Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/600 E. 2022/93 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/600 Esas
KARAR NO : 2022/93

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ : 03/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; dava dışı …’ya ait … plakalı aracın 23/12/2019 tarihinde kusurlu sürücü sevk ve idaresinde müvekkili şirkete … numaralı poliçe numarası ile kasko sigortalı bulunan … plakalı araca %100 kusurlu bir şekilde çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, kaza nedeniyle müvekkili şirkete kasko sigortası ile sigortalı … plakalı aracın maddi hasara uğradığını ve kaza sebebiyle sigortalı araçta ekspertiz incelemesi neticesinde tespit edilen hasar miktarının davalının %100’lük kusuruna tekabül eden kısmının tamamı olan 2.473,87-TL’nin müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini, kaza sonucunda oluşan ve sigortalıya ödenen hasar bedelinin … plakalı aracın kaza tarihinde trafik poliçesi bulunan …’dan rücuen tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine … 12.İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı sonucu takibin durduğunu ve huzurdaki davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla icra takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, dava konusu alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline, ayrıca davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini, müvekkili kurumun doğan zarardan sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, poliçedeki şahıs başına teminat limitinin de 39.000,00-TL olduğunu ve bu tutarında müvekkilinin sorumluluğunun üst sınırı olduğunu, kazayı gören görgü tanıkları ve davacının iddiasını doğrulayan nitelikte somut delilin mevcut olmadığını, zira kaza tespit tutanaklarının kesin delil nitelikte olmadığını beyanla davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; davacı … şirketinin sigortalısına yaptığı ödemenin davalıdan rücuen tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … 12.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celbedilmiş, taraf şirketlerin ticaret sicil kayıtları ve … plakalı aracın tramer kaydı alınmıştır.
… 12.İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyanın dosyamız arasına alındığı ve takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı ve dava dışı … hakkında toplam 2.762,40-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalının yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İİK’nun 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
HMK’nun 320/2 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; dava konusu kazada tarafların kusur durumunun ne olduğu, dava konusu … plakalı araçta kaza sonucu hasarın meydana gelip gelmediği, meydana gelen gerçek hasar tutarının ne olduğu, işlemiş faiz ve icra inkar tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı ve bu zararların davalıdan talep edilip edilemeyeceği ile davalının icra takibine vaki itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 11/10/2017 tarih, 2016/17378 E. ve 2017/8966 K. sayılı kararında açıklandığı üzere TTK’nın 1301.maddesi (6102 sayılı TTK m.1472) hükmü gereğince kasko sigortacısı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve bu sebeple sigortalı mal sahibinin hak ve yetkilerine sahip olur. Bu halefiyet ilkesi gereğince, sigortalı zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise kasko sigortacısının da rücu davasını aynı yer mahkemesinde açması gerekir.
Davalı borçlu, süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ederken, icra dairesinin yetkisine itirazını bildirmemiş ise icra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılır. Bu durumda davacı alacaklının açtığı itirazın iptali davasında davalının icra dairesinin yetkisiz olduğuna ilişkin itirazları dinlenmez. Ancak icra dairesinin yetkisine itiraz edilmeyerek takipteki yetkinin kesinleşmesi itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz edilmesine engel değildir.
İtirazın iptali davası yönünden özel bir yetki kuralı getirilmediğinden genel hükümlere göre yetkili mahkeme belirlenecektir (Baki Kuru HUMK Cilt 1, 2001 Sayfa 585-586).
6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6.maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine Aynı Kanun’un 16. maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü, 7.maddesinde ise “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.” hükmü yer almaktadır.
HMK’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir.
2918 sayılı yasanın 110/2 maddesi ise; ”Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” şeklindedir.
Somut uyuşmazlıkta, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmeyerek takipteki yetkinin kesinleşmesi itirazın iptali davasında davalının mahkemenin yetkisine itiraz etme hakkını ortadan kaldırmayacaktır. Başka bir ifadeyle takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkeme kesin yetkili hale gelmeyecektir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesinin 28/01/2021 tarih, 2020/2050 Esas ve 2021/107 Karar sayılı ilamı) Sigortalı aracın zarar gördüğü yer, davacı sigortalısının ikamet adresi …’dir. Davalı … şirketinin adresi … ili … ilçesi, davacı şirketin merkez adresi … ili … ilçesidir. Davacı sigortalısının poliçesini düzenleyen acentenin adresi ise …’dir.
6100 sayılı HMK’nın 19/2.maddesine göre, yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Aynı maddenin son fıkrasında ise yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir “hükümleri karşısında davalının süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunduğu ve somut uyuşmazlıkta kesin yetki kuralının bulunmadığı anlaşıldığından Mahkememizce davalı … Anonim Şirketi’nin yetki ilk itirazının kabulü ile, mahkememizin yetkisizliğine, dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Anonim Şirketi’nin yetki itirazının kabulü ile; açılan davada HMK md.6, md.7 ve md.16 ile 2918 sayılı yasanın 110.maddeleri uyarınca mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20.maddesi gereğince yetkisizlik kararı taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiği, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Anadolu Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra davaya yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2.maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların yetkili mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/02/2022

Katip … ¸

Hakim … ¸