Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/480 E. 2021/570 K. 16.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/480 Esas
KARAR NO : 2021/570

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 16/07/2021

Mahkememizin 2020/772 esas sayılı dosyasından tefrik edilerek iş bu esasa kaydı yapılan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların grup şirketi olduğu …, medikal ürünler sektöründe özellikle … ürünleri ve … ürünlerinde tanınmış ürünlere sahip olduklarını, Amerika Birleşik Devletleri merkezli global bir şirketler topluluğu olduğunu, müvekkili …’ in medikal ürünler sektöründe 3.500.000,00-TL sermaye ile faaliyet gösteren, ortaklık yapısı itibariyle tamamen bir Türk şirketi olduğunu, 2009-2020 yılları arasında … şirketler topluluğunun dünyada ve Türkiye de en önemli gelir kalemini oluşturan … ürünleri ile … Cerrahi Ürünlerinin Türkiye de tanıtımından, satışından ve dağıtımından sorumlu tek satıcılığını yaptığını, davalıların distribütörlük ilişkisinde görülmeyen türde, ani ve fahiş fiyat artışı ve gerçek dışı beyanlarda bulunarak en çok ciro yapılan ürünün tedariğini durdurma gibi yöntemlerle 2018 yılı ikinci yarısı içerisinde müvekkili … aleyhine uygulamaya başladığını, ve 2020 yılı Haziran ayına kadar ticari ve mali koşulları müvekkili … için adım adım çıkmaza sokarak distribütörlük ilişkisini 2020 yılı Haziran aya içerisinde sona erdirdiğini, davalıların bu sayede 2018 yılı ikinci yarısı ile 2020 yılı Haziran ayı arasındaki 2 yıllık süre içerisinde bir yandan TTK m. 122 uyarınca son 5 yıllık kar ortalaması esas alınan denkleştirme istemi yükünü hafifletirken bir yanda da müvekkili … aleyhine yarattığı ticari alacak tutarları üzerinden müvekkili … üzerindeki baskıyı sürekli artırdığını, davalıların, 2020 yılı Haziran ayında müvekkili arasındaki ticari ilişkiyi sona erdirdikten sonra hemen Temmuz ayında … Şti. İle SAV ürünleri için ve Ekim ayında … A.Ş. İle … ürünleri için distribütörlük ilişkini kurduğunu beyan ederek 10.279.442-TL tutarındaki denkleştirme isteminin davalılar tarafından tanzim edilmesini, müvekkili …’in 2018-2020 yılları arasında davalılar tarafından uğratıldığı kar kaybının davalılar tarafından kısmen 100.000-TL tutarında, fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak üzere tazmin edilmesini, müvekkilinin teminat mektuplarının haksız ve kötü niyetli şekilde paraya çevrilmesinden dolayı uğradığı zararın kısmen 100.000-TL tutarında maddi, 100.000-TL manevi tazminatın fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak üzere davalılardan tanzim edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalılar vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … yönünden arabuluculuk dava şartının yerine getirmediğini, davadaki tazminat taleplerine konu 31/12/2019 hitam tarihli Distribütörülük Sözleşmesi, yasaya ve usule uygun olarak müvekkili şirket …Şti. Tarafından 19/02/2019 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde diğer müvekkili şirket …’ ya devrettiğini, bu sebeple davanın müvekkil şirket … Ltd. Şti. Yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin somut gerçeklerden uzak ve hukuki al yapıdan yoksun olduğunu, davacının denkleştirme talebinde davanın açılmasından evvel vazgeçmiş/feragat ettiğini, bu nedenle denkleştirme talebinde bulunmaması gerektiğini beyan ederek vekalet ücreti ile yargılama giderlerini davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; davanın distribütörlük sözleşmesine dayalı denkleştirme tazminatı, kar kaybı tazminatı ile maddi ve manevi zarar taleplerine yönelik alacak davasıdır.
Mahkememizin 2020/772 esas sayılı dosyasına sunulan arabuluculuk son tutanağı aslı incelendiğinde, davacı ile … Limited Şirketi arasındaki arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlandığı, … yönünden ise arabuluculuk yoluna başvurulmadığı, bu davalı tarafından zorunlu arabuluculuk dava şartının bulunmadığı itirazının ileri sürüldüğü anlaşılmış, davalı … ‘ye karşı açılan 2020/772 esas sayılı dosyadan tefrik edilerek iş bu esasa kaydedilmiştir.
01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5’inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre;
“Madde 5/A – (1) Bu kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3’üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile,
“Dava şartı olarak arabuluculuk,
Madde 18/A – (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Dava dilekçesi ve ekleri incelendiğinde, davacı yanın davalıya arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı, dava konusu distribütörlük sözleşmesine dayalı denkleştirme tazminatı, kar kaybı tazminatı ile maddi ve manevi zarara dayalı tazminat talepleri bakımından zorunlu arabuluculuğun söz konusu olduğu anlaşılmıştır. Bu husus dava şartı olup, dava şartları mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınırlar. Yukarıda izah edilen gerekçe ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 59,30-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341/1 ve devamı maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine İstinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tensiben karar veri 16/07/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır