Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/185 E. 2022/706 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/185
KARAR NO : 2022/706

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/03/2021
KARAR TARİHİ : 06/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin davalı şirket bünyesinde bulunan … firması ile 02/12/2019 tarihinde detaylarını dilekçe ekinde sundukları sosyal medya ve reklam danışmanlığı alanında sözleşme düzenledikleri , bu meyanda müvekkil şirketin sosyal medya ve reklam çalışmaları hazırladığı ve hazırlanan bu çalışmaların davalı şirketçe ücreti ödenmeden kullanılmaya başlandığı, müvekkil şirketin tüm bu çalışmalar için parça başına anlaşılması durumunda 39 parça fikir ve tasarım için 108.855,00.- TL veya yıllık sözleşme yapılması durumunda aylık 11.000,00 TL + KDV tutarı olan 12.980,00 TL olmak üzere iki ayrı teklifi davalı şirkete gönderdiği, ancak davalı şirketin iki teklifi de sürüncemede bırakıp sözleşmeyi imzalamadığı fakat müvekkil şirketin kendileri için hazırladıkları fikir ve tasarımları sosyal medya ve web sitelerinde paylaşarak haksız kazanç elde ettikleri ve etmekte oldukları,müvekkil şirketinde
bunun üzerine dilekçe ekinde sundukları 2 adet faturayı düzenleyip davalı şirkete gönderdiği, fakat davalı şirketin bu faturaları kabul etmeyip herhangi bir ödeme yapmadığı, müvekkil şirketçe icra takibi başlatıldığı , takibe konu faturalardan 12.980 TL tutarı olanı başlatılan icra takibi ile ödeyen davalı şirketin 108.855 TL tutarlı faturaya itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu, düzenlenen faturada geçen 39 parça işin Reklamcılar Odası tarafından belirlenen asgari ücret tarifesine uygun olarak ücretlendirildiği, asgari ücretlendirmeye göre belirlenen reklam ücretini dahi ödemeyen kötü niyetli davalı şirketin onlarca bayisinde bir yıldır bu reklamları kullanıp gelir elde ettikleri, ödeme yapmamakla birlikte sözleşmeleri
kabul etmeyen davalı şirketin müvekkil şirketten aldıkları reklam ve sosyal medya danışmanlık hizmetlerini hala sosyal medya hesaplarında ve kurumsal web sitelerinde kullandıkları, bu izinsiz kullanımda davalı şirketle birlikte franchising bayilerinin de müteselsil sorumlu olduğu, izinsiz kullanım bir yılı aşkın süredir devam etmekte olduğu, bununla ilgili sosyal medya ve web sitelerindeki paylaşımları dilekçe ekinde sundukları , davalının kötü niyetli olduğu bedelini ödemediği hizmetten maddi menfaat sağladığı, iş bu halin müvekkil şirket lehine sözleşmeye ilişkin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiği, taraflarınca arabuluculuğa başvurulduğu ancak anlaşamama ile sonuçlandığı , açıklanan tüm bu izahat nedeniyle davalının icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ve takibin kaldığı yerden devamı amacıyla işbu davayı açma gereği hasıl olduğu, bu nedenlerle davalarının kabulüne, davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, asıl alacağın likit ve belirli olması nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına
karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin davacıya karşı hiçbir borcu olmadığı, huzurdaki dava ve dayanak icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkil şirkete ikame edildiği, müvekkil şirketin 05/02/2020 tarihli ve 108.855,00 TL tutarlı faturaya ilişkin herhangi bir borcu bulunmadığından kalan ve takibe konu edilen tüm asıl alacak ve ferilerine itiraz edildiği, davacı tarafından teklif kapsamında ve sabit ücret dahilinde davacıdan reklam broşürleri, özel gün kart tasarımı, kampanya görsel çalışmaları gibi ilgili dönemde doğan ihtiyaçlara göre 1 ay boyunca hizmet alındığı,bu hizmetlerin bedelinin müvekkil şirketçe karşı tarafa ödendiği, fakat davacının teklife aykırı olarak haksız bir şekilde 05/02/2020 tarihli ve 108.855,00 TL tutarlı faturayı tanzim ettiği, ve bu faturayı mail yolu ile müvekkile ilettiği, müvekkilin bu faturayı kabul etmediğini, faturaya ve içeriğine itiraz edildiğini, şirket tarafından kayıtlara alınmayarak iade edildiğini, söz konusu faturayı veya içeriğini kabulünü gerektiren bir sözleşmesel yükümlülüğünün de bulunmadığının … 25. Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile noter aracılığıyla davacıya bildirildiği, müvekkil şirket aleyhine başlatılan icra takibinin Teklife açıkça aykırı olduğu, müvekkilden ilave bedellerin talep edilmesinin kabul edilemez olduğu, belirtilen sebeplerle müvekkilin davacıya borçlu olduğuna yönelik iddialarının haksız ve kötü niyetli olduğu, müvekkilin davacıya hiçbir borcu olmadığının tekrar belirtildiği, bu nedenlerle davacının dava konusu tutarı müvekkilden kötü niyetli olarak talep ettiğini gösterdiği, bu nedenle davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerek ve talep olduğu, yukarıda açıklanan ve re’sen gözetilecek sebeplerle; müvekkil aleyhine sair iddia ve taleplerini kabul etmediklerini belirttikleri, işbu mesnetsiz maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın tüm talepleri ile birlikte reddi ile haksız ve kötü niyetli icra takibi nedeniyle davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerek ve talep olduğu, fazlaya ilişkin her türlü talep dava ve şikayet hakları saklı kalmak kaydıyla; Maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine, davacı aleyhinde asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya
yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, tarafların ticari defter ve kayıtları, dekont, ihtarname, ticari sicil kayıtlar, … 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosya uyap suretleri, …i Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 07/04/2021 tarihli yazı cevabı,…Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 02/11/2021 tarihli yazı cevabı, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 18/10/2021 tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi SMMM … tarafından hazırlanan 09/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı … tarafından incelemeye sunulan 2020 -2021 yıllarına ait Ticari Defterlerinin TTK. İlgili hükümleri yönünden uygun tutulmuş olduğu, davalı …A.Ş. tarafından incelemeye sunulan 2020 -2021 yıllarına ait Ticari Defterlerinin TTK. İlgili hükümleri yönünden uygun tutulmuş olduğu, davacının Ticari defterlerine ve cari hesap ekstresine göre ; 20.02.2020 tarihi itibariyle cari hesabın 121.835,00.-TL borç bakiyesi verdiği, Davalının 17.03.2020 de … Bankası dekontu ile 15.225,00.-TL ödeme yaptığı, Bunun 12.980,00.-TL’ lik kısmı fatura bedeli olarak cari hesaptan düşüldüğü , 31.12.2020 tarihli bakiyenin 108.855,00.-TL olarak oluştuğu ve 2021 yılına devrettiği, davalının ticari defterlerine ve cari hesap ekstresine göre; 20.02.2020 tarihi itibariyle cari hesabın 12.950,00.-TL alacak bakiyesi verdiği, davalının 05.03.2020 de … Bankası dekontu ile 15.225,00.-TL ödeme yaptığı, bu rakamın 12.980,00.-TL’lik kısmın fatura bedeli olarak cari hesaba işlendiği, kalan kısmın icra giderleri olarak işeme alınmış olabileceği, Sosyal medya hesaplarının takibi ve içerkleri uzmanlık alanım olmaması nedeniyle bu konu ile ilgili inceleme yapılamadığı, görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE:Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
… 37. İcra Dairesi’nin … esas sayılı genel haciz yoluyla ilamsız takip dosyasının incelemesinde, alacaklının dosyamız davacısı…Limited Şirketi, borçlunun dosyamız davalısı … Şirketi oldukları, alacak tutarının 121.835,00 TL asıl alacak olduğu, 20/02/2020 tarihli takibin iki ayrı faturaya dayandığı, ödeme emrinin 02/03/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 07/03/2020 tarihinde icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği ayrıca borca da kısmen itiraz ettiği, 17/03/2020 tarihli tensip tutanağı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
İcra takibindeki borca itiraz dilekçesinin takip alacaklısı vekiline tebliğ edilememesi ve dava tarihi dikkate alındığında iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalıdan icra takibindeki borcun sebebi hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura nedeniyle alacağı olup olmadığı, davalının icra takibine itirazının iptalinin gerekip gerekmediği, tarafların İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca icra inkar ve kötüniyet tazminatı talep edip edemeyecekleri hususlarına ilişkindir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m. 190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Davanın bir miktar para alacağının tahsili talebine ilişkin başlatılmış icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olması davalının davacı ile aralarında olan akdi ilişkiyi kabul etmiş olması HMK’nun 10. ve TBK’nun 89. maddeleri gereğince davacı alacaklının bulunduğu yer icra müdürlüklerinin ve mahkemelerinin de yetkili olması nedeniyle davacının yerleşim yerinin de … İli … İlçesi olması gözetilerek İstanbul İcra Dairelerinin icra takibinde yetkili olması nedeniyle davalı tarafın icra takibindeki yetki itirazının kaldırılmasına dair 18/10/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki icra takip dosyasına kısmi itiraz olması ve 20/01/2020 tarihli 12.980,00 TL bedelli fatura yönünden davalının icra takibine itiraz etmemesi ve ödeme yapması nedeniyle uyuşmazlığın yalnızca 05/02/2020 tarihli 108.855,00 TL bedelli fatura konusu alacağı ilişkin olduğu anlaşılmakla mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre icra takibindeki borcun sebebi fatura davacı defterlerinden kayıtlı olmasına rağmen davalı defterlerinde kayıtlı değildir ve davalı tarafça BA formu ile de bildirilmemiştir. 05/02/2020 tarihli 108.855,00 TL bedelli faturada yer alan 39 kalem hizmete ilişkin davacı tarafından davalıya yönelik yapılan çalışmaları ve hizmetleri mahiyetine göre dijital ortamda veya basılı halde fiziki olarak sunması için 2 aylık kesin süre 23/06/2022 tarihli celsede verilmiş, davacı taraf herhangi bir belge veya kayıt sunulmamıştır. Dosya kapsamında fatura konusu reklam ve tasarım işlerinin davacı tarafın davalıya sunulduğuna herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bu nedenle de bu yönden ayrıca alanında uzman teknik bilirkişiden rapor alıdırılması yoluna da gidilmemiştir. Faturanın düzenlenmesi tek başına akdin kurulduğu ispatlamaz. Dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmamış olması nedeniyle davacı tarafa yemin hakkı hatırlatılmamıştır. Davacı tarafça üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getiremediği kanaatine varılmış davacının sübuta ermeyen davasının reddine karar verilmiştir.
Davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle İİK’nun 67/2. Maddesindeki yasal koşullar oluşmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı tarafta cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, davacının icra takibini haksız ve kötü niyetli olarak başlattığının dosya kapsamı itibariyle ispatlanamamış olması ve bu yönde herhangi bir delil bulunmaması nedenleriyle davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 1.858,98 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 1.778,28 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yapılan 12,50-TL tebligat masrafından oluşan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’ye göre belirlenen 17.328,25 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/10/2022

Katip …

Hakim …