Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/646 E. 2021/228 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/646 Esas
KARAR NO:2021/228

DAVA: TAM YARGI DAVASI
DAVA TARİHİ:12/11/2020
KARAR:USULDEN RED
KARAR TARİHİ:11/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan tam yargı davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM/Davalı … Genel Müdürlüğü tarafından 13/03/2019 tarihinde … İşletme Müdürlüğü hizmet sahası içinde bulunan … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, No:… adresinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğinin tespit edildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisi müvekkili şirketin yüklenici şirketi tarafından giderilmediğini, işbu hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj, işçilik bedellerin zarar verenden tahsili amacıyla KDV dahil toplam 4.857,21-TL borcun davalıya tahakkuk ettirildiğini, davalı … Genel Müdürlüğü tarafından hasardan doğan bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine, 4.587,21-TL hasar bedeli ile74,26-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.931,47- TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığını ve borçluya ödeme emrinin gönderildiğini, davalının itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, bu nedenle iş bu itirazın iptali davasının açıldığını, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ve anlaşılamadığını, davalı tarafından takibin durdurulmasından sonra davadan önce güncel dosya hesabına göre değil de sadece ödeme emrinde asıl alacak kadar kısmi ödeme yapıldığını, takip tarihi için ödeme emirlerinde gösterilmiş olan alacak miktarından 1.363,79-TL tutarında asıl alacağın kaldığını, ilgili icra takipleri için bu tutar yönünden davalının sorumluluğunun devam ettiğini, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;Görev itirazında bulunduklarını, işbu davada Adli Yargı/İdari Yargı yolu uyuşmazlığı söz konusu olduğunu, tam yargı davası niteliği olan davalarda, yargı yolunun İdare Mahkemeleri olduğunu, işbu davanın … İdare Mahkemelerinde açılması gerektiğini, ayrıca yargı yolu itirazlarının yanı sıra, Adli Yargı açısından da görev ve iş bölümü itirazında bulunduklarını, davanın görevsizlik ve yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini, dava konusu iddianın haksız fiil iddiası ve tarih itibariyle ihtilaf söz konusu olduğundan hak kaybı oluşmaması açısından zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davanın Mahkeme tarafından ticari nitelik arz ettiğinin kabul edilmesi ihtimalinde davacının dava şartı olan zorunlu ticari arabuluculuk hükümlerinde düzenlenen şartları yerine gteirmesi ve ticari arabuluculuğa başvurması gerektiğini, arabuluculuk dava şartının usulüne uygun olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini, husumet itirazında bulunduklarını, işbu davayı davacının tesislerine zarar verildiği iddiasına dayandırdığını ve …’ye yönelttiğini, oysa İdare personelleri tarafından söz konusu yerde herhangi bir çalışma yapılmadığının, söz konusu hasarın kim tarafından meydana getirildiğinin araştırılmasının gerektiğini, dava konusu hasarın yüklenici firma tarafından verilmiş olması halinde de müvekkili idare elamanlarınca değil, yüklenici firma çalışanları tarafından çalışma yapılmış olması nedeniyle yine taraflarına husumet yöneltilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu takibin İdare açısından mali ve hukuki sonuçlar doğuracak olması ihtimaline binaen ilgili kurumun… Bankası Kurumsal Hesabına yüklenici firma hakedişlerinden kesilerek ödeme yapıldığını, … ise dava dilekçesinde kısmi ödeme yapıldığını beyan ettiği, oysa ki 06/11/2019 tarihinde, İdarenin yüklenici firmaları tarafından yapıldığı iddia edilen hasarlardan dolayı ilgili firma hakedişlerinden kesinti yapılarak davacı alacaklı … kurumsal hesabına diğer alacakları ile birlikte toplu bir şekilde ödeme yapıldığını, söz konusu ödemeye ilişkin şirketin kısmi ödeme yapıldığı iddiasıyla dava açması kanuna karşı hile ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ve reddedilen meblağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye hükmedilmesini, davacının faiz istemine, icra inkar tazminatı istemlerine itirazda bulunduklarını, davanın … A.Ş ile …. A.Ş ortaklığına ihbarını talep ettikleri, davanın usulden reddine, davanın usule ilişkin sebeplere göre reddedilmediği takdirde, esasa ilişkin nedenlerle reddine, davacının faiz, icra inkar tazminatı ve sair tüm istemlerin reddine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE / Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
**…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası incelenmiştir. Davacı- alacaklı … …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası ile; davalı- borçlu … aleyhine, davacıya ait yer altı kablolarına davalının sorumluluğu kapsamında 13.03.2019 tarihinde zarar verildiği iddiası ile oluştuğu iddia olunan hasar zararının tazmininden kaynaklanan alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsili için ilamsız takip yapmıştır. Davalı- borçluya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı- borçlu ödeme emrinde faiz ve faiz oranına 7 günlük hak düşürücü yasal sürede itiraz etmiş ve takip durdurulmuştur. Bunun üzerine davacı- alacaklı İİK m. 67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü yasal süre içerisinde 12.11.2020 tarihinde itirazın iptali davasını Mahkememizde açmıştır. Davalı taraf genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar etmiş, davanın usulden ve esastan reddini savunmuştur. Dava, İ.İ.K.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir. Davacıya ait yer altı kablolarına davalının sorumluluğu kapsamında zarar verilmesi sonucu oluştuğu iddia olunan hasar zararının tazmininden kaynaklanan alacağın varlığı konusunda taraflar arasında çekişme bulunmaktadır.
**Davacı taraf, davalı tarafından gereken dikkat ve özen gösterilmeksizin yapılan çalışmada hizmet kusurunun bulunduğu iddiası ile davalının hizmetinin görülmesi sonucu oluştuğunu iddia ettiği maddi hasar zararının tazminini davalıdan talep etmektedir.
**Davalı taraf genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar ile davanın reddini savunarak, idari yargının görevli olduğunu, husumetinin bulunmadığını, oluşan zarar ile idare hizmeti arasında illiyet bulunmadığını, zaman aşımı def’ ini ve hak düşürücü süre itirazlarını ileri sürmüştür.
**Davalı, … Belediyesi görev alanı kapsamında su ve kanalizasyon idari hizmetlerini yürütmek, bu amaç ile gerekli tesisi/ tesisleri kurmak, kurulu olanları devralmak, bir elden işletmek üzere 2560 sayılı Kanun ile kurulan … Su ve Kanalizasyon İdaresi, …Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluştur. …’nin görev ve yetkileri şunlardır: a) İçme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yeraltı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için; kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, bu projelere göre tesisleri kurmak veya kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek, b) Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılmasıiçin abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek, c) Bölge içindeki su kaynaklarının, deniz, göl, akarsu kıyılarının ve yeraltı sularının kullanılmış sularlave endüstri artıkları ile kirletilmesini, bu kaynaklarda suların kaybına veya azalmasına yol açacak tesis kurulmasını ve bu tür faaliyetlerde bulunulmasını önlemek, bu konuda her türlü teknik, idari ve hukuki tedbiri almak, d) Su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak, e) Her türlü taşınır ve taşınmaz malı satın almak, kiralamak, ekonomik değeri kalmamış araç ve gereçleri satmak, …’nin hizmetleriyle ilgili tesisleri doğrudan doğruya yahut diğer kamu veya özel kuruluşlarla ortak olarak kurmak ve işletmek, bu maksatla kurulmuş veya kurulmakta olan tesislere iştirak etmek, f) Kuruluş amacına dönük çalışmaların gerekli kılması halinde her türlü taşınmaz malı kamulaştırmak veya üzerinde kullanma hakları tesis etmek. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16/1. maddesinde; ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşların dahi tacir sayılacakları hükme bağlanmıştır. Davacı ile davalı arasında sözleşmeye dayanan bir dava söz konusu değildir. İş bu davada …’ nin sorumlu olduğu iddiasının temel dayanağı, davacının olayı anlatımı gereği, davalının idari görev ve yetkileri kapsamında kamu hizmetinin görülmesi esasına dayanmaktadır. Dava konusu vakıa; …’ nin kamusal amacına ulaşmak amacıyla işlettiği bir işletme veya bu ticari amaçla yürütülen bir işe ait olmayıp kamu yararının esas olduğu bizzat kamu hizmetine ilişkindir. Aksine dair bilgi ve belge olmadığı gibi, …’ nin her hizmetinin TTK m. 16/ 1 kapsamında kalmadığı ticari olarak nitelendirilemeyeceği değerlendirilmiştir. …’ nin kuruluş amacı düşünüldüğünde bu vakıa bu şekilde değerlendirilmelidir.
**Dava, hizmet kusurundan kaynaklanan tam yargı davasına ilişkin olarak nitelendirilmiştir.
**İdari dava türlerinden biri olan ve edim davası niteliğinde olan tam yargı davası ile idare hukuku alanında ihlal edilmiş olan hakkın yerine getirilmesi ya da uğranılan zararın giderilmesi gerekir. İdarenin verdiği zararlarının giderilmesi amacını taşıyan tazminat davaları da tam yargı davası çeşitlerindendir. Davacı iddiası gereğince; davalı idarenin sorumluluğunda hizmet kusuru, kusur sorumluluğu olup; idari hizmetin işleyiş- kuruluş- düzeninin kötü olması/ geç olması veya hiç bulunmaması şeklinde gerçekleşir. Davalı idarenin sorumluluğunda kusursuz sorumluluk halleri ise fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ve tehlike ilkesine ( sosyal risk/ mesleki risk/ idarenin tehlikeli faaliyetleri ve araç- gereçleri) dayanır. İş bu davada da hizmet kusuru sorumluluğuna dayanılmıştır. Genel görevli mahkeme iş bu davalarda idare mahkemesidir. İş bu davada davalı idare … olup, davacı davalı idarenin çalışma yapması esnasında gereken dikkat ve özeni göstermeyerek kendilerine ait enerji dağıtım alt yapısına dahil kablo ve tesisata zarar verildiği şeklindeki hizmet kusuruna dayanmıştır, bu durum karşısında görevli mahkeme idare mahkemesidir. 6100 sayılı HMK m.114 Dava şartları ”… (1) Dava şartları şunlardır: … b) Yargı yolunun caiz olması. …”, m. 115 Dava şartlarının incelenmesi ” (1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. ” hükümlerini ihtiva eder.
**Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; yargı yolunun caiz olması dava şartı olup iş bu davada idare mahkemeleri görevli bulunduğundan ve dava şartları her aşamada incelendiğinden aşağıdaki şekilde kanunen 6100 Sayılı HMK m. 114/ 1-b; 115/2 gereğince davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının usulden reddine,
2- 6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 59,30 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 1.363,79-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen tarafların gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
6-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedelinin davacıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı mahkememize yazılı/sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır