Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/373 E. 2022/509 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/373 Esas
KARAR NO : 2022/509

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/06/2021
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin davalı … A.Ş. Bankasının … şubesinde … Iban numaralı vadesiz tasarruf mevduatının bulunduğunu, müvekkilinin bu hesabından ve kredi kartından, bilgisi ve iradesi dışında, 16.01.2020-17.01.2020 tarihlerinde sırasıyla 750,00-TL, 2.600,00-TL, 7.450,00-TL, 83,96-TL, 750,00-TL, 10,00-TL, 2.900,00-TL, 2.900,00-TL ve 55.000,00-TL olmak üzere toplamda 72.443,96-TL bilinen zararına neden olacak usulsüz işlemler, para aktarımları gerçekleştirildiğini, söz konusu para aktarımlarının …isimli şahıs adına yapıldığını, müvekkilinin yapılan usulsüz işlemleri öğrenir öğrenmez bankayla temasa geçerek itirazda bulunduğunu ancak tüm çabalarına rağmen maddi zararın önüne geçilemediğini, sonrasında ise … Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduğunu, olayla ilgili soruşturmanın … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın… numaralı soruşturma dosyası ile devam ettiğini, ayrıca müvekkilinin Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’na da şikayette bulunduğunu ancak, şikayete konu olayın özel hukuktan kaynaklanan ve özü itibariyle de maddi bir fiilin ispatı esasına dayandığı ve dava yolu ile tespitinin gerektiği gerekçesiyle olumsuz cevap verildiğini, nitekim müvekkilinin … Bankası … Şubesindeki … hesabına ait kredi kartından da 16/01/2020 tarihinde bilgisi ve rızası dışında nakit kredi kullanıldığı ve kullanılan bu kredinin aynı tarihte … Bankası …Şubesindeki … … isimli şahsın hesabına 750,00-TL ve 2.230,00-TL olarak aktarıldığını, bankanın bireysel müşteri ilişkileri asistanı … isimli çalışan, yapılan işlemin şüpheli bulunduğundan paranın gönderildiği hesap sahibine paranın kullandırılmadığını ve hesapta bekletildiğini söylediğini ve müvekkilinin maddi zararının önüne geçildiğini, ancak davalı … A.Ş. ve çalışanlarının öngörülebilir ve önlenebilir bu zararın önüne geçmek için üzerine düşen özen yükümlülüğüne aykırı davrandıklarını, şöyle ki, müvekkilinin hesap hareketleri incelendiğinde usulsüz işlemlerin yine yüksek meblağların hesabından bilgisi ve iradesi dışında pek çok kere çekildiğini, fakat söz konusu işlemlerin güvenirliliği açısından davalı bankanın, müvekkili ile görüşmeye geçmediğini, müvekkilinin söz konusu usulsüz işlemlerin nasıl gerçekleştirildiği konusunda hala bir fikri bulunmamakta olup, söz konusu işlemlerin müvekkilinin iradesi dışında gerçekleştirilmiş ve müvekkilinin maddi zararının tazmin edilmediğini, dolayısıyla somut olayda müvekkilinin banka nezdindeki parasının hala mevcut olduğunun kabul edilmesi gerektiğinden, uğranılan maddi zararın işletilecek en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacı müvekkiline verilmesi gerektiğini, bankaların güven kurumları oldukları, bu sebeple sorumluluklarının güven sebebiyle ağırlaştırılması gerektiği ve hafif kusurlarından dahi sorumlu olduklarının belirtildiğini beyanla müvekkilinin davalı bankanın kusuru nedeniyle uğradığı maddi zararın karşılanabilmesi için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 72.443,96-TL’nin ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacının hukuki dayanağı bulunmayan, usul ve yasaya aykırı talep ve davasının reddi gerektiğini, davacı, hesabından …isimli şahıs hesabına gerçekleşen toplam 72.443,96-TL’lik işlemin bilgi ve rızası dışında gerçekleştiğini iddia ettiğini, huzurdaki davanın sebepsiz zenginleştiği iddia olunan EFT alıcısı … isimli şahsa yöneltilmesi gerekirken Müvekkil Banka’ya dava açılmış olması nedeniyle davanın öncelikle husumet yokluğundan reddi gerektiğini, iddia olunduğu gibi internet dolandırıcılığı ile uğranılmış bir zarar var ise, işbu zararı tazminle mükellef olanlar internet bankacılığı üzerinden dolandırıcılık işlemini gerçekleştiren faillerin olduğunu, bu itibarla da husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, dava konusunu internet dolandırıcılığı olup olmadığı soruşturma ve kovuşturma neticesinde tespit edilebilecek olduğunu savcılık dosyası akıbetinin bekletici mesele yapılması gerektiğini, söz konusu işlemlerin bankaları İnternet Bankacılığı kullanılarak gerçekleştirildiğini, İnternet Bankacılık erişimi sağlanabilmesi için Davacının “bildiği” unsurların yani parola ve kullanıcı adının doğru olarak sisteme girilmesi gerekmekte olup, parola ve kullanıcı adı girilmeksizin sisteme erişim mümkün olmadığını, davaya konu hesap işlemlerinin gerçekleşmesinde, davacının internet bankacılığı kullanıcı adı ve parolası doğru girilerek, kendisine gönderilen SMS şifreleri sisteme doğru girilerek ve çağrı merkezi görüşmesinde SMS OTP doğrulaması ve kart şifresi kart bilgisi bilgileri doğru girilerek işlemlerin gerçekleştiğini, müvekkili bankanın tüm güvenlik önlemlerini yasal mevzuat ile uyumlu olarak yerine getirmişse de davacı kendisine atanan ve sadece kendi bilgisi dahilinde olan şifre/parola ve SMS’leri paylaşmış ve/veya koruyamayarak uğradığını iddia ettiği zarara sebebiyet verdiğini beyanla davanın …’e ihbarını, savcılık dosyasının bekletici mesele yapılmasını, davanın husumetten reddini, Mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddini, yargılama masraf ve giderleri, arabuluculuk ücreti ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Davacı, davalı banka nezdinde bulunan hesabından dava dışı 3. bir kişiye bilgisi ve rızası dışında para havalesinin yapıldığını iddia etmiştir.
28.05.2014’te yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1- k maddesinde “tüketici”, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, 3/1-l maddesinde ise “tüketici işlemi”, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak ifade edilmiştir.
Yine anılan yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, davacı ile davalı banka arasında akdedilen bankacılık hizmet sözleşmesi gereğince davacının davalı banka nezdinde mevduat hesabının bulunduğu ihtilafsız olup, sahte olarak oluşturulan eft talimatı uyarınca hesabından 3. bir kişinin hesabına rızası ve bilgisi dışında para gönderildiğinden dolayı zarara uğranıldığı iddia edilmiş olup, davanın 28.05.2014 tarihinden sonra açılmış bulunmasına ve davanın bankacılık işleminden doğan zararın tahsiline yönelik olduğu nazara alınarak Mahkememizce, Mahkememizin görevsizliğine ve görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir. (Bknz. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43.Hukuk Dairesinin 11/11/2021 tarih, 2021/1653 Esas ve 2021/1337 Karar sayılı ilamı)
Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olmakla resen dikkate alınırlar. İzah edilen nedenlerle, davanın, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2.maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2022

Katip
¸

Hakim
¸