Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/289 E. 2022/238 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/289
KARAR NO : 2022/238

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 21/04/2016
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar ve tarafların dışındaki kişilerle yapılmış 20/03/2006 tarihli düzenleme şeklinde ortaklar özel sözleşmesi gereğince, davalı ve dava dışı diğer şahısların taşınmazlarının kurulacak bir şirkete devredilmesi ve kurulmuş şirketin bu taşınmazlar üzerinde inşaat faaliyetine başlamasını öngören bir sözleşme yapıldığını, sözleşmeye göre aralarında davalının da bulunduğu mal sahiplerine ait taşınmazlar üzerinde yapılacak inşaatın finansmanının davacı tarafından karşılanacağını, sözleşme sonrası taşınmazlar üzerindeki borçlar ve bazı giderlerin davacı tarafından ödendiğini, yapılacak inşaata ilişkin öngörülen biçimde ruhsat alınması yasal olarak mümkün olamadığından sözleşmenin hukuken imkansız hale geldiğini, aralarında davalının da bulunduğu taşınmaz sahipleri tarafından davacının hissedarı bulunduğu şirkete karşı taşınmazların kayıtlı olduğu şirketin hisselerinin kendilerine devri için … 48. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, mahkemece taşınmazların kayıtlı bulunduğu şirketteki davacıya ait hisselerin devrine karar verildiğini, şirketin amacının gerçekleşmemesi üzerine davacıların daha önce inşaat yapımı için ortaya koydukları taşınmazlarını şirket hisselerinin tamamına sahip olarak geri almış bulunduğunu, taşınmaz sahiplerinin taşınmazlarını geri alarak amacı gerçekleşmeyen sözleşmenin başlangıçtaki durumuna geri döndüklerini, açılan bu dava ile bu kere inşaatın yapımını üstlenen davacı şirketin, davalı ve dava dışı kişilerin borçlarını ödemiş bulunduğundan bu bedelleri iadesini istemek zorunluluğunun doğduğunu, davacı tarafından davalıya ve diğer dava dışı arkadaşlarına toplam 20.000-TL olmak üzer 5.000-TL’nin davalıya ödendiğini, davalı ve dava dışı diğer mal sahiplerine ait taşınmazların devri için toplamda 117.850-TL emlak vergisi ödenmiş olup davalıya düşen miktarın 29.462,50 TL olduğunu, davalı ve dava dışı diğer mal sahiplerine ait taşınmazların etrafının çitle çevrilmesi ve restorasyonu için …’ya yapılan toplam 100.000-USD ödemeden davalı hissesine düşen tutarın 25.000-USD olduğunu, taşınmazlar üzerinde yapılacak inşaata ilişkin tasarım ve yerleşim maketi için …’a yapılan toplam 32.450,-TL ödemeden davalı hissesine düşen tutarın 8.112,50 TL olduğunu, taşınmazlara ilişkin proje danışmanlık hizmeti için …’a 108.000 TL ödemeden davalı hissesine düşen tutarın 27.000- TL olduğunu belirterek, 25.000 USD’nin ödeme tarihi 21/04/2006 tarihinden itibaren fiili ödeme tarihinde devlet bankalarının Amerikan Doları ile açılmış bir (1) yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre işlemiş faizi ile birlikte ve 69.575,00 TL’nin ödeme tarihi 21/04/2006 tarihinden reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, dava dışı …,…ve… A.Ş. (Mal Sahipleri) ile davacılar (… tarafı) arasında 20.03.2006 tarihinde “Düzenleme Şeklinde Ortaklar Özel Sözleşmesi” aktedildiğini, sözleşmeye göre, müvekkilinin de aralarında bulunduğu mal sahiplerinin asli ediminin, sahibi oldukları gayrimenkulleri davacılar ile birlikte kurulacak … A.Ş.’ne devretmek, … Gurubunun ise finansman temin etmek suretiyle bu taşınmazlar üzerinde … A.Ş. çatısı altında inşaat yapmak olduğunu, davacı tarafın sözleşmenin 12. maddesinde, inşa edilecek köşk ve villaların satışından elde edilecek hasılattan %45’lik kısmı müvekkilinin de aralarında bulunduğu mal sahiplerine ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşme gereği şirketin kurularak müvekkilleri tarafından taşınmazların şirkete 21.04.2006 tarihinde devredildiğini, davacı tarafın üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği gibi, söz konusu taşınmazları usulsüz bir şekilde ele geçirmek için muvazaalı iş ve işlemler gerçekleştirdiğini, dava dilekçesinde iddia edilenin aksine, taraflar arasındaki sözleşmenin uygulanmasının ruhsat alınamaması nedeni ile hukuken imkansız hale geldiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının … AŞ’yi usulsüz olarak borçlandırarak başlattığı icra takibiyle taşınmazların satışını istediğini, mahkeme kararında “davalının iyiniyet kurallarına aykırı eylemlerinin sözleşmenin ifasını engelleyici mahiyette olduğu, davalıların sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal ettikleri, davacıların sözleşmenin 8-a maddesinden kaynaklanan hakka sahip oldukları” hususlarının tespit edildiğini, kesinleşmiş olan mahkeme kararı gereğince, davacıların … A.Ş’de sahibi oldukları hisseleri müvekkili ve diğer mal sahiplerine bilabedel devretmeye mahkum edildiğini, ancak dava dilekçesinde belirtilen gerçek dışı beyanın aksine, müvekkilinin de aralarında bulunduğu mal sahiplerinin hisseleri halen geri alamadıklarını, hisse devrine ilişkin ilamın icraya konulması üzerine ikinci icra takibine davacı tarafından sunulan beyanda … A.Ş. hisselerinin yıllar önce üçüncü kişilere devredildiğinin iddia edildiğini, davacıların, icra müdürlüğüne sunmuş oldukları 27.06.2016 tarihli beyanlarında, … A.Ş. hisselerini Cayman Adalarında bulunan … Gruba ait off shore şirketine devrettiklerini beyan ettiklerini, devrin yapıldığı iddia edilen şirketin bizzat davacılara ait … şirketi olduğunu, izah edilen bu durumun, mahkeme kararının infazını geciktirmek ve mümkünse engellemek maksadıyla kötüniyetli bir şekilde yaratıldığının aşikar olduğunu, mahkeme ilamının henüz infaz edilemediğini, davacıların, müvekkilinin de aralarında bulunduğu mal sahiplerine geri vermesi gereken … A.Ş. hisselerini iade etmediği gibi, müvekkili uhdesinde iadesine karar verilen kısım dışında bulunan % 5’lik hisseye de el koymaya çalışmakta olduğunu, davacıların anılan icra dosyasına sunduğu beyanlarında, … A.Ş’deki hisseleri üçüncü şahıslara devrettiğini beyan ettiğini, davacının iadesini talep ettiği bedelin açıkça dava dilekçesinde belirtilmemişse de sözleşmeden kaynaklandığını, dolayısıyla şayet bir devir gerçekleşmiş ise şirket hisselerini devralanın, sözleşmedeki hak ve alacaklara da halef olduğunu, böyle bir durumda … tarafının sadece şirket hisselerini değil, ortaklar özel sözleşmesindeki hak ve alacaklarını da devretmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, davacıların bu nedenle aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, kaldı ki sözleşmenin 8.a maddesinin uygulanması ve kesinleşmiş mahkeme kararı çerçevesinde, devir alanın da böyle bir alacağı talep hakkının bulunmadığını, dava dilekçesinde bedelin 21.04.2006 tarihinde müvekkiline ödendiği beyan edilerek, sebepsiz zenginleşme alacağının muaccel hale geldiğinin iddia edildiğini, o dönem yürürlükte bulunan 818 sayılı BK gereği zamanaşımı süresinin 1 yıl olarak belirlendiğini, dolayısıyla zamanaşımı süresinin 21.04.2007’de dolduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, tarafların ticaret sicil kayıtları, … Bankası A.Ş. … Şubesi’nin 17/11/2021 tarihli cevabi yazısı, … Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğü’nün 22/02/2022 tarihli cevabi yazıları ve bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından hazırlanan 02/06/2016 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; incelenen davacı defterlerinin açılış tasdikleri ile yılsonu kapanış tasdikinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, ticari defterlerin birbirini teyit ettiği ve usulüne uygun tutulduğu, davacının kendi ticari defter kayıtlarına nazaran, sözleşme çerçevesinde kurulan dava dışı … A.Ş.’nden, mal sahipleri için ödenen 20.000,00 TL kuruluş sermayesi, mal sahiplerine ait taşınmazların devri aşamasında ödenen emlak vergileri karşılığı 117.850,00 TL, …Ltd. Şti.’ne ödenen 100.000,00 USD, …Ltd. Şti’ne ödenen 32.450,00 TL ve … Dekorasyon San Tic. A.Ş.’ye ödenen 108.000,00 TL olmak üzere toplam 278.300,00 TL ve 100,000,00 USD alacaklı olduğu, bu tutarın davalı yan hissesine isabet eden kısmının ise 69,575,00 TL, 25.000,00 USD olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, ortaklık sözleşmesi gereğince yapılan masrafların, sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi nedeniyle davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizin 12/04/2018 tarih, 2016/435 Esas ve 2018/376 Karar sayılı kararı ile; davacıların davasının asıl alacak yönünden tam kabulü ile faize ilişkin başlangıç tarihleri açısından talebinin reddine; 25.000,00 USD’nin 3095 Sayılı Kanunun 4a maddesi gereğince yabancı paralardan dolara uygulanan Merkez Bankasının açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre dava tarihi olan temmürrüt tarihi 21/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte ve 69.575,00 TL’nin dava tarihi olan temerrüt tarihi 21/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, Mahkememizce verilen karar istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 19/03/2021 tarih, 2019/221 Esas ve 2021/393 Karar sayılı ilamı ile Mahkememiz kararının HMK’nun 353(1)a-6 gereği kaldırılmasına karar verilmiş, dava dosyası Mahkememizin iş bu esas sırasına kaydedilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 19/03/2021 tarih, 2019/221 Esas ve 2021/393 Karar sayılı ilamında açıkça belirtildiği üzere, davacılar ile davalı şirket ortak ve yetkilisi …’nin de aralarında bulunduğu taşınmaz malikleri arasında 20.03.2006 tarihli ortaklar özel sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme gereğince taşınmaz maliklerinin, maliki bulundukları taşınmazı sözleşme taraflarınca kurulacak Torba İnşaat’a devretmeyi, davacıların ise taşınmazlar üzerinde finansmanı kendileri tarafından karşılanmak suretiyle inşaat yapmayı üstlendikleri, bu maksatla sözleşmede öngörülen … İnşaat şirketinin kuruluşunun gerçekleştirildiği, taşınmaz maliklerinin de adlarına kayıtlı taşınmazları bu şirkete devrettikleri, ancak … (Kapatılan) 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı kesinleşmiş kararında belirtildiği üzere;”… taşınmaz maliki olduğundan davada taraf sıfatının bulunduğu, taşınmaz maliklerinin üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirdikleri, buna karşılık davacı şirketler tarafından sözleşme ile yüklenen edimlerin yerine getirilmediği, sözleşme gereği taraflarca kurulan …yetkilileri tarafından sözleşmeye uygun olarak alınmış bir karar bulunmadığı halde bu şirketin usulsüz borçlandırılması suretiyle … İnşaat hakkında icra takibi başlatıldığı, yapılan işlemlerin ortaklar arasında var olması gereken iyiniyet ve güven ilkelerine aykırı olup sözleşmenin ifasını engelleyici mahiyette olduğu ve bu yüzden projenin hayata geçirilemediği, bu nedenle taşınmaz maliklerinin sözleşmenin 8.a maddesi gereğince …’taki … hisselerinin bedelsiz olarak kendilerine devrini talep edebilecekleri” hususlarının tespit edildiği, ve bu kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında düzenlenmiş olan sözleşmenin 1.c.7, 2.a.11 ve 2.c.1 maddelerinde, yapılacak tüm masraflardan … şirketlerinin sorumlu oldukları, 1.c.7 maddesinde ayrıca bu harcama ve yükümlülüklerden bahisle mal sahiplerinden hiçbir şekilde alacak isteminde bulunulamayacağı hüküm altına alınmıştır. … (Kapatılan) 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas… karar sayılı kesinleşmiş mahkeme kararı ile de sözleşmenin ifasının davacıların kusurlu davranışları sonucunda imkansız hale geldiği tespit edilmiştir. Bu durumda bu tespit doğrultusunda sözleşmenin iadeye ilişkin hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mahkememizce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin kararı ile taraflar arasındaki sözleşmenin 1.c.7, 2.a.11 ve 2.c.1 maddelerindeki yapılacak tüm masraflardan … şirketlerinin sorumlu oldukları, 1.c.7 maddesindeki bu harcama ve yükümlülüklerden bahisle mal sahiplerinden hiçbir şekilde alacak isteminde bulunulamayacağı ile hükümleri dikkate alınarak davacının bu yöndeki sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi nedeniyle davalıdan tahsili isteminin reddi gerektiği kanaatine varılmıştır. Ayrıca taşınmazların devri için davalı ve diğer taşınmaz maliklerinin emlak vergisi borçlarının ödendiğine ilişkin davacı taraf iddiaları yönünden davacılar vekilinin bildirdiği taşınmazlar ile ilgili … Tapu Müdürlüğü ve … Bankası’ne müzekkereler yazılmış, cevabi yazılar ile gönderilen 21/04/2016 tarihli vergi tahsil alındısı dikkate alındığında davacı şirketler tarafından emlak vergisi borçlarının ödendiğine dair bir kayıt bulunmadığı anlaşılmakla bu yönden de davalının sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılmıştır. Tüm bu nedenlerle sübut bulmayan davanın reddine dair karar vermek grekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, davacı taraftan peşin olarak alınan 2.391,71 TL harçtan mahsubu ile Hazineye gelir kaydına, artan 2.311,01 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan tebliğat ve posta masrafı olan 45,80 TL yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider-delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 17.254,75 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, davacılar vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/03/2022

Katip …

Hakim …