Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/249 E. 2022/106 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/249
KARAR NO : 2022/106

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/01/2014
KARAR TARİHİ : 10/022022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 17.05.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında sakat kaldığını, meydana gelen kazada plakasız ve tescilsiz motosiklet sürücüsü …’nin kazanın meydana gelişinde asli ve tam kusurlu olduğunu, anılan aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin bulunmadığını, … Hesabının zarardan sorumlu olduğunu, davalıya 22.07.2013 tarihinde başvuruda bulunulduğunu ve davalı nezdinde açılan … nolu hasar dosyasından bir miktar ödeme yapıldığını, ödemeyi fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kabul ettiklerini beyanla fazlaya dair hakları saklı tutularak şimdilik 4.000,00.-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 20/10/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; davasını bu bilirkişi raporu doğrultusunda 38.323,94 TL tutarında artırarak ıslah etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yönetmeliğin 15. maddesi gereğince davacıya yapılan ödeme ile borçtan ve yükümlülükten kurtulduklarını, imzalanan ibranamenin geçerli olduğunu, davacıya 04.09.2013 tarihinde 24.834,00.-TL maluliyet tazminatı ödendiğini, davacının % 13 oranında maluliyeti oranında hesaplama yapıldığını, sorumluluklarının araç sürücüsünün kusuru oranında teminat limiti ite sınırlı olduğunu, geçici iş görmezlik tazminatının hesaplamaya dahil edilmemesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile ödemenin mahsup edilmesi gerektiğini, davacının araçta hatır için taşındığını, bu nedenle tespit edilecek tazminattan indirim yapılması gerektiğini, yine davacının motosiklete kasksız olarak bindiğinden müterafik kusur indirimin de yapılması gerektiğini, kaza tarihinden itibaren avans faizi isteminin haksız ve mesnetsiz olduğunu, dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER:Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, hasar dosyası, davacıya ait tedavi evrakları, davacıya ait sosyal ve ekonomik durum araştırmasına araştırması, 17/05/2012 tarihli Ölümlü/Yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağı, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …soruşturma sayılı dosyası, bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Bozma öncesi taraf vekillerinin beyanları dikkate alınarak asgari ücret miktarı üzerinden davacının gelir temin ettiği ve 09/07/2013 günlü … Üniversite Eğitim ve Araştırma Hastanesince tanzim edilen engelli sağlık kurulu raporu dikkate alınmak suretiyle dosyadaki delillere göre kazaya karışan araçların kusur oranları belirlendikten sonra davacının talep etmesi gereken tazminat miktarının belirlenmesi için dosya sigorta hukukçusu …, trafik bilirkişisi … ve aktüerya uzmanı …’na tevdii edilmiş olup bilirkişilerden …’ün 05/08/2014 tarihli ve uzman bilirkişi kurulunun 12/11/2014 havale tarihli raporlarında; meydana gelen tescilsiz motosiklet ile … plaka sayılı araçların hasarlanması, sürücü … ve yolcu …’in yaralanmalarıyla neticelenen trafik kazasında plakasız motosiklet sürücüsü …’nin kazanın meydana gelişinde % 75, … plaka sayılı araç sürücüsü …’un ise % 25 oranında kusurlu oldukları; dava konusu kazaya sebebiyet veren plakasız aracın kaza tarihini kapsayan ZMMS poliçesinin bulunmadığı ve davalı … Hesabının zarardan sorumlu olacağı, ZMMS poliçe teminatının kaza tarihi itibariyle kişi başına 225.000,00 TL olduğu, davalının talep edebileceği tazminat miktarının … yaşam tablosu verileri dikkate alınarak hesaplama yapıldığında toplam 29.103,00.-TL olup bu miktardan … hesabı tarafından ödenen 29.164,00.-TL miktar mahsup edildiğinde bakiye alacağın bulunmadığı belirtilmiştir. Davacı vekilinin itirazları doğrultusunda dosya ek rapor tanzim edilmek üzere yeniden bilirkişi kuruluna tevdii edilmiş olup aynı bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 03.06.2015 havale tarihli ek raporda; dava konusu kazaya sebebiyet veren plakasız aracın kaza tarihini kapsayan ZMMS poliçesinin bulunmadığı ve davalı … Hesabının zarardan sorumlu olacağı, ZMMS poliçe teminatının kaza tarihi itibariyle kişi başına 225.000,00 TL olduğu, sigortacının ödemesi gereken bakiye tazminat tutarının 1.642,00 TL olacağı mütalaa edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlık noktaları, aldırılan önceki rapor, taraf vekillerinin bu rapora karşı ileri sürdükleri tüm itirazlar değerlendirilmek suretiyle davacı tarafın varsa davalı taraftan talep edebileceği tazminat miktarının ne kadar olması gerektiği hususlarında rapor düzenlenmesi için dosya önceki bilirkişiler dışında bir aktüerya uzmanı …’e tevdii edilmiş olup bilirkişi tarafından düzenlenen 07.10.2015 havale tarihli raporda; davacının 12.03.1994 doğumlu olmasına nazaran kaza tarihinde 18 yıl 02 ay 05 gün (18) yaşında olup PMF yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrünün 46 yıl 11 ay 20 gün (47) yıl olduğu, 42 yıl aktif yaşam süresi ve 5 yıl pasif yaşam devresi bulunduğu, buna talep edilebilecek toplam tazminat miktarının 71.830,13.-TL olduğu, davalının ödeme yaptığı tarihteki verilere göre yapılan değerlendirmede gerçek zararla ödenen arasında KTK m. 111 hükmü uyarınca açıkça oransızlık unsuru gerçekleştiğinden ibranın tazmin borcunu ortadan kaldırmayıp kısmi ifayı içeren makbuz niteliğinde bulunduğu, davacının çalışma gücünden % 13 eksilme meydana gelmesi sebebiyle davalının vaki ödemesinin güncel değerinin ise 29.506,19.-TL olduğu, belirlenen toplam tazminattan yapılan ödemenin güncel değeri mahsup edildiğinde ( 71.830,13.-TL – 29.506,19.-TL) davacının karşılanmamış maddi zararının 42.323,94.-TL olduğu, mükerrerlik teşkil eden indirim nedeninin varlığının dosyaya yansımadığı, hesaplanan zararın kaza tarihinde cari zorunlu trafik sigortası limitlerini aşmadığı, davalı … Hesabına maluliyet raporuyla yapılmış bir başvuruyu takiben 8 iş günü sonrasında temerrüde düşeceği mütalaa edilmiştir.
Taraflar, davacının dosyada mevcut %13 oranındaki maluliyet raporuna göre hesaplama yapılmasını kabul ettiklerinden maluliyet yönünden ayrıca rapor aldırılmasına gerek görülmemiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 11/11/2021 tarihli celsede karar verilmiş, dava dosyasının bozma ilamı öncesi son rapor veren aktüerya bilirkişine tevdii ile, bozma ilamı ile güncel asgari ücret miktarı dikkate alınarak Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/14963 E. 2021/2953 K. Sayılı içtihatında belirtilen TRH 2010 yaşam tablosuna progresif rant yöntemi uygulanmak suretiyle alternatifli sürekli iş göremezlik zararı hesaplanması hususlarında rapor düzenlenmesi için dosya önceki bilirkişi aktüerya uzmanı …’e tevdi edilmiş olup bilirkişi tarafından düzenlenen 26/11/2021 tarihli raporda; Bozma öncesindeki rapor ve karar tarihi itibari ile cari ücret verilerine göre, hükmüne uyulan bozma ilamında işaret edilen indirim sırasında nazaran, davacının çalışma gücünde %13 eksilme meydana gelmesi sebebiyle anılan rapor tarihi itibari ille davalının ödemesinin güncel değerinin indirilmesinden sonra, %20 hatır taşıması indirimi uygulanması neticesinde davacının 33.859,15 TL karşılanmamış sürekli iş göremezlik zararı oluştuğu, iş bu ek rapor tarihi itibari ile cari ücret verilerine göre, hükmüne uyulan bozma ilamında işaret edilen indirim sırasında nazaran, davacının çalışma gücünde, %13 eksilme meydana gelmesi sebebiyle anılan işbu ek rapor tarihi itibari ile davalının ödemesinin güncel değerinin indirilmesinden sonra %20 hatır taşıması indirimi uygulanması neticesinde davacının 142.473,33 TL karşılanmamış sürekli iş göremezlik zararı oluştuğu, ilgili bölümde açıklanan nedenlerle, bu zarar kalemiyle başkaca mükerrerlik teşkil eden indirim nedeni varlığının bu aşamada bulunmadığı, hesaplanan zararın kaza tarihinde cari zorunlu trafik sigortası teminat limitini aşmadığı, temerrüt tarihi konusunda önceki hükmünde 04/09/2013 tarihinin benimsendiğinin görüldüğü mütalaa edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereğince maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında, davacının yolcu olarak bulunduğu ve dava dışı arkadaşı …’nin kullandığı motosikletin plakasız ve tescilsiz olup Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin bulunmadığını hususlarında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının malul kaldığı iddia edilen trafik kazasına karışan araçların kusur oranlarının ne olduğu, davacının maluliyet oranının ne olduğu,bu maluliyet ve kusur oranlarına göre davacının iş ve gücünde meydana gelen azalma sebebiyle oluşan tazminat miktarının ne kadar olması gerektiği, davcının hatır taşımacılığının olup olmadığı ve buna göre davalı … Hesabının sorumlu olması gereken tazminat miktarının ne kadar olması gerektiği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma nolu dosyasının incelenmesinde; dava dışı sürücü …’nin 17/05/2012 tarihinde sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikleti ile arkasında yolcu olarak bulunan davacı … de olduğu halde … Caddesi üzerinden … İstikametine seyir halinde İken … Sokak kavşağına geldiğinde motosikletinin ön kısmı ile … Sokak üzerinde … Caddesi istikametine seyir eden sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın sol ön çamurluk kısımlarına çarptığı, çarpma neticesi motosiklet sürücüsü … ve arkasında yolcu …’in yaralandığı, davacının ve sürücünün kask takmadıkları, davacının mevcut kaza nedeniyle sağ kol ve sağ bacağının kırıldığı, davacının şikayetçi olmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili 20/10/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; davasını bu bilirkişi raporu doğrultusunda 38.323,94 TL tutarında artırarak ıslah etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
Taraflar, davacının dosyada mevcut %13 oranındaki maluliyet raporuna göre hesaplama yapılmasını kabul ettiklerinden maluliyet yönünden ayrıca rapor aldırılmasına gerek görülmemiştir.
Yerleşmiş Yargıtay içtihatları dikkate alınarak somut olay değerlendirildiğinde; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Somut olayda; dava dışı sürücü …’nin 17/05/2012 tarihinde sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikleti ile arkasında yolcu olarak bulunan davacı … de olduğu halde … Caddesi üzerinden … İstikametine seyir halinde İken … Sokak kavşağına geldiğinde motosikletinin ön kısmı ile … Sokak üzerinde … Caddesi istikametine seyir eden sürücü …’un sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın sol ön çamurluk kısımlarına çarptığı, çarpma neticesi motosiklet sürücüsü … ve arkasında yolcu …’in yaralandığı, davacının ve sürücünün kask takmadıkları, davacının mevcut kaza nedeniyle sağ kol ve sağ bacağının kırıldığı, … Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen engelli sağlık kurulu raporuna göre davacının çalışma gücü ve meslekte kazanma gücünde % 13 (yüzde onüç) kayıp oluşturacak şekilde yaralandığı, plakasız motosiklet sürücüsü …’nin kazanın meydana gelişinde % 75, … plaka sayılı araç sürücüsü …’un ise % 25 oranında kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.
Davalının ödeme yaptığı tarihteki verilere göre yapılan değerlendirmede gerçek zararla ödenen arasında KTK m. 111 hükmü uyarınca açıkça oransızlık unsuru gerçekleştiğinden ibranın tazmin borcunu ortadan kaldırmayıp kısmi ifayı içeren makbuz niteliğinde bulunduğu ve temerrütün kısmi ödemenin yapıldığı 04/09/2013 tarihinde oluştuğu anlaşılmaktadır.
İş bu dava dosyası ile ilgili ilk olarak Mahkememizin 2014/936 E. sırasında yapılan yargılama neticesinde 23/12/2015 tarihinde 2015/795 K. sayılı kararına karşı yapılan temyiz başvurusu neticesinde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 07/03/2019 tarihli 2016/7751 E. 2019/2659 K. sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verilmiş, dosya mahkememizin iş bu esas sırasına kaydedilmiş, 11/11/2021 tarihli celsede usul ve yasaya uygun olan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 07/03/2019 tarihli 2016/7751 E. 2019/2659 K. sayılı ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Mahkememizce uyulmasına karar verilen bozma ilamı ile güncel içtihatlarda yer alan TRH 2010 yaşam tablosuna progresif rant yöntemi uygulanmak suretiyle davacının sürekli iş göremezlik zararının tespiti amacıyla aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınması yoluna gidilmiştir. Yargıtay bozma ilamı”…tazminatın saptanabilmesi için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Sorumluluk hukukunda, tazminat denkleştirilirken yapılacak indirimler arasında bir sıra söz konusudur. İndirim nedenleri genellikle, biri gerçek zararın diğeri de tazminatın belirlenmesine ilişkin olmak üzere ikiye ayrılır. Kural olarak, önce gerçek zararı bulmak gerektiğinden, zararla ilgili indirim sebepleri önce, tazminatla ilgili indirim sebepleri ise daha sonra uygulanmaktadır. Buna ilaveten, tazminat alacaklısına ilişkin indirim sebeplerinin önce, tazminat borçlusuna ilişkin indirim sebeplerinin de sonra uygulanması gerekmektedir. İfade olunan tüm bu hususlar karşısında; davacının uğradığı zararın hesaplanmasından sonra; hesaplanan bu bedel üzerinden, davalıya ait indirim sebebi olan hatır taşıması nedeniyle yapılacak indirimin uygulanması ve bu surete sonuç tazminatın belirlenmesi gerekeceği açıktır. Oysa mahkeme tarafından, hatır taşıması nedeniyle yapılacak indirimin, sigorta ödemesinden önce yapılması ve ondan sonra sigortacının ödediği bedelin düşülmesi biçiminde davacı aleyhine hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davacının yaralanması nedeniyle hesaplanan tazminat miktarından davacıya, davalı … Hesabı tarafından yapılan toplam ödeme miktarının güncellenmiş tutarının mahsup edilmesi daha sonra belirlenen bedel üzerinden hatır indirimi yapılması suretiyle sonuç tazminatın belirlenmesi gerekirken; zarar ve tazminatın belirlenmesindeki sıraya aykırı olarak, eksik incelemeyle ve yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” şeklindedir. Mahkememizce uyulmasına karar verilen bozma ilamı uyarınca yargılama yapılması gerektiğinden 26/11/2021 tarihli ek raporda bildirilen ek rapor tarihi dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davacının davalının ödemesi sonrası karşılanmayan zararının 178.091,66 TL olduğu anlaşılmıştır. Bu karşılanmayan zarar miktarından Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları ile belirlenen %20 oranındaki hatır taşıması indiriminin yapılması neticesinde davacının zararının 142.473,33 TL olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce bilirkişi tarafından ek rapor tarihine göre yapılan hüküm kurmaya elverişli bu hesaplamaya itibar edilmiştir. Bu nedenlerle davanın kabulü ile, 42.323,94 TL sürekli iş göremezlik zararından kaynaklanan maddi tazminatın zmss poliçesi teminat limiti ile sınırlı olmak üzere 04/09/2013 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlar uygulanmak suretiyle yürütülecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kabulü ile, 42.323,94 TL sürekli iş göremezlik zararından kaynaklanan maddi tazminatın zmss poliçesi teminat limiti ile sınırlı olmak üzere 04/09/2013 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlar uygulanmak suretiyle yürütülecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 2.891,15-TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin olarak yatırılan 25,20 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 140,00 TL olmak üzere toplam 165,20 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 2.725,95 TL daha harcın davalı taraftan tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen 3.000-TL bilirkişi ücreti, 241,25 TL posta masrafları, 165,20 TL mahsup edilen harç ve 25,20 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 3.431,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 6.302,11 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/02/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır