Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/382 E. 2023/647 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/382 Esas
KARAR NO : 2023/647

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 10/06/2021-12/08/2022
KARAR TARİHİ : 28/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dosyada;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” adresinde bulunan gayrimenkulünde, kaçak/usulsüz elektrik kullanıldığından bahisle …tarihinde … seri numaralı tutanak düzenlendiğini, söz konusu tutanağa göre “yapılan kontrolde sayacın 50.429 kwh ile 124.080 kwh arasında sözleşmesiz sayaçtan enerji kullanıldığı tespit edildi” gereğince kaçak/usulsüz kullanım iddiasında bulunulduğunu, tutanak müvekkile tebliğ edilmeden ve tutanağa karşı hukuki hakların kullanılması beklenilmeden … tarih ve … sayılı fatura düzenlendiğini, müvekkilinin işbu fatura ile durumdan haberdar olduğunu ve davalı şirkete 18.12.2020 tarihinde başvuru yapılarak ilgili tutanak ve eki belgelerin talep edildiğini, davalı tarafından taraflarına intikal ettirilen bilgi ve belgeler çerçevesinde düzenledikleri 22.12.2020 tarihli dilekçe ile; faturanın haksız bir şekilde düzenlendiği, herhangi bir kaçak veyahut usulsüz kullanım söz konusu olmadığını, sözleşme devam ederken tutanak düzenlenip borç ve ceza fatura edildiğini, 2 kat ceza katsayısı uygulamasının da ayrı bir haksızlık olduğunu, gerçek kullanım bedelinin fatura edilmesi gerektiğini, bu miktarda borçlarının olmadığı gerekçesiyle uyuşmazlık konusu faturanın itirazları göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmesi talebi ile davalıya yeniden başvuru yapıldığını, davalı tarafından … tarih ve … sayılı cevabi yazısı ile; sözleşmesiz olarak kullanım yapılan dönem için kaçak elektrik kullanım bedeli tahakkuk ettirildiğini, kaçak elektrik kullanım tahakkukunun Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereğince yapıldığını, zabıt tahakkukunun sayaç üzerindeki endeksler baz alınarak fatura edildiğini, itiraz dilekçesine istinaden yapılan inceleme sonucunda tespit ve tahakkukta herhangi bir hata olmadığı gerekçesi ile yeniden inceleme taleplerinin reddedildiğini, hal böyle iken, icra tehdidi altında olan müvekkil adına düzenlenen fatura içeriği borcun, davalı tarafından düzenlenen miktarda olmadığı, borcun kısmen hatalı olduğu, 73.651 kwh kullanım miktarına ilişkin bedel dışında kalan [73.651(kullanım miktarı)*0,582674(aktif enerji birim bedeli) + 73.651(kullanım miktarı) *0,217152(dağıtım birim bedeli) = 58.908,00-TL], (147.125,10 – 58.908,00 =) 88.217,10-TL fatura alacağı kısmı açısından borçlu olmadıklarının tespitine, fatura alacağı hakkında öncelikle teminatsız olarak, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde uygun bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde; davacının işletiminde bulunan … numaralı tüketim noktasında 24.11.2020 tarihinde yaptığı kontrolde ”sayacın 50429 kwh ile 124.080 kwh arasında sözleşmesiz sayaçtan enerji kullandığı” tespit edilerek tüketici … adına … seri numaralı zabıt düzenlendiğini, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereğince elektrik tarifesinden 147.125,10-TL tutarında tahakkuk fatura ettirildiğini, kullanım yerine ilişkin olarak; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketilmesi zabıt tarihindeki Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri gereği kaçak elektrik kullanımı olarak tanımlanmakta olup, yönetmeliğe uymadan usulsüz olarak kullanılan elektrik, yönetmelik gereğince kaçak elektrik tarifesi üzerinden tahakkuk ettirildiğini, ayrıca şirket kayıtlarında yapılan incelemede davacıya daha önce de … numaralı tutanak ile kaçak elektrik tutanağı tutulmuş olup mükerrer kaçak elektrik kullanımı sebebiyle EPTH Yönetmeliği md 46-3 gereği tutanak tahakkukları 1,5 kat ceza yerine 2 kat ceza uygulandığını, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olarak yapılan tespit ve tahakkukta herhangi bir hata bulunmamakta olup huzurdaki davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı/borçlunun kullanımında olan tesisatta Kurum tarafından yapılan kontrolde sözleşmesiz olarak kaçak elektrik enerjisi kullanıldığının tespit edilmesi üzerine zabıt tarihinde cari olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 42/1-a maddesi gereği, dava konusu…seri numaralı ve 24/11/2020 tarihli Kaçak Elektrik Tespit Tutanağının tanzim edildiğini, işbu tutanağa istinaden, 73.651 kwh karşılığı olarak 147.125,10 TL kaçak elektrik tüketim tahakkuku yapıldığını, ayrıca davalı adına tanzim olunan … seri numaralı ve 28/02/2020 tarihli mükerrer kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 46/3 maddesi gereği, ceza kat sayısı 2 olarak esas alınarak tahakkuk gerçekleştirildiğini, davalı borçlu aleyhine tahakkuk ettirilen 147.125,10 TL kaçak elektrik bedeline, 2.903,27 TL gecikmiş gün faizi ve 522,59 TL faizin KDV’si ilave edilerek toplam 150.550,96 TL fatura bedeli için … 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile ödeme emri gönderildiğini, davalı borçlu tarafından borcun 88.217,10 TL’lik kısmı ile bu kısmın ferilerine kısmen itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davalı borçlu tarafından, kısmi ödeme yapılmış olup Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun müstekar içtihatları, Türk Borçlar Kanunu ve İcra İflas Kanunu hükümleri gereği yapılmış olan kısmi ödemenin mahsubu takip tarihinde tahakkuk etmiş olan öncelikle temerrüt faizi, masraf ve fer’ilerinden yapılmış olup ancak bunlardan arta kalan kısımın asıl alacaktan mahsup edildiğini, bu sebeple takip tarihi için ödeme emirlerinde gösterilmiş olan alacak miktarından kalan tutarında asıl alacak tutarı yönünden davalının sorumluluğunun devam ettiğini, işbu tutarın ihtirazi kayıtsız ve rızaen gerçekleştirilmiş olmakla söz konusu tutarın ödenmesi ile davalı tarafın verdiği hasarı, hasar miktarını kabul ve ikrar ettiğini, davalı yanın, taraflarınca … 6. İcra Müdürlüğünün … esas numaralı dosyası ile takip başlatılmadan evvel, işbu takip ve huzurdaki dava konusu alacaktan sorumlu olmadığının tespiti talebi ile müvekkili şirket aleyhine, … 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığını, … 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyası ile görülmekte olan menfi tespit davası ile huzurdaki dava arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunmakla iki davanın birleştirilmesine karar verilmesini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu ileri sürerek … 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyası ile dosyamız arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğundan bu iki davanın birleştirilmesine, davalının … 6. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazının iptali ile takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dosyanın Mahkememizin 2021/382 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, asıl dosyada, davacının kaçak elektrik kullanımı nedeniyle oluşturulan fatura kapsamında borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olduğu, birleşen dosyada, İİK 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği, … 6. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, vergi kayıtları, kaçak takip tutanağı, tanık beyanları, ticaret sicil kayıtları ve bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın elektrik mühendisi ve mali müşavir bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verilmiş, 22/08/2023 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında; asıl dosya yönünden, … çalışanları tarafından 24/11/2020-tarihinde … hizmet nolu taşınmazda ve … adresinde abone olarak ticarethane grubunda bulunan taşınmazda yapılan kontrolde kaçak elektrik kullanımı yapıldığı, 24/11/2020 tarihli… tarihli … seri nolu kaçak tespit tutanakları tutulduğu ve kaçak elektrik kullanımı yapılırken elektrik sayacının elektrik tesisatına bağlı olduğu tespiti yapıldığı, kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağında belirtildiği gibi, sözleşmesiz elektrik sayaçtan elektrik kullanıldığı, hatalı kayıt yapması için sayaca herhangi bir şekilde müdehale edilmediği, karşılıksız yararlanma kastı olmadığı, tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek bir bulgunun tespit edilemediği davacı tarafın abonesiz olarak sözleşmesiz elektrik sayacından kaçak elektrik kullandığı tespiti yapıldığı, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin MADDE 35(6)’da ” Tüketicilerin zamanında ödenmeyen borçlarına, görevli tedarik şirketi tarafından bu Yönetmelikte belirlenen oranı aşmamak üzere, gecikme zammı uygulanır. Gecikme zammı günlük olarak uygulanır.” denildiği, davacı tarafın Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 35/6 maddesi doğrultusunda gecikme zammı ödemesi gerektiği kanaatine varıldığı, davalı …’ın Elektrik Piyasası Kanunu maddeleri gereği söz konusu elektrik sayacını sökerek geri dönüşüme gönderme yetkisine sahip olduğu kanaatine varıldığı, davacı tarafın sözleşmesiz elektrik sayacından kaçak elektrik enerjisi kullandığı ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği Madde- 42’ye göre kaçak elektrik enerjisi tükettiği kanaatine varıldığı, davalı tarafın, abone olmaksızın Enerji dağıtım hizmet bedelinden ve KDV “sinden de sorumlu olduğu hükmü bulunduğu, birleşen dosya yönünden, 3065 Sayılı KDV Kanununa göre, vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler KDV matrahına dahil bulunmaktadır. Bu kapsamda, bir teslim ve hizmet bedelinin ödenmesine bağlı olarak ortaya çıkan gecikme zammı ve faizleri, KDV matrahına dahil olacağı, buna göre, elektrik, su ve telefon faturalarının geç ödenmesi nedeniyle uygulanan gecikme zamları KDV matrahına dahil bulunmakta olduğu, davalı tarafın, dilekçesinde belirttiği gibi | adet kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağında ifade edilen bilgiler doğrultusunda yapılan kaçak tahakkuk hesaplamasında, dava takip tarihine kadar kaçak elektrik bedeli olarak 163.899,04 TL, Gecikme zammı bedeli olarak 5.594,89 TL, gecikme zammı KDV bedeli olarak 1.007,08 TL, toplam olarak 170.501,91 TL alacaklı olduğu, … 6. İcra Dairesi … esas sayılı dosyada, Asıl alacak 147.125,10-TL işlemiş faizi 2.903,27-TL Faizin KDV’si 522,59-TL toplam alacak 150.550,96-TL olduğu tespiti yapıldığı bildirilmiştir.
Celsede dinlenen davacı tanıkları ifadelerinde, davacının taşınmazında işyerlerinin olduğunu, davacının taşınmazında iki tane girişi bulunduğunu, binadaki ev ve iş yerlerinin ayrı elektrik saatleri bulunduğunu, binada bir kere yangın çıktığını, elektrik saatinin yandığını, itfaiyenin tutanak tuttuğunu, binada kaçak elektrik kullanımına ilişkin Badaş çalışanları tarafından fatura düzenlenip düzenlenmediğini bilmediklerini beyan etmişlerdir.
Celsede dinlenen davalı tanıkları ifadelerinde, davalı şirkette çalıştıklarını, 24/11/2020 tarihli kaçak usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağının içeriğinin doğru olduğunu, altındaki imzanın kendilerine ait olduğunu, davacının sözleşmesinin iptal olduğunu ancak sonradan yeniden sözleşme imzalandığını taraflarına bildirdiklerini, tutanak tarihi itibarı ile davacının ikinci sözleşmeden dolayı elektrik aboneliğinin mevcut olduğunu, kurumun kendilerinden 2 sözleşme arasındaki döneme ilişkin kaçak kullanım varsa elektrik saatinin kontrol edilerek kw endeks bilgilerinin tespitini ve tutanak haline getirmelerinin istendiğini, elektrik sayacındaki bilgileri kontrol ettiklerini, buna dair tutanak tuttuklarını, kendilerinin sadece elektrik sayacı ile ilgili tespit için gittiklerinden dolayı davacı ile bir görüşmü yapmadıklarını beyan etmişlerdir.
TMK’nın 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” HMK’nun 190. maddesi gereğince de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Menfi tespit davalarında da, HMK’nın ispata ilişkin genel kuralları geçerlidir. Bu davalarda davacı taraf, borçlu olmadığını iddia ettiğine göre, olumsuz bir durumun ispatı mümkün olmadığından, kural olarak ispat yükü alacaklıya aittir. Başka bir ifade ile, menfi tespit davasında hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü alacaklıdadır. Bununla beraber, davacının iddiasına göre ispat yükünün yer değiştirmesi de mümkündür. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel ilişkiden doğan talep hakkına ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. (HGK’nun 2011/19-473 Esas 2011/607 Karar 2003/19-781 Esas 2003/768 Karar sayılı ilamları) Bu nedenle kambiyo senetleri hakkında açılan menfi tespit davalarında, senedin dayanağı olduğu ileri sürülen hukuki ilişki ile senet metnindeki borç sebebi karşılaştırılarak, ispat yükünün kime düşeceği belirlenir.
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki “kambiyo ilişkisi” ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Kambiyo senedinin bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü kambiyo senedinin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (TMK m. 6 m.). İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle ortadan kalktığını ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkâr ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle sona erdiğini ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu, senedin varlığını kabul etmekle birlikte bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir. (Yargıtay HGK’nun 2017/19-821 E-2019/58 K sayılı kararı)
Somut olayda yukarıda değinilen usul hükümleri ile içtihatlar ışığında dayanılan vakıalara göre ispat külfeti davalı alacaklı tarafta olup davalı alacaklı faturaya dayalı alacağının varlığını ispatla mükelleftir. Taraflarca ileri sürülen deliller toplanmış ve alacak iddiasına ilişkin olarak düzenlenen 22/08/2023 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile toplam alacak 150.550,96-TL olduğu tespit edilmiş ve davalı alacaklı tarafça alacak iddiası ispat edilmiş olmasına karşın davacı borçlu tarafça aksi ispat edilemediğinden asıl davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Birleşen dava yönünden ise;
İtiraz iptali davası 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67 maddesinde: “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4945/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren 1 sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığı ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik: 9/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.(2) İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.) Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra: 2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Borçlunun itirazı üzerine takibin durması ile birlikte alacaklı açtığı itirazın iptali davasında takip talebinde talep ettiği alacağının bulunduğunu ispat külfeti bizzat kendisindedir. Ancak davalı borçlunun İcra Dairesinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinin içeriği ya da cevap dilekçesinin içeriğine göre ispat külfeti yer değiştirebilecektir. İtirazın iptali davası icra takibinin uzantısıdır ve iki dosya bir birlik oluşturmaktadır.
“Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının senetlerin ödenmiş senetler olduğunu iddia ederek ödemeye ilişkin belgeler ibraz etmiş ise de, ödemenin kanıtı olarak sunulan belgelere göre ödemenin Zekeriya İpek adlı şahsa yapıldığı ve bu şahsın (dosyadaki bilgilere göre) davacı şirket ile ilgisinin bulunmadığının anlaşıldığı, davalının senet bedellerini ödediğini ispat edemediği, 19.10.2015 tarihli bilirkişi raporunun denetime elverişli içeriği itibariyle doğru olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının … 7. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takibine yaptığı itirazın 3.600 TL ana para ve 5.356,27 TL işlemiş faiz yönünden iptaline, takibin takip tarihi itibariyle bu miktar üzerinden devamına, inkar tazminatının şartları bulunmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davacının temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede alacak belgeye dayanıp likit ve belirlenebilir mahiyette olup, İİK’nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken bu isteğin reddine karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 24/11/2016 tarih, 2016/4405 Esas 2016/15076 Karar sayılı ilamı)”
İcra inkar tazminatının düzenlenmesinin amacının, borçlunun ödeme emri üzerine icrada borcunu inkar etmesini önlemektir. Yüzde yirmilik oran en az tazminat miktarını ifade etmektedir. Mahkemece daha fazla tazminata da hükmedilebilir. İcra inkar tazminatı asıl alacak üzerinden hesaplanır ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi de şartlara bağlanmıştır. İcra inkar tazminatının şartları ise şunlardır:
1-Geçerli bir icra takibi bulunmalıdır.
2-Borçlu geçerli bir itirazda bulunmuş olmalıdır.
3-Süresi içerisinde açılmış olan bir itirazın iptali davası bulunmalıdır.
4-Alacaklı icra inkar tazminatını talep etmiş olmalıdır.
5-Borçlunun itirazının haksız olduğu kararı verilmelidir.
6-İtirazın iptali davasında alacak likit olmalıdır.
İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının kötü niyeti aranmaz. Sadece itiraz etmiş olması yeterlidir.
Yukarıda yer verilen ilkeler ve bilgiler ışığında dava dilekçesi, cevap dilekçesi, icra dosyası, yazı cevapları, tarafların bildirdiği belgeler, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği, … 6. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, vergi kayıtları, kaçak takip tutanağı, tanık beyanları, ticaret sicil kayıtları ile 22/08/2023 tarihli bilirkişi heyeti raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, … çalışanları tarafından 24/11/2020-tarihinde … hizmet nolu taşınmazda ve … adresinde abone olarak ticarethane grubunda bulunan taşınmazda yapılan kontrolde kaçak elektrik kullanımı yapıldığı, 24/11/2020 tarihli …tarihli … seri nolu kaçak tespit tutanakları tutulduğu ve kaçak elektrik kullanımı yapılırken elektrik sayacının elektrik tesisatına bağlı olduğu tespiti yapıldığı, kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağında belirtildiği gibi, sözleşmesiz elektrik sayaçtan elektrik kullanıldığı, hatalı kayıt yapması için sayaca herhangi bir şekilde müdehale edilmediği, karşılıksız yararlanma kastı olmadığı, tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek bir bulgunun tespit edilemediği davacı tarafın abonesiz olarak sözleşmesiz elektrik sayacından kaçak elektrik kullandığı tespiti yapıldığı, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin MADDE 35(6)’da ” Tüketicilerin zamanında ödenmeyen borçlarına, görevli tedarik şirketi tarafından bu Yönetmelikte belirlenen oranı aşmamak üzere, gecikme zammı uygulanır. Gecikme zammı günlük olarak uygulanır.” denildiği, davacı tarafın Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 35/6 maddesi doğrultusunda gecikme zammı ödemesi gerektiği kanaatine varıldığı, davalı …’ın Elektrik Piyasası Kanunu maddeleri gereği söz konusu elektrik sayacını sökerek geri dönüşüme gönderme yetkisine sahip olduğu kanaatine varıldığı, davacı tarafın sözleşmesiz elektrik sayacından kaçak elektrik enerjisi kullandığı ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği Madde- 42’ye göre kaçak elektrik enerjisi tükettiği kanaatine varıldığı, davalı tarafın, abone olmaksızın Enerji dağıtım hizmet bedelinden ve KDV “sinden de sorumlu olduğu hükmü bulunduğu, birleşen dosya yönünden, 3065 Sayılı KDV Kanununa göre, vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzeri adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler KDV matrahına dahil bulunmaktadır. Bu kapsamda, bir teslim ve hizmet bedelinin ödenmesine bağlı olarak ortaya çıkan gecikme zammı ve faizleri, KDV matrahına dahil olacağı, buna göre, elektrik, su ve telefon faturalarının geç ödenmesi nedeniyle uygulanan gecikme zamları KDV matrahına dahil bulunmakta olduğu, davalı tarafın, dilekçesinde belirttiği gibi adet kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağında ifade edilen bilgiler doğrultusunda yapılan kaçak tahakkuk hesaplamasında, dava takip tarihine kadar kaçak elektrik bedeli olarak 163.899,04 TL, Gecikme zammı bedeli olarak 5.594,89 TL, gecikme zammı KDV bedeli olarak 1.007,08 TL, toplam olarak 170.501,91 TL alacaklı olduğu, … 6. İcra Dairesi …esas sayılı dosyada, Asıl alacak 147.125,10-TL işlemiş faizi 2.903,27-TL Faizin KDV’si 522,59-TL toplam alacak 150.550,96-TL olduğu kanaatine varılmıştır.
22/08/2023 tarihli bilirkişi heyeti raporu dosya kapsamına uygun, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunduğundan Mahkememizce hükme esas alınarak taleple bağlılık ilkesi mucibince; davanın kabulü ile, … 6. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın İPTALİNE, takibin HMK’nın 26. Maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi mucibince 147.125,10-TL asıl alacak, 2.903,27-TL işlemiş faiz ve 522,59-TL faizin KDV’si olmak üzere 150.550,96-TL alacak üzerinden takipteki diğer koşullarla birlikte devamına, alacak talebi yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-
A-Mahkememizin 2021/382 Esas sayılı dava dosyası yönünden;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.506,69-TL harçtan mahsubu ile artan 1.236,84-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. hükümlerine göre belirlenen 17.900,00- TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B- Mahkememizin Birleşen 2022/562 Esas sayılı dava dosyası yönünden;
1-Davanın KABULÜ ile, … 6. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasına yapılan itirazın İPTALİNE, takibin HMK’nın 26. Maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi mucibince 147.125,10-TL asıl alacak, 2.903,27-TL işlemiş faiz ve 522,59-TL faizin KDV’si olmak üzere 150.550,96-TL alacak üzerinden takipteki diğer koşullarla birlikte devamına,
2-Alacak talebi yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 10.284,13-TL harcın peşin alınan 1.818,29-TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.465,84-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 24.088,15-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.818,29-TL peşin harç, 80,70-TL başvuru harcı, 4.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 350,00-TL posta ve diğer giderler olmak üzere toplam 6.248,99‬-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK.nun 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan miktarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/09/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*