Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/10 E. 2022/503 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/10 Esas
KARAR NO : 2022/503

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2020
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin davalıdan … plakalı … marka, … 2015 model, bayi çıkışlı, bayi servis ve garantili aracı 25/10/2015 tarihinde 86.689,10-TL bedel ile satın aldığını, davacının aracın 10.000 kilometreye geldiğinde motorunun yağ eksilttiğini fark ederek davalı şirkete bildirdiğini, araç bakımlarında motorun yeni olduğu ve yeni motorlarda bu sıkıntıların normal olduğunun söylendiğini, aynı sebeple aracı birden fazla servise götürmesi üzerine geri iade talebinde bulunduğunu, davalının araç bedelinin yarısının iade edebileceklerini beyan ettiğini, gizli ayıp söz konusu olduğunda ayıplı malda tercih hakkının tüketiciye ait olduğunu, arıza nedeniyle müvekkilinin araçtan beklenen randımanı alamadığını, tüm bu sebeplerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla dava konusu ayıplı otomobilin 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4.maddesinin 2.fıkrası gereği ayıpsız olanı ile değiştirilmesine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00-TL maddi ve 30.000,00-TL manevi tazminat talebinin kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davaya konu aracın ticari araç niteliğinde olduğunu, bu yönüyle tüketici mahkemelerinin görevsiz olduğunu, davacının tüketici sıfatı bulunmamasına, dava konusu aracın ticari nitelik taşıması ve ticari amaçla kullanılıyor olmasına göre ticari ihtilaf taşıyan somut olay yönünden davanın zamanaşımına uğradığını, davaya konu araçta üretim kaynaklı herhangi bir sorun mevcut olmadığını, ayıbın varlığını kabul etmemekle birlikte davacının aracında yapılan onarım ile sorunun giderildiğini, aracın sorunsuz olarak onarımın seçimlik haklardan, onarım hakkının kullanılması olduğunu, onarıma onay veren davacının daha sonra seçimlik haklarından araç değişimi ya da bedel iadesini isteme hakkı olmadığını, dava tarihi itibariyle araçta giderilememiş – mevcut bir arıza dahi olmadığından davanın reddi gerektiğini, araç üzerinde iddia edilen şikayet nedeniyle servis incelemesi sonucu sorunun çözülerek sorunsuz olarak teslim edildiğini, iddia edilen yağ eksiltme sorununun tespit edilmediğini, davacının servis sayısını çoğaltarak adeta fiili durum yaratmaya çalıştığını, misli ile değişim talep etmiş olsa bile araçtan dava tarihi de dâhil olmak sonra da mutlak surette faydalanmanın sürdürüldüğünü, bu durumun aracın tüketime uygun ve yarar sağlayıcı özelliğini muhafaza ettiğini, fakat kişisel görüşleri nedeniyle aracı değiştirmek istendiğini oraya koyduğunu, araçta hiçbir arızanın bulunmamasına rağmen, aracın değişiminin veya bedel iadesinin talep edilmesinin hak ve menfaatler dengesine aykırılık teşkil ettiğini, ayıbı kabul etmemekle birlikte davaya dayanak sorun nedeniyle akitten dönme değerlendirilecekse iadeye konu olacak şekilde davacının bu zamana kadara aracı kullanmayla elde ettiği tüm ticari kazançların son kertede araçtan faydalanmaya engel bir durumun olmadığı da göz önünde bulundurulması gerektiğini, manevi tazminata hükmedilebilmesi için ya ortada cismani bir zarar olması ya da kişilik hakları açıkça ve hukuka aykırı şekilde tecavüze uğramış olması gerektiğini, cismani bir zarar söz konusu olmadığını, ayıplı maldan beklenen yararı elde edememe gerekçe gösterilerek manevi tazminat talep edilmiş olmasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın iddia edilen arıza sebebiyle araçtan beklenen randımanda kullanamadığından maddi zararı doğduğunu iddia ettiğini, ancak bu tazminat talebine ilişkin iddiasının ispatına yarar herhangi bir belge veya evrak sunmadığını, maddi ve manevi tazminat talep şartları oluşmadığını beyanla öncelikle davanın görevsizlikten reddini, olmadığı taktirde zamanaşımından reddini, hak düşürücü nitelikteki yasal ihbar ve muayene yükümlülüğüne uyulmamış olması nedeniyle davanın reddini, esas yönünden haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… 1.Tüketici Mahkemesinin 20/10/2020 tarih,…Esas ve …Karar sayılı ilamı ile; dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verildiği ve verilen kararın 09/12/2020 tarihinde kesinleşerek Mahkememize tevzi edildiği ve Mahkememizin 2021/10 Esas sayılı sırasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, TBK’nun 219 vd. maddeleri kapsamında ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme hakkının kullanıldığının tespiti, aracın ayıpsız olan yenisi ile değiştirilmesi ile maddi ve manevi tazminat alacağının tahsili davasıdır.
HMK’nun 320 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacı tarafından davalıdan satın alınan … plakalı … marka, 2015 model, … tip, Minibüs – CA Tek Katlı aracın ayıplı olup olmadığı, ayıp mevcut ise mahiyetinin (açık, gizli) ne olduğu, davacının ihbar külfetlerini süresinde yerine getirip getirmediği, davacının ayıplı olan aracın ayıpsız olan yenisi ile değiştirilmesi talebinin yerinde olup olmadığı, ayıp nedeniyle maddi ve manevi tazminat alacaklarının varlığı ve miktarının ne olduğu, bu zararların davalıdan talep edilip edilemeyeceği ile TBK md.227 hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığının tespit edilmiştir.
06/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Somut olayda; Mahkememizin 02/06/2022 tarihli duruşmanın (1) numaralı ara kararı ile; “Davacı vekiline Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(2).maddesi gereğince ”…arabulucuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini 1 haftalık kesin süre içerisinde dosyaya sunmasının, bu süre içerisinde anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya sunulmaması halinde davanın usulden reddedileceğinin kendisine işbu zaptın tebliği ile birlikte” ihtarına karar verildiği ve ilgili duruşma zaptının davacı vekiline 07/06/2022 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, davacı vekilinin kendisine verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini Mahkememize sunmadığı, keza Mahkememizin 16/06/2022 tarihli duruşmasında davacı vekilinin “Mağduriyet tarihi itibariyle arabuluculuğa başvurma mecburiyeti bulunmadığından bu yöne ilişkin beyanları kabul etmiyoruz ” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; davacı yanın davalı tarafa karşı arabuluculuk yoluna başvurmadan doğrudan dava açtığı, bununla birlikte yargılama devam ederken de arabuluculuk dava şartı eksikliğini gidermediği, eldeki davada zorunlu arabuluculuğun -dava tarihinin 14/07/2020 olduğu nazara alındığında- söz konusu olduğu (Bknz. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesinin 06/11/2020 tarih, 2020/1214 Esas ve 2020/1345 Karar sayılı ilamı), bu hususun dava şartı olup, dava şartlarının mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınacağı nazara alınarak Mahkememizce davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-7155 Sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 2.850,00-TL harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan 2.769,30-TL harcın davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-HMK.nun 333.maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/06/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸