Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/473 E. 2021/551 K. 12.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/473 Esas
KARAR NO:2021/551

DAVA:Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/07/2021
KARAR TARİHİ:12/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketin köklü ve saygın bir uluslararası nakliye ve lojistik şirketi olduğunu, davalı …’in müvekkili şirkette 2015 yılından beri “key account manager” olarak üst düzey yönetici konumu ile çalıştığını, diğer davalı …’nun ise 2003 yılından beri 17 yıldır çalışmakta olduğunu, son olarak deniz ithalat müdürü-üst düzey yönetici olarak çalıştığını, 21/08/2020 tarihinde istifa ederek iş yerinden ayrıldığını, kıdem vd. Tazminatlarını da aldığını, davalı şahısların hiçbir gerekçe olmaksızın ve ailevi nedenler ileri sürerek istifa etmek suretiyle iş yerinden ayrıldığını, davalı şahısların müvekkili şirketin en önemli ve büyük müşterilerine bakan müdür sıfatına haiz kişiler olduğunu, şirketin en önemli müşterilerinin tüm gizli ve ticari verilerine sahip olduklarını, davalılardan …’in istifa dilekçesini vermeden önce planlı bir şekilde müvekkil şirkete ait gizli ve ticari müşteri verilerini ve tüm mali kayıtlarını kendi şahsi mailine yollayarak ticari verileri haksız olarak ele geçirdiğini, bu durumun şirketin bilgi işlem birimi tarafından da fark edildiğini ve yapılan inceleme sonucunda Bilgi Güvenliği İhlal Olay Bildirimi Formu tanzim edildiğini ve imza altına alındığını, tespit tutanağına göre, davalının eylemlerinin ”bilgi hırsızlığı, kötü niyetli girişim” niteliğinde olduğuna yönelik tespit yapıldığını ve içeriğinin … ve müşterilerine ait gizli bilgiler olduğunun görüldüğünü, keza dilekçeleri ekinde sunacakları kayıt ve bilgisayar verileri ile bu durumun yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda da açıkça saptanacağını, davalı …’in bu bilgileri müvekkili şirkette beraber çalışırken samimi olduğu ve kendisinden 2 ay önce işten istifa ile ayrılan …’nun şirketine işbirliği için müvekkil müşterilerine bu bilgileri ulaştırdığını, davalı …’nun istifa ettikten 6 gün sonra işbirlikçi şirket … ve Ticaret A.Ş’nin kurulduğunu, şirketin kağıt üzerinde … isimli bir kişi üzerinden gösterildiğini, davalı …’nun bu şirketin ortağı olduğunu, iş platformu olan … de …’nun kendisini ”… ve Tic. A.Ş (…) de ORTAK” olarak tanıttığını, davalı …’in, 3.kişi … ile birlikte müvekkili şirketten başka kişilere de iş teklifleri yaptığını, müşterilerine haksız tekliflerle elde ettiğini, davalı gerçek kişilerin müvekkil şirkette çalışmaları nedeniyle tüm fiyatları, ilgilileri, kar marjlarını, tedarikçileri ve diğer tüm ticari kritik bilgileri edinmiş ve kopyalamış olan şüphelilerin bu yolla müvekkilin işlerini ve müşterilerini çalmak için hareket ettiklerini, davalılar … ve … aracılığı ile müvekkil şirketten elde ettiği verileri kullanarak şirket kurduğunu ve haksız kazanç elde ettiğini, bu nedenle davalılar hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … nolu soruşturma numarası ile haklarında soruşturmanın devam ettiğini, beyan ederek haksız rekabet sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere kasıt ile zarara sebep veren davalıların haksız rekabet nitelikli eylemleri olan müşteri ayartma ve çalışma faaliyetlerinin tespiti /menini ve durdurulmasını, fazlaya ilişkin talep ve ıslah hakları saklı kalmak üzere şimdilik 150.000-Tl maddi, 15.000-TL manevi tazminatı, haksız fiil tarih itibariyle en yüksek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Dava dilekçe teatisi aşamasındadır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, 6098 Sayılı TBK’nın 444.maddesinde (818 Sayılı BK’nın 348) düzenlenen işçinin rekabet yasağından ve işçi ile işveren arasında düzenlenen sözleşmeye aykırılık iddiasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444-447.maddeleri arasında yer almaktadır.
Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 444/1.maddesinde, fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebileceği düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 4/1-c maddesinde ise, Türk Borçlar Kanununun rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava olarak kabul edilmiş ve TTK’nın 5/1. Maddesinde de aksine hüküm bulunmadıkça, tüm ticari davaların asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir.
HMK’nun 320 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davalıların davacıya yönelik, mahkemece tespiti ve men’i gereken, haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin ve davacının bu eylemler nedeniyle maddi ve manevi tazminat alacağının varlığı ve miktarı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Davalı … ve Tic. A.Ş’nin dosya arasına alınan … kaydında odaya kayıt tarihinin 27/08/2020, meslek grubunun 24-Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri ve şirketin yetkilisinin … olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesinin ekinde; davacı şirket ile davalı … arasında akdedilen 04/01/2016 tarihli rekabet yasağı ve ticari sır saklama taahhüdü sözleşmesinin, davacı şirket ile davalı … arasında akdedilen rekabet yasağı ve ticari sır saklama taahhüdü sözleşmesinin, ayrıca davacı şirket ile davalı gerçek kişiler arasında ayrı ayrı akdedilen rekabet yasağı ve ticari sır saklama taahhüdü sözleşmesinden ayrı iş sözleşmelerinin yer aldığı tespit edilmiştir.
Davacı tarafça dava dilekçesinde açıkça ”…davalılardan …’in istifa dilekçesini vermeden önce planlı bir şekilde müvekkil şirkete ait gizli ve ticari müşteri verilerini ve tüm mali kayıtlarını kendi şahsi mailine yollayarak ticari verileri haksız olarak ele geçirdiğini…” belirttiği ve yine ”…davalı …’in bu bilgileri müvekkili şirkette beraber çalışırken samimi olduğu ve kendisinden 2 ay önce işten istifa ile ayrılan …’nun şirketine işbirliği için müvekkil müşterilerine bu bilgileri ulaştırdığını, davalı …’nun istifa ettikten 6 gün sonra işbirlikçi şirket … ve Ticaret A.Ş’nin kurulduğunu, şirketin kağıt üzerinde … isimli bir kişi üzerinden gösterildiğini, davalı …’nun bu şirketin ortağı olduğunu, iş platformu olan … de …’nun kendisini ”… ve Tic. A.Ş (…) de ORTAK” olarak tanıttığını, davalı …’in, 3.kişi … ile birlikte müvekkili şirketten başka kişilere de iş teklifleri yaptığını, müşterilerine haksız tekliflerle elde ettiğini, davalı gerçek kişilerin müvekkil şirkette çalışmaları nedeniyle tüm fiyatları, ilgilileri, kar marjlarını, tedarikçileri ve diğer tüm ticari kritik bilgileri edinmiş ve kopyalamış olan şüphelilerin bu yolla müvekkilin işlerini ve müşterilerini çalmak için hareket ettiklerini, davalılar … ve … aracılığı ile müvekkil şirketten elde ettiği verileri kullanarak şirket kurduğunu ve haksız kazanç elde ettiğini, bu nedenle davalılar hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … nolu soruşturma numarası ile haklarında soruşturmanın devam ettiği…” şeklinde davalıların gerek iş akdinin devamı sırasında, gerekse sonrasında davacı şirketin ticari ilişkide bulunduğu şirketlerle ticari ilişkiye girmek ve şirkete ilişkin bilgilerin ele geçirilmesi ve kullanılması suretiyle haksız rekabet hükümlerini ihlal ettiklerini belirtilerek, davalılar aleyhine eldeki davayı yönelttiği anlaşılmaktadır.
HMK nun 1. Maddesi hükmüne göre; göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca, dava şartı olan bu husus, HMK nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinde araştırılır. Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle davalı işçilerin iddia edilen rekabet yasağına aykırı fiil/faaliyetlerinin iş akdi devam ederken başlayıp başlamadığı hususu tespit edilmelidir. Davacı tarafça, haksız rekabet teşkil ettiği belirtilen ve iddia edilen eylemlerin, davalı işçilerin iş akitlerinin devamı sırasında başladığı, iş akti sona erdikten sonra da devam ettiği ileri sürülmektedir. Bu hali ile, iş akti sona erdikten sonraki döneme ilişkin eylemler, aktin devamı sırasında başlayan eylemlerin devamı niteliğinde olup, iş aktinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesidir. Bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın İş Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 07/02/2019 tarih, 2015/33389 Esas ve 2019/2979 Karar sayılı ilamı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesinin 26/11/2020 tarih, 2020/1610 Esas ve 2020/1370 Karar sayılı ilamı) Tüm bu nedenlerle Mahkememizce İş Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Bununla birlikte bir an için davalı işçilerin haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin iş akitlerinin devamı sırasında başladığı değil sonrasında başladığı düşünülse dahi 25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre: “6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır, düzenlemesi yer almaktadır. Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümü hizmet sözleşmelerine ilişkin olarak 393 ve 469. maddeler arasındaki düzenlemelerden oluşmaktadır. İşçinin rekabet yasağına ilişkin 444. Madde de bu bölümde düzenlenmiştir.
Mahkemelerin görevi davanın açıldığı durum ve koşullara göre belirlenir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5/1-a maddesine göre işçinin rekabet yasağının da yer aldığı TBK’nın İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine ilişkin işçi ve işveren arasındaki ilişkiden kaynaklanan davalarda iş mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir. Bu durumda da somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkinin vasıflandırılması gerekecektir. Taraflar arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi akdedildiği ve bu sözleşmenin davalı işçilerin istifa ederek davacı şirketten ayrıldıkları tarihe kadar devam ettiği ileri sürülmüştür. Bir başka deyişle, davalı işçiler davacı şirkette taraflar arasında akdedilen belirsiz süreli iş akdine bağlı olarak istifa ettikleri tarihe kadar işçi olarak çalışmıştır. Taraflar arasındaki hukuki ilişki hizmet sözleşmesi mahiyetindedir. O halde yukarıdaki açıklamalar ile birlikte değerlendirildiğinde; 7036 sayılı yasanın, 6102 sayılı TTK’dan sonra yürürlüğe girdiği ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirdiği, özel nitelikte olan ve daha sonra yürürlüğe giren 7036 sayılı yasada, iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar yönünden herhangi bir ayırım yapılmadığı, aksine iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlığın iş mahkemelerinde görüleceğinin belirtildiği, bu haliyle de, somut olayda 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından, yine Mahkememiz görevsiz İş Mahkemeleri görevli olacaktır.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul İş Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2.maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/07/2021

Katip …

Hakim …