Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/395 Esas
KARAR NO : 2021/851
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 08/09/2010
KARAR TARİHİ : 14/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkilinin pay sahibi olduğu … Ticaret AŞ’nin 01.01.2006-31.12.2006 faaliyet yılı ile 01.01.2007-28.02.2007 tarihleri arasında yönetim kurulu üyeleri ve denetçi olarak görev yapmış bulunan davalıların, görevlerini ihmal etmiş olmalarından dolayı şimdilik 10.000,00 -TL tutarındaki şirket zararının TC Merkez Bankasınca ilan edilen avans faiz oranı ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline ve sınırsız sorumlu olan davalıların menkul ve gayrimenkul mal varlıkları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklı üzerinde alacağını karşılayacak miktarda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVA-CEVAP /
Davalı-Karşı davacı … vekili 22.11.2010 tarihli karşı dava dilekçesinde özetle; …Tic. AŞ -‘nin kurucu hissedarı olan müvekkiline ait 2500 adet A ve 91660 adet B grubu nama yazılı hisse ilmuhaberlerinin gabin ve sair yazılı metodlarla davacı-karşı davalı şirket ve temsilcilerinin eline geçmiş olması nedeniyle hükümsüzlüğüne ve davacı-karşı davalının hisse devrine ait ödeme taahhüdünü ihlal etmiş olması sebebiyle BK’nun 106. maddesi uyarınca sözleşmeden rücu etmiş müvekkilinin hissedarlığının tespiti ile devir konusu hisselerinin müvekkiline aynen iadesine, şirket pay defterinin müvekkilinin hisselerine uygun düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yabancılık teminatından sorumlu tutulması gerektiğini, zaman aşımı yönünden usulden reddine karar verilmesi gerektiğini ve davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunmuştur.
Davalı … 22.11.2010 tarihli karşı dava dilekçesinde özetle; …Tic. AŞ -‘nin kurucu hissedarı olan müvekkiline ait 1000 adet B grubu nama yazılı hisse ilmuhaberlerinin gabin ve sair yazılı metodlarla davacı-karşı davalı şirket ve temsilcilerinin eline geçmiş olması nedeniyle hükümsüzlüğüne ve davacı-karşı davalının hisse devrine ait ödeme taahhüdünü ihlal etmiş olması sebebiyle BK’nun 106. maddesi uyarınca sözleşmeden rücu etmiş müvekkilinin hissedarlığının tespiti ile devir konusu hisselerinin müvekkiline aynen iadesine, şirket pay defterinin müvekkilinin hisselerine uygun düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yabancılık teminatından sorumlu tutulması gerektiğini, zaman aşımı yönünden usulden reddine karar verilmesi gerektiğini ve davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunmuştur.
CEVAP /
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yabancılık teminatından sorumlu tutulması gerektiğini, davanın aktif dava ehliyeti yönünden, zaman aşımı yönünden usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, tazminat talep edilen dava konusu dönemlerde müvekkilinin şirkette ortak olmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E.sayılı davası ile birleştirilmesi gerektiğini, davacının yabancılık teminatından sorumlu tutulması gerektiğini, zaman aşımı yönünden usulden reddine karar verilmesi gerektiğini ve davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunmuştur.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Asıl dava; yönetim kurulunun sorumluluğundan kaynaklanan şirket zararları nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Karşı dava; karşı davacıların sahibi olduğu nama yazılı hisse ilmuhaberlerinin gabin ve sair yazılı metodlarla davacı-karşı davalı şirket ve temsilcilerinin eline geçmiş olması nedeniyle hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, şirketin ticaret sicil kayıtları dosya içine alınmış, birleştirme talep edilen … 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin …E.sayılı dosyası getirtilerek dosya içine alınmış ve birleştirme talebinin reddine karar verilmiştir. Anılan dosyanın … 31. Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas sırasına kaydolduğu,mahkememiz dosyasındaki dava yönünden bekletici mesele yapıldığı ve mahkeme kararının yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 17.03.2015 tarihli ara kararının 1 nolu bendi gereğinde asıl davada iddia edilen olaylar nedeniyle dava dışı … AŞ’nin ve dolayısıyla davacının zararının varlığı, miktarı ve davalıların sorumlu tutulup tutulmayacakları yönünden adı geçen şirketin 2006-2007 yıllarına ait ticari defter ve kayıtları ile pay defterinin dosya içeriği deliller üzerinde bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir. Davacı vekiline ara kararın 2. nolu bendi uyarınca HMK nun 324. maddesi gereğince iki hafta kesin süre içinde delil ikame avansı bilirkişi ücretini yatırması hususunda duruşmada yüzüne karşı uyarı yapılmış, aksi halde dosyadaki delillere göre karar verileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce inceleme günü olan 15.04.2015 tarihinde davacı vekiline verilen kesin süre içinde gider avansının yatırılmadığı görülmekle incelemenin yapılamadığına dair tutulan tutanakta davacı vekilinin gelecek celseye kadar delil ikame avansını yatırması konusunda süre istediği, 23.06.2015 tarihinde yapılan duruşmada sözlü beyanında müvekkilinin yabancı şirket olması nedeniyle delil ikame avansının yatırılmadığı ve kararın mahkemenin takdirine bırakıldığı beyan edilmiştir.
Mahkememizin 2014/342 Esas, 2015/727 Karar sayılı ilamı ile ” HMK’nun 187 ve 190. maddeleri uyarınca, ispatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Huzurda ikame edilen dava, yukarıda belirtildiği gibi, davacının delil olarak gösterdiği bilirkişi incelemesi ile davacının zararının varlığı, miktarı ve davalıların sorumlu tutulup tutulmayacakları yönünde inceleme kararı oluşturulduğu ancak davacının bilirkişi incelemesi için gerekli olan delil ikame avansını yatırmadığı anlaşılmıştır. HMK nun 324. maddesi gereğince taraflardan biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Buna göre, davacının delil olarak gösterdiği bilirkişi incelemesinin yapılamadığı gibi, davadaki iddiaların da ispatlanamadığı tespit olunmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacının davasının ispatlanamadığından reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
Davalılar … ve … tarafından açılan karşı davada; karşı davacı …’in …Tic. AŞ nezdinde bulunan 2500 adet A ve 91660 adet B grubu nama yazılı hisse ilmuhaberlerinin gabin ve sair yazılı metodlarla karşı davalı şirket ve temsilcilerinin eline geçmiş olması nedeniyle hükümsüzlüğü, davacı-karşı davalının hisse devrine ait ödeme taahhüdünü ihlal etmiş olması sebebiyle BK’nun 106. maddesi uyarınca sözleşmeden rücu edildiği için hissedarlığının tespiti ile devir konusu hisselerinin aynen iadesi,şirket pay defterinin hisselerine uygun düzeltilmesi ve karşı davacı … dava dışı …AŞ nezdinde bulunan 1000 adet B grubu nama yazılı hisse ilmuhaberleri yönünden diğer karşı davacı ile aynı taleplerde bulunulmuştur.
… 31. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası mahkememiz dosyasında karşı davacıların dava açabilmekte taraf sıfatının bulunması yönünden bekletici mesele yapılmıştır.Karşı davacıların bekletici mesele yapılan dava dosyasında verilen ve Yargıtay onamasından geçerek kesinleşen karara göre davaya konu şirkette hissedar olmadıkları sabit olmuştur.Bu nedenle mahkememiz dosyasında taraf sıfatları olmadığı anlaşılmıştır.
HMK nun 114/1-d maddesi hükmüne göre “husumet” dava koşulu olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece doğrudan gözetilir. Bu eksikliğin sonradan giderilmesi de mümkün olmadığından HMK nun 115/2 maddesi uyarınca karşı davacıların taraf sıfatı bulunmadığından açılan karşı davaların husumet nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği sonucuna varılmış ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.” gerekçeleri ile asıl davanın esastan, karşı davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 08/12/2015 tarih 2014/342 esas 2015/727 karar sayılı ilamı ile karşı davanın husumet yokluğundan reddine dair verilen karara karşı, karşı davacılar tarafından temyiz yoluna başvurulmuş; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 08/05/2018 tarih ve 2016/7140 esas 2018/3310 karar sayılı ilamı ile ” Somut olayda karşı davada davacılar, dava dışı …Tic. A.Ş’deki hisselerinin gabin ve sair yazılı metodlarla karşı davalı şirketin eline geçtiğini ve karşı davalının hisse devrine ait ödeme taahhüdünü ihlal etmiş olması sebebiyle BK’nun 106. maddesi uyarınca sözleşmeden rücu ettiklerini, bu nedenle hisse devrinin hükümsüz olduğunu ve hisselerin iadesi gerektiğini ileri sürmüştür. Karşı davalı ise, tahkim ve kesin hüküm itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece bekletici mesele yapılan ve aynı taleplerle açılan .. 31. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında davalı … hakkında tahkim sözleşmesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bu durumda, karşı davada davacıların, dava dışı şirketteki hisselerinin davalı şirkete devrinin hükümsüzlüğünü ileri sürerek işbu davayı açabileceğinin kabulü ile mahkemece, işin esasına girilmesi ve tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilerek ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde aktif dava ehliyeti yokluğundan karşı davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçeleri ile karşı davada verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce 14/12/2021 tarihli celsede Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; karşı davada taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasındaki dava dışı …Tic. A.Ş hisselerinin devrine ilişkin sözleşmenin gabin nedeniyle hükümsüz olup olmadığı, karşı davalının hisse devir sözleşmesindeki ödeme taahhüdünü ihlal etmesi nedeniyle sözleşmeden dönüldüğü ve hisselerin karşı davacılara iadesinin gerektiği yönündeki iddianın yerinde olup olmadığı, karşı davalıların tahkim ilk itirazının yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Karşı davacı … ve … tarafından; karşı davaya konu edilen 01/03/2007 tarihli hisse devir sözleşmesine konu hisselerin gabin ve haksız metotlarla karşı davalı yabancı şirketin eline geçtiği, karşı davalının 1/03/2007 tarihli hisse devrine ait ödeme taahhüdünü ihlal ettiği, bu nedenle karşı davacıların sözleşmeden döndüğü iddiaları ile anılan hisse ilmühaberlerinin kendilerine aynen iadesi talepleri bakımından yapılan inceleme neticesinde; karşı davacılar ile karşı davalı … arasında 01/3/2007 tarihli hisse devir sözleşmeleri yapıldığı, sözleşmenin uygulanacak kanun ve yetkili mahkeme başlıklı 10.13 numaralı maddesinde tahkim şartının bulunduğu, karşı davalı vekili tarafından; … ve … tarafından açılan karşı davalara ayrı ayrı ve süresinde sunulan cevap dilekçeleri ile tahkim itirazında bulunulduğu, anonim şirket hisse alım-satım sözleşmesinin kamu düzeni ile ilgili bulunmadığı, sözleşmede yer alan tahkim şartının geçerli olduğu anlaşılmakla; karşı davaya konu uyuşmazlığın çözümü hakeme heyetine ait olduğundan karşı davacıların karşı dava dilekçelerinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada; mahkememizce “Asıl davanın ıspatlanamadığıdan Reddine” dair verilen 2014/342 esas, 2015/727 karar sayılı, 08/12/2015 tarihli karara karşı taraflarca temyiz yoluna başvurulmadığıdan, kararın kesinleştiği anlaşılmakla; asıl dava hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığında;
2-Karşı davacılar … ve …’in davaları yönünden; karşı davalarda uyuşmazlığın çözümü hakem heyetine ait olduğundan; karşı dava dilekçerinin ayrı ayrı reddine,
3-Reddedilen karşı dava yününden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL nispi karar ve ilam harcından 17,15-TL peşin alınan harcın mahsubuna, bakiye 42,15-TL nispi karar ve ilam harcının davalı-karşı davacı …’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Reddedilen karşı dava yününden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL nispi karar ve ilam harcından 17,15-TL peşin alınan harcın mahsubuna, bakiye 42,15-TL nispi karar ve ilam harcının davalı-karşı davacı …’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Reddedilen karşı dava yününden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin karşı davacı …’den tahsili ile karşı davalıya verilmesine,
6-Reddedilen karşı dava yününden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin karşı davacı …’den tahsili ile karşı davalıya verilmesine,
7-HMK 333.maddesi gereğince karşı davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde karşı davalıya iadesine,
8- Karşı davacı … tarafından yatırılan gider avansından bakiye avans kalmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
9- Karşı davacı … ve … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
10-Karşı davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
Asıl davalı karşı davacı vekili; davalı karşı davacılar …, … vekili ile asıl davalı … vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı. 14/12/2021
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır
KARŞI DAVADA HARÇ BEYANI /
59,30 TL KARAR HARCI
17,15 TL PEŞİN HARÇ
42,15 TL.KALAN HARÇ
KARŞI DAVADA HARÇ BEYANI /
59,30 TL KARAR HARCI
17,15 TL PEŞİN HARÇ
42,15 TL.KALAN HARÇ