Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/442 E. 2022/28 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/442
KARAR NO : 2022/28

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/07/2014
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı …’nun 05/07/2013 günü 11:00 sıralarında … üzerinde bulunan polis merkezi karşısında orta refüj üzerinden karşıdan karşıya geçmeye başladığını ancak sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı aracın ışık ihlali yaparak davacıya çarptığını, aracın davalı sigorta şirketine … no.lu Trafik poliçesiyle sigortalı olduğunu, kaza sonucu davacının 10 yıldır ev temizliklerine gittiğini ve günlük 120, 00 TL kazandığını, haftanın her günü çalıştığını, 10 ay evde yatarak tedavi gördüğünü, halen düşük yoğunlukta baş dönmeleri olduğunu, bu nedenle 1 yıldan fazla çalışaımadığını, eşinin ve çocuklarının hayatının olumsuz etkilendiğini belirtmiş ve şimdilik 1.000 TL tedavi giderinin, 1. 000 TL iş gücü kaybının, 10.000 TL manevi tazminatın, eşi ve çocukları için 1.000’er TL olmak üzere toplam 16.000 TL ‘nin davalılardan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini muhakeme masrafı ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiş ve 07/04/2017 tarihli talep artırım dilekçesi ile; toplam 17.281,94 TL maddi (müvekkili … için) tazminat ve 14.000,00 TL manevi tazminat (müvekkili … için 10.000 TL, Müvekkilinin eşi için … 1.000 TL, üç adet çocuğunun her biri için 1.000 TL) olmak üzere toplam 31.281,94 TL ‘nin olay tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (…Sigorta Şirketi açısından maddi tazminat yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) …’nın da müvekkilinin tedavi nedeni ile nihai ve gerçek zararı 27,43 TL ile sınırlı olmak üzere) tahsiline karar verilmesini, dahili dava edilen …’nın ara karar ile dahili dava edilmesi için Mahkemece taraflarına kesin süre verilmiş olması nedeni ile davaya dahil edildiğinden reddedilecek kısımlar yönünden vekalet ücretine karar verilmemesini, her türlü yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar …ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin davacının beyanlarına aykırı düzenlendiğini, davacının kapatılan … 13. Sulh Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasının 01/07/2014 tarihli duruşmasındaki ifadesinde, olay günü yolun ortasındaydım. Yolun ortasında refüj vardı sağa baktım ışıklar benim bulunduğum yere göre biraz uzaktı. Orada araçların durduğunu gördüm. Yol boş olduğu için yola indim. Yola indikten sonra yol boş olduğu için bir daha gelen araçlara bakmadım demek suretiyle yaya geçidinden geçmediğini, ışıklarla ve yolla ilgilenmediğini kabul ve beyan ettiğini, davanın … 69. Asliye Ceza Mahkemesinin …E. Sayılı dosyasında görüldüğünü, ceza davasının sonucunun beklenmesini istediklerini, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, davalının davadan sonra davacıyla görüştüklerini, 10 ay evde yattığını inandırıcı bulmadıklarını, 3 küçük çocuğu olan davacının haftada 7 gün çalışamayacağını, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmesi gerektiğini, olayda davalı sürücünün kusursuz olduğunu, … Üniversitesi Mühendislik bölümünde öğrenci olduğunu, babasının işçi olduğunu, davacının yaralanmasından davalıların da üzgün olduğunu belirtmiş ve davanın reddini istemiştir.
Davalı …Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın davalı şirkete 14/12/2012-2013 vadeli ve … no.lu poliçe ile ZMMS poliççesiyle ve 14/12/2012-2013 vadeli … no.lu İMMS poliçesiylle sigortalı olduğunu, ancak kusur oranında sorumlu olduklarını, kazada sürücüsünün kusursuz olduğunu, tali kusurlu bulunması halinde kusur oranında tazminattan indirim yapılması gerektiğini, ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, davacının ceza davasında şikayetçi olmadığınıı, bu beyanın maddi tazminattan zımmen feragat olarak yorumlanabileceğini, eğer böyleyse davanın reddini istediklerini, maluliyet durumu ve maluliyetinin kaza ile ilgisi hakkında rapor alınması gerektiğini, tazminat miktarının aktüer bilirkişi tarafından hesaplanması gerektiğini, davacının çalışmaiddialarına yönelik olarak … kayıtlarınnı celbini istediklerini, davacıların sosyal ve ekonomik durumları ile sosyal güvenlik kuruluşlarının ve bu kuruluşlardan aldıkları tazminatların araştırılması gerektiğnii, bu çerçevede …’dan rücuya tabi bir ödeme alınıp alınmadığının ve alınmış ise bu tutarın tazminattan düşürülmesi gerektiğini, 25/02/2011 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 6111 sayılı kanunna göre tadavi giderlerinden …’nın sorumlu olduğunu, bu nedenle kendilerinin sorumlu olmadıklarını, davalı şirketçe …’ya 154.455.652,74 TL aktarıldığını, bu aktarım ile sorumluluklarının bittiğini, TBK Md. 56’ya göre zarar görenin yakınlarının ancak ağır bedensel zarar durumunda manevi tazminat taleplerinin olabileceğini, manevi tazminat taleplerinin haksız zenginleşme aracı olamayacağını, davacıların, kendilerine başvurmadığı ve dolayısıyla temerrüde düşmediklerini belirtmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, davacılara ait nüfus kaydı, davacıya ait tedavi evrakları, davacılara ait sosyal ve ekonomik durum araştırmasına araştırması, 05/07/2013 tarihli Ölümlü/Yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağı, İstanbul Sosyal Güvenlik Kurumunun 11/06/2015 tarihli yazı cevabı, … İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından Mahkememize gönderilen … plakaya ait … kayıtları, … 69.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası, atk ve bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememizce alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi Başkanlığınca düzenlenen 02/03/2016 tarihli rapor da özetle; … kızı 15.06.1972 doğumlu …’nun 05.07.2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası kazasına bağlı arızası, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak:Gr1 I(1A…………10)A %14 E cetveline göre %14.1 (yüzdeondörtnoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 22/06/2016 tarihli celsede dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, bilirkişiler …, Yük. Müh. Aktüeryal Hesap Uzmanı …, Adli Tıp Uzmanı…, Sigorta Baş Hukuk Müşaviri …tarafından hazırlanan 07/12/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu olayda davalı sürücü …’ın %25 (Yüzdeyirmibeş) oranında tali kusurlu olduğu, davacı yaya …’nun olayda %75 (Yüzdeyetmişbeş) oranında asli kusurlu olduğu, davacı …’nun maluliyeti nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının asli kusurlu olduğu, davacı …’nun tedavi gideri nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının (27,43) TL olduğu, temerrüt başlangıç tarihinin davalı sigorta şirketi yönünden 27/10/2014 dava tarihi diğer davalılar yönünden ise 05/07/2013 kaza tarihi olduğu, temerrüt faiz nev’inin talep ile bağlı kalınarak yasal faiz nev’inden işleyecek faiz olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE:Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereğince maddi tazminat ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi gereğince manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İş bu dava dosyası ile ilgili ilk olarak Mahkememizin 2014/1305 esas sırasında yapılan yargılama neticesinde 24/10/2018 tarihinde 2018/1049 K. sayılı karar karar verilmiş İş bu karara ait gerekçeli karar da; “Davacı … 05.07.2013 tarihli trafik kazası sonucu tedavi ve iş gücü kaybı nedeni ile belirsiz alacak davası olarak 1.000,00 TL tedavi gideri ile 1.000,00 TL iş gücü kaybı tazminatı ve 10.000,00 TL manevi tazminatı kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen talep etmiştir. Davacı …’ nun oğlu 2002 doğumlu …, oğlu 2010 doğumlu …, oğlu 2010 doğumlu …, eşi … da 1.000,00 ‘ er TL den toplam 4.000,00 TL manevi zararlarının tazminini kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen talep etmiştir.
Davalı taraf genel mahiyette sorumlu olmadıklarından bahisle davanın reddini savunmuştur. Dava, trafik kazası nedeni ile talep edilen maddi ve manevi zararın tazminine ilişkindir. … 69. Asliye Ceza Mahkemesi’ nin …E sayılı dosyası incelenmiştir. … ya aktarım yapıldığı anlaşıl mıştır.06.04.2016 tarihinde … nın davacılar tarafından davaya taraf olarak tedavi giderleri açısından dahil edildiği görülmektedir. Davacı tarafından davanın 17.11.2014 ve 07.04.2017 tarihlerinde harç yatırıldığı anlaşılmaktadır. Davalı Rahman’ ın sürücü olarak, davalı …’ in KTK gereği araç işleten olarak, davalı sigorta şirketinin kusurlu araç sigorta şirketi olarak, davalı …’ nın sosyal devlet ilkesi gereği ve kanunen tedavi giderlerinden sorumluluğu nedeni ile davalı oldukları gözetilmiştir. Davacı kazada yaya olan ve yararlanan … 15/06/1972 doğumludur. Kaza 05.07.2013 tarihinde vuku bulmuştur. İspat kurallarına dikkat edilmiştir. Hukuken denetlenebilen hüküm kurmaya elverişli belirli ve eksiksiz iddia ve talepleri karşılayan ATK dan maluliyet ve kusur- aktüer -sigorta uzmanı- adli tıp uzmanı bilirkişilerden bilirkişi raporları alınmıştır.
Bilirkişiler; …,…, …ve …tarafından hazırlanan 09/12/2016 tarihli bilirkişi raporu belirli ve tam olmakla ayrıca tarafların beyanlarını karşılamakla hukuki değerlendirme kapsamında bulunmayan yönü ile hüküm kurmaya elverişli olarak değerlendirilmiştir. Teknik olmayan hukuki değerlendirme kapsamında kalan değerlendirmeler Mahkememizce Hakim tarafından kararda belirtilen şekilde değerlendirilmiştir.
Kusur yönünden; Davalı sürücü …’ ın kara yolunda tehlikeli araç kullanması, yönetimindeki aracın hızını yol, hava ve trafik şartlarına göre ayarlayamamış olması, meskun mahalde dikkatsiz ve tedbirsiz seyretmesi, gündüz görüş açıkken ve yol genişliği yeterli iken görüşe engel herhangi bir cisim yokken önündeki yaya trafiğine yeterince dikkat etmemiş karşıdan karşıya geçmeye başlayan ve yolun ortasına gelen yayaya karşı etkili fren tedbiri ile yavaşlamamış olması mevcut hızı ile ve etkisiz fren tedbiri ile yayaya şiddetle çarpmış olması nedeni ile %25 oranında, davacı yaya …’nun karşıdan karşıya geçmeden önce yoldaki araç trafiğine dikkat etmemesi, bulunduğu yere yakın olan ışıklı yaya geçidini kullanmaması, araçların hız ve mesafelerini göz önünde bulundurarak hızla yaklaşan davalı aracının geçmesini beklememesi ve bu aracın geçişinden sonra karşıya geçişini sürdürmesi gerekirken araçlara yeterince dikkat etmemesi ve dalgın hareket etmesi nedeni ile %75 oranında kusurlu olduğuna kanaat getirilmiştir.
Maluliyet yönünden; Davacı …’ in dava konusu kaza nedeni ile % 14.1 meslekte kazanma gücünü yitirdiği, geçici iş görememezliğinin olay tarihi olan 05.07.2008 tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği teknik olarak usule uygun bir şekilde ATK tarafından değerlendirilmiştir.
Davacı …’nun maluliyet nedeniyle nihai ve gerçek maddi zararının 17.257,51 TL olduğu, maluliyet nedeniyle maddi tazminatın davalı … ve davalı … dan olay tarihi olan 05/07/2013 tarihinden itibaren işletilecek davalı … Sigorta A.Ş ‘den dava tarihi olan 18/07/2014 tarihinden itibaren işletilecek (davalı … Sigorta A.Ş’nin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olması kaydı ile) yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilinin gerektiği; 27,43 TL tedavi giderinin davalı …’dan davalı … nın davaya dahil edilme tarihi nedeni ile 06/04/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsilinin gerektiğine kanaat getirilmiştir.
Davacı …’a verilen manevi tazminat açısından; davacının dava konusu olan trafik kazasında; yaya olarak yukarıda izah olunduğu üzere olayda % 75 oranında kusurlu olduğuna ve davalı taraf sürücüsünün % 25 oranında kusurlu olduğuna dikkat edilmiştir. Davalı gerçek kişi sürücü ve işletenin belirlenen kusur gereğince TBK ve KTK gereğince manevi tazminattan sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Davalı sigorta şirketinin manevi tazminattan sorumlu olmadığı ayrıca manevi tazminat klozunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Manevi tazminat açısından yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere sigorta şirketi dışındaki davalılar kusur oranı ile sorumlu olan sürücü ve araç işleten olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte sorumludur. Davacının kaza sonucu % 14.1 oranında meslekte kazanma gücünden sürekli kayba uğradığı teknik rapordan anlaşılmaktadır. Tarafların/ gerçek kişi mali sosyal durumuna, davacının yaşına ve yaya olması durumuna dikkat edilmiştir. Davacının asgari geçimi dikkate alınarak statüsüne ve sosyal hayatına etkileri değerlendirilmiştir. Mahkememizce taktir olunan manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar her olaya göre değişebileceğinden, somut olayda taktir hakkını kullanılırken, somut olaya etkili olan nedenler de objektif ölçülere göre irdelenmiştir ve gösterilmiştir. Mahkememizce özel haller yaş, maluliyet oranı, kusur… vb göz önünde tutularak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar verelen tutar adalete uygun değerlendirilmiştir. Davacının gerçek kişi davalılardan istemiş olduğu 10.000,00 TL manevi tazminatın günümüz şartlarında davacının sosyal statüsü, tarafların mali sosyal durumları ve olayda yaya ve % 75 ağır kusurlu olması nedeni ile yüksek bir rakam olduğu anlaşılmaktadır. İstenilen manevi tazminat para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır,çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinilmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir, aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaçlamaktadır. Bu nedenle tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır, bu nedenle bu tazminatın sınırı amacına göre belirlenmiştir, taktir edilen miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır ilkelerine de dikkat edilmiştir. Manevi tazminat, kusurlu tarafın fiili sonucu bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından mahkememizce T.M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkı kullanılarak, manevi tazminat miktarı tespit edilmiştir. Mahkememizce belirlemeyi yapılırken somut olayın özelliği, zarar görenin ve kusurlu tarafın ekonomik ve sosyal durumu, paranın alım gücü, kaza nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetilmiştir. Maddi ve hukuki olgular; hukuk- hak- nesafet- hakkaniyet- ülkenin ekonomik koşulları- tarafların ekonomik sosyal durumları- paranın satın alma gücü- davalının ve tarafların kusur durumları- olayın ağırlığı- olay tarihi- gelişen hukukta tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oran- davacının yaşı cezadan çok mağduru tatmin edici- manevi tazminatın bölünmezliği ile birlikte değerlendirilmiştir. Manevi zarardan davacının kaza nedeni ile maluliyeti sonucu elem duyduğu muhakkak olduğundan davalı gerçek kişilerin sorumlu olduğu anlaşılmış, davacı ve davalı tarafların ekonomik ve sosyal durumları, zararın ağırlığı, yüzdesel kusur nazara alınarak manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağı hususu da dikkate alınmak suretiyle paranın satın alma gücü karşısında hakkaniyet gereğince makul bulunan- vicdanen kanaat edinilen talep edilen manevi tazminatın davacıya verilmesi gerekmiştir. Mahkememizin de kabulünde olduğu üzere, davalı tarafın kusuru oranında davacıyı malul ettiği bu kusurlu davranışların aynı zamanda hayatın olağan akışında mağduriyet yaşayan herkesi etkileyebilecek nitelikte olduğu, davacının tinsel aleminde üzüntü, elem , keder ve manevi yıkıma vücut verdiğine kanaat getirilmiştir. Mahkememizce, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TBK 58, 60, TMK 24,25, Anayasa’nın Temel Hak ve Özgürlükler Hükümleri doğrultusunda TMK 4. maddesi uyarınca ) dikkate alınarak davacı … yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiş, tüm dosya içeriğine göre vicdanen- takdiren ve kanunen aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Faiz davacı tarafından istenilmekle haksız fiil oluşturan kaza tarihinden itibaren yasal faize yönelik karar değerlendirilmiştir.
Dava konusu kazada davacı yaralanan ve zarar sonucundan direk etkilenen malul kalan …’ in % 75 ağır kusuru karşısında diğer davacılar olan eş ve çocuklar lehine davacı … nedeni ile davalıları fakirleştiren, yukarıda detaylı bir biçimde şartları izah olunan manevi tazminata hükmolunmasına ilişkin genel açıklamalar ışığında manevi tazminata hükmolunmasını gerektiren şartların oluştuğuna kanaat getirilmediğinden, dava konusu davacı …’ a hükmolunan maddi zararın miktarı ve davacı …’ in ağır % 75 oranındaki kusuru da gözetilerek davacı eş ve çocuklar lehine manevi tazminata hükmolunmamıştır.” hususları bildirlmiştir.
Mahkememizce verilen 24/10/2018 tarih ve 2014/1305 Esas 2018/1049 sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvuru neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 24/05/2021 tarih 2019/1305 Esas 2021/951 Karar sayılı ;”…TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Somut olayda davacı … ‘nun kazada yaralanması nedeniyle Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen rapora göre % 14.1 oranında maluliyeti bulunduğu belirlenmiş, uzun süre tedavi görmüş ve operasyonlar geçirmiştir. Bu şekilde bir yaralanmaya maruz kalan ve tedavi gören davacının çocukları ve eşinin bu yaralanma nedeniyle büyük üzüntü çekmiş olduklarının mutlak olmasına ve davacının durumunun ruhsal bütünlüklerini etkilediğinin kabulü ile bu davacılara da yukarıda anılan ilkelere göre hak ve nefaset ilkeleri gözetilmek suretiyle uygun miktarda manevi tazminat taktir edilmesi gerekirken aksine düşünce ile manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davacılar vekilinin istinaf itirazı bu yönden yerindedir.
Bu nedenle; dahili davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.” şeklindeki istinaf kararı ile mahkememiz kararı kaldırılmış, diğer hususlardan yapılan istinaf başvurusu ise reddedilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 24/05/2021 tarih 2019/1305 Esas 2021/951 Karar sayılı mahkememiz kararının kaldırılmasına dair kararı sonrası dava dosyası mahkememizin 2021/442 esas sırasına kaydedilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
İlk derece mahkemelerince istinaf kararları sonrası yapılan yargılama da istinaf kararlarınca açıkça beliritilen hususlarla bağlı kalınarak bir yargılama yapılması zorunludur. Bu nedenle de maddi tazminata ve davacı … lehine verilen manevi tazminata yönelik tarafların istinaf başvurularının da reddedilmiş olması da gözetilerek mahkememizce önceki verilen A, B ve C bentlerindeki maddi ve manevi tazminat talepleri infazda tereddüt olmaması dikkate alınarak önceki 24/10/2018 tarihli karardaki şekilde gibi tekrarlanmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 24/05/2021 tarih 2019/1305 Esas 2021/951 Karar sayılı kararında davacı …’nun eşi … ve çocukları …, …, … lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği açıkça bildirilerek bu husus mahkememiz önceki kararının kaldırılması sebebi yapılmıştır.
Zaman itibarı ile somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’ nun 56/1. maddesinde “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca 22.06.1966 tarih ve 2/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’ nda manevi tazminat, bir ceza ya da gerçek anlamda bir tazminat olmayıp, zarara uğrayan kişinin manevi ıstırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araç olabileceğini belirtmiştir. Bu durumda TBK’ nun 56. maddesi hükmü ve İçtihadı Birleştirme Kararı da nazara alınarak, olayın meydana geliş şekli, kaza ile maluliyete ilişkin rapor, kusur durumları dikkate alınarak, davacının kaza nedeni ile duyduğu elem ve üzüntü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihine göre paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkeleri bir arada değerlendirilmek suretiyle davacının uğradığı manevi zarar nedeni ile, istinaf kararı davacılar …, …, …, …’nun manevi tazminat talebinde haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle davacı … manevi tazminat davasının kabulü ile, davacı … için 1.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 05/07/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı …’na verilmesine ve davacı …, …, … manevi tazminat davalarının kısmen kabulü kısmen reddi ile, davacı … için 750,00 TL, … için 750,00 TL ve davacı … için 750,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 05/07/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılar …, … ve …’ne ayrı ayrı verilmesine, davacılar …, …, …’nun fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacıların davasının kısmen kabulü, kısmen reddi ile;
A-Davacı … lehine 17.257,51 TL maluliyet nedeniyle maddi tazminatın davalı … ve davalı … dan olay tarihi olan 05/07/2013 tarihinden itibaren işletilecek davalı … Sigorta A.Ş ‘den dava tarihi olan 18/07/2014 tarihinden itibaren işletilecek (davalı … Sigorta A.Ş’nin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olması kaydı ile) yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline davacı …’na verilmesine, faiz başlangıcı ve türüne ilişkin fazlaya dair talebin reddine,
B-Davacı … lehine 27,43 Tl tedavi giderinin davalı …’dan 06/04/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacı …’na verilmesine, faiz başlangıcı ve türüne ilişkin fazlaya dair talebin reddine,
C-Davacı … lehine, 2.000 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 05/07/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline davacı …’na verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
D-Davacılar … manevi tazminat davasının kabulü ile, davacı … için 1.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 05/07/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı …’na verilmesine,
E-Davacı …, …, … manevi tazminat davalarının kısmen kabulü kısmen reddi ile, davacı … için 750,00 TL, … için 750,00 TL ve davacı … için 750,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 05/07/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılar …, … ve …’ne ayrı ayrı verilmesine, davacılar …, …, …’nun fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 1.180,73 TL nispi karar ve ilam harcının davacı taraftan daha önce tahsil edilen 5,04 TL peşin harç, 56,00 TL tamamlama harcı, 53,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 114,04 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.066,69 TL karar ve ilam harcının davalılar …, … ve … Sigorta Şirketi’den tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 358,63 TL nispi karar ve ilam harcının davalılar …, …’dan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından yatırılan ve (2) numaralı maddede mahsup edilen toplam 114,04 TL harç ile 25,20 Başvurma harcı olmak üzere toplam 139,24 TL’nin davalılar …, … ve davalı … Sigorta Şirketi’nden alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan bilirkişi raporları masrafı, posta giderleri ve diğer giderler olmak üzere toplam 2.850,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret durumu nazara alınarak takdiren; 2.050,59 TL’sin davalılar …, … ve … Sigorta Şirketi’nden (davalılardan … Sigorta A.Ş.’nin 1.572,28 TL’sinden sorumlu olmak üzere) alınarak davacılara verilmesine, artan kısmın davacıların üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar … ve … tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret durumu nazara alınarak takdiren; 14,02 TL’sinin davacılardan alınarak adı geçen davalılara verilmesine, artan kısmın davalılar … ve … üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar … Sigorta Şirketi ve … Başkanlığı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Maddi tazminat davası yönünden AAÜT’nin uyarınca hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … ve davalı … Sigorta Şirketi’nden alınarak alınarak davacı …’na verilmesine,
10-Maddi tazminat davası yönünden reddedilen kısım itibariyle AAÜT uyarınca hesap edilen 24,43 TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalılara verilmesine,
11-Manevi tazminat davası yönünden AAÜT’nin 10/1-4. maddesi uyarınca hesap edilen davacı … için 2.000,00 TL, davacı … için 1.000,00 TL, davacı … için 750,00 TL, davacı … için 750,00 TL ve davacı … için 750,00 TL miktarlarındaki vekalet ücretlerinin davalılar … ve …’dan alınarak ismi geçen davacılara ayrı ayrı verilmesine,
12-Manevi tazminat davası yönünden reddedilen kısım itibariyle AAÜT’nin 10/2-4. maddesi uyarınca hesap edilen davacı …’ndan 2.000,00 TL, davacı …’ndan 250,00 TL, davacı …’ndan 250,00 TL ve davacı …’ndan 250,00 TL miktarlarındaki vekalet ücretlerinin ismi geçen davacılardan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine,
Dair, davacılar vekili ve dahili davalı … vekilinin yüzlerine karşı, davalılar … ile … vekili ve davalılar … Sigorta Şirketi vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/01/2022

Katip

Hakim