Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/534 E. 2022/436 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/534
KARAR NO : 2022/436

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/08/2021
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki tesis edildiği, müvekkil şirketin bu çerçevede sözleşmesel ve ticari ilişkiye uygun olarak ifada bulunmuş olsa da muaccel olduğu ve faturalandırılmış alacağın davalı tarafından ödenmediği, müvekkil tarafından satın alınan ürünler karşılığında düzenlenen .. tarihli … numaralı faturanın sözleşme hükümlerine uygun olarak davalı şirkete teslim edildiği buna karşın işbu faturanın toplam bedeli olan 485.826,97 TL muaccel bedelin ödenmediği, Alacağa ilişkin davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine zorunlu olarak ekte yer alan icra takibi başlatıldığı, işbu icra takibinin davalı şirket itirazı sonucunda durdurulduğu. Taraflarınca 23/10/2020 tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu fakat anlaşmaya varılamadığı, yapılan itiraz nedeniyle durdurulan takibin haksız ve hukuka aykırı olduğundan Sayın
Mahkeme’den iptalini talep ettikleri, davalı şirket tarafından takibe haksız bir şekilde itiraz edildiği, itiraza dayanak tek bir somut belge bilgi olmadığından ve alacak bedeli davalı tarafından bilindiğinden alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinin izahtan vareste olduğu, Ticari defter ve kayıtlarında yapılacak inceleme neticesinde ortaya çıkacağı, bu ilişki kapsamında yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak ifa etmiş olan müvekkil şirketin
hak kazandığı alacağa ulaşmasını engellemeye yönelik olarak haksız ve kötü niyetli şekilde takibe itiraz edildiği fakat ekte sunulan faturalarda alacak miktarının sabit olduğu, tarafların ticari sebeple işbu itirazın iptali davasını açma gereği doğduğu, davalı tarafın sunduğu/sunacağı delillere mukabil delil sunma hakları ve sundukları/sunacakları delilleri açıklayıcı ve tamamlayıcı delil sunma haklarını saklı tuttukları, bu nedenlerle davanın kabulü ile borçlunun takibe asıl alacağa ve faiz oranına ve tüm ferilere ilişkin haksız itirazlarının iptaline ve takibin devamına, davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafından açılan davanın haksız ve hukuki mesnetten uzak bir dava olduğu ve açılan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini;
Davacı tarafından müvekkil şirket hakkında icra takibi başlatıldığı ve süresi içerisinde itiraz edilerek takibin durdurulduğu, müvekkil şirketin kurumsal kimliği ve ticari faaliyet bakımından özel önem arz eden ticari faaliyeti noktasında şirketlerle süregelen iş bağlantıları olan, kendi sektöründe iyi bir imaj yaratma ve koruma çabasında olan bir şirket olduğu, davacının müvekkilden ticari alacağı olduğunu ve icra takibine konu alacağın ödenmediğini iddia ederek işbu davayı açtığı,
müvekkil şirketin karşı tarafa borcu olmadığının ticari defterler incelendiğinde ortaya çıkacağı, davacının davasına dayanak yaptığı belgelerin taraflarına tebliğ edilmediği ve davaya dayanak somut hiçbir delilin de ibraz edilmediği, davacı tarafça öne sürülen faturanın tek başına akdi ilişkinin ve borcun kanıtı olamayacağı, haksız istemler üzerine kurulu davanın reddini talep ettikleri, davacı tarafça tanzim ve imza olunan faturanın ister itiraz edilmiş isterse kabul
edilmiş olsun ne akdin hazırlık ve müzakere safhasını ne icap ve kabulü, ne de bir akdin kurulduğunu göstermeyeceği, ilgili Yargıtay kararlarında bunu göstermiş olduğu, borcu kabul anlamına gelmemekle, davacı tarafından tebliğ edilen herhangi bir fatura, ticari faaliyet/alışveriş yokken ödeme yapılmasının istenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi basiretli bir tacirden beklenen özen yükümlülüğüne de ters düştüğü, bu sebeple borca itiraz ettikleri,
davacı tarafından kötü niyetle başlatılan icra takibinin taraflarınca itiraz edilerek durdurulduğu, davacı tarafın %20 den aşağı olmamak üzere istemiş olduğu hukuki dayanaktan yoksun icra inkar tazminatının reddini ve kötü niyetli davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettikleri, bu nedenlerle fazlaya dair hak ile alacakları saklı kalmak kaydıyla; davacı tarafından ikame edilen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın
reddi ile kötü niyetli davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini masraf ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada davacı tarafın bildirdiği belgeler, ticaret sicil kayıtları,… Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 15/12/2021 tarihli yazı cevabı, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 17/12/2021 tarihli yazı cevabı, fatura, BA-BS kayıtları, taraflara ait ticari defter ve kayıtlar ile bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememizin 09/12/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında,
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir… tarafından hazırlanan14/03/2022 tarihli raporunda özetle;Davacı …Ş tarafından incelemeye sunulun 2018-2019 dönemine ait ticari defterlerinin TTK. İlgili hükümleri yönünden uygun tutulmuş olduğu sahibi lehine delil teşkil edebileceği, davalı … incelemeye gelmemiş ve sonrasında da incelemeye ticari defter ve belge sunmadığını, fakat davalı tarafa ait BA-BS karşılaştırma formunda davacı taraftan 2019/06 döneminde 1 adet belge karşılığı KDV hariç 411.717,00-TL’lik mal veya hizmet satın aldığına dair bildirimde bulunduğu, bunun da davacı tarafça düzenlenen dava konusu 12/06/2019 tarih … nolu 411.717,77 + 74.109,20 TL KDV Genel Toplam 485.826,97 TL’lik fatura olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın da bu faturayı kayıtlarında işlediği, davacının ticari defterlerine ve cari hesap ekstresine göre; 12/06/2019 tarih ve dava tarihi itibariyle cari hesabın 1.760,742.-TL borç bakiyesi verdiği, bu bakiyenin 13/11/2018 tarihli 1.274,915,55.-TL’lik fatura + 12/06/2019 tarihli 485.826,97.-TL’lik fatura bedellerinden oluştuğu, ancak davacı yanın 14/01/2020 tarihli icra takibindeki asıl alacak olarak 485.826,97.-TL talep etmiş olduğundan talebe bağlılık ilkesi gereği davacı yanın davalı yandan 485.826,97.-TL asıl alacaklı olduğu, sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, fatura alacağı nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
… 13. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının iş bu dava davacısı …A. Ş., borçlusunun iş bu dava davalısı … Ltd. Şti. olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine 485.826,97 TL üzerinden ilamsız icra takibine geçildiği, ödeme emrinin takip borçlusuna 17/01/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, takip borçlusu vekilinin 17/01/2020 tarihli dilekçesi borca ve takibe itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin takip alacaklısına tebliğ edilmediği ve iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalıdan icra takibine dayanak fatura nedeniyle alacağı olup olmadığı, davalının icra takibine itirazının iptalinin gerekip gerekmediği, tarafların İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca icra inkar ve kötüniyet tazminatı talep edip edemeyecekleri hususlarına ilişkindir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m. 190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre usulüne uygun tutulmuş tarafların ticari defterleri itibariyle davacının 485.826,97 TL alacaklı olduğu sabit olup bu anlamda her iki tarafın ticari defter ve kayıtları birbirini doğrulamaktadır. … 13. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasındaki borcun sebebi davacı tarafından davalıya hitaben düzenlenen 12/06/2019 tarihli 485.826,97 TL bedelli fatura taraf defterlerinde kayıtlıdır. HMK’nun 222. Maddesi dikkate alınarak davacının üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirdiği ve alacağın ispat edildiği anlaşılmıştır. Bu nedenle de bu alacağa ilişkin davalı defterinde kayıtlı faturalar yönünden ayrıca mal teslim hususunu ispatlayıcı sevk irsaliyesi mahiyetinde belgelerin sunulmasına da gerek bulunmamaktadır. Davalının bu bedele ilişkin varsa ödeme hususunu bu durumda ispat etmesi gerekir. Davalının bu alacak yönünden ödeme savunması da bulunmamaktadır. Davalı deftelerinde de ödeme kaydı bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenler ile davanın kabulü ile, … 13. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 485.826,97 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranını aşmayacak şekilde avans faiz yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına karar verilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının taraf defterlerine dayalı likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 485.826,97 TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafta cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de davanın kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle İİK’nın 67/2. maddesindeki yasal koşullar oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kabulü ile, … 13. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 485.826,97 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranını aşmayacak şekilde avans faiz yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına,
2-İİK’nın 67/2. Maddesi gereği itirazın iptaline karar verilen 485.826,97 TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 33.186,84-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 5.867,59-TL harcın mahsubuna, eksik kalan 27.319,25-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan 5.867,59-TL peşin harç, 59,30-TL başvuru harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 42,50-TL posta masrafları olmak üzere toplam 6.969,39-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider-delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 41.341,35-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ,davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır