Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/149 E. 2021/830 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/149
KARAR NO : 2021/830

DAVA : Menfi Tespit ve Alacak
DAVA TARİHİ : 01/03/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit ve alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uzun süreden bu yana boya ve kimya sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, müvekkili şirket yetkilisi …’ın 25/02/2021 tarihinde, … Bankası …. Şubesi’nde bulunan … IBAN numaralı davacı şirket hesabından, şahsi hesabına 35.000,00.-TL havale yapmak istediğini, işlemi internet bankacılığından yaparken kayıtlı işlemler üzerinden seçim yaptığını fakat yanlışlıkla kendi hesabına para göndermek yerine, davalının yine aynı banka ve şubedeki … IBAN numaralı hesabına havale yaptığını, davalı şirket ile müvekkili şirketin daha önceden çalışması olduğu için davalı şirketin hesap bilgilerinin müvekkilinde kayıtlı olduğunu, müvekkili şirketin yetkilisinin hatasını farkeder farketmez hemen bankayı aradığını ve havalenin yanlış olduğunu bildirmek suretiyle iadesini talep ettiğini, banka yetkililerinin ise davalı şirket hesabında bloke olduğunu, hacizler bulunduğunu ve şirketin batak olduğunu dolayısıyla mahkeme kararı olmadan parayı iade edemeyeceklerini bildirdiklerini, müvekkili şirketin davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, zaten davalı şirketin iflas ettiğini ve tasfiye sürecine girdiğini, müvekkilinin tamamen teknolojinin azizliğine uğradığını iddia ve beyan ederek müvekkili şirketin davalı şirkete borcu olmadığının tespiti ile yanlışlıkla davalı hesabına gönderilen 35.000,00.-TL’nin müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalıya yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davaya cevap verilmediğinden, HMK’nın 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
Davalı vekili 08/12/2021 havale tarihli beyan dilekçesi ile özetle; davacı tarafın şirket hesabından şirket yetkilisinin hesabına 35.000,00.-TL havale yapmak istenirken yanlışlıkla tasfiye süreci neredeyse tamamlanmak üzere olan müvekkili şirket hesabına havale yapıldığına, Mahkeme kararı olmadan bankadaki paranın geri ödenmesinin mümkün olmaması ile menfi tespit davasının açıldığı yönündeki beyanlara bir diyeceklerinin olmadığını iddia ve beyan ederek davacının talepleri karşısında dava konusu bedelin müvekkilinden alınarak davalıya verilmesi yönünde bir karar verilmemesini, davanın menfi tespit davası olarak değerlendirilerek, bankaya yanlışlıkla yatırılmış olan bedelin banka hesabından alınarak davacıya verilmesi biçiminde karar tesis edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada davacı tarafın bildirdiği belgeler, … Bankası Anonim Şirketi’nin 05/04/2021 tarih ve .. mektup numaralı cevabi yazısı ve ekleri, 12/10/2021 tarih ve … numaralı cevabi yazısı ve ekleri, 18/10/2021 tarih ve … mektup numaralı cevabi yazısı ve ekleri, ticaret sicil kayıtları ve 10/03/2021 tarihli beyan başlıklı belge delil olarak değerlendirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, borçlu olmadığının tespiti ve alacak istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-h. maddesine göre, davacının dava açmakta hukuk yararının bulunması bir dava şartıdır. Yani davacının subjektif hakkına hukuki korunma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hali hazırda hukuken korunmaya değer hukuki bir yararının bulunması gereklidir.
Dava dilekçesinin sonuç kısmında davacı tarafın davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ve yanlışlıkla davalı hesabına gönderilen 35.000,00 TL’nin iadesi talep edilmiş ise de, uyuşmazlığın özü davacı tarafın davalı tarafa yanlışlıkla banka yoluyla gönderildiği para nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak talebine ilişkindir. Davacı tarafın davalı tarafa menfi tespit şeklinde borçlu olmadığının tespiti talebinde bulunmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Çünkü davalı tarafça davacı tarafın borçlu olduğuna dair dava öncesi herhangi bir beyanda bulunulmamış ve bu yönde de davacıya karşı herhangi bir işlem icra edilmemiştir. Bu nedenle de davacının borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit talep ve davasının hukuki yarar yokluğundan dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nun 114/1-h. ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine dair karar verilmiştir.
Davacının alacak davasının yanında menfi tespit davası da bulunması nedeniyle HMK’nun 110/1. maddesi uyarınca davaların yığılması olması ve alacak ve tazminat talepleri yanında parasal olmayan talepler de mevcut ise Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/933 Esas, 2020/5776 Karar sayılı içtihatı dikkate alınarak artık davanın dava şartı arabuluculuğa tabi olmaması nedeniyle dava şartı arabuluculuk yoluna davacı tarafça gidilmemesi usulden ret sebebi yapılmamıştır.
Mahkememizce temin edilen banka kayıtları ile de 25/02/2021 tarihinde davacı şirket hesabından davalı şirket hesabına 35.000,00 TL gönderildiği sabittir. Davalı şirket tarafından verilmiş 10/03/2021 tarihli ve beyan başlıklı belgede 35.000 TL havalenin yanlışlıkla yapıldığı ve davacı şirketten herhangibir alacaklarının olmadığı bildirilmiştir. Mahkememizin 16/09/2021 tarihli duruşmasında, dosya kapsamında bulunan 10/03/2021 tarihli ve beyan başlıklı belge gösterilmek suretiyle duruşma esnasında hazır bulunan davalı tasfiye memuru …’ye sorulmuş, “Bana göstermiş olduğunuz 10/03/2021 tarihli beyan başlıklı belge altındaki imza tarafıma aittir, kaşe de firmamızın kaşesidir, belge içeriği doğrudur, belgeyi kabul ediyorum. Davacı taraf bu paranın iadesini talep etmektedir.” şeklinde imzalı beyanda bulunulmuştur. Bu hususlar dikkate alındığında 25/02/2021 tarihinde davacı şirket banka hesabından davalı şirket banka hesabına 35.000,00 TL’nin yanlışlıkla gönderildiği kanaatine varılmış olmakla davacı tarafın bu bedeli sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan talep edebileceği anlaşıldığından davacının alacak talep ve davasının kabulü ile, 35.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davacı tarafça faiz talep edilmediğinden taleple bağlı kalınarak faize hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit talep ve davasının hukuki yarar yokluğundan dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nun 114/1-h. ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Davacının alacak talep ve davasının kabulü ile, 35.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Menfi tespit talep ve davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30.-TL maktu karar ve ilam harcının davacı taraftan peşin alınan 597,72.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Alacak talep ve davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 2.390,85.-TL nispi karar ve ilam harcının, davacı taraftan peşin alınan ve 3. madde gereği mahsup edilen harçtan bakiye kalan (597,72.-TL-59,30.-TL) 538,42.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 1.852,43.-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve (3) numaralı maddede mahsup edilen 59,30.-TL harçtan bakiye kalan 538,42.-TL ve başvurma harcı 59,30.-TL olmak üzere toplam 597,72.-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta giderleri toplamı 88,80 TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 44,40 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yatırılan gider avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 5.250,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2021

Katip …

Hakim …