Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/507 E. 2022/403 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/507 Esas
KARAR NO : 2022/403

DAVA TARİHİ : 02/08/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 29.12.2018 tarihinde … sevk ve idaresinde bulunan, davalı sigorta şirketine Zorunlu Trafik Sigortası ile sigortalı olan … plakalı aracın yaya konumundaki çocuk müvekkilleri …’a çarpması sonucu müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, davalı sigorta şirketinin … numaralı poliçe kapsamında ve kaza tarihinde kişi başına olan teminat çerçevesinde sorumlu olduğunu ve müvekkilde oluşan zararı karşılamakla yükümlü olduğunu, kaza sonrası müvekkilinin … Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, müvekkilinin, davaya konu trafik kazası sebebiyle tedavi gördüğü dönemle sınırlı olmak üzere %100 oranında iş göremez durumunda kaldığını ve bu dönemde bakıcıya muhtaç olduğunu, SGK tarafından karşılanmayan ve hayatın olağan akışına uygun olarak fatura vb. belgelerle ispatı mümkün gözükmeyen pansuman, enjeksiyon ve yol masrafı gibi dolaylı tedavi giderlerinin de doktor bilirkişi marifetiyle tespit edilmesini, trafik kazasında müvekkilinin uğradığı bedensel zarar nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, şimdilk 20 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde … nolu 14/11/2018-14/11/2019 vadeli Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin poliçe sebebiyle sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, yaralanma ve ölümlerde poliçe kişi başına azami teminatın 360.000,00-TL olduğunu, müvekkili şirketin nezdindeki poliçe sebebiyle davacıya karşı sorumluluğunun doğabilmesi sigortalı aracın kazanın oluşumunda kusurlu olmasına bağlı olduğunu ve sorumlu olacağı miktar sürücünün kusur oranına göre belirleneceğini, 29/12/2018 tarihli kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere müvekkili şirkete sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ya kazanın oluşumu sebebi ile kusur izafe edilmediğini, davacı …’a kazanın oluşumu nedeni ile asli ve tam kusur verildiğini, dolayısı ile sürücünün kusursuzluğu sebebiyle araç işletenin sorumlu olmadığı hallerde sigortacısının da sorumluluğu doğmayacağından müvekkili şirketin de bir tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, bununla birlikte davacının kaza esnasında ehliyetsiz olarak araç kullandığını, tarafların kazanın meydana gelmesindeki kusur oranlarının ATK Trafik İhtisas Dairesince tetkik ve tespiti gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı meydana gelen kaza sonucu malul kaldığından bahisle geçici iş göremezlik tazminatı ile tedavi ve ulaşım gideri talep ettiğini ancak geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi gideri tedavi giderleri içerisinde yer alıp SGK tarafından karşılandığını, davacının kaza tarihi itibari ile 18 yaşından küçük olup fiilen çalışmadığından zarar uğradığı bir gelir kaybının da söz konusu olmadığını bu nedenle geçici iş göremezlik tazminatının reddi gerektiğini, davacı tarafın maluliyet iddiasının ispata muhtaç olduğunu beyanla sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusurunun bulunmaması nedeni ile davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR /
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyası, hasar dosyası, SGK kayıtları, trafik kayıtları, nüfus kayıt örneği ve taraflarca gösterilen diğer deliller toplanmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın… soruşturma numaralı dosyasının incelenmesinde; mağdurun …, müştekinin …, şüphelinin …, şüphelinin üzerine atılı suçun ”Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma”, suç tarihinin 29/12/2018 olduğu ve 28/06/2021 tarihinde taraflar arasında uzlaşma sağlandığından şüpheli hakkında KYOK kararı verildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizin 30/12/2021 tarihli duruşmasının (8) numaralı ara kararı ile; ”Davacı vekiline; dava dilekçesinde davacı bölümünün karşısında …’a velayeten … ve …’un davacılar olarak gösterildiği, dava tarihi itibariyle …’un 18 yaşının tamamladığı, keza kendisi tarafından 10/08/2021 tarihinde dosyaya sunulan vekaletnamenin sadece … adına düzenlendiği anlaşıldığından bu husus hakkında beyanda bulunması için kendisine 2 haftalık kesin süre verilmesine” dair karar verildiği, davacı vekilinin 05/01/2022 tarihli dilekçesi ile özetle; dava dilekçelerinde davacı olarak sehven müvekkillerinin anne ve babasının yazıldığı, bu nedenle müvekkillerinin anne ve babasının UYAP kaydının silinerek, davacı olarak bizzat …’un eklenmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 30/12/2021 tarihli duruşmasının (4) numaralı ara kararı ile; ”Davacı vekiline; dava dilekçesinde talep ettiği 20,00-TL maddi tazminatı kalem kalem ve detaylı bir şekilde (geçici iş göremezlik, geçici bakıcı gideri vs) açıklaması için kendisine HMK’nun 119/1-ğ ve 119/2 fıkraları gereğince 1 haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağının kendisine ihtarına, (ihtar edildi)” dair karar verildiği ve davacı vekilinin 03/01/2022 tarihli dilekçesi ile; 10,00-TL kalıcı sakatlık tazminatı ve 10,00-TL geçici bakıcı/refakat giderinden oluştuğunu beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan doğan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davaya konu kazada tarafların kusur durumunun ne olduğu, davacının davaya konu kaza sebebiyle davalıdan sürekli iş göremezlik ve geçici bakıcı/refakat gideri zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise varlığı ve miktarı ile bu zararın davalıdan talep edilip edilemeyeceği noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Somut olayda; 29/12/2018 tarihinde davacı tarafından motorsikleti ile seyir halinde iken dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın davacıya çarparak davacının yaralanmasına sebep olduğu, davalı sigorta şirketinin ise … plakalı aracın zmms şirketi olduğu belirlenmiştir.
Davaya konu kazaya ilişkin … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasında, savcılık tarafından, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253.maddesi kapsamında, uzlaştırma faaliyetlerinde bulunulmuş, kazadaki yaralanma nedeniyle şüphelinin mağdurun tüm hastane masraflarını karşıladığı ve ilgisizlik göstermediği hususunda tarafların uzlaştıklarına dair 21.06.2021 tarihli uzlaştırma raporu düzenlenmiştir. Soruşturma dosyasında yer alan uzlaştırma teklif formlarında CMK’nun 253.maddesi çerçevesinde taraflara uzlaşmayı kabul ya da reddetmenin hukuki sonuçlarının anlatılmış olduğu, Cumhuriyet Başsavcılığı’nca da uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür. CMK’nın 253.maddesi anlamında, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağına; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılacağına ilişkin yöntemine uygun uzlaştırma teklif formunun düzenlenmiş olduğu, uzlaşmanını CMK’nın 253. maddesi anlamında tarafların özgür iradelerine dayanması ve edimin hukuka uygun olduğunu gözetilerek davacının imzalamış olduğu uzlaştırma tutanağının CMK’nın 253. maddesi anlamında davacının davasından feragati sağlayacak nitelikte bir uzlaşma olduğu açıktır.
5271 sayılı CMK’ nun 253/17. bendinde; “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. ” CMK’nun 253/19.bendine göre ise “…Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi,9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38. maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup, anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Bu yasal düzenleme ışığında da uzlaşma raporunu düzenlenmekle davalının tazminat davası açma hakkı bulunmamaktadır. Uzlaşma raporu da ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; uzlaşma raporu ilam mahiyetinde olduğundan ve uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağından, ilaveten uzlaştırma raporuna atılan imzaya yönelik inkarda da bulunulmadığından Mahkememizce açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin 07/04/2022 tarih, 2021/1495 Esas ve 2022/655 Karar, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2021 tarih, 2020/470 esas ve 2021/918 karar ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 08/02/2021 tarih, 2020/402 esas ve 2021/916 karar sayılı ilamları da bu doğrultudadır.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 59,30-TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davalının kendisini bir vekil aracılığı ile temsil ettiği anlaşılmakla 20,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-HMK’nın 333.maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/05/2022

Katip
¸

Hakim
¸