Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/607 E. 2022/408 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/607
KARAR NO : 2022/408

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/09/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … kargo taşımacılığı alanında hizmet veren bir şirket olduğunu, davalı şirketin talepleri üzerine kargo hizmeti verildiğini, müvekkili şirketin davalı şirketten 38.202,66 TL tutarında alacağının bulunduğunu, davalının borcunu ödemediğini, yazılı ve sözlü olarak müracaatlar neticesinde ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı aleyhinde … 20. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız ve hukuka aykırı bir şekilde itiraz ettiğini, itiraz akabinde takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinden bir sonuç alınamadığını, davalı tarafın itirazında haksız olduğunu, davalı tarafın isteği üzerine kendilerine kargo hizmetinin tam ve eksiksiz olarak verildiğini, davalının, taşıma kural ve koşullarını bilerek hizmet talep ettiğini, buna rağmen kendi hatalarına binaen sunulan hizmetin bedelini ödemediğini, bunun kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin alacağının likit olduğunu iddia ve beyan ederek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalıya yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmediği gibi, yazılı bildirimde de bulunmadığından, HMK’nın 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
GEREKÇE: Dava, ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uayrınca iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekilince sunulan 22/02/2022 havale tarihli dilekçesi ile tarafların sulh olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın sulh ile giderilmesi karşısında huzurdaki iş bu davanın konusuz kaldığını bununla birlikte tarafların vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını, HMK mad. 315 hükmü uyarınca sulh yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilince sunulan 01/03/2022 havale tarihli dilekçesi ile tarafların sulh olduğunu, davacı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı sulh protokolü doğrultusunda feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nun 315. Maddesinin 1. Fıkrası; “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” şeklindedir.
Davacı vekili tarafından sulh sözleşmesine göre karar verilmesi talep edilmiş ise de davalı vekilinin bu yönde talebi bulunmamaktadır. Bu nedenle de tarafların yukarıda yer alan HMK’nun 315/1. Maddesi uyarınca sulhe göre karar verilmesi yönünden ortak bir iradesi bulunmadığından sulh sözlemesine göre karar verilemememiştir. Davalı vekili sulh sözleşmesi içeriğindeki davadan feragat edileceğine dair 2. Madde uyarınca bu yönde karar verilmesini talep etmiş ise de davadan feragatta HMK’nun 309. Maddesi uyarınca açık bir irade beyanı gerekmekte olup davacı vekilince de davadan feragat edildiğine dair açık bir bildirimde bulunulmadığından davanın feragati nedeniyle reddine dair karar verilmemiş bu konudaki davalı vekili beyanına itibar edilmemiştir. Mahkememizce HMK’nun 154/3-ç. Maddesi uyarınca sulh protokolü duruşma okunmuş taraflara diyecekleri sorularak protokol içeriğinin mahkeme içi sulh haline getirilip getirilmediği konusunda beyanları sorulmuş ve bu konuda süre verilmiştir. Taraf vekilleri 07/02/2022 tarihli sulh protokolünü mahkeme içi sulh haline getirdiklerine dair açık bir beyanda bulunamamışlardır. Protokol içeriği belirtilen ödeme davalı tarafça davacıya yapılmış buna ilişkin dekont dosyaya sunulmuştur. Taraf vekilleri HMK’nun 315/1. Maddesi uyarınca sulh sözleşmesine göre karar verilmesi yönünden ortak bir irade aynı madde uyarınca davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş, tarafların yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ve yargılama giderlerinden sayılan ve Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin yarı yarıya taraflardan alınmasına dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 461,40 TL harçtan mahsubu ile artan 380,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerin talep edilmediğinden davacı üzerinde bırakılmasına, talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı tarafça yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, talep edilmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) 660,00 TL’sinin davacıdan, bakiye 660,00 TL’sinin de davalıdan alınarak hazine’ye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/05/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*