Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/359 E. 2022/790 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/359 Esas
KARAR NO : 2022/790

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/08/2016
KARAR TARİHİ : 03/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; dava dilekçesinin ekinde sundukları trafik kazası tespit tutanağı ve diğer belgelerden anlaşılacağı üzere müvekkillerinin oğlu …’nin 08/08/2014 tarihinde kendi kullandığı … plakalı motosikletle geçirdiği trafik kazası sonucunda vefat ettiğini, kazanın meydana gelişinde kendisinin kusurlu olduğunun tespit edildiğini, söz konusu motosikletin … poliçe numaralı zorunlu mali sorumluluk sigortası ile davalı şirket tarafından sigortalandığını, yine ekte sundukları 11/06/2015 tarihli müracaatları ile oğullarının desteğinden mahrum kalan müvekkilleri için destekten yoksunluk tazminatı hesaplanıp ödenmesi istenmiş ise de davalı tarafından bu müracaatlarına yanıt dahi verilmediğini, bu nedenle şu an itibariyle belirsiz olan tazminatın davalıdan tahsil edilmesi amacıyla işbu davayı açmalarının gerektiğini, bilindiği üzere, bu nitelikteki davalarda davalı sigorta şirketinin merkez … şubesinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olduğunu, davalının …’da bölge müdürlüğü şeklinde bir şubesinin bulunduğu için davanın …’da açıldığını, ayrıca 01/06/2015 tarihinde Karayolları Zorunlu Trafik Sigortası Genel Şartlarında yapılan bir değişiklikle bu tür tazminat taleplerinin kapsam dışına çıkarılması şeklinde bir düzenleme yapılmış ise de kazanın bu düzenlemeden önce 08/08/2014 tarihinde gerçekleşmiş olması ve yapılan düzenlemenin bir kanun düzenlemesi olmayışı ve kanunda sayılan istisnayı genişletecek nitelikte düzenlemenin yargıyı bağlamayacağı nedeniyle ve YHGK 16/01/2013 tarih, 2012/17-1491 E. Ve 2013/74 Karar sayılı ilamı çerçevesinde işbu tazminat davasını açmaları gerektiğini beyanla davacıların her biri için 500,00-TL olmak üzere toplam 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren gecikme faizi ve yargılama giderleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili süre uzatım dilekçesinde ve özetle; süre uzatım talepleri saklı kalmak üzere müvekkili şirketin adresinin, dava dilekçesinden de görüleceği üzere … olduğunu, davanın dayanağının 13/01/2011 tarih ve 6102 sayılı Türk Ticaret Yasasının 6. kitabında düzenlendiğini, Türk Ticaret yasasının 4. Maddesinde düzenlenen hususlardan dolayı açılacak olan davaların ticari dava sayıldığını, bu nedenle açılan davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, bu itibarla … Asliye Hukuk Mahkemesinin bu ihtilafta yetkisinin bulunmadığını, davanın öncelikle yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini beyanla yetki ve görev itirazlarının kabulüne, tüm ilk ve esasa dair itirazlarının saklı tutulmasına, cevap süresinin uzatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … no.lu 05/08/2014 – 05/08/2015 vadeli Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, meydana gelen kazanın trafik sigortası genel şartları kapsamında teminat dışı olduğunu, zira 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.6 Teminat dışı Kalan Haller başlıklı maddesinin d fıkrası ve 6704 sayılı Torba yasa ile değişik 2918 sayılı KTK 92.maddesi g bendi gereğince davacıların talebinin teminat dışı kaldığından davanın reddi gerektiğini, hülasa davacıların desteğinin ölümü sadece ve tamamen desteğin kusurundan kaynaklandığından müvekkili sigortacının herhangi bir tazminat sorumluluğunun bulunmadığını beyanla haksız ve dayanaksız davanın reddine, vekalet ücreti ile yargılama masraflarının davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER /
… 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07/02/2017 tarih, …Esas ve … Karar sayılı ilamı ile; ”Dava dilekçesinin yetkisizlik nedeni ile usulden reddine, İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğuna, kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin başvurması üzerine dava dosyasının yetkili İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine…” karar verildiği, işbu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26.Hukuk Dairesinin 17/05/2019 tarih, 2019/1352 Esas ve 2019/988 Karar sayılı ilamı ile; ”Davacılar … ve … vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kabulü ile … 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.02.2017 tarihli, … Esas, … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacılar vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,…” karar verilerek dosyanın … 6.Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği ve Mahkemenin … Esas sırasına kaydedildiği tespit edilmiştir.
… 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/10/2019 tarih, … Esas ve …Karar sayılı ilamı ile; ”Dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle usulden reddine, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna, karar kesinleştiği ve talep halinde dosyanın görevli Ankara Ticaret Mahkemesine tevzi edilmesine…” karar verildiği ve dosyanın … 12.Asliye Ticaret Mahkemesine tevzii edilerek … Esas sayılı sırasına kaydedildiği tespit edilmiştir.
… 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/01/2020 tarih, … Esas ve … Karar sayılı ilamı ile; ”Davanın Mahkememizin yetkisizliği nedeni ile usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,…” karar verildiği, işbu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26.Hukuk Dairesinin 25/02/2021 tarih, 2021/357 Esas ve 2021/368 Karar sayılı ilamı ile; ”Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine,…” karar verilerek dosyanın Mahkememize tevzi edildiği ve Mahkememizin 2021/359 Esas sayılı sırasına kaydedildiği tespit edilmiştir.
Hasar dosyası celbedilmiş, … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış, … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış, … ve … plakalı araçların trafik kayıtları celbedilmiş, müteveffanın gelir durumuna ilişkin emsal ücret araştırması yapılmış, taraflarca bildirilen deliller toplanmış ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin 31/03/2022 tarihli celsesinin (5) numaralı ara kararı ile; ”… Dosyanın Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için dosya üzerinde Mahkememizce re’sen seçilecek bir aktüerya ve bir kusur bilirkişisi vasıtasıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmasına” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda Aktüerya uzmanı … ve Trafik Bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 25/05/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; dava konusu somut olayda taraflarınca;
A) … plakalı müteveffa motosiklet sürücüsü …’nin kendi ölümü ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %100 (yüzde yüz) oranında asli derecede kusurlu olduğu,
B) … plakalı otomobil sürücüsü …’nin ölüm ile neticelenen dava konusu trafik kazasında kusursuz olduğu,
C) Karayolları Trafik Kanunu’nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM’de kabul edilerek 19/06/2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından 04/12/2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar” yürürlüğe girdiği 04.12.2021 tarihinden sonra düzenlenen poliçeleri kapsayacağından, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından olan Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 27.09.2021 tarihli, 2021/4391 E., 2021/5518K. Sayılı ve benzer kararları da dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı,
D) Dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde destekten yoksunluk yönünden; SGK tarafından davacılara rücuya tabi ölüm geliri bağlandığına dair herhangi bir belge ve bilgi görülmemiş ve de davalı tarafından davacılara ödeme yapılmadığı görülmüş olup davacıların zararından herhangi bir tenzil yapılmadığı,
E) Müteveffanın, muhtemel eş ve çocukların payının hesaplanarak ayrıldığı,
F) Davacı paydaş anne …’nin hesaplanan zararının 207.323,45 TL, paydaşların toplam zararının 268.000,00-TL’lik teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, paydaş anne …’nin teminat limiti kapsamında kalan zararının 160.260,63 TL, teminat limitini aşan zararının 47.062,82-TL olduğu,
G) Davacı paydaş baba …’nin hesaplanan zararının 139.378,56-TL, paydaşların toplam zararının 268.000,00-TL’lik teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, paydaş baba …’nin teminat limiti kapsamında kalan zararının 107.739,37 TL, teminat limitini aşan zararının 31.639,20 TL olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu Mahkememizce dosya kapsamına uygun, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunmuştur.
Davacılar vekili 05/10/2022 talep arttırım dilekçesinde ve özetle; Dava dilekçesinde her bir müvekkil için ayrı ayrı 500,00-TL olan taleplerini alınan bilirkişi raporuna istinaden müvekkili …’nin teminat limiti kapsamında kalan zararının 160.260,63-TL, müvekkili …’nin zararın da 107.739,37-TL olduğu tespit edildiğini, buna göre müvekkil … için talep etmiş olduğumuz 500,00-TL’yi 159.760,63-TL artırarak 160.260,63-TL; … için talep etmiş olduğumuz 500,00-TL’yi de 107.239,37-TL artırarak 107.739,37 TL olarak talep ettiklerini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLESİ VE GEREKÇE /
Dava, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91 vd. maddeleri ile 97 maddesi ve Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3 fıkrası kapsamında destekten yoksun kalma tazminatı talepli eda davasıdır.
HMK’nun 137.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; dava konusu kazada tarafların kusur durumunun ne olduğu, davacıların kaza nedeniyle destekten yoksun kalma zararlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise maddi tazminat tutarının ne olduğu, bu zararın davalıdan talep edilip edilemeyeceği noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
6098 Sayılı Kanunun 53/3 maddesi uyarınca haksız fiil sonucu ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpların tazmini talep hakları vardır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 maddesinde düzenlenen motorlu araç işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğunun hukuki niteliği kural olarak tehlike sorumluluğudur. Mezkur Kanunun 85/1 maddesi uyarınca “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine aynı kanunun 58/son maddesi uyarınca “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Bu düzenlemeler kapsamında motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumluluğu kusur(haksız fiil) sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan olağan sebep sorumluluğu niteliğinde de değildir. Tehlike sorumluluğu niteliğindeki bu sorumluluğun doğması için, motorlu aracın işletilmesine özgü tipik tehlikenin gerçekleşmesi yeterli olup motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin kusuru yahut objektif özen yükümlüğünü ihlali aranmaz. Motorlu taşıt işletenin olağan sebep sorumluluğu istisna olup 2918 Sayılı Kanun’un 85/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre işletme haline olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olayda meydana gelen trafik kazası aracın işletilmesi sırasında meydana geldiğinden, işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğunda şüphe yoktur. Bu sebeple işleten ancak kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesi ile motorlu araç işleten veya teşebbüs sahibine zorunlu mali sorumluluk sigortası yapma mecburiyeti getirilmiştir. Bu düzenleme ile sigortacının, motorlu taşıt işletenin veya teşebbüs sahibinin motorlu taşıtın işletilmesinden doğan sorumluluğunu teminat ile sınırlı olmak üzere karşılaması amaçlanmıştır. Aynı kanunun 92 maddesinde ise zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı tahdidi biçimde sayılmıştır. Maddeye göre; aşağıdaki hususlar zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu dışındadır.
“a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler. ”
Anılan düzenlemeler, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu kazanın meydana gelişinde … plakalı müteveffa motosiklet sürücüsü …’nin %100 (yüzde yüz) oranında asli derecede kusurlu olduğu, … plakalı otomobil sürücüsü Murat Yesirci’nin ise kusursuz olduğu, Mahkememizce teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli, Yargıtay içtihatlarına uygun tanzim edilmiş ve hükme esas alınan hesap raporuna göre; davacı anne …’nin teminat limiti kapsamında destekten yoksun kalan bedelinin 160.260,63 TL, davacı baba …’nin teminat limiti kapsamında kalan destekten yoksun kalan bedelinin 107.739,37 TL olduğu, davalının bu zararlardan 2918 Sayılı Kanunun 91 vd. maddeleri ile Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3 fıkrası kapsamında Zorunlu mali sorumluluk sigortacısı sıfatı ile sorumlu olduğu, davacılar vekilinin de işbu miktarlar üzerinden talep arttırım dilekçesini sunduğu, bununla birlikte ceza dosyası kapsamından müteveffa sürücü …’nin … plakalı motorsikleti kullanırken motorsiklet kullanıcılarının giymesi zorunlu olan kask, eldiven ve dizlik gibi koruyucu ekipman da olmaksızın motorsiklet kullanarak zararın oluşumuna ve artmasına sebebiyet verdiği, zira otopsi raporunda da kişinin künt travmaya bağlı etraf ve kafatası kemiği kırığıyla birlikte beyin kanaması ve iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu öldüğü kanaati bildirildiğinden Mahkememizce müterafik kusurun uygulanması gerektiğine kanaat getirilmiş ve bu miktarlar üzerinden %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak davacıların maddi tazminat davasının 05/10/2022 harçlandırma tarihli dilekçe ile talep edilen tutar üzerinden kısmen kabulü ile, 128.208,50-TL … için ve 86.191,50-TL … için olmak üzere toplam 214.400,00-TL maddi tazminatın (destekten yoksun kalma) 25/06/2015 temerrüt tarihinden (başvuru tarihi 12/08/2015 olarak nazara alınarak 8 iş günü sonrası temerrüde düştüğü kabul edilerek tespit edilen tarih) itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Bununla birlikte müterafik kusur indirimi yönünden Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2015/17664 esas 2018/4846 karar sayılı içtihatı da dikkate alınarak davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davacıların maddi tazminat davasının 05/10/2022 harçlandırma tarihli dilekçe ile talep edilen tutar üzerinden KISMEN KABULÜ İLE, 128.208,50-TL … için ve 86.191,50-TL … için olmak üzere toplam 214.400,00-TL maddi tazminatın (destekten yoksun kalma) 25/06/2015 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 14.645,66-TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta yatırılan 29,20-TL peşin harç ve 4.559,71-TL tamamlama harcının toplamı 4.588,91‬-TL’nin mahsubu ile, bakiye 10.056,75‬-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı … kendisini bir vekil aracılığı ile temsil ettirdiğinden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 20.231,28-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine,
4-Davacı … kendisini bir vekil aracılığı ile temsil ettirdiğinden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 13.790,64-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 29,20 TL peşin harç, 4.559,71-TL tamamlama harçlarının toplamı, 2.200,00-TL bilirkişi ücreti ve 281,53‬-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 7.099,64‬ yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-HMK nun 333. Maddesi gereğince davacılarca yatırılan gider avansından artan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.03/11/2022

Katip
¸

Hakim
¸