Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/5 E. 2021/488 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/5 Esas
KARAR NO : 2021/488

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2013
KARAR TARİHİ : 22/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; taraflar arasında bağıtlanan 11.11.2008 ve 12.11.2008 tarihli sözleşmeler ile müvekkiline ait arazi üzerine inşaa ettirilen binanın yapı denetim işinin davalı tarafından üstlenildiğini, 8 defada belediyeye hakediş adı altında yatırılan hizmet bedel ücretinin %35’ine davalı tarafından el konulup bakiye KDV hariç %65 ‘ine tekabül eden iskonto tutarı ve devlete ödenmesi gereken %9 tevkifat bedelinin müvekkiline ödenmesi gerektiği halde ve belediyeden tahsiline rağmen sadece 62.167,00 -TL ödeme yapıldığını, çekilen diğer kısmın ödenmediğini, davalıya karşı edimin yerine getirilmesine rağmen yapı kullanma iznini alarak müvekkiline vermediğini, müvekkilinin bu işlemi bizzat gerçekleştirdiğini, davalı nezdinde olan ve müvekkiline iadesi gereken tutarın 1.099.921,15 -TL olduğunu ve ihtar keşide edilmesine rağmen ödenmediğinden davalı hakkında yasal takibe geçildiğini, davalının haksız ve dayanaksız itirazı ile takini durdurduğunu belirterek itirazının iptali ile takibin devamına ve inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; bağıtlanan sözleşmelerin içeriğini doğrulamış, davacı hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numaralı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkili tarafından … Belediyesinden 603.554,54 -TL hakediş bedeli talep edildiğini, dekontun imzalanarak davacı yetkilisi ile birlikte bankaya gidildiğini, bir sonraki hakediş bedeline istinaden 603.554,54 -TL hesap üzerinden fiktif işlem yapılarak iadenin sağlandığını, davacının bundan yararlanarak haksız takibe geçtiğini, 11.11.2008 tarihli sözleşmede ghizmet bedelinin 12 ay için 1.056.526,57 -TL olarak hesaplandığını, 2008 yılında metrekare bedelin arttığını, davacının ise bu farkı ve maliyet farklarını kabul etmediğini, çıkan artış bedeline ilişkin talebin yerinde olmadığını, 28.11.2008 tarihinden sonra 31.12.2009 tarihine kadar davacının başkaca hiçbir hakediş bedeli yatırmadığını, yapı denetim sisteminden ve belediye tarafından onaylanan yapı denetim hizmet bedeli faturaları kesilerek ödeme alındığını, bunun dışında davacı taraftan herhangi bir tutar alınmadığını, resmi faturalar üzerinden vergi ve KDV nin ödendiğini belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve reddine karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
… 8. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası kapsamından, davacı tarafın toplam 1.126.025,44 TL ödetilmesi istemiyle vistemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalı tarafından yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İİK.nun 62 maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, 11.11.2008 ve 12.11.2008 tarihli sözleşme örnekleri, fatura, dekont, ihtarname örnekleri getirtilerek dosya içine alınmış, … Belediye Başkanlığından gerekli araştırmalar yapılmış, yapı denetimi hizmet sözleşmesi örneği, … C. Başsavcılığının …numaralı soruşturma evrakı örneği getirtilerek dosya içine alınmış, dosya içeriği deliller üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
14.07.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; davacı şirketin 2011-2012 yılı ticari defterlerinin kesin delil niteliğini taşıdığı, davalı şirketin 2009,2011 ve 2012 yılı ticari defterlerinin ise kesin delil niteliğine haiz olmadığı, taraflar arasında düzenlenen 11.11.2008 tarihli yapı denetim hizmet sözleşmesinde öngörülen hizmet süresine ait hizmet bedel oranının 12 ay olarak hesaplandığı, 12.11.2008 tarihli ek protokolün ise 4700 sayılı Yapı Denetimi Hakkındaki Kanun Yönetmelik ve Sözleşme hükümlerine aykırı olduğu, davalının sözleşmedeki ilave hizmet bedellerindeki hakediş bedelini tam ve eksiksiz faturalandırdığı, davacının da bunları ticari defterlerine kaydettiği, işin 12 ayda bitirilemeyip, 23.11.2012 tarihine kadar uzatıldığı, 12.11.2008 tarihli protokole göre davalının 77.565 metrekare inşaat hizmet bedelinden sorumlu tutulması gerektiği, inşaatta herhangi bir aykırılık olup olmadığının yerinde tespitinin gerektiği belirtilmiştir.
02.07.2015 tarihli ek bilirkişi raporunda, dava konusu yapı denetim hizmetinin 23.12.2012 tarihinde tamamlanmış olduğu, sözleşmenin 31.12.2013 tarihinde feshedilerek hizmetin sona erdirildiği, yapı denetim hizmet bedelinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hesap edildiği, 4708 sayılı Yasa’nın öngördüğü usul ve esaslara göre bu hesaplama uyarınca bedelin 2.069.001,97 -TL olduğu, davalının ek protokol uyarınca %65 oranında indirim yaptığı, hakettiği hizmet bedelinin 593.803,57 -TL olacağı belirtilmiştir.
Mahkememizin 22/03/2016 tarih 2014/849 esas 2016/244 karar sayılı kararı ile ; “İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; davacıya ait inşaatın yapı denetim işinin 11.11.2008 tarihli sözleşme uyarınca davalı tarafından üstlenildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında ayrıca 4708 sayılı Yasa’ya aykırı şekilde 12.11.2008 tarihli bir ek protokol düzenlenmiştir. Bu protokol anılan Yasa kapsamına göre geçerli olmamakla birlikte her ikisi de tacir olan tarafların bu sözleşme ile bağlı sayılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Buna göre; yapı denetim hizmet bedeli 593.803,57-TL olarak hesaplanmış olup, davalının takip dosyasındaki itirazının bu miktar üzerinden iptali gerektiğine” karar verilmiştir.
Mahkememizin 22/03/2016 tarih 2014/849 esas 2016/244 karar sayılı kararı davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 16/01/2020 tarih 2016/8083 Esas 2020/163 Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Yargıtay ilamında; “4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un 5. maddesinde kanun koyucu, yapı denetim hizmet sözleşmelerinin özelliği ile kişilerin can ve mal güvenliğini ilgilendirmeleri nedeniyle sözleşme hürriyeti prensibinden ayrılmış ve bu sözleşmelerin yazılı olarak düzenlenip taahhütname ekinde ilgili idareye sunulması zorunluluğu getirilmiştir. Ayrıca asgari hizmet bedelinin öngörülüp, yapı sahibinin kararlaştırılan hizmet bedelini ne şekilde ödeyeceğini sıkı şekil şartlarına bağlamıştır. Somut olayda taraflar arasında üç ayrı ‘Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi’ dışında, 12.11.2008 tarihli adi yazılı şekilde ek sözleşme düzenlendiği, ek sözleşmede yapı denetim hizmet bedelinin %65’inin davacıya iade edileceğinin kararlaştırığı görülmüştür. Bu durumda mahkemece, anılan kanuna göre düzenlenecek sözleşmelerin kamu düzenini ilgilendirdiği ve ek sözleşmenin anılan kanuna aykırı olarak düzenlendiği, bu nedenle ek sözleşmenin geçersiz olduğu göz önünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken,” yanılgılı gerekçeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay Bozma İlamına uyulmasına karar verilerek yarghılamaya devam olunmuştur.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; davacıya ait inşaatın yapı denetim işinin 11.11.2008 tarihli sözleşme uyarınca davalı tarafından üstlenildiği, taraflar arasında ayrıca 4708 sayılı Kanuna’ aykırı şekilde 12.11.2008 tarihli adi yazılı ek sözleşme düzenlendiği, bu ek sözleşmenin geçersiz olduğu, şu halde bu protokol kapsamında davacının davalıdan Yapı denetim hizmet bedeli alacağı talep edemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 13.153,85TL harçtan mahsubu ile artan 13.094,55TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 71.297,24 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan 52,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yatırılan yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır