Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/445 E. 2022/915 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/445 Esas
KARAR NO : 2022/915

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2018
KARAR TARİHİ : 13/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davalının müvekkili aleyhine 2 adet faturadan kaynaklı … 28.İcra Müdürlüğünde takip başlattığını, yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle … 15.İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında davalı açıldığını, 15.İcra Hukuk Mahkemesinin şikayeti kabul ettiğini ancak alacaklı tarafından kararın temyiz edildiğini, 12.Hukuk Dairesinin 2015/8804 esas sayılı ilamıyla kararın bozulduğu, bozma sonrası mahkemece bu kez şikayetin reddine karar verildiği, bu kararın kendileri tarafından temyiz edildiğini, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2016/17231 esas sayılı ilamıyla onandığını, kararın 13/06/2017 tarihinde kesinleştiğini, kararın kesinleşmesinden sonra davalının haciz işlemi başlattığını, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını belirterek, davalıya … 28.icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 765.418,00 TL borçlu olmadığının tespitine, davalının % 20 den aşağı olmamak üzere haksız tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin yetkisiz temsilci ile davada temsil edildiğini, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek Şirketi temsil yetkisini de içeren Genel kurul kararının iptaline ilişkin … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar sayılı kararının bekletici mesele yapılmasına, iptal kararı kesinleştiği takdirde de davanın öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, haksız ve yasal dayanaktan yoksun, kötü niyetle ikame edilmiş davanın esastan reddine, kötü niyetle ikame edilmiş dava nedeniyle lehimize %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, faturaya dayalı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, …’in davacı şirket adına takip ve dava yetkisinin bulunup bulunmadığı, … 28 İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası kapsamında davacının davalı şirkete borçlu olup olmadı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, .. 28.İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası celbedilerek dosya içine alınmıştır.
Davacı şirketin sicil dosyası örneği ve …1 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… esas sayılı dosyasında verilen gerekçeli karar örneği getirtilerek incelenmiş, davacı Şirket Ortaklar Kurulunun 24/10/2014 tarihli kararı ile iki ortaklı limited şirkette ortaklardan biri olan …’in şirketi 25 yıl süre ile temsile yetkili kılındığı; ancak bu kararın … 1 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas, …karar sayılı, 24/12/2015 tarihli kararı ile ;pay sahibinin kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikteki genel kurula katılma hakkını sınırlandıran hatta ortadan kaldıran ortaklar kurulu kararının geçersiz olduğu tespit edilmiş ve kararın iptal edildiği ve kararın 03/12/2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde ; davacı şirket adına dava açan …’i dava tarihinde temsile yetkili kılan 24/10/2014 tarihli ortaklar kurulu kararının butlan sebebiyle iptaline karar verildiği, kararın kesinleştiği, bu haliyle …’in eldeki dava tarihi itibariyle şirketi temsil bulunmadığı anlaşılmakla, davanın 6100 sayılı HMK 114/1-d ve 115/2 fıkraları uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 22/09/2020 tarih ve 2018/220 Esas 2020/519 karar sayılı kararı BAM 43. Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarih 2021/436 Esas 2021/613 Karar sayılı ilamıyla;
“Somut olayda, davacı şirkete ana sözleşme ile 5 yıl süreliğine müdür olarak atanan …’in görev süresinin 2014 yılında sona erdiği, 25 yıl süre ile şirkete müdür olarak atanmasına ilişkin 24/10/2014 tarihli şirket ortaklar kurulu kararının iptaline karar verildiği, kararın 03/12/2019 tarihinde kesinleştiği sabit olup, iki ortaklı limited şirkette yeni müdür seçiminin yapılıp yapılmadığı dosya kapsamından anlaşılmamaktadır. Eski müdürün yeni müdür seçiline kadar olağanüstü ve acil durumlar için görevine devam edeceğinin kabulü geretiği kabul edilse de, ancak bu durum, eski müdürün görev süresinin uzadığı veya yenilendiği anlamına gelmez. Görülmekte olan bir davada, şirketin organsız kalması durumunda ve/veya davanın sürdürülüp sürdürülmemesi konusunda, şirketin ortakları arasında menfaat çatışması doğduğunda, TMK hükümleri uyarınca, tüzel kişiliğe sahip şirketi münhasıran bu davada temsil etmek üzere bir temsil kayyumu atanması suretiyle yargılamaya devam olunarak uyuşmazlık çözülebilir.
O halde, ilk derece mahkemesince, öncelikle davacı şirkete yeni temsilci/müdür tayini edilip edilmediği araştırılıp, şirkete müdür atanmadığının tespiti durumunda, davacı şirketin dava da temsili sağlanmak üzere temsil kayyımı atanmak üzere davacı tarafa yetki ve mehil verilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. “gerekçesi ile mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek dosya mahkememize iade olunmuştur.
BAM kararı sonrası dosya 2021/445 esas sayısına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Toplanan deliller neticesinde dosya bilirkişi incelemesine tevdi edilmiş olup, Bilirkişi … tarafından düzenlenen 13/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe dayanak yapılan Menfi Tespit talebinden ibaret olduğu, davacının 2010 ve 2011 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığı, davalının 2010, 2011 ve 2012 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığı, 2013 ve 2014 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davalının davacıdan 765.418,00 TL alacağının bulunduğu, sayın Mahkemece 04.02.2021 tarihinde tevdii ettiği görev çerçevesince taraf şirketlerin 2010 ve 2014 yılı ticari defterlerinin incelenmesi talep edilmiş ancak davacı tarafından tarafımıza 2010 ve 2011 yılı ticari defterleri tevdii edilmiş olup 31.12.2010 tarihi itibariyle ticari defterlerinde davalı … Ltd. Şirketinin davacıdan 348.000 TL alacaklı olduğu, 31.12.2011 tarihi itibariyle davalının davacıdan 265.000 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, diğer yıllara ilişkin ticari defterlerini davacı şirket tarafından tarafımıza teslim edilemediği, bu itibarla takip tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olduğu tutarın tespitinin yapılamadığı, sayın Mahkemenin “fatura konusu performans değerlendirme temelli kurumsal kaynak planlama yazılı ürünün davacıya teslim edilip edilmediği, hususlarının çözüme kavuşturulması amacıyla ve takip dayanağı faturaların davalı defterlerinin kayıtlı olup olmadığı” hususunda yapılan değerlendirmede mezkur ürünlerin her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalıya ait dosyaya mübrez BS formlarında faturaların bildirilmiş olduğu, neticeten, yukarıda izah edilen gerekçeler ile takip konusu alacağa mesnet faturaların taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari defterleri sunulmadığından takip tarihi itibariyle davalıya olan borç/alacak tutarının tespitinin yapılamadığı, buna karşın takip konusu alacağa dayanak faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşıldığından (ayıp/hasar/eksik teslim vb itiraz olmadığından) davacının bu faturaları ödemiş olması halinde borçlu olmadığının kabulünün gerekeceği ancak davacının ödeme evraklarını da ibraz etmediği, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi itibari ile davacıdan 765.418,00 TL alacağının bulunduğu, bu çerçevede mevcut bilgi ve belgeler çerçevesinde takip tarihi itibariyle davacının davalıya 765.418,00 TL borçlu olduğu belirtilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları ibraz edilen deliller bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ;
Dava, faturaya dayalı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
BAM kaldırma kararında belirtildiği üzere ; davacı şirketin, 08.07.2009 tarihinde kuruluşu yapılarak sicile tescil edildiği, 14.07.2009 tarihli sicil gazetesinde ilanın yapıldığı, şirketin kurucu ortaklarının …, …, … olduğu, şirketin ana sözleşmesinde ortaklardan …’in ilk 5 yıl için şirket müdürü olarak tayin edildiğini ve şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı, şirketin 20.10.2009 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirket ortaklarından …’ın şirkette mevcut hissesinin 50.000 TL’lik kısmını …’e, geri kalan 50.000 TL’lik kısmınıda noterden yapılan usulüne uygun hisse devir ve temlik sözleşmesi ile …’a devredip şirket ortaklığından ayrıldığı, bu hususun 27.10.2009 tarihli sicil gazetesinde ilan edildiği, 17.11.2009 tarihli ortaklar kurulu kararıyla da şirket hissedarlarından …’ın tüm hissesini …’a devredip ortaklıktan ayrıldığı, şirketin ortaklarının … ve … olarak belirlendiği ve bu kararında 08.12.2009 tarihli sicil gazetesinde ilanının yapıldığı, 26.12.2011 tarihli 2011/02 nolu ortaklar kurulu kararında da şirketin hissedarlarından …’ın tüm hissesini …’a devredip ortaklıktan ayrıldığı ve bu kararında 06.01.2012 tarihli sicil gazetesinde ilan edildiği, bu durumda şirketin ortaklarının … ve … olduğu ve ortaklık paylarının %50’şer oranında bulunduğu, 24/10/2014 tarihli ortaklar kurulu kararı ile iki ortaklı limited şirkette ortaklardan biri olan …’in şirketi 25 yıl süre ile temsile yetkili kılındığı, ancak bu kararın … 1 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/31 Esas, 2015/795 Karar sayılı, 24/12/2015 tarihli kararı ile iptal edildiği, kararın kanun yolundan geçmek suretiyle 03/12/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış olup davacı şirkete ana sözleşme ile 5 yıl süreliğine müdür olarak atanan …’in görev süresinin 2014 yılında sona erdiği, 25 yıl süre ile şirkete müdür olarak atanmasına ilişkin 24/10/2014 tarihli şirket ortaklar kurulu kararının iptaline karar verildiği, kararın 03/12/2019 tarihinde kesinleştiği sabit olup, bu kapsamda organsız kaldığı sabit olan iki ortaklı davacı şirketin dava da temsili sağlanmak üzere temsil kayyımı olarak … atanmış ve yargılamaya onun katılımı ile devam olunmuştur.
Alacaklı davalı … Ltd. Şti. tarafından 16.09.2014 tarihinde borçlu davacı …Tic. Ltd. Şti. aleyhine … 28. İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyası ile fatura alacağını dayanak göstererek, 765.418,00 TL fatura alacağının tahsili amacıyla takibe başlatıldığı görülmüştür.
İbraz edilen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davacı vekili tarafından mali müşavir bilirkişi incelemesine tevdi edilen 2010, 2011 ve 2012 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığı, 2013 ve 2014 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, 31.12.2010 tarihi itibariyle ticari defterlerinde davalı … Ltd. Şirketinin davacıdan 348.000 TL alacaklı olduğu, 31.12.2011 tarihi itibariyle davalının davacıdan 265.000 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, diğer yıllara ilişkin ticari defterlerini davacı şirket vekili tarafından incelemeye sunulmadığı, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalının davacıdan 765.418,00 TL alacağının bulunduğu davaya dayanak fatura konusu performans değerlendirme temelli kurumsal kaynak planlama yazılı ürünün her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalıya ait BS formlarında faturaların bildirimi olduğu , bu kapsamda ürünlerin davacıya tesliminin yapılmış olduğunun anlaşıldığı davacı tarafça ticari defterleri sunulmadığından takip tarihi itibariyle davalıya olan borç/alacak tutarının tespitinin yapılamadığı, buna karşın takip konusu alacağa dayanak faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşıldığından davacının bu faturaları ödemiş olması halinde borçlu olmadığının kabulünün gerekeceği ancak davacının ödeme evraklarını da ibraz etmediği, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi itibari ile davacıdan 765.418,00 TL alacağının bulunduğu anlaşılmakla davanın reddi gerektiği anlaşılmış, davalı tarafça kötüniyet tazminat talebinde bulunulmuş ise de koşulları oluşmadığından bu istemin de reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 13.071,43-TL harçtan mahsubu ile artan 12.990,73-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 102.195,98-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yapılan 19,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2022

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
13.071,43-TL PEŞİN HARÇ
80,70-TL KARAR HARCI
12.990,73-TL. TALEP HALİNDE İADE HARÇ