Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/357 E. 2021/442 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/357 Esas
KARAR NO : 2021/442

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 12/05/2021
KARAR TARİHİ : 31/05/2021

Mahkememizin 2021/320 esas sayılı dosyasından tefrik edilerek 2021/357 esasına kaydedilen ve mahkememizce görülmekte olan tespit ve şirkete kayyım atanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin yönetim kuruluna seçilmiş kişilerin şirketle işlem yasağının ve şirketle rekabet yasağının ihlalinin tespiti ile yönetim kurulunun görevden el çektirilerek, şirket yönetimine kayyum tayin edilerek, TMK 427 maddesi çerçevesinde davalı şirket temsilinin kayyuma devredilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Dava dilekçeler teatisi aşamasındadır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; davalı … şirket yönetim kurulu üyelerinin şirketle işlem yasağına aykırı işlemlerinin ve şirketle rekabet yasağını ihlal edip etmediklerinin tespiti ve yönetim kurulu üyelerinin görevden alınarak şirkete kayyım atanması istemlerine ilişkindir.
Davacının davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin şirket ile işlem yasağını ve şirketle rekabet yasağını ihlal edip etmediklerinin tespiti talebi ve şirket yöneticilerinin azli ile davalı şirkete kayyım atanmasına yönelik talepleri mahkememizin 2021/320 esas sayılı, genel kurul kararının iptali talebini de içeren, dosyasından tefrik edilerek iş bu esasa kaydedilmiştir.
Davacı tarafından ile sürülen, davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin şirket ile işlem yasağını ve şirketle rekabet yasağını ihlal edip etmediklerinin tespiti talebi incelendiğinde, davacının yönetici sorumluluğu kapsamında herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığı, yalnızca tespit talep ettiği anlaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nun 106/1 fıkrası uyarınca; tespit davası yoluyla, mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilebilir. Aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca, tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Yine 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-h fıkrası uyarınca hukuki yarar dava şartıdır ve yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınır.
Yukarıda izah edildiği üzere, yönetici sorumluluğu nedeniyle tazminat talebi bulunmayan davacının, davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin şirket ile işlem yasağını ve şirketle rekabet yasağını ihlal edip etmediklerinin tespitini talep etmekte hukuki yararı bulunduğundan bahsedilemez. Nitekim yerleşik Yargıtay uygulamasına göre de eda davası açma olanağı varken tespit davası açmakta hukuki yarar bulunmamaktadır.
Öte yandan bir an için, bu türden bir tespit davasının açılmasında hukuki yararın varlığı kabul edilse dahi, böyle bir davada husumetin şirkete değil, ilgili yönetim kurulu üyelerine yöneltilmesi gerektiği açıktır.
Buna karşılık hukuki yarar dava şartı olup, öncelikle değerlendirilmek gerektiğinden, davacının,davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin şirket ile işlem yasağını ve şirketle rekabet yasağını ihlal edip etmediklerinin tespiti talebinin; 6100 Sayılı HMK’ nın 114/1-h ve 115/2 fıkrası uyarınca hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin görevden el çektirilmeleri ve şirket yönetimine kayyım atanması talebinin değerlendirilebilmesi için, anonim şirketlerde yönetim kurulunu görevden alınmasına yönelik hükümlere başvurmak gerekir.
6102 Sayılı TTK’nun genel kurulun görev ve yetkilerine ilişkin 408/2-b bendine göre; yönetim kurulu üyelerinin seçimi, süreleri, ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi haklarının belirlenmesi, ibraları hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları genel kurulun devredilemez yetki ve görevleri arasındadır. Aynı Kanunun bu hükme koşut, anonim şirketlerde yönetim kurulunun görevden alınmasına dair 364 maddesine göre; yönetim kurulu üyeleri, esas sözleşmeyle atanmış olsalar dahi, gündemde ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı hâlinde, genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler.
6102 Sayılı TTK’da anonim şirket ortaklarına, anonim şirketin sermaye şirketi yapısına da uygun olarak, yöneticilerin azlini dava hakkı verilmemiştir. TTK’nun limited şirketlere ilişkin 630/2 fıkrasına benzer bir düzenleme anonim şirketler için öngörülmemiştir. Anonim şirket ortağının şirket yöneticilerinin görevden alınmasını dava hakkı bulunmadığı gibi, yönetim kurulu üyelerinin seçilmeleri ve görevden alınmaları münhasıran genel kurulun görev ve yetkisi dahilindedir.
Yapılan bu saptama karşısında; davacının davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin görevden el çektirilmeleri ve şirket yönetimine kayyım atanmasını talep ve dava hakkı bulunmadığından, bu talep yönünden davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının, davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin şirket ile işlem yasağını ve şirketle rekabet yasağını ihlal edip etmediklerinin tespiti talebinin; 6100 Sayılı HMK’ nın 114/1-h ve 115/2 fıkrası uyarınca hukuki yarar yokluğundan REDDİNE,
2-Davacının davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin görevden el çektirilmeleri ve şirket yönetimine kayyım atanması talebinin; 6102 Sayılı TTK’ nın 364 ve 408 maddeleri uyarınca, anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları genel kurulun devredilmez yetkisi ve görevi dahilinde bulunduğundan, aktif husumet yokluğundan REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsili hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Tarafların yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/05/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır