dair herhangi bir belge ve bilgi görülmediği, davalı … Hesabı tarafından paydaşlara ödeme yapılmadığı, davacıların zararından bu yönde bir tenzil yapılmadığı, Kök rapor sonrası dosyaya kazandırılan nüfus kayıt örneğinin incelendiği, dava dışı çocukların öğrenim durumları ile ilgili kök rapor sonrası dosyaya kazandırılan herhangi bir belge tespit edilemediği, davacının destekten yoksunluk zararının oluşup oluşmadığı, oluştu ise davalı … Hesabı ‘nın sorumluluğu dâhilinde olup olmadığının Sayın Mahkeme ‘nin takdirinde olduğu, Müteveffanın, dava dışı anne, 1 erkek ve 1 kız çocuğun paylarının hesaplanarak ayrıldığı, Davacı paydaş eş … ‘ın hesaplanan zararının 554.330,43 TL olduğu, tüm paydaşların toplam zararının teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, davacı paydaş eş … ‘ın teminat limiti kapsamında kalan zararının 137.890,54 TL olduğu, teminat limitini aşan zararının 416.439,89 TL olduğu, görüş ve kanaatlerini bildirmiştir.
GEREKÇE:Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereğince maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizden verilen 21/03/2018 tarih ve 2015/776 Esas 2018/257 karar sayılı davacının reddine dair karara ilişkin yapılan istinaf başvurusu neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi’nin 04/06/2021 tarih 2019/2234 Esas 2021/887 Karar ilamıyla kararın kaldırılmasına dair karar verilmiş ve dosya iş bu esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası üzerinde yapılan incelemede, müştekilerinin … ve …, şüphelisinin … olduğu taksirle ölüme neden olma suçundan dolayı Alaaddin Merdan’ın ölümü nedeniyle yapılan soruşturmada 14/10/2009 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının desteğinin vefatı nedeniyle davalı sigorta şirketinin maddi tazminat kapsamında sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve davacının davalıdan destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat talep edip edemeyeceği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
19/07/2009 günü müteveffa …’ın … plakalı sevk ve idaresindeki motorsiklet ile … Köyünden … İlçesi istikametine doğru seyir halinde iken karşı yönden gelen dava dışı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile virajı dönerken çarpıştıkları anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar., 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde, zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan hususlar düzenlenmiş olup, araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, uygulama ve yargı kararları ile sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir. Araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun, gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olduğundan, desteklerinin kusurunun olması davacıların hakkına, etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi mümkündür. Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K. 2015/13143 E. 2018/6627 K.) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları)
Davaya konu trafik kazası 19/07/2009 tarihinde gerçekleşmiştir. Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinde değişiklik yapan 6704 sayılı Kanun 26/04/2016 tarihinde, yeni Genel Şartlar ise 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kaza tarihi ve poliçe tarihi Genel Şartlar ve sözü edilen Kanun değişikliğinden öncedir. Bu durumda kazanın meydana geldiği ve poliçenin tanzim edildiği tarihe göre 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Genel Şartlar’da yapılan değişikliklerin somut olaya uygulanması da mümkün bulunmadığından, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin, HGK kararlarıyla da örtüşen içtihatlarında da vurgulandığı üzere, davacıların sigortalı araç işleteninin mirasçısı olarak değil, destek alacaklısı 3. kişi olarak sürücünün ve işletenin kusuruyla sorumlu tutulmadan Bölge Adliye Mahkemesi kararı da dikkate alınarak talepte bulunabilecekleri sonucuna varılmıştır. Müteveffa Alaaddin Merdan’ın kullandığı … plakalı motorsikletin Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin 08/10/2021 tarihli yazı cevabı ile sabit olduğu üzere kaza tarihinde zmss poliçesi bulunmamaktadır. Bu nedenle de kazada davalı Güvence Hesabı’nın 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-b. maddesi ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-b. maddesi gereği sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce aktüerya bilirkişisi tarafından müteveffanın desteği davacı yönünden destek çocuklara da pay ayrılmak suretiyle garameten yaptığı hesaplamaları içeren 23/05/2022 tarihli bilirkişi ek raporuna denetime açık olması nedeniyle itibar edilmiş, rapora karşı davalı vekilinin itirazlarına itibar edilmemiştir. Müteveffanın eşi olan davacı …’ın 137.890,54 TL miktarında destek zararının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili 01/12/2016 havale tarihli talep arttırım dilekçesini sunmuş, talebini artırdığı miktara ilişkin harcı ikmal etmiş ve talep arttırım dilekçesinden bir suret davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde avans faizi talep etmiş ise de, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/2404 E. 2017/9996 K. Sayılı içtihatı ve aynı mahiyetteki yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince avans faize hükmedilmek için aracın ticari nitelikte olması gerekmekte olup dava konusu trafik kazasında yer alan aracın ticari nitelikte olmayan motorsiklet olduğunun sabit olması dikkate alındığında aracın ticari nitelikte olduğunun ispatlanamamış olması nedeniyle yasal faize hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacı tarafın dava öncesi davalı Güvence Hesabı’na başvurmadığı ve bu nedenle de temerrütün dava tarihi itibariyle gerçekleştiği anlaşılmakla dava tarihi olan 05/08/2015 tarihinde itibaren faize hükmedilmiştir.
Bu nedenlerle davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, 137.890,54 TL destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminatın dava tarihi olan 05/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, 137.890,54 TL destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminatın dava tarihi olan 05/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 9.419,30 TL karar ve ilam harcının 27,70 TL peşin harç ve 504,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 531,70 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 8.887,60 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 27,70-TL peşin harç, 27,70-TL başvurma harcı ve 504,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 559,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 3.300,00 TL bilirkişi ücreti, 217,60 TL posta masrafları olmak üzere toplam 3.517,60 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul durumuna göre 3.233,00-TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 26,00-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre 2,08 TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 17.049,60 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/06/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır