Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/645 E. 2023/516 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/645 Esas
KARAR NO : 2023/516

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/11/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davalı/borçlu … Müdürlüğü tarafından 04.03.2019 tarihinde … ilçesi, … Mahallesi, … Sokak No:… adresinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkili şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğinin tespit edildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisinin müvekkili şirketin yüklenici şirketi tarafından giderilmiş olup işbu hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj, işçilik bedelleri ile hasardan kaynaklanan diğer kayıpların müvekkili şirketin maddi zararına sebebiyet verdiğini, davalı/borçlu … Müdürlüğü tarafından hasardan doğan bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine, hasar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil 6.631,44-TL’nin tahsili amacıyla … 26.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibinin başlatıldığını ve borçluya ödeme emrinin gönderildiğini, davalının ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, davalı/borçlunun itirazında icra dairesinin yetkisine, takibe, takibe konu borca, borç miktarına, faize, faiz oranına, ödeme emrine asıl alacak ve fer’ilerine külliyen itiraz ettiğini, takibin durdurulmasını talep ettiğini ve takibin durdurulduğunu, borçlunun itirazı ile mezkur icra takibinin durdurulmasının akabinde işbu dava konusunun her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hasebiyle huzurdaki itirazın iptali davası için dava şartı teşkil eden 6102 S.’lı TTK’nın 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmuş, görüşme sonunda anlaşılamaması üzerine ilgili anlaşamama tutanağı tanzim edilmiş olduğunu, davalı tarafından takibin durdurulmasından sonra davadan önce güncel dosya hesabına göre değil de sadece ödeme emrinde asıl alacak kadar kısmi ödeme yapıldığını, işbu hasar bedeli olan asıl alacak ve faizi kadar tutarın ödenmesi ile davalılar verdikleri hasarı, hasar miktarını kabul ve ikrar etmiş olup ödeme, ihtirazi kayıtsız ve rızaen gerçekleştirilmiş olduğundan borçlunun bu ödeme yönünden itirazından vazgeçtiğini, davalı tarafından ödeme tarihindeki güncel dosya hesabına göre değil, takip tarihi için ödeme emrinde gösterilen asıl alacak kadar 6.517,34-TL tutarında kısmi ödeme yapılmış olması sebebiyle Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun müstekar içtihatları, TBK ve İİK hükümleri gereği yapılmış olan kısmi ödemenin mahsubu takip tarihinde tahakkuk etmiş olan öncelikle temerrüt faizi, masraf ve fer’ilerinden yapılmış olup ancak bunlardan arta kalan kısmın asıl alacaktan mahsup edildiğini, bu sebeple takip tarihi için ödeme emirlerinde gösterilmiş olan alacak miktarından 1.823,41-TL tutarında asıl alacak kalmış olup ilgili icra takipleri için bu tutar yönünden davalının sorumluluğunun devam ettiğini, borçlunun borca itiraz ederek takibi durdurmuş ise de itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, şöyle ki; icra takibine konu alacağın, davalının kusurlu şekilde yürüttüğü kazı çalışmaları sebebiyle uğranılan maddi zararlardan ibaret hasar bedeli olup zarar veren davalının bedelden sorumlu olduğunu beyanla davalının … 26.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz itirazın iptali ile takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Usule ilişkin olarak, görev ve yetki itirazında bulunduklarını, işbu davada adli yargı/idari yargı uyuşmazlığı söz konusu olup, tam yargı davası niteliği olan davalarda, yargı yolunun idare mahkemelerinde olduğunu, dolayısıyla, işbu davanın İstanbul İdare Mahkemelerinde açılması gerektiğini, ayrıca, yargı yolu itirazlarının yanı sıra, adli yargı yolu açısından da görev ve iş bölümü itirazında bulunduklarını, keza, işbu davada tazminat isteminin haksız fiile dayanması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davanın görevsizlik ve yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, zaman aşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, husumet itirazında bulunduklarını, idarelerinin dava dosyasına sunulan cevabına göre söz konusu, … adresinde yüklenici ortaklık …. A.Ş. + … Tic. A.Ş. İş ortaklığı tarafından su arızası çalışmasının yapıldığının bildirildiğini, bu durumunda idarelerine husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca söz konusu şirketlere davanın ihbarının gerekli olduğunu, bu nedenle söz konusu adreste idareleri personelinin herhangi bir çalışmasının bulunmadığını, davacı eğer adreste bir çalışma var ise bu çalışmanın idareleri tarafından yapılmadığını bildiğini, idarelerinin dava dosyasına sunulan cevabına göre, dava dışı yüklenici firmalar tarafından çalışma yapılmış olsa bile davacıya ait tesislere zarar verilmiş olup olmadığı, kim tarafından zarar verildiği hususunun bilinmediğini, söz konu yerde hasara neyin neden olduğu hususunun tetkik edilmesi gerektiğini, kabul etmemekle birlikte velev ki hasarın, müvekkili idarenin müteahhitliğini yapan dava dışı firmaların eyleminden kaynaklanmış olsa bile, davanın idareleri açısından husumet yokluğundan reddi gerektiğini, zira eser sözleşmesi uyarınca idarenin üçüncü kişilere verilen hasardan sorumluluğunun bulunmadığını, dava ve hukuki menfaat şartının olmadığını, davacı tarafça açılan davanın hukuki mesnetten yoksun olduğunu, eğer mevcut ise söz konusu zararın idarelerinin neden olmadığını, zira, idarelerinin söz konusu adreste herhangi bir çalışmasının bulunmadığını, zarar ile idareleri eylem ve işlemleri arasında illiyet bağının olmadığını, davacının davasının usul hukuku ilkelerine göre reddedilmesi gerektiğini, Esasa ilişkin olarak, söz konusu hasarın gerçekleştiği yerde idareleri tarafından bizzat herhangi bir çalışma yürütülmediğini eğer, herhangi bir çalışma yapılmış ise de idarelerinin dava dışı üçüncü kişilerce verilen zararlardan dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının zarar iddiasının yüklenicilerin çalışmalarından kaynaklandığını ispata yarar bir delil de sunulmadığını, davacı iddia olunan hasara ilişkin hiçbir ayrıntıdan bahsetmediğini, davacı şirketin söz konusu hasarın meydana gelmesinde kusurlu olduğu ve yasanın emredici hükmüne rağmen mevcut tesisatını yasada belirlenen şekilde döşemediğini, bu nedenle zaman zaman tesisatlarına zarar verilmesine kendi eylem ve kusuru ile sebebiyet verdiğinin anlaşıldığını, söz konusu adreste, davacıya ait tesis ve kabloların ilgili yönetmeliğin emredici hükmü ve diğer hükümlerine uygun olarak imal edilmediğinin ortaya çıktığını, tahsiline hükmedilmesi istenilen tazminat bedeline hasar tarihinden itibaren faiz istenilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ortada ödenmesi gereken kesinleşmiş bir borcun olmadığını, ortada likit ve kesin bir alacak söz konusu olmadığından temerrütten bahsedilemeceğini, bu itibarla, tazminat bedeline hasar tarihinden itibaren faiz istenilmesini kabul etmediklerini, davanın …A.Ş. İle … Tic. A.Ş.’ye ihbarını talep ettiklerini beyanla öncelikle davanın usule ilişkin dava şartları yönünden incelenerek usulden reddine, dava usule ilişkin sebeplere göre reddedilmediği taktirde esasa ilişkin nedenlerle reddine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … 26.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmış, davaya konu hasar dosyası ile tanzim edilen hasar tespit tutanakları celp edilmiş, taraf şirketlerin İTO kayıtları dosyamız arasına alınmış ve tarafların ticari defter ve kayıtları ile belgeleri dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
… 26.İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyanın dosyamız arasına alındığı ve takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 6.631,44-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalının yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İİK’nun 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
HMK’nun 320 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacı şirket alt yapı tesislerinde meydana gelen 04/03/2019 tarihli hasar nedeniyle davacının davalıdan tazminat alacağının varlığı ve miktarı, gerçek hasar tutarının ne olduğu, davalının pasif husumetinin bulunup bulunmadığı, hasar ile davalının eylemleri arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise davacının hasarın meydana gelişinde müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı, davalının takibe itirazının haklı olup olmadığı, işlemiş faiz ve icra-inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 15/04/2021 tarihli duruşmasında; “Dava, cevap dilekçeleri ve dosya kapsamına göre, davanın 6098 Sayılı Kanun kapsamında haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu ve yargı yolunun caiz olduğu, ayrıca davacının tüzel kişi tacir, davalı …’nin de TTK’nun 3, 11, 16/1.maddeleri ve 2560 sayılı Kanun hükümleri uyarınca faaliyetlerini özel hukuk hükümlerine göre sürdüren tacir tüzel kişi olması ve davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin de haksız fiilden doğması nedenleriyle, başka bir deyişle her iki taraf da tacir olduğundan ve tacirler arasındaki haksız fiilden doğan davada özel görevli mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olması nedeniyle davalı vekilinin görev ve yargı yolu itirazlarının ayrı ayrı REDDİNE” karar verilmiştir.
Mahkememizin 15/04/2021 tarihli duruşmasının (6) numaralı ara kararı ile; ”Dava konusu hasarın 04/03/2019 tarihinde meydana geldiği ve dava tarihi itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla TBK 72.maddesi gereğince REDDİNE,” karar verilmiştir.
Mahkememizin 18/07/2022 tarihli celsesinin (1) numaralı ara kararı ile; “Davacının iddiası, davalının savunması ile tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için davacının 2019 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 04/03/2019 tarihli hasar nedeniyle davacının uğradığını iddia ettiği gerçek hasar tutarının ne olduğu, davalının iddia olunan hasardan sorumluluğunun mevcut olup olmadığı, hasar ile davalının eylemleri arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, sorumluluk söz konusu ise davacının hasarın meydana gelişinde müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı yapıldığı iddia olunan hasar ödemesine ilişkin kayıtların davacının ticari defter ve belgelerinde mevcut olup olmadığı hususlarında Mahkememizce re’sen seçilecek olan bir SMMM ile bir elektrik elektronik uzmanı bilirkişi vasıtası ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına” dair karar verilmiş ve işbu doğrultuda Elektrik-Elektronik Yüksek Mühendisi …ve SMMM bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 11/12/2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle;
-… Hasar Süreci Bilgilendirme Formu incelendiğinde 04/03/2019 tarihinde çalışmanın yapıldığı, bu çalışma neticesinde 5 metre uzunluğunda 4×16 mm^2 ve 3×120/70 mm^2 kesitindeki AG bakır kablolarda hasar oluştuğu bu hasarın giderilmesi için kazı yapılmadığı ve 3 adet 4×10 – 3×120/70 mm^2 kadar doldurulabilir AG kablo ekmufu buatı kullanıldığının anlaşıldığı,
-Dava konusu olay yerine ait fotoğraflara bakıldığından kablo kanalı derinliğinin standartlara uygun olduğu, davacı tarafın müterafik kusurunun bulunmadığının anlaşıldığı,
-… Altyapı Koordinasyon Müdürlüğü’nün … tarihli … sayılı yazısında, yapılan inceleme neticesinde söz konusu adreste belirtilen tarihte … numarası ile kazı izni verildiğinin görüldüğü,
-… hasar hesabı incelenmiş olup, 4×16 mm^2 ve 3×120/70 mm^2 kesitindeki kabloların hasar gördüğü belirtilmiş bütün kalemler tek tek incelenmiş ancak böyle bir arızanın oluştuğu varsayılsa bile bu kesitteki bir kabloların 950 kW gücündeki bir sistemi inkitaya (kesintiye) uğratmasının mümkün olmadığı, çünkü bu kesitteki bir kabloların toprakta çekebileceği maksimum akım değerinin toplamının 420 Amper olduğu, %80 yüklü olduğu değerlendirilerek hesaplama yapıldığında yukarıda teknik olarak detaylı olarak açıklandığı üzere en fazla 168,80 kW güç tüketiminin söz konusu olacağı, en fazla 125 kişinin bu hasardan etkilenebileceği, en fazla 4 saat sürebileceği en fazla 2 metre kablo kullanılabileceğinin tespit edildiği,
-Bütün bu değerlendirmelerden sonra bu doğrultuda tekrar hesaplama yapıldığında; gerçek hasar bedelinin 3.522,20 TL’lik olacağı, son ödeme tarihinden (05.04.2019) takip tarihine (14.05.2019) kadar bu bedele yıllık %9 yasal faiz işletildiğinde 3.562,73 TL’ye güncellendiği, ancak dava dilekçesinde, davalı tarafın 6.517,34-TL bedeli ödendiği belirtmiş olduğundan davalı tarafın davacıya 6.517,34 TL – 3.522,20 TL = 2.995,14 TL’Yİ fazladan ödediğinin hesaplandığı,
Dava dosyasında ödeme dekontu bulunmadığından geri ödemeye ilişkin faiz hesabının yapılamadığı,
-Rapor içerisinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı yana ait 2019 yılına ait ticari defterleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; 04/03/2019 tarihinde … Mahallesi, … Sokak No:… …/…. adresinde meydana gelen 6.517,34 TL hasar bedeli ilişkin dava dışı şirketten alınan herhangi bir faturaya veya hasara ilişkin bir muhasebe kaydına rastlanmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunduğundan Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Mahkememizin 06/07/2023 tarihli duruşmasında; ”Davacı vekilinin tanık …’ı gelecek celse hazır ederek dinlenilmesi talebinin, bir önceki celsenin 1 numaralı ara kararı ile eldeki dava basit yargılama usulüne tabi olması, dosyanın geçirmiş olduğu safahat, usul ekonomisi ilkesi ve yargılamanın sürüncemede bırakılmaması gözetilerek reddine” karar verilmiştir.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; davalı … tarafından dava dışı ihbar olunan şirketlere alt eser sözleşmesi ile yaptırılan kazı çalışmaları sırasında, 04.03.2019 tarihinde … ilçesi, … Mahallesi, … Sokak No:… adresinde davacı şirkete ait alt yapı tesislerinde bulunan kablolara zarar verildiği, davalı … ve yüklenicileri ihbar olunan…Tic. A.Ş. + … Tic. A.Ş. İş ortaklığı tarafından, bölgede alt yapısı olabilecek …’a bilgi verilmeden, …’tan gözcü talep etmeden ve alt yapı araştırması yapmadan kazıya başlandığını, hasara, kazı çalışmaları yapan davalı … yüklenicisi … Tic. A.Ş. + …Tic. A.Ş. İş ortaklığı personelinin tedbirsizliği ve dikkatsizliği nedeniyle sebebiyet verildiğini, bu nedenle meydana gelen hasardan davalının haksız fiil hükümleri çerçevesinde sorumlu olduğu, davalının ihbar olunanlar ile aralarındaki sözleşme ilişkisinde yer alan hükümleri davacıya karşı ileri süremeyeceği anlaşılmıştır. Takip konusu asıl alacağın davalı İski tarafından takibin açılmasından sonra, davadan önce ödendiği, bu hali ile davalının takip konusu asıl alacağı ödemesinin takip tarihi sonrası olması nedeniyle borcun davalının kabulünde olduğu kanaatine varılmıştır.
TBK’ nın 100. maddesinde; “Borçlu faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz,” hükmü düzenlenmiştir.
Davaya konu takip talebinde ve ödeme emrinde de kısmi ödemelerin TBK’nın 100. Maddesine göre öncelikle faiz ve masraflara mahsup edileceği belirtilmiştir. Bir başka anlatımla TBK’nun 100. maddesi gereğince ödemelerin öncelikle asıl alacaktan düşülebilmesi için, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmemiş olması zorunludur. Buna göre, borçlu, faiz ve masrafları ödemedikçe kısmi ödemeler ana paradan mahsup edilemez. (Hukuk Genel Kurulu’nun 09/10/2002 tarih ve 2002/12-709 Esas – 2002/781 Karar sayılı kararı). Şu halde, TBK’nun 100. maddesi uyarınca, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmiş olması durumunda ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekir.(Yargıtay 12 HD.nin 2018/7452 Esas,2019/9523 Karar sayılı içtihadı)
Hal böyle olunca, takipten sonra yapılan ödemeden öncelikle, TBK 100. maddesi dikkate alınarak, takip tarihinden ödeme tarihi itibarıyla işlemiş faizden, icra masraf ve giderlerinden tenzili sonucunda, kalan alacak bakımından itirazın iptaline karar verilmesi gerekmiş ve bu doğrultuda Mahkememizce resen yapılan hesaplama sonucunda; 6.517,34-TL hasar bedeli + 114,10-TL takip öncesi işlemiş faiz, 33,16-TL harç + 450,00-TL icra vekalet ücreti + 279,62-TL (takip tarihi olan 16/05/2019 – ödeme tarihi olan 06.11.2019 tarihine kadar – 174 gün – yıllık %9 yasal faiz üzerinden), 19,00-TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 7.413,22-TL hesap edilmiş bu miktardan davalı tarafından yapılan 6.517,34-TL’lik ödeme mahsup edildiğinde davacının bakiye 895,88-TL asıl alacağının kaldığı anlaşılmış, bu nedenle Mahkememizce davanın kısmen kabulü ile, davalının … 26.İcra Müdürlüğü’nün… E sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, kısmi ödemenin TBK’nın 100.Maddesi uyarınca borca mahsup edilerek takibin toplam 895,88-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa dava tarihi olan 12/11/2020 tarihinden itibaren yıllık yasal faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin ise hukuki yarar yokluğu ve yerinde olmaması nedeniyle reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle Mahkememizce aşağıda yazılı bulunan hüküm tesis olunmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalının … 26.İcra Müdürlüğü’nün…E sayılı dosyasında yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, kısmi ödemenin TBK’nın 100.Maddesi uyarınca borca mahsup edilerek takibin toplam 895,88-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa dava tarihi olan 12/11/2020 tarihinden itibaren yıllık yasal faiz yürütülmek suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 179,90-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Kabul edilen miktar üzerinden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 895,88-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Red edilen miktar üzerinden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 895,88-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvuru harcı, 54,40-TL peşin harç, 3.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 265,00-TL posta masrafları olmak üzere toplam 3.373,80-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına (%49) göre 1.653,16-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına (%51) göre 51,00-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/07/2023

Katip
¸

Hakim
¸