Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/615 E. 2022/908 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/615 Esas
KARAR NO : 2022/908

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 23/09/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davalının, müvekkili şirketten herhangi bir ticari ilişkisi ve alacağı olmamasına rağmen müvekkili şirketten usulsüz yollar ile elde etmiş olduğu kambiyo senedini … 1.İcra Dairesi … – ( … ) esas numarası ile takibe konu ettiğini, müvekkili şirketin belirtilen dönemde yaşamış olduğu bir takım yönetim sorunlardan dolayı takip konusu ödeme emrine karşı itirazda bulunamadığını, müvekkil şirket ticari faliyette bulunmadığı hatta ismini ilk defa işbu dava konusu takip ile duyduğu davalı ile herhangi bir alacak verecek ilişkisi içine girmediğini, davalının kötüniyetli bir şekilde senedi usulsüz olarak ele geçirip takibe konu etmiş yine müvekkil şirketin menkul ve gayrimenkullerine haciz tesis ettiğini belirterek müvekkilinin, davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyetli olarak şirketin finansal ve yönetimsel sorunlarını fırsat bilerek alacağı olmamasına rağmen usulsüz bir şekilde ele geçirdiği senedi takibe konu ettiği dolayısı ile davalının takip konusu bedelin %20 oranında tazminata mahkum edilmesine, dava konusu … 1.İcra Dairesi ..- ( … ) esas icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı dava dilekçesinde özetle, Davalı ile hiçbir ticari ilişkisi ve davalının kendisinden hiçbir alacağı olmamasına rağmen hatta ve hatta hiçbir tanışıklığı olmamasına rağmen davalı şahıs ile eski avukatı …’in birlikte hareket edip sahte imzalı kambiyo senedini … 1.İcra Dairesi…- (…) E.numarası ile takibe konu ettiklerini, yine 2018 yılında şirketinin farklı nedenlerden dolayı borca batırıldığı nedenle bir sürü alacaklı ve mafyanın kendisini tehdit ettiğini, bu nedenle evden çıkıp dosyalarını takip edemediğini ve tüm yetkilerini …’e verdiğini, takip tarihinde adı geçenin avukatı olduğu halde takibe itiraz etmediğini, görevini ihmal ettiği nedenle avukat …’i azlettiğini, azlettikten hemen sonra avukat …’in icra dosyasındaki … vekili olarak görev aldığını, icra takibini eski avukatı … ve …’nın birlikte danışıklı olarak hareket edip sahte imza ile takip başlattıklarını, icra konusu senette hem şahsı adına hem de şirket için atılan imzanın tarafına ait olmadığını, ayrıca bir dönem yetkilisi olması nedeniyle … Şirketi tarafında menfi tespit istemli davayı … 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.sayılı dosyası ile devam ettiğini, huzurdaki davanın bu anılan dava ile birleştirilmesini talep ettiğini, harç ve masrafları karşılayacak maddi gücü bulunmadığını, imzasının taklit edildiği icra dosyası sebebiyle madden ve manen mağdur olduğunu belirterek, öncelikle adli yardım talebinin kabulü ile dava konusu dosya ile yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden hükmün kesinleşmesine kadar geçici muafiyet sağlanmasını, davalıya borçlu olmadığının tespitini, senetteki imzanın kendisine ait olmadığının tespitini, aynı mahiyette açılan … 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin …E.sayılı dosyası ile iş bu davanın birleştirilmesini, davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, icra takibinin şahsı adına iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacının davasını açarken dava değeri hakkında bir açıklama yapmadığını, davacı vekiline HMK 119/d maddesini içerir davetiye tebliğ edildiği, bunun üzerine davacı tarafından 20/10/2021 tarihinde dava değerinin 1.000,00-TL olduğuna ilişkin beyan dilekçesi sunulduğunu ancak bu değer üzerinden harç yatırılmadığını, bu nedenle davanın öncelikle esasına girilmeden reddi gerektiğini, davacı tarafından müvekkilinin alacağına karşılık verilen bononun vadesinde ödenmediğini ve bu nedenle icra takibine konu edildiğini, davacının kendilerine tebliğ edilen ödeme emrine İİK 169’da yer alan belgelerden birini elinde bulundurmadığından itiraz etmediğini, davacının imza itirazının da bulunmadığını, davacının davasını açarken icra takip dosyasındaki güncel kapak hesabı üzerinden davasını harçlandırması gerektiğini, bu yönüyle de davasının usulden reddedileceğini bilen davacının kötü niyetli olarak huzurdaki davayı ikame ettiğini, davacının kambiyo senetlerine müstenit haciz yolu ile takipte borçlu olmadığının tespit için İcra İflas Kanunu Madde 169 uyarınca bir belge sunması gerekmekte iken bunu ispatlayacak herhangi bir yazılı delil veya belge sunamadığını, davacı kambiyo senedinin varlığını inkar etmediğini, aksine kabul ettiğini, bonoya dayalı icra takiplerine ilişkin yapılan menfi tespit istemlerinde ispat yükünün davacı borçluda olduğunu, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği hususların hiçbirini ispatlayamadığını ve ispata değer hiç bir belge de sunamadığını belirterek öncelikle davanın öncelikle usulden reddine, davanın esastan reddine, davacının icra takibinin konusu olan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ,HMK 329 vd md.leri gereğince davasının hiçbir hakkı olmadığı halde kötü niyetle dava ikame ettiğinden yargılama gideri ve ücreti vekalet ile müvekkilin tarafımıza ödemesi gereken vekalet ücretinin karşı taraftan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Asıl ve birleşen dava; ihtilafın, bonoya dayalı açılan icra takibinde takibe konu bonodaki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı, davacının icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı istemine ilişkindir.
Asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından Uyap üzerinden gönderilen 08/12/2022 tarihli dilekçesi ile, davadan feragat edildiği, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığı bildirilmiştir.
Davalı vekili tarafından Uyap üzerinden gönderilen 08/12/2022 tarihli dilekçede; asıl ve birleşen davalarda davacı tarafça davadan feragat edilmesi halinde lehlerine ve aleyhlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi bildirilmiştir.
Davadan feragat H.M.K. nun 307. maddesi hükümü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. H.M.K. nun 309. Maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatının mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Feragat bildirimi de H.M.K. nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tesbit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Asıl davada karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70-TL nispi karar ve ilam harcından 59,30-TL peşin alınan harcın mahsubuna, bakiye 21,40-TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Birleşen davada karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Talep edilmediğinden yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Tarafların yaptığı yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
6-HMK nun 333. Maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan avansın hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-Davalı tarafça gider avansı yatırılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı. 09/12/2022

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır