Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/170 E. 2022/629 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/170
KARAR NO : 2022/629

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/12/2013
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı sigorta şirketine .. Dask Poliçe numarası ile … adresinde bulunan iki katlı kerpiç yığma evini 106.250,00.-TL sigorta bedeli ile sigorta ettirdiğini, 22.09.2011 tarihinde … ili … ilçesinde meydana gelen deprem sonucunda müvekkilinin evinin orta derecede hasar görerek oturulmaz hale gelmiş bulunduğunu, yapılan teknik incelemeler sonucunda evin güvenlik tedbiri alınarak yıkılmasının gerektiği sonucuna varıldığını, müvekkilinin belediyeye, … Valiliği Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’ne müracaat ettiğini, ancak netice alamadığını, davalı sigorta şirketine yapmış olduğu müracaatın ise reddedilmiş bulunduğunu iddia ve beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00.-TL alacağının 22.09.2011 tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; DASK poliçesinin müvekkili şirketin acentesi tarafından düzenlenmesinin kanundan kaynaklı olduğunu ve davada müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartlarının C.1 maddesi uyarınca müvekkili sigorta şirketinin sigorta sözleşmesini Doğal Afet Sigortaları Kurumu nam ve hesabına yapmış olup bu sıfatına nazaran yapılan poliçeden dolayı doğrudan doğruya sorumlu tutulamayacağını, tazminat sorumlusunun Doğal Afet Sigortaları Kurumu olduğunu iddia ve beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; asıl dava dosyasındaki taleplerini aynen tekrar ederek 22.09.2011 tarihinde …’da meydana gelen depremde müvekkilinin davalı tarafından sigortalı bulunan evinde meydana gelen toplam 60.375,00.-TL miktarındaki zararın faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kanuna göre bir hasarın DASK tarafından karşılanabilmesi için bu hasara depremin doğrudan neden olmasının, deprem sonucu meydana gelmesinin gerektiğini, dosyada mübrez, … AFAD’ın 13.12.2011 tarihli yazısında, dava konusu evin, mühendislik hizmeti görmemiş, kerpiç bir yapı olduğu ve evin afet etkinlik sınırları içinde olmadığının belirtildiğini, söz konusu yazıda yapılan tespitin, evdeki hasarın depremden meydana gelmediğini gösterdiğini, müvekkili kurumun, davacının yaptığı hasar ihbarı ile durumdan haberdar olduğunu ve hasar dosyası oluşturarak Hazine Müsteşarlığı’na bağlı bağımsız eksper tayin ederek ekspertiz raporu düzenlendiğini, söz konusu rapor ve AFAD yazısı birlikte değerlendirildiğinde binanın orta hasarlı hale gelmesinde ana etkenin deprem değil binanın eski olmasının ve zemin oturması olduğunun tespit edildiğini, kabul anlamına gelmemekle, davacının talep etmiş olduğu miktarın fahiş olduğunu, müvekkili kurumun huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu olmasının düşünülemeyeceğini iddia ve beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, DASK Zorunlu Deprem Sigortası Poliçesi, Ekspertiz Raporu, hasar dosyası, … Belediye Başkanlığı’nın 10/12/2014 tarihli müzekkere cevabı ve ekleri, … Valiliği AFAD’ın 15/12/2014 tarihli müzekkere cevabı ve ekleri ve bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
… Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak, jeoloji mühendisi ve inşaat mühendisi refakatiyle yapılacak keşif neticesinde; sigortaya konu evde meydana gelen hasarın 29.09.2011 tarihinde meydana gelen depremden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, zararın miktarı, rizikonun gerçekleştiği 29.09.2011 tarihinde sigorta konusu evin yeniden yapım değerinin tespit edilerek HMK’nın 266/1. maddesi gereği bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, jeoloji mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan 16.05.2015 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; binadaki hasarların, depremden ziyade zemindeki oturmalardan ve binanın eski ve zemin ilişkisinin teknik olarak birleştirilmediği için kaynaklandığı kanaatine varıldığı, inşaat mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan 16.05.2015 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; jeoloji mühendisi tarafından düzenlenen rapor da gözetildiğinde, oluşan hasarın deprem kaynaklı olmaması nedeniyle hasar tespitinin yapılamadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın mahkememizce resen seçilen sigorta hukukçusu …, jeoloji mühendisi … ve inşaat mühendisi …’dan oluşturulacak bilirkişi kuruluna tevdii edilerek tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler, talimat yoluyla aldırılan bilirkişi raporu ile bu rapora karşı davacı vekilince sunulan itiraz dilekçesi de değerlendirilmek suretiyle dava konusu sigortalı evde meydana gelen hasarın 29.09.2011 tarihinde meydana gelen depremden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, zararın sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı, sorumluluğun hangi davalıda olduğu ve buna göre davacının varsa davalılardan ayrı ayrı talep edebileceği tazminat miktarının ne kadar olması gerektiği hususlarında bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, 24.03.2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle; davacının taleplerinden, davalılardan DASK’ın bir sorumluluğunun bulunmadığı, diğer davalı sigorta şirketinin DASK’ın acentesi olduğu ve bu sıfatla bir sorumluluğu doğmadığı, mahkememizin DASK’ın sorumlu olduğuna karar vermesi halinde, ödenmesi gereken tazminat tutarının 60.375,00 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; davacıya ait sigortalı evde meydana gelen hasarın 29.09.2011 tarihinde meydana gelen depremden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, zararın sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı, davacının talep edebileceği tazminat tutarının ne olduğu ve Yargıtay bozma ilamında açıkça belirtildiği üzere deprem gerçekleşmeseydi de sigortalı evde zarar meydana gelip gelemeyeceği hususlarında HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın jeoloji mühendisi, inşaat mühendisi ve sigorta mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine tevdii edilerek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, 20.01.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle; davacıya ait hasarın depremden kaynaklandığı ve oluşan hasarın Dask poliçesi A-I maddesi gereği zararın sigorta teminatı kapsamında olduğu, davacının DASK Poliçesi teminat kapsamında talep edebileceği tazminat tutarının 06.01.2012 tarihi itibari ile 60.375,00 TL olduğu, dava tarihi 08.03.2021 tarihindeki değeri Yİ-ÜFE ve TÜFE ortalaması alınarak hesap edildiğinde 169.681,75 TL olduğu, depremden önce davacı sigortalının evinde hasar tespiti yapılmadığı, deprem meydana gelmeseydi sigortalı davacının evinde hasar meydana gelmeyeceğinin değerlendirildiğini, sigorta kapsamı “A-1 maddesinde bu sigorta ile , depremin, yangın , infilak ve yer kayması dahil , sigortalı binalarda doğrudan neden olacağı maddi zararlar, sigorta bedeli kadar … tarafından tazminat altına alınmıştır.” denildiğini, …’nun ödemesi gereken tazminat tutarının 08.03.2021 dava tarihi itibari ile 169.681,75 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
18.10.2021 tarihli bilirkişi ara kararında açıkça bildirilen davacıya ait sigortalı evde meydana gelen hasarın 29.09.2011 tarihinde meydana gelen depremden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, zararın sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı, davacının talep edebileceği tazminat tutarının kök raporda yanlış olarak tespit edilen dava tarihi olmayan tarih göre değil olay tarihi dikkate alınarak ne kadar olduğu ve Yargıtay bozma ilamında açıkça belirtildiği üzere deprem gerçekleşmeseydi de sigortalı evde zarar meydana gelip gelemeyeceği hususların denetime elverişli gerekçeli açıklamalar ihtiva eden ve birleşen davada davalı vekilinin 17.02.2022 tarihli dilekçesindeki itirazları incelenip değerlendirilmesi bakımından HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın rapor veren bilirkişi heyetine tevdii ile ek bilirkişi heyeti raporu alınmasına karar verilmiş, 13.06.2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunun sonuç kısmında özetle; davacıya ait hasarın depremden kaynaklandığı ve oluşan hasarın DASK poliçesi A-1 maddesi sigortanın kapsamında olduğu, davacının talep edebileceği tazminat tutarının 06.01.2012 tarihi itibari ile 60.375,00 TL olduğu, olay tarihi itibari 22.09.2011 tarihindeki değerinin Yİ-ÜFE ve TÜFE ortalaması alınarak hesap edildiğinde 57.528,13 TL olduğu, 24.12.2013 birleşen dava tarihi itibari ile 67.182,02 TL olduğu ve depremden önce davacı sigortalının evinde hasar tespitinin yapılmadığı, deprem meydana gelmeseydi sigortalı davacının evinde hasar meydana gelmeyeceğinin değerlendirildiği, davacıya ait hasarın depremden kaynaklandığı, sigorta kapsamı A-1 maddesinde “bu sigorta ile, depremin, yangın, infilak ve yer kayması dahil , sigortalı binalarda doğrudan neden olacağı maddi zararlar, sigorta bedeli kadar … tarafından tazminat altına alınmıştır.” denildiğini, …’nun ödemesi gereken tazminat tutarının, 24.12.2013 birleşen dava tarihi itibariyle 67.182,02 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, zorunlu deprem sigortasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Asıl dava dosyası … 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/06/2013 tarih, … Esas ve … Karar sayılı görevsizlik kararı uyarınca dava dosyası İstanbul Kapatılan 46. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/321 Esasına kaydedilmiştir.
… 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin; 25/12/2013 tarih, …Esas ve…karar sayılı kararı ile dava dosyasının,… 46. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
6545 sayılı yasa gereğince, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 08/09/2014 tarihli ve … sayılı kararı ile Asliye Ticaret Mahkemelerinin birleşmesi ve hakimlerin müstemir yetkilerinin yeniden belirlenmesi nedeniyle … 46. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kapatılarak tüm dosyalarının … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devredilmiş olması nedeniyle dava dosyası mahkememizin 2014/883 Esasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin; 25/05/2016 tarih, 2014/883 Esas ve 2016/477 Karar sayılı asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin verilen karar, asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin; 14/10/2019 tarih, 2017/816 Esas ve 2019/9342 Karar sayılı ilamıyla kararın kaldırılmasına dair karar verilmiş ve dosyanın mahkememizin 2021/170 Esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Zorunlu Deprem Sigortası, depremin ve deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami ve yer kaymasının doğrudan neden olacağı maddi zararlara karşı sigorta teminatı veren bir poliçe türüdür. Asıl davada davalı … Sigorta A.Ş. DASK – Zorunlu Deprem Sigortasını düzenlemiş acentedir. Zorunlu Deprem Sigortası poliçeleri yetkili sigorta şirketleri ve bu şirketlerin acenteleri aracılığı ile DASK nam ve hesabına düzenlenmektedir. 6102 Sayılı TTK’nın 105. maddesinde acentenin, aracılıkta bulunduğu veya akdettiği mukavelelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili namına yapmaya ve bunları kabule salahiyetli olduğu, bu gibi mukavelelerden çıkacak ihtilaflardan dolayı acentenin müvekkili namına dava açabileceği gibi acenteye karşı da aynı sıfatla dava açılabileceği hükme bağlanmış olup ancak bu halde dava DASK’a izafeten açılması gerekmektedir. Sigorta acentesinin müvekkili namına düzenlemiş bulunduğu sigorta poliçelerinden dolayı doğrudan sorumluluğu bulunmamaktadır. Sorumluluk namına poliçe düzenlediği müvekkiline aittir. Bu sebeplerle asıl dava dosyasında davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair karar verilmiştir.
Mahkememizce 18/10/2021 tarihli celse de usul ve yasaya uygun olan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin; 14/10/2019 tarih, 2017/816 Esas ve 2019/9342 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına dair karar verilmiştir. Bu nedenle de davacıya ait sigortalı evde meydana gelen hasarın 29.09.2011 tarihinde meydana gelen depremden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, zararın sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı, davacının talep edebileceği tazminat tutarının ne olduğu ve Yargıtay bozma ilamında açıkça belirtildiği üzere deprem gerçekleşmeseydi de sigortalı evde zarar meydana gelip gelemeyeceği hususlarında bilirkişi heyetinde rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyetince sunulan 19/01/2022 tarihli kök rapor ve 13/06/2022 tarihli ek rapor içeriğinde açıkça davacıya ait evdeki hasar deprem kaynaklı olup deprem gerçekleşmeseydi hasar meydana gelmeyeceği bildirilmiştir. Mahkememizce de bu kanaate açıkça itibar edilmiştir. Birleşen davada davalı DASK vekilinin teknik nitelikte olmayan rapora itirazlarına itibar edilmemiştir. Bilirkişi raporu ile önceki bilirkişi heyeti raporlarında bildirilen davacıya ait evde oluşan hasar miktarları dikkate alındığında birleşen avanın kabulü ile, 60.375,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 07/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe teminat limiti ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili her ne kadar dava dilekçesinde davalı kuruma başvuru tarihinde itibaren faiz işletilmesi talebinde bulunmuş ise de zorunlu deprem sigortası genel şartlarının B.4.1. Maddesi uyarınca DASK, sigorta bedelini aşmamak kaydıyla kesinleşmiş olan tazminat miktarını en geç takip eden bir ay içerisinde hak sahibine ödemek zorundadır. Bu nedenle de ekspertiz raporunun 06/01/2012 tarihinde itibaren düzenlenmiş olması hususu dikkate alınarak temerrüt tarihi 07/02/2012 olarak tespit edilmiş ve bu tarihten itibaren faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
A)Asıl dava dosyasında;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Mahkememizin 25/05/2016 tarihli hükmünün asıl dava dosyası yönünden temyiz edilmemesi nedeniyle harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden yeniden hüküm tesisine yer olmadığına,
B)Asıl dava dosyası ile birleşen … 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı dava dosyasında;
1-Davanın kabulü ile, 60.375,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 07/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe teminat limiti ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalı Doğal Afet Sigortaları Kurumu 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanununun 3/2. fıkrası uyarınca her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan harcın hükmün kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Asıl ve birleşen davalarda davacı tarafından yapılan; 5.800,00 TL bilirkişi raporları ücreti, 893,50 TL posta ve tebligat masrafları olmak üzere toplam 6.693,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 9.660,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin yüzüne karşı, asıl davada davalı vekili ile birleşen davada davalı vekilinin yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2022

Katip

Hakim