Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/302 E. 2022/849 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/302 Esas
KARAR NO : 2022/849

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/04/2021
KARAR TARİHİ : 23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili ile davalı arasındaki taşıma sözleşmesine ve davalının talimatlarına istinaden navlun hizmeti verdiğini, bu hizmet sonucunda hak ettiği ücretleri de faturalandırılarak davalı ile paylaştığını, cari hesap şeklinde tuttuğu kayıtlarına göre de borç/alacak takibini başlattığını, müvekkilin davalıya sunmuş olduğu hizmetlere istinaden kestiği faturalarda yer alan bedellerin, şirket muhasebe kayıtlarında hala ödenememiş göründüğünü, müvekkilin ticari defter ve kayıtlarına göre ödenmemiş fatura bedellerinden kaynaklanan 400.236,58 TL alacağın hala mevcut olduğunu, müvekkilin davalı firmanın navlun ödemelerini yapmakta gecikmesi nedeniyle 05.05.2020 tarihinde 36.648,88 TL bedelli vade farkı faturasının düzenlediğini ve gönderdiğini, müvekkilin davalıya karşı düzenlediği faturalarda vadesinde ödenmeyen faturalara % 8 vade farkı uygulanacağı ihtar edilmekte olduğunu, davalı ile müvekkil şirketin taşıma sözleşmesinden kaynaklanan borç/alacak takibini yaparken muhasebe kayıtlarında birbirine dair cari hesap tuttuğunu beyan ederek davasının kabulü ile, 400.326,58 TL alacağının, dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek ticari işlerde uygulanan temerrüt faizi olan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının kısa vadeli avanslar için uyguladığı faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, yargılama giderleri vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Davalı ile davacı arasında uluslararası lojistik hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla bir taşıma sözleşmesinin akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında davacı tarafından taşıma hizmetinin verildiğini, taşıma sözleşmesinin madde 4.1 ile borçlanmış olduğu, “Taşıyıcı, …’ ya ulaştırılması gereken ürün ve malzemeleri üçüncü kişilerden eksiksiz ve hasarsız ilgili evrakları tamamlanmış olarak teslim alarak, herhangi bir hasar ve kayıp oluşmadan Antrepo’ ya sevkini gerçekleştirmekle mükelleftir.” olan en temel yükümlülüğünü yerine getirmediğini, taraflar arasındaki ihtilafın asıl sebebinin de davacı şirketin söz konusu taşıma hizmetinde ağır kusurundan kaynaklandığının aşikar olduğunu, davacının davalı şirkete ulaştırılması gereken gönderen şirketlerden almış olduğu ürünleri, hasara ve ziyaya uğratarak ıslandığını, mühürünün söküldüğünü, gıda ürünlerinin güvenli taşınması kurallarına aykırı olarak hasarlı bir şekilde teslimini gerçekleştirdiğini, bu şekilde davacının taşıma sözleşmesi ile üstlenmiş olduğu hizmet edimini ürünleri hasar ve ziyaya uğrattığı için eksiksiz bir şekilde yerine getirmediğini, taşıma sözleşmesinin 6.3 maddesinde yer alan “… ise Hizmetin kendisine eksiksiz bir şekilde sağlanması karşılığında, fatura edilen ürün bedelini faturanın teslim tarihinden 60 gün sonraki ilk … ödeme gününde yapacaktır.” gereği davacının, davalı tarafından üstlenilen ücret edimine, ürünlerin hasara ve ziyaya uğratılması sebebiyle hak kazanamadığını beyan ederek davanın reddini, zarar ilişkin fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı tutulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava: taşıma sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasında imzalanan taşıma sözleşmesinden kaynaklı davacının taşıma hizmeti bedeli alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarı, davacının vade farkı faturasından kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarı ile taraflar arasında vade farkına ilişkin bir ticari teamülün bulunup bulunmadığı, taşıma esnasında davacıdan kaynaklı bir hasarın oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarı ve taşıyıcının kusurunun bulunup bulunmadığı davalının takas mahsup defiinin yerinde olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde; Taşıma Sözleşmesine, taşıma evraklarına, yük çıkış ihbarları, gümrük evrakları/kayıtlarına, CMR belgeleri sigorta hasar dosyalarına, fotoğraflar ve eksper raporlarına, … 29. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine, Cari Hesap Ekstresine, Ödenmeyen Fatura Suretleri arabuluculuk son tutanağına, BA/BS Formları, Şirket kayıtları ve ticari defterlere, bilirkişi incelemesine, keşfe, tanığa, yemine ve tüm sair delillere delil olarak dayanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Taşıma Sözleşmesine, CMR (Taşıma Senedi)ne, imha tutanaklarına, gümrük evraklarına, gümrük beyannamelerine, dicari evraklara, . Packing Liste, Commercial Invoiceye, yük varış- çıkış ihbarları antrepo yetkilileri ile müvekkil şirket arasında geçen mail yazışmalarına, davacı şirket yetkilileri ile müvekkil şirket arasında peçen mail yazışmalarına, hasarlı taşımalara ilişkin fotoğraflara, hasarlı taşımalara ilişkin Antrepo hasar bilditim maillerine, cari hesap ekstresine, faturalara, şirket kayıtlarına ve ticari defterlere, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen iade faturalarına, bilirkişi incelemesine, keşfe, yemine ve tüm sair delillere delil olarak dayanmıştır.
… Kurumlar Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkere cevabı ve ekleri dosya kapsamına kazandırılmıştır.
… Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkere cevabı ve ekleri dosya kapsamına kazandırılmıştır.
23/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda ve özetle; “Dava konusunun; taraflar arasında akdedilen 06.11.2019 tarihli Sözleşme kapsamında davalıya verilen hizmet karşılığında düzenlenen faturalara istinaden oluşan alacağının tahsili talebinden ibaret olduğunu, davacının 2020 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 400.236,58 TL alacaklı olduğunu, davalının 2020 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davalının davacıya borcunun bulunmadığını, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının 400.236,58 TL olduğunu, bu farkın davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen …, …, …, …, …, …, …, …, … nolu faturaların davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmaması ve davalı şirket tarafından davacı şirkete düzenlenen … nolufaturanın davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklı olduğunu, takip konusu cari hesap farkını oluşturan 13.05.2020 tarihli … nolu 36.648,99 TL tutarlı fatura ile ilgili olarak mezkur faturanın davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen … nolu vade farkı faturasının iadesi amacıyla düzenlendiğini, her ne kadar davacı şirket tarafından düzenlenen faturalar zerinde “vadesinde ödenmeyen faturalara %8 vade farkı uygulanır” ihtarı bulunmakta ise de davacı şirket tarafından düzenlenen vade farkı faturasına istinaden sözleşmede dayanak madde bulunmadığı gibi vade farkına ilişkin teamül oluşturacak daha önce düzenlenmiş bir fatura da mevcut olmadığından mezkur fatura kapsamında davalı şirket tarafından düzenlenen faturanın kabulünün gerektiğini, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkını oluşturan davacının davalıya düzenlemiş olduğu 9 adet toplamda 363.587,69 TL tutarlı faturalar ile ilgili olarak; mezkur faturaların satış-iade şeklinde sürekli olarak (e-fatura) giriş-çıkış işlemi yapıldığı anlaşıldığından mezkur faturalar içeriğindeki hizmetin davacı tarafından davalıya sunulup sunulmadığı ususunda teknik değerlendirme neticesinde nihai sonuca ulaşılacağını, davalı şirketin, dava dışı … Sigorta A.Ş. firmasına 03.01.2020-03.01.2021 vadeli, … no.lu ve I.C.C. (A) teminatlı Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi düzenlettiği ancak bu poliçenin dava dosyasında yer almadığını, davalı şirketin, yurtdışından ithal ettiği ürünlerin taşıma işini … A.Ş. firmasının nakliye müteahhidi olarak üstlendiği ancak fiili taşıma işini …Ltd. Şti firmasına yaptırdığını, davalı şirketin, … no.lu poliçe vadesi içinde meydana gelen ıslanma hasarlarının tırların tentelerindeki delik sebebiyle meydana gelmiş olması sebebiyle poliçe şartları gereği hasarların teminat dışı değerlendirildiğini, dava dışı fiili taşımayı yapan şirketin dava dışı … A.Ş. firmasından 01.01.2020-01.10.2020 vadeli ve … no.lu Karayolu Yurtdışı Taşıyıcı Sorumluluk Sigortasını (CMR) düzenlettiği ancak bu poliçenin dava dosyasında yer almadığını, davalı şirketin, … no.lu poliçe vadesinde meydana gelen mekanik hasar, kirlenme hasarının CMR poliçe şartlarına göre hesaplandığını, davalı şirketlerin yasa ve yönetmeliklere uygun olarak bağımsız sigorta eksperlerini görevlendirdiğini, ekspertiz raporlarının da poliçe şartlarına uygun olarak düzenlediğini, bu bakımdan, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 22.17 maddesindeki “eksper tarafından düzenlenen raporlar delil niteliğindedir” ifadesi bu dava özelinde de geçerli olup ekspertiz raporlarındaki bilgilerin dikkate alınmasının uygun olacağını, sigorta tekniği bakımından davalının yansıtabileceği tazminatın ancak 4.294,87 Euro karşılığı 29.556,87 TL olabileceğini, bu çerçevede davacının bakiye 334.030,82 TL alacaklı olduğunu, bu miktar için düzenlenen iade ve yansıtma faturası zararlarının davalı yanca gereği gibi ortaya konulamadığı yönünde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.” Bilirkişi ek raporunda ve özetle;”Sigorta hususu yönünden kök rapordaki bilgilerin sabit olduğu, taşınan ürünlerdeki ıslaklık hasarı tentedeki delik sebebiyle meydana geldiğinden hasarın delik mühür arızası olarak ayrıştırılmasının mümkün olmadığını, taşıma sürecinde meydana geldiği ispatlanabilen ve davacının sorumluluğunda kabul edilebilecek zararı davalının, davacı alacağından takas mahsup edebileceğini, ek inceleme ve değerlendirme neticesinde, kök rapor sonuç ve kanaatlerinin değişmediğini, nihai takdiri yüce mahkeme ye ait olmak üzere, kök raporda sair görüş ve kanaatlerinin devam ettiği yönünde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.” Bilirkişi kök ve ek raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; dava, taraflar arasında imzalanan 06.11.2019 tarihli sözleşme gereğince davalıya verilen hizmet kapsamında düzenlenen fatura alacağının davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında 06.11.2019 tarihli taşıma sözleşmesi akdedildiği konusunda bir uyuşmazlığın bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında imzalanan taşıma sözleşmesinden kaynaklı davacının taşıma hizmeti bedeli alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarı, davacının vade farkı faturasından kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarı ile taraflar arasında vade farkına ilişkin bir ticari teamülün bulunup bulunmadığı, taşıma esnasında davacıdan kaynaklı bir hasarın oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarı ve taşıyıcının kusurunun bulunup bulunmadığı davalının takas mahsup defiinin yerinde olup olmadığı noktasında olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce, dosyanın bilirkişi heyetine tevdi üzerine düzenlenen bilirkişi raporunda; incelenen taraf şirketlerin 2020 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 400.236,58-TL alacaklı olduğunun, davalının ticari defterlerine göre ; dava tarihi itibariyle davalının davacıya borcunun bulunmadığının, taraf şirketleri arasındaki cari hesap farkının 400.0236,58-TL olduğu ve bu farkın; 36.648,99 TL tutarlı vade farkı faturası ile davacının davalıya düzenlemiş olduğu 9 adet toplamda 363.587,69 TL tutarlı faturalardan kaynaklandığı; mezkur faturaların satış-iade şeklinde sürekli olarak (e-fatura) giriş-çıkış işlemi yapıldığı yönünde görüş bildirilmiştir.Bilirkişi kök ve ek raporu, tespit ve değerlendirmeler bakımından dosya kapsamına uygun, teknik açıdan yeterli ve denetime elverişli bulunmuştur. Bu kapsamda dava konusu somut olay değerlendirildiğinde, davacının taşıma hizmeti nedeniyle davalıdan dava konusu cari hesap alacağı olduğu iddiasıyla 400.236,58-TL alacağın tahsili istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalı taraf, davacı şirketin ürünleri hasara ve zıyaya uğrattığı iddiasıyla ürünlerin hasarlı bir şekilde tesliminin gerçekleştirildiğinden bahisle taşıma ücretine hak kazanamadığını, taraflar arasında imzalanan taşıma sözleşmesinin 5.5 maddesi gereğince de davalı şirketin zararlarını davacı şirketin tazminle yükümlü olduğunu iddia etmektedir.Öncelikle vade farkı faturası yönünden yapılan değerlendirmede; taraf şirketlerin ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda cari hesap farkını oluşturan 13.05.2020 tarihli … nolu 36.648,99 TL tutarlı faturanın vade farkı faturası olduğu, davacının vade farkı talep edilebilmesi için Yerleşik Yargıtay kararları gereği taraflar arasında sözleşme ya da teamül olması gerektiği, vade farkı faturasına istinaden sözleşmede dayanak madde bulunmadığı, sadece fatura üzerinde yer alan ibarelerle vade farkı talep edilemeyeceği, davacı tarafça vade farkı istenebileceği yönünde yazılı bir sözleşme sunulmadığı, bu nedenle davacının 36.648,99-TL vade farkı faturasından kaynaklı alacaklı olduğunu ispat edemediği anlaşılmıştır. Bununla birlikte, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkı olduğu tespit edilen 400.236,58-TL den davacı tarafından ispat edilemeyen 36.648,99-TL vade farkı faturasından kaynaklı alacağı düşüldükten sonra cari hesap bakiyesi farkının 363.587,67-TL olduğu, bu miktarın da davacının davalıya düzenlemiş olduğu 9 adet toplamda 363.587,69-TL faturalardan kaynaklandığının yine bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davacı tarafından davalıya taşıma hizmeti sunulduğu konusunda bir uyuşmazlığın bulunmadığı, taşıma sürecinde davalı şirketin ürünlerinde meydana gelen zarar ziyan sebebiyle talep edebileceği tazminat miktarının 4.294,87-Euro olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, bu miktarın 28.02.2020 tarihli kurlardan (… adresinden 6,8819-TL/Euro şeklinde tespit edilerek) 4.294,87 Euro x 6,8819 TL= 29.556,87-TL olduğu, davalı tarafından ispat edilen bu tutardan davacının sorumlu olduğu kanaatine varılarak davalı alacağının mahsup edilmesi neticesinde davacının davalıdan taşıma hizmetine karşılık 334.030,82-Tl alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü ile; 334.030,82 TL’nin, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 334.030,82 TL’nin, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 22.817,65.-TL karar ve ilam harcının, dava ilk açılırken davacı taraftan peşin alınan 6.835,05.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 15.982,60-TL daha harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 6.835,05.-TL peşin harcın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30.-TL başvurma harcı, 5.000,00.-TL bilirkişi masrafı ve 106,50-TL posta giderleri olmak üzere toplam 5.165,80-TL yargılama giderinin, davadaki kabul ret oranına göre 4.311,29-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından artan avansın, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda hüküm verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 49.764,31.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 10.592,92.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedelinin, davadaki kabul ret oranına göre 1.101,65.-TL’nin davalıdan, 218,00.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/11/2022

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır .