Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/275 E. 2023/313 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/275 Esas
KARAR NO : 2023/313

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin, gıda ürünlerine ilişkin etiketleri üreten, diğer bir deyişle matbaacılık işini yerine getiren gerçek kişi tacir olduğunu, davalı şirketin ise, gıda ürünleri üreten ve dolayısıyla müvekkilinden, ürettiği gıda ürünlerine ilişkin olarak etiketlerin üretimi konusunda hizmet alan bir tüzel kişi tacir olduğunu, davalı şirket ile müvekkili arasındaki ticari ilişki sebebiyle cari ilişkinin meydana geldiğini ancak davalı şirketin, bir süre sonra verilen hizmet bedelini ve işbu davanın müstenidi olan takibe konu fatura bedellerini Ödemediğini, nitekim bu hususun, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacağını, ayrıca ilgili vergi dairelerinden celp edilecek BA-BS formlarının da celbini talep ettiklerini, zira anılan belgelerin celbi ile de müvekkilinin alacağının sabit olacağını, davalının söz konusu cari ilişki ve fatura alacağına ilişkin alacağını ödememesi üzerine, taraflarınca önce arabuluculuğa başvurulmuş olduğunu ve arabuluculuk görüşmelerinden bir sonuç alınamamış olması üzerine işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu beyanla … 34.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile yapmış oldukları genel haciz yoluyla icra takibine vaki borçlu itirazın iptali ile takibin devamına, likit mahiyetteki alacağın konu edildiği takibe haksız olarak itiraz eden borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalıya yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmediği gibi yazılı bildirimde de bulunmadığından, HMK’nın 128.maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
KANITLAR /
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davacının nüfus kayıt örneği UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış, davacı hakkında esnaf-tacir araştırması yapılmış, tarafların ticaret sicil kayıtları celp edilmiş, tarafların BA-BS formları celp edilmiş, davalı şirketin İTO kaydı dosyamız arasına alınmış, … 34. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosya aslı celp edilmiş, tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin 24/02/2022 tarihli duruşmasının (2) numaralı ara kararı ile; ”Davacı vekilince sunulan 26/10/2021 tarihli dilekçede bildirilen tanıkların hangi vakıanın ispatı için dinletilmek istenildiklerinin geçen celse (3) nolu ara kararına uygun şekilde açıklanmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin tanık dinletme talebinin HMK’nun 194/2 ve 240/2 fıkraları uyarınca reddine,” karar verilmiştir.
Mahkememizin 24/02/2022 tarihli duruşmasının (5) numaralı ara kararı ile; “Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için tarafların 2019 ve 2020 yılları Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde SMMM bilirkişi vasıtası ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına” dair karar verilmiş ve işbu doğrultuda SMMM Uzmanı Bilirkişisi Murat Kutanoğlu tarafından tanzim edilen 24/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
-Davacı tarafça ibraz edilen 2019 yılı yasal defterlerinin (HMK md. 222) sahipleri lehine delil niteliklerinin bulunduğu,
Davacı yasal defter kayıtlarına göre 02.07.2020 takip tarihi itibari ile davacı asıl alacağının 35.041,97 TL’si olduğu,
-Sayın Mahkemenin ara kararına rağmen davalı tarafın defterlerini ibraz etmediği, nazara alındığında davacının alacak kayıtları içeren 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil teşkil edebileceği,
-Davacının 2019 yılında davalı adına tanzim ettiği 32.068,92-TL’lik fatura ile ilgili davalı tarafın büyük alımlar ile içeriklerini kabul etmiş olduğu, davalının işbu kabulü yapılan faturalar ile ilgili davacı tarafa sadece 2020 yılından 8.000,00-TL’sini ödeme yaptığı nazara alındığında kabulleri yapılan faturalardan dolayı davacı asıl alacağının 24.068,92-TL’si olarak hesaplandığı,
-Dava ve takip konusu fatura bedeli ile ilgili bakiyenin ne şekilde ödediğine dair bir vesaikin dosya kapsamında sunulmadığı, davalının davacı taraf ile kurduğu ticari ilişki kapsamında tanzim edilen takibe konu edilen faturalar ile ilgili davalı tarafın 2019 yılı BA-BS bildirimleri davacının sunduğu fatura ve hesap ekstresi ile mutabakatının (5.000,00 TL Limitini aşanlar ve takibe konu edilenler) olduğu, davalının icra takibine yaptığı itirazda takibe dayanak olan cari hesap ekstresi içeriği faturayı almadığına dair bir itirazının bulunmadığı ve büyük alımlar bildirimleri ile fatura içeriklerinden haberdar olduğuna kanaat getirilmesi gerektiği dikkate alındığında davalının takip dayanağı hesap ekstrelerinde yer alan fatura içeriği hizmetleri (gıda ürünlerine ilişkin etiketleri) aldığına dair kabulü olarak değerlendirilmesini gerektiği, davalının aldığı hizmetlerin bir kısmını iade ettiği ve kalan kısmını ödediğine dair ispat edici mahiyette vesaik sunmadığı ayrıca inceleme gününde defter ve belge ibraz etmediği dikkate alındığında, 02.07.2020 takip tarihi itibari ile davalı taraftan 24.068,92-TL’si asıl alacaklı olduğunun ispatlandığı,
▪ 35.041,97 TL’lik takip miktarı ile karşılaştırıldığında 10.973,05-TL’lik fazla talebin söz konusu olduğu, fazlalığın teslimi büyük alımlar veya başkaca vesaikler ile ispat edilemeyen 2020 yılında davalı adına tanzim edilen faturalardan kaynaklandığı,
▪ Davalı tarafın TBK md.117 uyarınca rapor içeriğinde ayrıntısı verildiği üzere 02.07.2020 Takip tarihi itibari ile mütemerrit olduğu nazara alındığında takip tarihi öncesinde işlemiş faiz tahakkukunun mümkün olmadığı,
▪ Bu itibarla takibin 24.068,92-TL’si üzerinden devamı ile davalının mütemerrit olduğu nazara alınmak suretiyle 02.07.2020 takip tarihinden itibaren talep doğrultusunda davacı asıl alacağı 24.068,92-TL’sine davacı talebi doğrultusunda 3095 Sy.K.nun 4489 Sy.K.nun ile değişik
2.Maddesi gereğince TCMB tarafından dönemde Kısa Vadeli Avans Kredilerine uygulanan faiz oranları (01.07.2020 – 31.12.2020 tarihleri arası %10,00; 01.01.2021 – 31.12.2021 arası %16,75; 01.01.2022 sonrası %15,75) üzerinden basit usulde (3095 Sy.K.m3) temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağı,
-Davacı tarafın 2020 yılı fatura içeriği ürünleri davalı tarafa teslim ettiğini ispat edici mahiyette vesaikleri sunması halinde davacının talebinde herhangi bir fazlalığın ol(a)mayacağı, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirişi raporu teknik açıdan yeterli, denetime açık ve bilimsel verilere dayalı görülerek Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Mahkememizin 22/12/2022 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davacı vekilinin tanık dinletme talebi hakkında Mahkememizin 24/02/2022 tarihli duruşmasının (2) numaralı ara kararı ile karar verildiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,” karar verilmiştir.
Mahkememizin 22/12/2022 tarihli duruşmasının (2) numaralı ara kararı ile; ”Davacı vekiline dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı hatırlatılarak takibe ve davaya dayanak açık hesaba konu faturalardan 23/01/2020 tarih, … numaralı ve 4.348,07-TL tutarlı faturasının muhteviyatını oluşturan ürünlerin davalıya teslim edildiği hususunda davalı tarafa yemin teklif edip etmeyeceğini açıklaması, edecek ise yemin teklif metnini sunması için iki haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde yemin deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağının ihtarına(ihtar edildi),” karar verildiği, davacı vekili 24/12/2022 tarihli dilekçesi ile; davalıya yemin teklif etmeyeceklerini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
… 34.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyanın dosyamız arasına alındığı ve takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 35.041,96-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalının yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İİK’nun 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
HMK’nn 320 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının, davaya konu ve takibe dayanak açık hesaba konu faturalar nedeniyle davalıdan alacağının varlığı ve miktarı ile icra-inkar tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı ve davalının takibe itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (MK m.6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m.190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasında TTK’nın 89.maddesinde tanımlandığı şekilde yazılı bir cari hesap sözleşmesi yapılmamıştır. Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle de davacı taraf bu açık hesap ilişkisi nedeniyle alacağı talep edebilir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/04/2018 tarihli, 2017/19-903 esa, 2018/974 karar, 28/03/2018 tarihli 2017/19-1634 esas, 2018/633 karar, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 30/10/2018 tarihli 2016/20574 esas, 2018/5306 karar, 18/04/2016 tarihli 2015/15462 esas, 2016/6686 karar sayılı ilamları da bu yöndedir.
Takibe konu cari hesap ekstresinin kaynağı ise fatura alacağıdır. Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle bu alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre usulüne uygun tutulmuş davacı taraf, ticari defterleri itibariyle davalıdan takibe dayanak ve davaya konu faturalar nedeniyle 24.068,92-TL alacaklıdır. Eldeki davada davaya konu ve takibe dayanak olan faturalar;
-20/11/2019 tarihli, Seri: … sıra numaralı ve 10.326,07-TL bedelli,
-25/11/2019 tarihli, Seri: … sıra numaralı ve 14.157,18-TL bedelli,
-05/12/2019 tarihli, Seri: … sıra numaralı ve 7.584,97-TL bedelli,
-23/01/2020 tarihli, … fatura numaralı ve 4.348,07-TL bedelli,
Faturalardır. Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu hem dosyaya celbedilen BA-BS formları ile hemde Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporu ile sabit hale gelmiştir. Zira bilirkişi raporunda davalının davacı tarafa 2020 yılında sadece 8.000,00-TL’lik ödeme yaptığı hususu belirtildiği gibi davaya konu ve takibe dayanak olan faturalardan 2019 yılındakilerin taraflarca (BA-BS formları ile) vergi dairelerine bildirildiği hususu da tespit edilmiştir. 7251 sayılı kanun ile değişik 6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesi uyarınca davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunması aksi taktirde usulüne uygun tutulmuş davacı taraf defterlerine itibar edileceğine dair meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamıştır. Bunlarla birlikte davacının toplam talebi olan 35.041,97-TL’lik alacağından alacaklı olduğu kanaatine Mahkememizce varılan 24.068,92-TL haricindeki 10.973,05-TL’lik kısmının teslimi büyük alımlar veya başkaca vesaikler ile ispat edilemeyen 2020 yılında davalı adına tanzim edilen faturalardan kaynaklandığı anlaşıldığı, lakin davaya konu ve takibe dayanak olan faturalardan sadece bir tanesinin 2020 yılı faturası olduğu -23/01/2020 tarihli, … fatura numaralı ve 4.348,07-TL bedelli fatura-, bu halde davacının bu fatura dışında kalan 6.624,98-TL’lik talebinin yerinde olmadığı başka bir deyişle fazla olduğu -talebe bağlılık ilkesi de gereğince- anlaşılmıştır. Mahkememizce yukarıda detaylı olarak belirtildiği üzere davacı tarafa davaya konu ve takibe dayanak olan 2020 yılındaki faturaya konu ürünlerin davalıya teslim edildiği hususunda yemin teklif edip etmeyeceği, etmesi halinde yemin metnini sunması için kesin süre verildiği, davacının ise davalıya yemin teklif etmeyeceğini belirtmesi üzerine bu faturada belirtilen 4.348,07-TL yönünden de davacının alacağını ispat edemediği kanaatine varılmıştır. Tüm bunlarla birlikte davalı tarafın davaya konu ve takibe dayanak olan faturalara yasal süreler içerisinde itirazda bulunulduğunu ispatlayıcı mahiyette herhangi bir vesaikin dosyada yer almadığı, yine faturaların iade edildiğine ilişkin bir vesaikin de dosyada yer almadığı tespit edilmiştir. Bu hususlar ile HMK’nun 222/3. Maddesi de dikkate alınarak davacının üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirdiği ve alacağın ispat edildiği anlaşılmıştır. Davalının bu durumda, bu bedele ilişkin varsa ödeme hususunu ispat etmesi gerekir. Davalının bu alacak yönünden (24.068,92-TL) ödeme savunması da bulunmamaktadır.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının kayıtlara dayalı likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2.maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen takip tarihi itibariyle karşılığı olan 24.068,92-TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalının … 34.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 24.068,92-TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin 24.068,92 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek ticari avans faizi ile devamına, fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
2-Hükmolunan 24.068,92-TL’nin %20’si oranında (4.813,78-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.644,14-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 423,22-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.220,92-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Kabul edilen miktar üzerinden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Reddedilen miktar üzerinden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-… Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin kabul ve red oranına 910,80-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-… Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin kabul ve red oranına 409,20‬-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 423,22-TL peşin harç, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 126,00-TL posta masrafları olmak üzere toplam 1.608,52-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına (%69) göre 1.109,87-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafça yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
10-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin huzurunda, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/04/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸