Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/490 E. 2022/510 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/490 Esas
KARAR NO : 2022/510

DAVA TARİHİ :24/07/2021
KARAR TARİHİ :16/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davalı/borçlu aleyhine … 21.İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası ile taraflarınca başlatılan 473,00-TL 01.04.2019 tarihli faturadan kalan alacak, 7.026,68-TL 18.01.2019 tarihli fatura alacağı, 130,71-TL 30.01.2019 tarihli fatura alacağı, 6.753,33-TL 01.02.2019 tarihli fatura alacağı, 11.616,59-TL 18.06.2019 tarihli fatura alacağı, faturadan kaynaklı ilamsız icra takibiyle gönderilen ödeme emrinde borca itiraz ederek takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini, davalının itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup iptali gerektiğini, öyle ki, yukarıda tarihi belirtilmiş olunan faturaya ilişkin ve ürün teslimiyle alakalı olarak davalı tarafın herhangi bir itirazının olmadığını, icra takibine yapılmış olunan itirazın kötü niyetli ve zaman kazanmak amacıyla yapılmış olduğunun açık olduğunu beyanla davalı/borçlunun haksız ve hukuka aykırı itirazının iptali ile, … 21.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibinin devamına, yıllık faiz oranı %13,75 olarak tespiti ile işbu faiz miktarı ile takibin devamına, kötü niyetli borçlunun alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalıya yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmediği gibi yazılı bildirimde de bulunmadığından, HMK’nın 128.maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
KANITLAR /
Taraf şirketlerin İTO kayıtları dosyamız arasına alınmış, … 21.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış ve tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin 30/12/2021 tarihli duruşmasının (4) numaralı ara kararı ile; ”…. 21.İcra Müdürlüğüne 28/07/2021 tarihli cevabi yazısı ve ekleri ekli müzekkere yazılarak; UYAP’tan yapılan incelemede dosya içerisinde iki adet ödeme emri ve takip talebinin yer aldığı, takip talebi ve ödeme emrinin birinin 20/01/2021 tarihli ve toplam alacak miktarının 29.731,18-TL, diğerinin ise 25/01/2021 tarihli ve toplam alacak miktarının 26.000,31-TL olduğu hangi takip talebi ve ödeme emri üzerinden takibin yürütüldüğünün anlaşılamadığı, ayrıca davalı/borçlunun vekili aracılığıyla ödeme emrine itiraz dilekçesi sunduğu ancak vekaletnamenin yer almadığı tespit edilmekle davalı/borçluya hangi takip talebi ve ödeme emri üzerinden takibin yürütüldüğü hususunda Mahkememize açıklamada bulunulması ve davalı/borçlunun icra dosyasında yer alan vekillerinin vekaletnamelerinin bir örneğinin Mahkememize gönderilmesinin istenilmesine” dair karar verildiği ve … 21.İcra Müdürlüğü’nün… tarihli cevabi yazıları ile; dosya borçlusuna tebliğe çıkartılan ödeme emrinin bir sureti ve borçlu vekilinin vekaletnamesinin de bir suretinin UYAP üzerinden gönderildiğinin bildirildiği, gönderilen ödeme emrinin incelenmesinde 20/01/2021 tarihli ve toplam alacak miktarının 29.731,18-TL (26.000,00-TL asıl alacak + 3.731,18-TL işlemiş faiz) olduğu, aynı tarihli duruşmanın (5) numaralı ara kararı ile de; ”Davacı vekiline (4) numaralı ara karar uyarınca davalı/borçluya ilişkin yürütülen takibin hangi takip talebi ve ödeme emri üzerinden (20/01/2021 tarihli, toplam alacak miktarının 29.731,18-TL olan mı yoksa 25/01/2021 tarihli, toplam alacak miktarının 26.000,31-TL olan mı) yürütüldüğü hususunda beyanda bulunması için kendisine 1 aylık kesin süre verilmesine” dair karar verildiği ve davacı vekilinin 08/01/2021 tarihli dilekçesi ile; davaya konu icra dosyasında dayanmış oldukları ödeme emrinin borçluya tebliğ olmuş bulunan 20/01/2021 tarihli toplam alacak miktarının 29.731,18-TL olan ödeme emri olduğu beyan edilmiştir.
Mahkememizin 07/02/2022 tarihli ara kararının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davacı vekiline dava dilekçesinde dava esas değerini 26.000,00-TL olarak gösterdiği ve bu değer üzerinden 314,02-TL nispi harç yatırdığı, 08/01/2022 tarihli dilekçesi ile dava değerini 29.731,18-TL olarak belirttiğinin anlaşıldığı, bu nedenle bu tutar üzerinden hesaplanan 507,73-TL nispi harçtan başlangıçta peşin alınan 314,02-TL harcın mahsubu ile bakiye 193,71-TL eksik peşin nispi harcı yatırması tamamlaması için kendisine 1 aylık kesin süre verilmesine, aksi halde Harçlar Kanununun 30,32 maddeleri uyarıca dosyanın işlemden kaldırılacağının ve yenilenmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kendisine işbu ara kararın tebliği ile birlikte ihtarına” dair karar verildiği ve davacı vekilinin 10/02/2022 tarihli dilekçesi ile; eldeki davada dava konusu edilen husus asıl alacak miktarı olduğu için asıl alacak miktarının 26.000,00-TL olduğu hususunu birkez daha yinelemekte olduklarını beyan ettiği, 22/02/2022 tarihinde de eksik peşin nispi harcı yatırdıkları tespit edilmiştir.
Mahkememizin 07/02/2022 tarihli ara kararının (2) numaralı ara kararı ile; ”Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için tarafların 2019,2020 ve 2021 yılları Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına” dair karar verildiği ve bu doğrultuda SMMM KGK Bağımsız Denetçi… tarafından düzenlenen 13/05/2022 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı yasal defter kayıtlarına göre 20/01/2021 takip tarihi itibari ile davacı asıl alacağının 26.963,54 TL’si olduğu, davalı taraf adına tanzim edilen faturalara davalı tarafın ödeme emrinde itiraz etmediği gibi iş bu itirazın iptali dosyasında takibe konu edilen faturaların ne şekilde ödendiğine dair bilgi ve belge sunulmadığı gibi inceleme gününde de defter ve belge sunmadığı, davalının defter ve belge sunmamasına ilişkin takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmakla birlikte davacının usulüne uygun ve alacağın kaynağını oluşturan kayıtları içeren ticari defterleri lehine kati delil teşkil edebileceği, davalı tarafın söz konusu hizmet alımları ile ilgili iade ve/veya bedelleri 20/01/2021 takip tarihi öncesinde ödediğini ispatlayıcı mahiyette herhangi bir belge ibraz etmediği nazara alındığında 20/01/2021 takip tarihi itibari ile davalı taraftan 26.963,54 TL’si asıl alacaklı olduğu ancak taleple bağlılık ilkesi doğrultusunda davacının takip tarihi itibari ile asıl alacağın 26.000,00-TL’si olarak kabulünün gerektiği, davalı tarafın TBK. m 117 uyarınca rapor içeriğinde ayrıntısı verildiği üzere 20/01/2021 Takip tarihi itibari ile mütemerrit olduğu nazara alındığında takip tarihi öncesinde işlemiş faiz tahakkukunun mümkün olmadığı, 20/01/2021 tarihli 29.731,18 TL’lik takip miktarı ile karşılaştırıldığında 3.731,18 TL fazla talebin olduğu, fazlalığın işlemiş faiz talebinden kaynaklandığı, bu itibarla takibin 26.000,00 TL’si üzerinden devam tarafların tacir ve davalının mütemerrit olduğu nazara alınmak suretiyle 20/01/2021 takip tarihinden itibaren ispatlanmış davacı asıl alacağı 26.000,00 TL’sine 3095 Sy.K.nun 4489 Sy.K.nun ile değişik 2.Maddesi gereğince T.C Merkez Bankası tarafından dönemde Kısa Vadeli Avans Kredilerine uygulanan faiz oranları (01/07/2018-31/12/2019 arası %19,50; 01/01/2020-30/06/2020 arası %13,75; 01/07/2020-31/12/2020 tarihleri arası %10,00; 01/01/2021-31/12/2021 tarihleri arası %16,75; 01/01/2022 sonrası %15,75) üzerinden basit usulde(3095 Sy.K.m3)temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağı, Davacı tarafça %20 den az olmamak üzere İcra İnkar tazminata hükmedilmesi görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunduğundan Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Mahkememizin 26/05/2022 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davacı vekiline; HMK’nun 31. Maddesi uyarınca dava dilekçesindeki dava değeri olarak gösterilen 26.000,00 TL ile tamamına itiraz edilen icra takibindeki toplam alacak tutarı olan 29.731,18 TL dikkate alınarak hangi tutar üzerinden itirazın iptalini talep ettiğini icra takibindeki kalemler itibariyle ayrıntılı açıklama yapmak için kendisine HMK md. 119/1-(ğ) ve 119/2 uyarınca 1 haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kendisine ihtarına, (ihtar edildi),” karar verildiği ve davacı vekilinin 29/05/2022 tarihli dilekçesi ile; dava dilekçesinde dava değeri olarak gösterdikleri faturadan kaynaklı asıl miktar olan 26.000,00-TL üzerinden davayı açtıklarını ve bu tutar üzerinden talep etmiş bulunduklarını beyanla taleplerinin toplamda 26.000,00-TL olduğunu beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
… 21.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 29.731,18-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalı tarafından yasal süresi içinde yapılan itiraz sonucu, icra takibinin İİK’nın 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre itirazın iptali davasının İİK’nın 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
HMK’nun 320/2 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davaya konu ve icra takibine dayanak faturalar nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacağının varlığı ve miktarı, işlemiş faiz, temerrüt faizi ile icra inkar tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı ve davalının icra takibine itirazının haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (MK m.6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m.190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasında TTK’nın 89.maddesinde tanımlandığı şekilde yazılı bir cari hesap sözleşmesi yapılmamıştır. Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle de davacı taraf bu açık hesap ilişkisi nedeniyle alacağı talep edebilir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/04/2018 tarihli, 2017/19-903 esa, 2018/974 karar, 28/03/2018 tarihli 2017/19-1634 esas, 2018/633 karar, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 30/10/2018 tarihli 2016/20574 esas, 2018/5306 karar, 18/04/2016 tarihli 2015/15462 esas, 2016/6686 karar sayılı ilamları da bu yöndedir.
Takibe konu cari hesap ekstresinin kaynağı ise fatura alacağıdır. Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle bu alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre usulüne uygun tutulmuş davacı tarafın ticari defterleri itibariyle davacı, davalı taraftan 26.953,54-TL alacaklıdır. 7251 sayılı kanun ile değişik 6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesi uyarınca davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunması aksi taktirde usulüne uygun tutulmuş davacı taraf defterlerine itibar edileceğine dair meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamıştır. Bununla birlikte incelenen davacı şirketin ticari defterlerinden de anlaşılacağı üzere taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davaya konu ve takibe dayanak olan faturaların toplam miktarı ile davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilen miktar nazara alındığında davalının belirli bir meblağ ödemede bulunduğu ve düzenlenen faturalara süresi içerisinde itiraz etmediği tespit edilmiştir. Keza davalı/borçlunun ödeme emrine itiraz dilekçesinde de yer alan ”…müvekkilin alacaklıya ödeme emrinde yazılı olan meblağ tutarında bir borcu olmadığından…” ibaresinden taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunu ve davacı yana borcu olmakla birlikte ödeme emrinde yazılı olan miktar kadar borcu olmadığını kabul ettiğinin anlaşıldığı, keza davalının fatura içeriklerindeki hizmeti almadıklarına dair beyanları olmadığı gibi faturaların bedelleri ödenmişse ne şekilde ödendiğine dair de herhangi bir bilgi ve belge sunmadıkları anlaşılmıştır. Bu hususlar ile HMK’nun 222/3. Maddesi de dikkate alınarak davacının üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirdiği ve alacağın ispat edildiği anlaşılmıştır. Davalının bu durumda, bu bedele ilişkin varsa ödeme hususunu ispat etmesi gerekir. Davalının bu alacak yönünden ödeme savunması da bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle davacı vekilinin 29/05/2022 tarihli dilekçesi ile talebe bağlılık ilkesi nazara alınarak davanın kabulü ile, davalının … 21.İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın 26.000,00-TL asıl alacak yönünden iptaline, 26.000,00-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faiz ve değişen oranlardaki faiz işletilmesi suretiyle takibin devamına karar verilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 26.000,00-TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının … 21.İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın 26.000,00-TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, 26.000,00-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 yasal faiz ve değişen oranlardaki faiz işletilmesi suretiyle takibin devamına,
Hükmolunan 26.000,00-TL’nin %20’si oranında 5.200,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.776,06-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 314,02-TL harç ile 193,71-TL peşin harcın toplamı 507,73-TL harcın mahsubuna, bakiye 1.268,33-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 63,50-TL posta masrafları, 507,73-TL peşin harç ve 59,30-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.630,53-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-… Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davalı tarafça yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne, davalının yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸