Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/567 E. 2022/123 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/567 Esas
KARAR NO : 2022/123

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2021
KARAR TARİHİ : 17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacılar vekili dava dilekçesinde ve özetle; …’de tacir ve mukim olan müvekkillerinin, davalılara ait … Ticaret A.Ş. adlı şirketin … distrübütorü olduğunu, bu vesile ile başlayan ticari ilişkilerinin davalıların, şirketi müvekkillerine satmaya ilişkin teklifleriyle ilerlediğini, müvekkillerinin de, hem şirketin … distribütörü olmalarına hem de ”…” soyadının Türkiye’de tanınan bir ticari aktör olmasına güvenip, davalılar ile sözleşme görüşmelerine başladığını, sözleşme görüşmeleri öncesinde müvekkilleri ile doğrudan iletişim içinde olan davalıların (özellikle … ve …), sözleşme görüşmelerinin başlaması üzerine doğrudan iletişimi kestiğini, yazılı ve sözlü görüşme taleplerini reddettiklerini, müvekkillerini üçüncü kişilere yönlendirerek şirketi mali ve hukuki olarak incelemelerine engel olduklarını, mümkün olduğu kadar hızlı, hatta “alel acele” bir şekilde şirketi devretmeye çalıştıklarını, müvekkillerine adeta ”imza at ve bu iş bitsin” baskısı yaptıklarını, bu aceleci ve baskıcı tutumun bir noktada kötü niyet seviyesine çıktığını, davacıların … distribütörlüğünün devamının, ön sözleşmeyi imzalamaları şartına bağlandığını, distribütörlük sözleşmesi kapsamında verilen teminat mektubunun da iade edilmesi gerektiği halde geri verilmeyerek müvekkilleri üzerinde imza baskısı oluşturduğunu, davalıların müzakereye yanaşmayan, baskıcı, aceleci tutumu, distribütörlük ilişkisinin feshine dair tehdit ve teminat mektubu üzerinden yapılan baskı neticesinde, müvekkillerinin davalıların posta ile gönderdiği, 19/03/2018 tarihli ön sözleşmeyi imzalamak zorunda kaldığını, bu kapsamda müvekkillerinin, davalı …’na 144.000,00-TL, davalı …’na 48.000,00-TL ve davalı …’a 48.000,00-TL olmak üzere toplamda 240.000,00-TL nakit ödeme yaptığını, müvekkillerinin ön sözleşmeden doğan ödeme yükümlülüklerini yerine getirdikleri halde, davalıların ön sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkillerine şirketin mali ve hukuki durumu hakkında doğru bilgiler verilmediğini, şirketin stok sayımının tamamlanamadığını, şirketin demirbaşları, banka hesapları, borçları ve alacakları ile ilgili bilgilere ulaşılamadığını, şirket ile ilgili sözlü ve yazılı olarak sorulan finansal, hukuki ve teknik konuların tamamına “para ödenmeden” kesinlikle hiçbir yanıt verilmediğini, ödemeden sonra ise şirket ile ilgili bir power point sunumu yapılarak, birkaç excel dosyası devredildiğini, şirket hesaplarının hala eski çalışanların yönetiminde kalınıp, şirketin şubelerinin kapatıldığını, kira sözleşmelerinin feshedildiğini, iş akitlerinin feshedildiğini, sermayesinin azaltıldığını, çalışanlar tarafından şirkete açılmış derdest davalar için beyan edilen rakam ile gerçekte ödenmesi gereken rakam arasında büyük bir fark olduğunun ortaya çıktığını, bu süreçte şirket çalışanları tarafından şirket aleyhine yeni arabuluculuk başvuruları yapıldığını, şirkete davalar açıldığını, sözleşme görüşmeleri ve ön sözleşme sırasında personel tarafından şirkete dava açılma durumunun gizlendiğini, geçiş döneminde şirket yetkililerince şirketin yönetiminin gereği gibi yapılamadığını ve bu durumun müvekkillerinin aleyhine geliştiğini, özetle şirketin mali ve hukuki durumuna dair beyan edilenler ile gerçek durum arasında müvekkillerince kabul edilmesi mümkün olmayan bir farklılık olduğunun tespit edildiğini, bu nedenlerle taraflar arasındaki edim dengesi müvekkilleri aleyhine orantısız şekilde değiştiğinden, işbu sözleşme ilişkisini sürdürmenin müvekkillerinden beklenemeyecek hale geldiğini, sözleşme görüşmeleri sırasında şirket hakkında müvekkillerine vaat edilen mali ve hukuki durum ile şirketin gerçek durum arasındaki farklılıktan dolayı ön sözleşmeyi feshetmek zorunlu olduğunu, … 2.Noterliği’nin… tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ön sözleşmenin feshedildiğini, müvekkillerince ödenen tutarın iadesinin istendiğini, netice alınamayınca … 27.İcra müdürlüğünün …-… E. Sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, ancak davacılar tarafından borca itiraz edildiğini, alacağın da ödenmediğini, üstüne üstlük çok karlı ve değerli olduğunu iddia ettikleri şirketi satın almadıkları, ön sözleşmeyi feshettikleri için maddi ve manevi zarara uğradıkları iddiası ile müvekkilleri aleyhine … 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde … E. numarası ile dava açıldığını, bu tutum dahi ön sözleşmeden dönmekle, bu durumdaki bir şirketi davalıların aceleci ve baskıcı tutumu etkisinde kalarak satın almamakla müvekkillerinin ne kadar doğru bir karar aldıklarını gösterdiklerini, davalılar ile arabulucu görüşmeleri gerçekleştirildiğini ve neticesinde anlaşamama tutanağının düzenlendiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulünü, ön sözleşme uyarınca ödenmiş olan 240.000,00-TL’nin 144.000,00-TL’sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan reeskont avans faizi ile birlikte davalı …’ndan alınarak müvekkillerine verilmesini, 48.000,00-TL’sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan reeskont avans faizi ile birlikte davalı …’ndan alınarak müvekkillerine verilmesini, 48.000,00-TL’sinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan reeskont avans faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak müvekkillerine verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalılar vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacıların her ikisinin de …’nde ikamet etmekte olduğunu, HMK md.84 gereği davacılar tarafından muhtemel yargılama giderlerini karşılamaya yetecek bir teminat gösterilmesi gerektiğini, davaya konu edilen tazminat taleplerinin gerek TBK gerekse de TTK hükümleri gereği zamanaşımına uğradığını, işbu dava ile … 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının konularının, aynı vakılara, iddialara ve savunmalara dayandığından dosyaların HMK md.166 uyarınca birleştirilmesi gerektiğini, davacıların dava dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan sözleşme için sürekli “ön sözleşme” ibaresi kullanıldığını, bu şekilde davacıların Mahkeme nezdinde sanki taraflar arasında bağlayıcı olmayan bir ön protokol, mutabakat metni imzalanmış gibi bir intiba uyandırmaya çalışmaktaysa da bu beyanların gerçeğin çarpıtılmasından öteye geçmediğini, müvekkilleri …, … ve …’ın hisselerinin tamamına sahip olduğu dava dışı tüzel kişi …Ticaret A.Ş, tasarım ve dekorasyon sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, müvekkillerinin aldıkları ticari karar ve davacılarla varılan mutabakat uyarınca … Şirketinin o dönem Kıbrısta bayiliklerini de yapan davacılara devri için 19/03/2018 tarihli Pay Alım ve Satım Sözleşmesini akdettiklerini, bahsi geçen sözleşmenin bir ”ön sözleşme”, ”taahhütname”, ”ön protokol” vb. İsimler altında tanzim edildiğini ve ticari/hukuki açıdan bağlayıcı olmayan bir metin değil, tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin belirlendiği ve bu kapsamda … Şirketinin hisselerinin devir şartlarını düzenleyen, hukuken geçerli bir sözleşme olduğunu, kaldı ki davacılar tarafından bu sözleşme uyarınca şirket hisse devir bedeli de ödenerek sözleşmenin hayata geçtiğini ancak davacıların kötü niyetli şekilde şirket hisselerini uhdelerine alarak şirketin kendi adlarına tescilini gerçekleştirmekten kaçınmaları nedeniyle huzurdaki uyuşmazlığın oluştuğunu, davacılar tarafından ileri sürülen bir başka mesnetsiz ve gerçek dışı iddianın da, müvekkillerinin sözleşmeye konu Karınca Şirketi hakkında davacılara yanlış, hatalı bilgi verdikleri ve davacıların denetim imkanlarını engellediklerine yönelik beyanlarının olduğunu, davacıların tacir sıfatına haiz kişiler olup kendi dilekçelerinde ikrar ettikleri üzere … Şirketinin … distribütörlüklerini gerçekleştirdiklerini, dolayısıyla davacılar, basiretli bir tacir gibi davranma, altına imza attıkları sözleşmelerle bağlı olma ve bunların sonuçlarına katlanma yükümlülükleri bulunduğu gibi, herhangi bir sözleşmeyi imzalamadan önce de gerekli araştırmaları ve incelemeleri gerçekleştirme külfetine katlanmak zorunda olduklarını, kaldı ki davacılar bahsi geçen sözleşmenin kendilerine zorla imzalatıldığını, müvekkillerce verilen taahhütlerin yerine getirilmediği ve müvekkil beyanlarının gerçek dışı olduğunu ileri sürmelerine rağmen, ilgili sözleşmenin imza tarihi olan 19/03/2018 tarihinden hemen 1 ay sonra, aynı sözleşmeyle ilgili 13/04/2018 tarihinde ”Pay Alım ve Satım Sözleşmesi Ek Protokolü” başlıklı bir ek protokol imzaladıklarını, davacıların dava dilekçesinde bu metinle ilgili tek bir kelimenin yer almamasının sebebi, mesnetsiz ve kötü niyetli şekilde ikame edilen davanın kendilerince dayanağı olan “sözleşmenin cebren imzalatıldığı” iddiasını çürütecek nitelikte olması, davacıların, altına imza attıkları ana sözleşme ve ek protokolün kendilerine cebren ve hileyle imzalatıldığını, yazılı delile karşı yazılı delil ile ispat prensibi gereğince yazılı delille ispat etmek zorunda olduklarını, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca hisselerin devrinin gerçekleşmesinden önce tarafların yerine getirmesi gereken yükümlülükler kararlaştırılmış olup, münakid sözleşmenin 8.1.maddesi hükmü uyarınca müvekkiller için belirlenen yükümlülüklerinin kararlaştırıldığı gibi eksiksiz olarak ifa edildiğini, davacıların da sözleşmesel edimlerini yerine getirerek madde 5’te belirtilen satın alma bedeli olan toplam 300.000,00-TL’nin 240.000,00-TL’sini nakit olarak, kalan stok bedelini de alacaklarına mahsup etmek suretiyle ödediklerini, söz konusu bedelin ödenmesi ile birlikte tarafların sözleşmeden kaynaklanan karşılıklı yükümlülüklerinin ifa edildiğini ve fakat buna rağmen davacılar tarafından şirket paylarının devir ve teslim alınması ile yapılması öngörülen genel kurulun sicile tesciline yönelik nihai edimin tamamen hukuka ve sözleşme hükümlerine aykırı olarak ifa edilmediğini, bununla birlikte davacıların kötü niyetlerini açıkça ortaya koyarak 240.000,00-TL ödemeye ilişkin olarak … 27.İcra Müdürlüğünün …, … ve …Esas sayılı dosyalarından müvekkiller hakkında haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, sözleşmenin 9.maddesi uyarınca devir tarihi 31/05/2018 veya tüm işlemlerin sonuçlanması tarihi olarak belirlenmiş olup müvekkillerinin yükümlülüklerini 31/05/2018 tarihinde sona erdirdiğini, keza ekte sunulan elektronik posta yazışmalarından da takdir edileceği üzere devir tarihi olan 31/05/2018’den hemen sonra, 04/06/2018 tarihli yazışmada davacılardan …, ay sonunda devir işlemlerini bitiremediklerini, yönetimi tam devralamadıklarını ve bunların kendilerinden kaynaklanan sebeplerle gerçekleştiğini ikrar ettiğini, kaldı ki bu hususun davacılarca müvekkillere gönderilen ve ek olarak sunulan ihtarnamede de ikrar edilmekte olduğunu, hisse devrinin gerçekleşememesinin kendi kusurlarından kaynaklandığının karşı tarafça da kabul edildiğini, sürecin devamında davacıların devir işlemlerini tamamlamaması nedeniyle … 41.Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davacılara keşide edildiğini, ciro edilmiş olan ilmühaberlerin teslim alınması için 7 günlük süre verildiğini, buna karşılık davacılarca … 2.Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin müvekkillere gönderildiğini ve hiçbir somut delili bulunmayan gerekçelerle taraflar arasında akdedilen sözleşmeye ilişkin olarak haksız bir fesih ihtarı gönderildiğini beyanla davacılara kesin süre verilerek HMK madde 84 gereği, müvekkillerinin yargılama giderlerini karşılayacak nitelikte teminat göstermelerini ve aksi takdirde davanın reddine, zamanaşımı defi kapsamında süresinde açılmayan davanın reddine, bu taleplerinin kabul edilmediği taktirde huzurdaki davanın … 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, nihai olarak esasa ilişkin açıklamaları kapsamında davanın reddine, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, alacak davasıdır.
H.M.K.nun 166.maddesi hükmü gereğince; aynı mahkemede görülmekte olan davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir. 14.02.1992 gün ,1999/3 Esas ve 992/2 Karar sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararı gereğince; bir yargı çevresinde kurulmuş aynı düzeyde, birden fazla mahkeme, davaların birleştirilmesi açısından “aynı Mahkeme” sayılır.
Davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde davalar arasında “bağlantı” olduğu varsayılır. (HMK Md.166/4)
… 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas kayıtlı dava dosyası UYAP üzerinden celbedilmiş ve ilgili dosya kapsamı incelendiğinde; davacılarının …, …, … ve …Ticaret A.Ş, davalıların … ve …, davanın konusunun ve netice-i talebin ”davacı gerçek kişiler ile davalılar arasında imzalanan 19/03/2018 tarihli ”Pay Alım ve Satım Sözleşmesi” ile 13/04/2018 tarihli ”Pay Alım ve Satım Sözleşmesi Ek Protokolü” hükümleri uyarınca aynen ifaya karar verilmesiyle… A.Ş şirketinin %100’üne tekabül eden hisselerinin davalılara devri, devrin tescile icbarı ve davalıların kusuru nedeniyle geç devir yapılmış olması sebebiyle davacıların uğradığı maddi zararların tazmini, bu talep kabul edilmediği taktirde ise terditli olarak taraflar arasındaki sözleşmenin davalıların haksız şekilde feshinin tespitine ve davacıların sözleşmeye ve hukuka aykırılıklar nedeniyle oluşan fesih hali kapsamında uğradığı maddi, manevi ve kar kaybı dahil zararlarının HMK 107 maddesi gereği tazmini” olduğu, dava tarihinin 12/10/2018 olup, dosyanın halen derdest olup duruşmasının 24/05/2022 tarihine atılı olduğu tespit edilmiştir.Eldeki davanın ise davacılarının …, …, davalılarının …, … ve …, davanın konusunun ve netice-i talebin ”taraflar arasında akdedilmiş olan 19/03/2018 tarihli sözleşme uyarınca davalılara ödenen 240.000,00-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte iadesi” olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla yukarıdaki açıklamalar ve tespitler de nazara alınarak … 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas sayısında kayıtlı dava dosyası kapsamı incelendiğinde; mahkememize açılan işbu eldeki dava ile sözü edilen davanın aynı sebepten doğduğu, tarafların ve davanın konularının aynı olduğu, açılan ilk davanın … 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası olduğu tespit edildiğinden Mahkememizce davalar arasında bağlantı bulunduğu ve verilecek hükümlerin diğerini etkileyecek nitelikte olduğu sonucuna varıldığından HMK’nın 166.maddesi gereğince işbu dosyanın … 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-… 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dava dosyası tarafları ve dava konusu itibari ile davamız ile bağlantılı bulunduğundan mahkememiz dosyasının … 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
3-Yargılamanın birleşen dosya üzerinden yürütülmesine,
4-
Birleştirme kararı verildiğinin DERHAL MAHKEMESİNE BİLDİRİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK 166/1.maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığın esası hakkında verilecek hüküm ile birlikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.17/02/2022

Katip …

Hakim …
¸