Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/747 E. 2022/290 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/747
KARAR NO : 2022/290

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 05/03/2020
KARAR TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … Ltd. Şti’de yaklaşık olarak 4-4,5 yıl boyunca SGK’lı muhasebeci olarak çalıştığını, müvekkilinin davalı … Ltd. Şti tarafından … 33. Noterliğinin … tarihli … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile şirket işlerinin yürütülmesi için yetkili kılındığını, aynı şekilde davalı …Tic. Ltd. Şti tarafından da … 33. Noterliğinin …tarihli … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile şirket işlerinin yürütülmesi için yetkili kılındığını, müvekkilinin davalı şirketlerin vermiş olduğu vekaletnamelere istinaden mobil bankacılık dahil para aktarma yetkisine olup şirket çalışanlarının gayri resmi harcamaları dışında ortakların da şahsi harcamalarının çıkışlarını yaptığını, davacı müvekkilinin işe girdiği tarihten işten çıkış tarihine kadar davalı şirketler tarafından müvekkilinin şahsi hesabı üzerinden harcamalar yapıldığını, işbu harcamalar gerek otel ücretleri gerekse kredi kartı ödemeleri şeklindeki harcamalar olduğunu, davalı şirketler tarafından davacı müvekkilinin bankalarda işlem yapmaya da yetkilendirildiğini, müvekkilinin …, … ve son zamanlarda … Bankası ile çalıştığını, davalılar ise …, … ve … Bankaları ile çalıştığını, müvekkilinin işe girdiği 2014 yılından itibaren hem müvekkiline hem de davalı şirketlere ait hesap hareketleri ve dava şirketlerin defter ve belgeleri incelendiğinde müvekkilinin suçsuz olduğu ve herhangi bir borcunun olmadığı açıkça ortaya çıkacağını, davacı müvekkili ile davalı şahıs … arasında da herhangi bir hukuki ticari, fiili iş ilişkisi de bulunamadığını, iş bu durumun davalıların kötüniyetli olarak takip yaptıklarının açıkça ispatı olduğunu, davacı müvekkilinin işten çıkmasından önceki 4 aya ilişkin olarak davalılar tarafından güveni kötüye kullandığına, uhdesine para geçirdiğine ilişkin iddialarda bulunulduğunu, Müvekkiline baskı altına ve uhdesine geçen bir para olmamasına rağmen 31/12/2018 tarihli “113.153,00 TL zimmetine geçirdiğine ve buna ilişkin olarak 4 adet senet imzaladığının yazılı olduğu” bir belge imzalatıldığını, bu belgenin imzalamasından sonra davalılar müvekkili ile 20 gün daha çalıştığını ve para çekilmesine imkan verildiğini, davalılar tarafından … Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu ve … 39. Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile müvekkilinin iş bu olayın mağduru olmasına rağmen yargılandığını, söz konusu ceza dosyasında davalılar tarafından ilk etapta düzenlenen tutanakta 119.000,00 TL zarar belirtilmiş ise de ilk celse de bu zararın 200.000,00 TL olduğu ifade edilmiş ve icra takibine konulan miktarın ise 156.000,00 TL olduğunu, açıkça görüleceği üzere davalılar tarafından çelişkili beyanlarda bulunulduğunu, müvekkilinin suçsuz ve bir borcu olmamasına rağmen davalılar tarafından müvekkili aleyhine farklı mercilerde farklı miktarlarda şikayette ve işlemlerde bulunulduğunu, iş bu durum da müvekkilinin mağduriyetini açıkça ispat ettiğini, davalılar tarafından baskı altında imzalatıldığı iddia edilen söz konusu senetler hakkında müvekkilinin aleyhine … 5. İcra Müdürlüğü’nün…-…-… ve … E. Sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin bir borcu olmamasına rağmen davalılarca başlatılan işbu icra takiplerinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, davalılar ile davacı müvekkili arasında ticari ve hukuki hiçbir ilişki bulunmadığını, davalının yasaya aykırı bir şekilde davacı aleyhine takip yapması, davalının kötüniyetli olması dikkate alınarak telafisi güç ve imkansız zararlara sebebiyet verilmemesi açısından “İİK 72. Maddenin 3. Fıkrası kapsamında paranın alacaklıya ödenmemesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini , davalarının kabulünü, … 5. İcra Müdürlüğü’nün …, …,…, … E. Sayılı dosyaları davalılar-alacaklılara borçlu olmadıklarının tespitini, takibin iptalini, davalılar aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili lehine 119.153,00 TL bono düzenleyerek müvekkiline verdiğini, vade tarihinde davacının düzenlediği bononun ödenmemesi sebebiyle, … 5. İcra Dairesi’nin… Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından yapılan icra takibi sonrasında davacı tarafça borcun ödenmediğini, takibe de herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davacının bononun sıhhati yönünden bir itirazının olmadığını, imzasını da ikrar ettiğini, davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini iddia ve beyan ederek davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, … Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 23/06/2020 tarihli cevabi yazısı, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 23/06/2020 tarihli cevabi yazısı, … Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 24/06/2020 tarihli cevabi yazısı, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 09/07/2020 tarihli cevabi yazısı, … Bankası A.Ş.’nin 30/12/2020 tarihli cevabi yazısı, … Bankası A.Ş.’nin 06/01/2021 tarihli cevabi yazısı, … bank A.Ş.’nin 24/12/2020 tarihli cevabi yazısı, … Bankası A.Ş.’nin 10/03/2021 tarihli cevabi yazısı delil olarak değerlendirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibinden sonra kıymetli evrak nedeniyle açılan İİK’nın 72. Maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2020/184 Esas sayılı dosyasının 10/12/2020 tarihli ön inceleme duruşmasının (9) numaralı ara kararı ile; 6100 sayılı HMK’nın 167. maddesi uyarınca davacının … hakkındaki davasının tefrikine karar verilmiş, tefrik edilen dava Mahkememizin 2020/747 Esas sırasına kaydedilmiştir.
… 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinde yapılan incelemede, takip alacaklısı … tarafından takip borçlusu … aleyhine, toplam 120.827,96 TL üzerinden keşidecisi …, lehdarı … olan, 31/12/2018 düzenleme, 10/01/2019 vade tarihli, 119.153,00 TL bedelli bono dayanak yapılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile 30/01/2019 tarihinde takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık noktaları, keşidecisi …, lehdarı … olan, 31/12/2018 düzenleme, 10/01/2019 vade tarihli, 119.153,00 TL bedelli bononun davacıdan korkutma yoluyla alınıp alınmadığı, bu bonoya karşı davacı tarafça bedelsizlik definin ileri sürülüp sürülemeyeceği, davacının …. 5. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı, tarafların menfi tespit davasında İİK’nun 72/4. Maddesi uyarınca tazminat talep edip edemeyecekleri hususlarına ilişkindir.
TMK’nun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” HMK’nun 190. maddesi gereğince de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Menfi tespit davalarında da, HMK’nın ispata ilişkin genel kuralları geçerlidir. Bu davalarda davacı taraf, borçlu olmadığını iddia ettiğine göre, olumsuz bir durumun ispatı mümkün olmadığından, kural olarak ispat yükü alacaklıya aittir. Başka bir ifade ile, menfi tespit davasında hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü alacaklıdadır. Bununla beraber, davacının iddiasına göre ispat yükünün yer değiştirmesi de mümkündür. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel ilişkiden doğan talep hakkına ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. (HGK’nun 2011/19-473 Esas 2011/607 Karar 2003/19-781 Esas 2003/768 Karar sayılı ilamları) Bu nedenle kambiyo senetleri hakkında açılan menfi tespit davalarında, senedin dayanağı olduğu ileri sürülen hukuki ilişki ile senet metnindeki borç sebebi karşılaştırılarak, ispat yükünün kime düşeceği belirlenir.
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki “kambiyo ilişkisi” ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Kambiyo senedinin bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü kambiyo senedinin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (TMK m. 6 m.). İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle ortadan kalktığını ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkâr ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle sona erdiğini ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu, senedin varlığını kabul etmekle birlikte bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir. (Yargıtay HGK’nun 2017/19-821 E-2019/58 K sayılı kararı)
Tüm bu genel açıklamalar dikkate alınarak iş bu davada ispat yükü eşidecisi …, lehdarı … olan, 31/12/2018 düzenleme, 10/01/2019 vade tarihli, 119.153,00 TL bedelli bononun üzerindeki nakden kaydını talil eden ve temel borç ilişkisini değiştiren davacı taraftadır. Davacı tarafın iddiası kapsamında ispata elverişli herhangi bir yazılı delil sunmadığı anlaşılmıştır. Davacı taraf irade bozukluğu kapsamında korkutma iddiasına ilişkin olarak tanık dinletmiş ise de bu tanıkların görgüye dayalı bir beyanlarının bulunmadığı sabittir. Bu nedenle duyuma dayalı tanık beyanlarına itibar edilmemiştir. Davacının sanık olarak yer aldığı … 39. Asliye Ceza Mahkemesi’nin… Esas … Karar sayılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan dolayı yapılan yargılamanın iş bu dava konusu bono ile ilgili olmaması nedeniyle ilgili ceza dosyası mahkememiz dosyasını etkileyecek nitelikte olmadığı kanaatine varılmıştır. Dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığından davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılmamıştır. Davacı taraf bononun üzerindeki nakden kaydının aksine gerek bononun zorla yani korkutma yoluyla alındığını gerekse de bedelsizlik iddialarını ispatlayamamıştır. Tüm bu nedenlerle davacının sübut bulmayan davasının reddine dair karar verilmiştir.
Davanın reddedilmiş olması nedeniyle İİK’nun 72/5. Maddesindeki koşullar oluşmadığından davacı tarafın tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürdüğü kötü niyet tazminat talebi yönünden ise, mahkememizce dosya kapsamında herhangi bir ihtiyati tedbir kararı da verilmemiş olması nedeniyle İİK’nın 72/4. Maddesi’ndeki koşullar oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1-Davanın reddine,
2-Davacı tarafın tazminat talebinin reddine,
3-Davalı tarafın tazminat talebinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının, davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’ye göre belirlenen 15.428,66 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*