Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/469 E. 2023/176 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/469 Esas
KARAR NO : 2023/176

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/04/2016
KARAR TARİHİ : 09/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; olay günü olan 17/02/2016 tarihinde sürücü … sevk ve idaesindeki … plakalı otomobil ile … ilçesi istikametinden … ilçesi istikametine seyir halinde iken … Köyü Mezarlık mevkiine geldiği sırada direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı şeride geçtiği ve … ilçesi istikametinden .. ilçesi istikametine seyreden sürücü …’ın kullanmış olduğu … plakalı otomobile sol ön kısmından çarpması neticesinde çift taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, işbu kazada müvekkili yaralanarak .. Devlet Hastanesi’ne tedavi altına alınmış olup ”akut batın, dalak yaralanması” tanısı konulduğunu, ayrıca kaza nedeniyle müvekkilinin dalağının alındığını, kazaya ve müvekkilinin sakatlanmasına sebep olan …’ın kullandığı otomobilin tescilsiz olduğundan bahisle meydana gelen zarardan … Hesabı’nın sorumlu olduğunu, müvekkili 15/08/1994 doğumlu olup kaza tarihi itibariyle 22 yaşında olup çiftçi olarak çalıştığını, müvekkilinin 2918 sayılı yasadan kaynaklanan söz konusu kaza dolayısı ile işgücü kaybından doğan daimi sakatlık tazminatını alabilmesi için işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacıya ödenmesi gereken işgücü kaybından doğan 1.000,00 TL daimi sakatlık tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Usule ilişkin olarak, dilekçede davacı vekilinin imzasının noksan olduğunu, HMK md.121 gereğince delillerin taraflarına tebliği gerektiğini, davanın, kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı araç sürücüsü … ile işleteni …’a ihbar edilmesini, Esasa ilişkin olarak, … Plakalı aracın 17/02/2016 olay tarihinde geçerli trafik poliçesinin olup olmadığının tramer merkezinden tespit edilmesi gerektiğini, geçerli trafik poliçesinin varlığı halinde davanın esastan reddine karar verilmesini gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun olaya dahil somut deliller ile ispat edilmesi halinde araca atfedilen kusur oranı ve kaza tarihindeki teminat limiti ile sınırlı olduğunu, kaza sebebiyle ödenmesi gereken miktar varsa kusur ve maluliyet oranı gözetilerek uzman bilirkişiler tarafından hesaplanması gerektiğini, davacının iddia edilen kaza neticesinde herhangi bir ödeme alıp almadığı hususunun araştırılarak ilgili yerlere müzekkere yazılmasını Mahkemeden talep ettiklerini, faize ilişkin taleplerin de kabul edilmemesi gerektiğini beyanla esas bakımından haksız ve mesnetsiz açılmış bulunan davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR /
Tedavi evrakları celbedilmiş, … plakalı aracın malik ve ruhsat bilgileri ile trafik tescil kayıtları ve tramer kayıtları, hasar dosyası, hastane evrakları, SGK hizmet dökümü, nüfus kayıt örnekleri, sosyal ekonomik durum araştırma tutanakları, … 1.Asliye Ceza Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış, taraflarca gösterilen diğer deliller toplanmış ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 06/09/2017 tarih ve 18531 Karar sayılı raporunda özetle; Mevcut belgelere göre; … oğlu,… doğumlu …’ın 17/02/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası kazasına bağlı gelişen arızası nedeniyle, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XI(3……….15)A %19 E cetveline göre %15.0(yüzdeonbeşnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresinin 17/02/2016 tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 18/09/2017 tarihli celsesinin (2) numaralı ara kararı ile; ”Dosyanın ve raporun ATK dan dönüşünün beklenmesine, dosya döndikten sonra tebliğ edilecek rapora itiraz olmadığı takdirde 700 er TL ücretle kusur bilirkişisi … aktüer bilirkişisi … verilrek tazminat raporu alınmasına…” dair karar verilmiş ve işbu doğrultuda Aktüerya Hesap Uzmanı … ve Kusur bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 09/11/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; 1-Kusur yönünden; dava dışı … plakalı otomobil sürücüsü …’ın olayda %100 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın olayda kusursuz olduğu, 2-Aktüerya yönünden; davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinin 12/04/2016 olduğu, davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 8.079,15 TL olduğu, davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik zararının 211.057,16 TL olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 10/11/2017 havale tarihli talep arttırım dilekçesi ile; talep arttırımı sonucu 219.136,00 TL tazminat alacaklarının 12/04/2016 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 15/02/2018 tarih, 2016/392 Esas ve 2018/134 Karar sayılı ilamı ile; ”Davanın 10/11/2017 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesinde belirtilen miktar üzierinden kısmen kabulü ile 211.057,16 TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,…” karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40.Hukuk Dairesinin 17/03/2021 tarih, 2019/2028 Esas ve 2021/354 Karar sayılı ilamı ile; ”1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6.maddesi gereğince kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine…” karar verilerek dosyanın Mahkememize gönderildiği ve Mahkememizin 2021/469 Esas sayılı sırasına kaydedildiği tespit edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 16/02/2022 tarih ve 2131 Karar sayılı raporunda özetle; … oğlu, … doğumlu …’ın 17/02/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği, Sindirim Sistemi 7………%10 olduğuna göre; 1.Kişinin tüm vücut engellilik oranının %10 (yüzdeon) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği,
3.Kişinin başka birisinin sürekli ya da geçici olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 27/10/2022 tarihli celsesinin (2) numaralı ara kararı ile; ”…Davacının iddiası, davalının savunması, tüm dosya kapsamı ile kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenen, Mahkememizce de teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunan Adli Tıp 2.İhtisas Kurulunun 16/02/2022 tarih ve 2131 karar sayılı raporu, 09/11/2017 tarihli BK raporu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40.Hukuk Dairesinin 17/03/2021 tarih, 2019/2028 Esas ve 2021/354 Karar sayılı İLAMI nazara alınarak ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için dosyanın bir hesap (Vedat Aykırı) bilirkişisine tevdiine” dair karar verilmiş ve işbu doğrultuda Aktüerya Hesap Uzmanı Vedat Aykırı tarafından tanzim edilen 15/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
-T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40.Hukuk Dairesi’nin … Numaralı kararı ve Sayın Mahkemenin 27/10/2022 tarihli celsesindeki görevlendirmesi gereği yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine kök rapor tarihi olan 09.11.2017 hesap tarihi kabul edilerek, kök rapor sonrası dosyaya kazandırılan T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu”nun 16/02/2022/2131 numaralı raporu dikkate alınarak iş bu ek raporun düzenlendiği,
-T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40.Hukuk Dairesi’nin … Numaralı bozma kararı sonrası davacının gelir durumuna dair dosyaya kazandırılan yeni bir belge görülmediğinden; 20/12/2016 tarihli SGK Hizmet Dökümüne istinaden davacının hesaplamaya esas gelirinin Asgari Ücret düzeyinde olduğu kabul edildiği,
-Davalı … Hesabı ya da dava dışı SGK tarafından davacı …’a Geçici ve Sürekli İş Göremezlik Zararı yönünden ödeme yapılmadığı, davacının Geçici ve Sürekli İş Göremezlik Zararlarından yapılan ödeme kaynaklı herhangi bir tenzil yapılmadığı,
– Davacı …’ın hesaplanan;
Hesaplanan Geçici İş Göremezlik zararının 3.902,97 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle Geçici İş Göremezlik zararının karşılanacağı Kişi Başına Sağlık ve Tedavi Giderleri Teminatı Limitinin 310.000,00-TL olduğu, teminat limitini aşan zararının olmadığı,
Hesaplanan Sürekli İş Göremezlik zararının 85.823,79-TL olduğu, kaza tarihi itibariyle Sürekli İş Göremezlik zararının karşılanacağı kişi başı ölüm ve sakatlanma tazminatı limitinin 310.000,00-TL, teminat limitini aşan zararının olmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları -İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 16/02/2022 tarih ve 2131 Karar sayılı raporu ile 15/11/2022 tarihli bilirkişi raporu- teknik anlamda yeterli ve denetime açık, dosya kapsamına uygun ve bilimsel verilere dayalı görülerek Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dava, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91 vd. maddeleri ile 97 maddesi ve 5634 Sayılı Kanun’un 14. maddesi kapsamında, zorunlu mali sorumluluk sigortacısına yönelik maddi tazminat talepli eda davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının, davacının dava konusu kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik zararına uğrayıp uğramadığı, uğramış ise maddi zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, kazada kusur durumunun ne olduğu, davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarının ne olduğu noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 maddesinde düzenlenen motorlu araç işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğunun hukuki niteliği ise kural olarak tehlike sorumluluğudur. Mezkur Kanunun 85/1 maddesi uyarınca “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine aynı kanunun 58/son maddesi uyarınca “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Bu düzenlemeler kapsamında motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumluluğu kusur(haksız fiil) sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan olağan sebep sorumluluğu niteliğinde de değildir. Tehlike sorumluluğu niteliğindeki bu sorumluluğun doğması için, motorlu aracın işletilmesine özgü tipik tehlikenin gerçekleşmesi yeterli olup motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin kusuru yahut objektif özen yükümlüğünü ihlali aranmaz. Motorlu taşıt işletenin olağan sebep sorumluluğu istisna olup 2918 Sayılı Kanun’un 85/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre işletme haline olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olayda meydana gelen trafik kazası aracın işletilmesi sırasında meydana geldiğinden, işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğunda şüphe yoktur. Bu sebeple işleten ancak kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesi ile motorlu araç işleten veya teşebbüs sahibine zorunlu mali sorumluluk sigortası yapma mecburiyeti getirilmiştir. Bu düzenleme ile sigortacının, motorlu taşıt işletenin veya teşebbüs sahibinin motorlu taşıtın işletilmesinden doğan sorumluluğunu teminat ile sınırlı olmak üzere karşılaması amaçlanmıştır. Aynı kanunun 92 maddesinde ise zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı tahdidi biçimde sayılmıştır. Maddeye göre; aşağıdaki hususlar zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu dışındadır:
“a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler.
g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
i) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.”
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesinde; ” Bu Kanunun 13’üncü maddesi, 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10.7.2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21.12.1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulur. Hesaba;
a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, …” başvurulabileceği öngörülmüştür.
Anılan düzenlemeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu kazanın meydana gelişinde dava dışı kaza tarihi itbariyle Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası bulunmayan -İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40.Hukuk Dairesinin 17/03/2021 tarih, 2019/2028 Esas ve 2021/354 Karar sayılı ilamından sonra dosyaya celbedilen Doğa Sigorta A.Ş’nin cevabi yazısı da nazara alındığında kaza tarihi itibariyle … plakalı aracın geçerli bir trafik poliçesinin bulunmadığının tespit edildiği, zira 04/02/2016 düzenlenme tarihli Zorunlu Mali Sorumluluk İade Sigorta Zeyilnamesinin alt kısmında ”…yazılı poliçe ile temin edilen sigortalı aracın 02/02/2016 tarihinde satılmasından dolayı poliçenin iptal olduğu,…” ibaresinin yer aldığı anlaşıldığından … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli bir poliçesinin bulunmadığının tespit edildiği- … plakalı araç sürücüsü …’ın % 100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacının %10 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatı tutarının 85.823,79-TL olduğu, davalı … Hesabının bu zarardan 5684 Sayılı Kanun’un 14 ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91 vd. maddeleri ile 97 maddesi kapsamında poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu anlaşılmakla, poliçe limiti 310.000,00-TL olduğu(2918 Sayılı Kanunun 93 maddesine göre), davacının 10/11/2017 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesi ile dava dilekçesi ile talep edilen 1.000,00 TL maddi tazminat tutarını 218.136,00-TL daha arttırdığı, davalı Güvence Hesabı’na davadan önce başvuru bulunmadığından temerrüt tarihinin dava tarihi olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde açıkça daimi iş göremezlik tazminatı talep ettiği, zira taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun da sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğu anlaşılmakla Mahkememizce davanın 10/11/2017 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesinde talep edilen miktar üzerinden kısmen kabulü ile 85.823,79-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın 10/11/2017 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesinde talep edilen miktar üzerinden kısmen kabulü ile 85.823,79 TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 5.862,62-TL maktu karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 29,20-TL harç ve 745,05-TL ıslah harcı toplamı olan 774,25-TL’nin mahsubuna, eksik kalan 5.088,37‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Kabul edilen talep yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 13.731,81-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Red edilen talep yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 13.731,81-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 29,20-TL peşin harç, 745,05-TL ıslah harcı, 3.750,00-TL bilirkişi ücreti, 820,00-TL ATK fatura ücreti ve 324,35-TL posta masrafları olmak üzere toplam 5.697,8‬0-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına (%39) göre 2.222,14-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yatırılan 170,00-TL gider avansının kabul ret oranı göre (%61) 103,70-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, artın kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.09/03/2023

Katip
¸

Hakim
¸