Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/406 E. 2022/474 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/406
KARAR NO : 2022/474

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/02/2018
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş ile müvekkili … A.Ş arasında akdedilen … 12. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı Temlik Sözleşmesi hükümleri uyarınca … A.Ş’nin …’dan olan tüm alacak hakları, iş bu davaya konu icra dosyalarının da bulunduğu, alacağın tahsiline yönelik her türlü resmi merciie ve yasal yollara başvurma hakları da dahil olmak üzere müvekkili … A.Ş’ye devir ve temlik edildiğini, alacağını müvekkil şirkete devir eden dava dışı … A. Ş ile borçlu taraf olan … arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini ve krediler kullanıldığını, kredi borçlusu …’nın sözleşme hükümlerine riayet etmediğini, borçlarını ödemekte temerrüde düştüğünü, bu nedenle borçlu yana … 48. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi keşide edilerek hesap kat’ı ve borcun ödenmesi ihtar edildiğini, İhtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı hakkında … 30. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından ilamsız takiplerde haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 15.477,36 TL ve fer’ilerinin ödenmesi talep edildiğini, ancak davalı … tarafından takip konusu alacağa itiraz etmiş ve takibi durdurduğunu, takibin durmuş olduğundan, davalının haksız itirazlarının iptali ile takip konusu meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmeleri için iş bu davayı açtıklarını, … 30. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasından yapılan icra takibine ve borca karşı yapmış olduğu haksız itirazının iptali ile takibin takip talebinde mevcut koşullar çerçevesinde aynen devamına, takip konusu meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine, yargılama gideri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı tarafça müvekkili aleyhine itirazın iptali davası ikame edildiğini, davaya dayanak teşkil eden icra dosyasına karşı itirazda bulunulmasından itibaren 1 yıl içerisinde açılması gerektiğini, iş bu davaya konu, iptali talep edilen itirazın üzerinden 1 yıldan çok daha uzun bir zaman geçmiş olduğunu bu nedenle itirazın iptali davası açılamayacağından iş bu davanın reddedilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine alacaklıya sunulan ödemeler mahsup edilmeksizin, likit olmayan alacak için, haksız ve fahiş faiz oranları işletilerek ve talep edilerek … 30. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasında takip başlatıldığını, fahiş masrafların herhangi bir hukuki gerekçesi olmaksızın müvekkile yansıtıldığını, müvekkilden talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu, bu nedenle itiraz zorunluluğunun olduğunu, yapılacak inceleme sonucunda dosyaya sunulacak bilirkişi raporu ve sair deliller ile de ispatlanacağını, müvekkilinin icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, icra inkar tazminatı talebinin reddinin gerektiğini, alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli görülmesi halinde alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, itiraza ve dolayısıyla iş bu davaya konu takibi başlatan alacaklının haksız ve kötü niyetli olduğu açık olduğunu bu nedenle takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine atılı bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. Maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 28/11/2018 tarih ve 2018/125 esas 2018/1184 sayılı kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi’nin 29/04/2021 tarih 2020/312 esas 2021/566 karar sayılı ilamıyla kaldırıldığı ve dava dosyasının mahkememizin iş bu esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşıldı.
6100 sayılı HMK’nın 1/1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” hükmü düzenlenmiştir.
Görev, belirli bir konudaki davaya o yerdeki mahkemelerden hangisinin bakabileceğini ifade eder. HMK’nun 115. Maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartıdır ve hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece de resen incelenir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesi gereğince kapsamını her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları oluşturmaktadır. Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (k) bendinde Tüketici “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, (l) bendinde ise Tüketici İşlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yasa koyucu, bu hükümle, tüketicinin taraf olduğu bankacılık sözleşmelerini tüketici işlemi olarak kabul etmiştir.
6502 sayılı TKHK’nun “Diğer Tüketici Sözleşmeleri” başlıklı 5. bölümünde yer alan 49. maddesi, “finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler” başlığını taşımaktadır. Bu maddenin 1. fıkrasına göre finansal hizmetler, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade eder. Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşme ise, finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir. Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin 4.maddesinin “a” bendinde; finansal hizmetin her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri, aynı yönetmeliğin 8.maddesinde de; cayma hakkının kullanımı ve tarafların yükümlülükleri düzenlenmiştir. Finansal hizmetlerin tüketici işlemi kapsamına alındığı yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerden anlaşılmaktadır. Diğer işin sadece finansal olması işlemin tüketici işlemi olmadığını göstermeyecektir.
6502 sayılı TKHK’nun 73/1. maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu, 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nun 4 ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur.
Mahkememizce aldırılan 30/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda, icra ve dava konusu alacağın tüketici kredisinden kaynaklandığı açıkça belirtilmiştir. Davalınin ticari işletmesi de bulunmamaktadır. Bu nedenle tüketici kredisinden doğan uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre, davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir.
HMK’nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK’nun 115/1. maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır. Tüm bu nedenlerle HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c). maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddi ile İstanbul Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın, HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır