Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/156 E. 2022/404 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/156 Esas
KARAR NO : 2022/40

DAVA TARİHİ : 03/03/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin alacaklı olduğu … 31.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasından davalı/borçlu aleyhinde faturaya dayalı cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takip dosyasından davalı borçluya gönderilen ödeme emrinin 30/12/2015 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, davalının 06/01/2016 tarihinde takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkilinin her türlü gıda maddelerinin üretimi, alım ve satım işini yapmakta olup davalı/borçluya takibe konu cari hesaba kayıtlı faturalarda yazılı şarküteri ürünlerinin satıldığını ve teslim edildiğini, davalıya satılan mallar karşılığında 13/06//2015 tarihli … sıra numaralı 822,88-TL bedelli, 20/06/2015 tarihli … sıra numaralı 453,60-TL bedelli, 11/07/2015 tarihli … sıra numaralı 1.203,77-TL bedelli, 11/08/2015 tarihli … sıra numaralı 647,90-TL bedelli, 02/10/2015 tarihli … sıra numaralı 723,11-TL bedelli irsaliyeli faturaları düzenleyip kendi ticari defterlerine işlediğini ve maliyeye bildirdiğini, davalının taraflar arasındaki cari hesaba kayıtlı faturadan kaynaklı borcunu tam ve gereği gibi ödememesi üzerine … 31. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyası ile davalı/borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, dava dilekçesine ekli belgelerden de görüleceği gibi davalının davacıdan gıda ürünlerini satın aldığı, müvekkilin davalı borçluya sunulan ürün satış hizmetine ilişkin bedelleri faturalandırdığı ve faturalarını usulüne uygun şekilde ticari defterlerine işlediği gibi bağlı olduğu vergi dairesine de bildirdiğini, söz konusu faturalara herhangi bir itiraz olmaması ve ticari ilişkinin varlığı göz önünde tutulduğunda, faturaların içeriğinin kabul edildiği ve yazılı delil sayıldığının göz önünde tutulması gerektiğini beyanla davalı/borçlunun … 31.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı haksız itirazın asıl alacak miktarını oluşturan 3.071,26-TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren 3.071,26-TL asıl alacağa ticari avans faizi işletilmesine, takibe haksız ve kötü niyetli itiraz edilmesi nedeniyle davacı lehine davalı aleyhine 3.071,26-TL tutarındaki asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalıya yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmediği gibi yazılı bildirimde de bulunmadığından, HMK’nın 128.maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
KANITLAR /
Davacı şirketlerin İTO kaydı dosyamız arasına alınmış, davalı hakkında esnaf-tacir araştırması yapılmış, … 31.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış
… 3. İcra Müdürlüğü 06/01/2016 tarihli cevabi yazısı, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 03/09/2021 tarihli cevabi yazısı, … Vergi Dairesi Müdürlüğü 10/01/2022 tarihli cevabi yazısı, ve taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.
… 31.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyanın dosyamız arasına alındığı ve takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 3.182,39-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu ve davalının vaki itirazı sonucu, icra takibinin İİK’nun 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır.
… Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 16/03/2021 tarih ve … sayılı cevabi yazısında … – … unvanlı firma kaydı bulunamadığı, benzer unvanlı firmanın kaydının bulunduğu (…) bildirilmiştir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 08/04/2021 tarih ve … sayılı cevabi yazısında …’ın evdo kayıtları tetkikinde 07/05/2015 tarihinde dairelerinde faaliyete başlayıp 31/01/2017 tarihinde terk ettiği ve işletme esasına göre defter tuttuğu bildirilmiştir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 10/01/2022 tarih ve … sayılı cevabi yazısında …’ın işletme esasına göre defter tuttuğu ve VUK 177 vd. Maddeleri uyarınca belirlenen esnaf işletme sınırını aşmadığının görüldüğü bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının;davacının, dava konusu takibe dayanak cari hesaba konu faturalar nedeniyle davalıdan alacağının varlığı ve miktarı, işlemiş faiz, temerrüt faizi, icra-inkar tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı ve davalının takibe itirazın haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1.maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1.bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1.maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından somut olayda, davanın tarafları, konusu ve davacının talebinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Eldeki davada davacının talebi, taraflar arasındaki ticari ilişki (alım-satım) kapsamında davalıdan davaya konu ve takibe dayanak faturalardan (alım-satım ilişki çerçevesinde davalının satın aldığı ürünler kapsamında düzenlenen faturalar) kaynaklanan alacağı iddiası ile davalı aleyhine başlatılan ilamsız takibe davalıca yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra-inkar tazminatına hükmedilmesidir. Eldeki davanın konusu da, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, alacaklı ise alacağının varlığı ve miktarı, davalının icra takibine vaki itirazının haklı olup olmadığı ile icra-inkar ve kötü niyet tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin olduğu ve bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, eldeki davanın nisbi ticari dava olarak kabulü ile uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesi tarafından çözülebilmesi için, uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması ve her iki tarafında tacir olması zorunludur. Yukarıda detaylı olarak belirtilen ve dosyaya celbedilen cevabi yazılardan da anlaşılacağı üzere; davalının esnaf olduğu tespit edildiğinden, bu hali ile davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davanın nispi ticari dava sayılamayacağı, yine davanın TTK’nun 4. Maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, aynı maddenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na atıfla mutlak ticari dava konusu kabul ettiği sözleşmelerden de kaynaklanmadığı anlaşılmıştır.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-(c) maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olmakla resen dikkate alınırlar. İzah edilen nedenlerle, davanın, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; Davanın, HMK md. 114/1-(c) ve HMK’nun 115/2.maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, davacı vekilinin huzurunda, davalının yokluğunda, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/05/2022

Katip …
¸

Hakim … ¸