Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/218 E. 2022/68 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/218
KARAR NO : 2022/68

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/03/2021
KARAR TARİHİ : 27/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalının, müvekkili şirketten mal aldığını, bu ticari ilişkiden kaynaklanan ve davalı şirketin müvekkili şirkete olan borcundan dolayı cari hesaba dayalı olarak 738,56.-TL asıl alacak olmak üzere icra takibi yapıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, itiraz neticesinde takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, borcun ve ticari ilişkinin varlığının faturalar ile sabit olduğunu iddia ve beyan ederek, davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra dosyasında takip dayanağı bulunmadığını, dosya kapsamındaki cari hesabın taraflarca imzalanmadığını, onaylanmamış ve mutabakat alınmamış bir belge olduğunu, hiçbir hukuki ya da muhasebesel geçerliliği olmadığını, dosyaya sunulan faturaların müvekkiline usulüne uygun edilmediğini, hizmet alınmadığını, faturalar ile cari hesap dökümü arasında uyumsuzluk olduğunu, müvekkilinin davacı tarafa borcu olmadığını, dava konusu edilen alacağın likit olmadığını iddia ve beyan ederek davanın reddine, müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, ticaret sicil kayıtları, faturalar, ticari defter ve kayıtlar ile bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememizin 18/10/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında,
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir … tarafından hazırlanan 09/12/2021 tarihli raporunda özetle; davacı tarafından incelemeye sunulan 2021 yılına ait ticari defterlerinin TTK’nın ilgili hükümleri yönünden uygun tutulmuş olduğu, 2020 yılına ait Yevmiye Defterinin ve Defter-i Kebir beratlarının süresinde alındığı, Envanter Defterinin süresinde yaptırılmadığı, sahibi lehine delil olup olmadığının takdirinin Mahkememize ait olduğu, davalı şirket tarafından incelemeye sunulan 2020 – 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin TTK’nın ilgili hükümleri yönünden uygun tutulmuş olduğu, davacı ticari defterlerine ve cari hesap ekstresine göre 31/12/2020 tarihi itibariyle, davalı taraftan 738,56.-TL cari hesap alacaklısı olduğu, bu bakiyenin 2021 yılına devrettiği, davalı tarafın ticari defterlerine ve cari hesap ekstresine göre 31/12/2020 tarihi itibariyle davacı taraf ile cari hesabın sıfır olduğu, davalı tarafça 05/02/2020 tarih … nolu 899,20.-TL’lik faturanın ve 05/02/2020 tarih … nolu faturanın muhasebe kayıtlarına alınmasının kabulü halinde, davalı tarafın bakiyesinin de 738,56.-TL alacak bakiyesi vereceği, bu konudaki takdirin Mahkememize ait olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesap ekstresi alacağı nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
… 1. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, dosya üzerinde yapılan incelemede; takip alacaklısının … A.Ş., takip borçlusunun ise … A.Ş. olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine 14/12/2020 tarihinde 738,56 TL üzerinden takibe geçildiği, ödeme emrinin takip borçlusuna 25/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, takip borçlusunun 30/09/2020 tarihinde borca ve takibe itiraz ettiği, 31/12/2020 tarihli karar tensip tutanağı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. İş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalıdan icra takibine dayanak cari hesap ekstresi kaynaklı alacağı olup olmadığı, davalının icra takibine itirazının iptalinin gerekip gerekmediği, tarafların İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca tazminat talep edip edemeyecekleri hususlarına ilişkindir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m. 190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Taraf arasında TTK’nın 89. Maddesinde tanımlandığı şekilde yazılı bir cari hesap sözleşmesi yapılmamıştır. Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle de davacı taraf bu açık hesap ilişkisi nedeniyle alacağı talep edebilir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/04/2018 tarihli, 2017/19-903 esa, 2018/974 karar, 28/03/2018 tarihli 2017/19-1634 esas, 2018/633 karar, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 30/10/2018 tarihli 2016/20574 esas, 2018/5306 karar, 18/04/2016 tarihli 2015/15462 esas, 2016/6686 karar sayılı ilamları da bu yöndedir.
Takibe konu cari hesap ekstresinin kaynağı ise fatura alacağıdır. Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle bu alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.
Mahkememizce ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre 05/02/2020 tarihli … ve … numaralı faturaların davacı tarafça iskonto oranın düzeltilerek tekrar kesildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında aynı faturalara ilişkin iskonto oranlarının düzenlenmesine dair bir anlaşma bulunmamaktadır. Taraf defterlerindeki ödeme kayıtları birbiri ile örtüşmekte olup davalının 3.353,89 TL ödemesi bulunmaktadır. Davacı tarafça sonradan aynı numaralar ile düzenlenen iki fatura davalı defterlerinde kayıtlı değildir. Davacı defterlerinden envanter defterinin e-defter beratının süresinde yapılmadığı bu nedenle de usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmıştır. İcra takibindeki borcun sebebi cari hesap ekstresine konu 2 adet fatura ile TBK’nun 101. maddesi uyarınca davalı ödemeleri HMK’nun 222. maddesi de dikkate alındığında davacının alacağını ispat edemediği kanaatine varılmıştır. Davacı taraf dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığından yemin teklif etme hakkı hatırlatılmamıştır. Bu nedenlerle davacıın sübuta ermeyen davasının reddine karar verilmiştir.
Davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle İİK’nun 67/2. Maddesindeki yasal koşullar oluşmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı tarafta cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, davacının icra takibini haksız ve kötü niyetli olarak başlattığının dosya kapsamı itibariyle ispatlanamamış olması ve bu yönde herhangi bir delil bulunmaması nedenleriyle davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, dava açılırken davacı taraftan peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 21,40 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider-delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 738,56 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, davanın miktarı itibariyle HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/01/2022

Katip …

Hakim …