Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/332 E. 2022/733 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/332
KARAR NO : 2022/733

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/05/2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde … numaralı poliçe ile sigortalı … Acenteliği’nin kullanımında olan … riziko adresli mahalde, şebeke cereyanından meydana gelen ani voltaj değişimleri sebebiyle sigortalının kullanımında olan … model … seri numaralı tuz klor panosunun ana kartının yanması sonucu 13/06/2020 tarihinde maddi hasar meydana geldiğini, müvekkili şirkete vaki hasar ihbarına müteakip hazırlatılan Ekspertiz Raporuna istinaden cihazda meydana gelen hasarın 10.704,91TL olarak belirlendiğini ve bu tazminat bedelinin 29/06/2020 tarihinde sigortalı … Acenteliği Ananomi Şirketi’ne ödendiğini, ödenen 10.704,91-TL tutarındaki tazminatın ödeme tarihi olan 29/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkili sigorta şirketi TTK m. 1472 hükmü gereği sigortalısının haklarına halef olduğunu, olay sonucu meydana gelen zarara ilişkin müvekkili şirket tarafından tanzim edilen Ekspertiz raporundan da anlaşılacağı üzere davalı şirketin ödenen tazminattan sorumlu olduğunu, rücuen tazminat alacakları olan 10.704,91-TL hasar bedelinin ödeme tarihi olan 29/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili için davalı aleyhine … 1. İcra Dairesi’nin… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini, itiraz akabinde takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve alacağı geciktirmeye yönelik olduğunu, arabuluculuk sürecinden bir sonuç alınamadığını iddia ve beyan ederek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte iddia olunan hasarın tazmini için mevzuatta belirtilen şartların dava konusu talepler yönünden mevcut olmadığını, gerek davacı tarafın gerekse de dava dışı sigortalının tazmin için müvekkili şirkete süresi içerisinde müracaat etmediklerini, dava konusu hasarın, müvekkili şirketin dağıtım tesislerinden kaynaklı olarak meydana gelmediğini, elektrik şebekesindeki bütün arıza ve kesintiler yönetmeliklere uygun şekilde elektronik sistemler tarafından kayıt altına alındığını, bu kayıtları ilgili kurumlar tarafından denetlendiğini, dava konusu adreste 29/06/2020 tarihinde meydana gelen herhangi bir arıza ve şikayet bulunmadığını, davacının enerji aldığı koldaki akım değerlerini gösteren OSOS kayıtları da ekte sunulduğunu, kayıtların normal şartlar dahilinde ve kullanılabilir düzeyde olduğunu, herhangi bir arıza veya kesinti oluşmadığının tespit edildiğini, müvekkili şirketin sorumluluk alanının trafo ile bina bağlantı noktası kofra arasındaki hat olduğunu kofra sonrasındaki elektrik hattı bina iç tesisatı olduğu ve sorumluluğun mal sahibine ait olduğunu, hasarın müvekkili şirketin dağıtım şebekesinin işletilmesinden kaynaklanığının davacı şirket tarafından ispat edilmesi gerektiğini, dava konusu hasarın, davacının sigortalısına ait elektrik tesisatından kaynaklı olarak meydana geldiğini, dava konusu olayda müvekkili şirketin sorumluluğunu doğuracak illiyet bağının mevcut olmadığını, illiyet bağı ve illiyet bağını kesen nedenlerin dava konusu olayda var olup olmadığının tetkikinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davacı tarafın delil olarak dayandığı teknik servis raporunun yeterliliği ve neye istinaden hazırlandığının belirli olmadığını, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan yek taraflı düzenlenmiş olan rapora dayanılmasının hukuken mümkün olmadığını, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi ile hasarın ortaya çıkma nedeninin şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi, ondan sonra da sorumluluk tayininin yapılması gerektiğini, davacı tarafın talep konusu ettiği meblağın fahiş olduğunu, talep edilen değerin tespitinin hangi kriterlere göre yapıldığının belli olmadığını, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu iddia ve beyan ederek davanın reddine, davacının, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacının kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, taraf şirketlerin ticaret sicil kayıtları, makine kırılması sigorta poliçesi, dava dışı sigotalıya ödeme yapıldığına dair dekont, ekspertiz raporu, fotoğraflar, hasar dosyası, davalı … Şirketi’nin müzekkere cevabı ile ekleri, osos kayıtları, bilirkişi heyeti kök ve ek raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 03/02/2022 tarihli celsede karar verilmiş, 15/04/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında; sigortalının bulunduğu adreste, 13/06/2020 tarihinde meydana gelen hasarın, elektrik şebekesi (voltaj dalgalanması) kaynaklı olmadığı, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerde ilgili tarihte, ilgili mahalde, gerilim dalgalanmasına yönelik arıza ve şikayet kayıtlarının olmadığı, davacı sigorta şirketinin, davalının gerilim/voltaj dalgalanmaları sonucu hasara neden olduğuna ilişkin değerlendirmelerinin isabetli olmadığı, ekspertiz raporunda, hasar nedeni olarak ifade edilen voltaj dalgalanmasının değerlendirmesinin dayanağının olmadığı, belli bir ölçüm-test ve gerçek-sonut veriye dayanmadığı, dolayısıyla, elektrik dağıtım şebekesinin nominal çalışma gerilim değerlerinde olduğu ve gerilim dalgalanmasına bağlı olarak bir arızanın meydana gelmediği, kullanılan elektriksel cihaz ve makinelerin komponentlerinin (elektrik-elektronik malzeme ve donanımların) gerilim vb. hassassiyetten kaynaklanmış olabileceği, malzeme kalitesinden ve aşırı çalışma ve yüklenmeye bağlı olarak aşırı ısınma ve komponentlerde yanma şeklinde hasar oluşmuş olabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava dosyasının duruşma günü beklenilmeksizin rapor veren bilirkişi heyetine tevdii ile, kök rapora karşı davacı vekilinin itirazlarının incelenip değerlendirilmesi ve gerekiyorsa hesaplama yapılması hususlarında HMK’nun 281/2. Maddesi uyarınca ek rapor alınmasına karar verilmiş, 14/09/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunun sonuç kısmında özetle; tüm dosya bilgileri kapsamında, teknik ve somut veri bakımından, davalı şirketin elektrik şebekesinden kaynaklı gerilim dalgalanması-yükselmesi sonucu hasarın meydana geldiği sonucuna ulaşılamadığı, hasar sebeplerine ilişkin kök raporda genişçe değerlendirme yapıldığı, ilgili cihazların içerisindeki elektrik-elektronik donanımların/kartların zaman içerisinde çalışma ve yüklenmeye bağlı olarak aşırı ısınma, izolasyonlardaki deformasyon ve gerilim hassasiyeti gibi muhtemel sebepler sonucunda arızalanması-yanması-patlaması ile hasarın ortaya çıkabileceği, ancak, hasar sebebine ilişkin tahmin dışında kesin bir tespitin ortaya konmasının mümkün olamayacağı, davacı sigorta şirketinin voltaj dalgalanmasına yönelik değerlendirmesinin isabetli olmadığı, ekspertiz raporundaki değerlendirmelerin, somut bir veriye-sayısal-ölçüm analizine dayanmadığı, bu nedenle ilgili ekspertiz raporundaki hasar nedenine ilişkin değerlendirmelerin tahmin dışında bir içeriğe sahip olmadığı, teknik ve bilimsel özellik taşımadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen bedelin rücuen tazmini amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
… 1. İcra Dairesi’nin …esas sayılı genel haciz yoluyla ilamsız takip dosyasının incelemesinde, alacaklının dosyamız davacısı … Sigorta A.Ş., borçlunun dosyamız davalısı… Şirketi oldukları, alacak tutarının 10.704,91 TL asıl alacak ve 152,54 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.857,45 TL olduğu, sigorta poliçesi kapsamındaki ödenen bedelin rücuen tazminine dayandığı, ödeme emrinin 02/09/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 31/08/2020 tarihinde borca ve takibe itiraz ettiği, 31/08/2020 tarihli tensip tutanağı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
İcra takibindeki borca itiraz dilekçesinin takip alacaklısı vekiline tebliğ edilememesi ve dava tarihi dikkate alındığında iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının sigortalısına ödediği tazminat bedeli nedeniyle davalıdan haksız fiil hükümlerine göre rücuen alacalı olup olmadığı, davalının icra takibine itirazlarının iptalinin gerekip gerekmediği ve tarafların İİK’nın 67/2. fıkrası uyarınca tazminat talep edip edemeyecekleri hususlarına ilişkindir.
4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi, 6100 sayılı HMK’nın 190/1. fıkrası ve 6098 sayılı TBK’nın 50/1. fıkrası uyarınca somut olayda ispat yükünün çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet hükümlerine göre sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği belirtilmiştir. Davacı sigorta şirketinin halefiyete dayalı olarak açmış olduğu iş bu davada, davalının kusurunun ve zarar ile illiyet bağının ispatlanması gerekir.
Davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya hasar bedeli ödenmiş olmakla birlikte tek başına hasar bedelinin ödenmiş olması davalının sorumluluğunu gerektirmeyeceğinden davalının sorumlu olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektir. Davacı vekili dava dışı sigortalısının eşyalarında meydana gelen dava konusu zararın şebeke elektriğindeki ani voltaj değişimleri sebebiyle meydana geldiğini iddia etmiştir. Bu teknik husustaki iddiaya ilişkin Mahkememizce aldırılan bilirkişi heyeti kök ve ek raporuna göre meydana gelen hasar, elektrik şebekesi kaynaklı olmayıp, gerilim değerleri sınır değerler içerisindedir. Bilirkişi heyeti kök ve ek raporu tespit ve değerlendirmeler bakımından somut olaya uygun, sayısal verilere dayalı ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır. Davacı tarafça alınan ekspertiz raporundaki tespitin ise sayısal verilere dayalı olmadığından bildirilen kanaat şeklinde olması nedeniyle itibar edilmemiştir. Dava dışı sigortalıda oluşan hasarın elektrik şebekesinden (voltaj dalgalanması) kaynaklanmadığı tespit edilmiştir. Bu hali ile davalının sorumluluğu yönünden zarar ile illiyet bağının bulunmadığı ve davalının kusurunun ispat edilemediği anlaşılmıştır. Bu nedenle de davacının üzerinden bulunan ispat yükünü yerine getiremediği kanaati ile davacının sübuta ermeyen davasının reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, davacının icra takibini haksız ve kötü niyetli olarak başlattığının dosya kapsamı itibariyle ispatlanamamış olması ve bu yönde herhangi bir delil bulunmaması nedenleriyle davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Dava şartı arabuluculuk yoluna iş bu itirazın iptali davasındaki icra dosyası da dahil olmak üzere toplam 20 ayrı icra dosyası yönünden de gidilmiş olması nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin dava konusu edilen icra takip dosyası ile ilgili kısmı yönünden arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin 1/20 oranı olan 66,00 TL üzerinden hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılarak hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, davacı taraftan peşin olarak alınan 185,42 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, artan 104,72 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 66,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan tebligat ve posta masrafı 31,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/10/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır