Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/632 E. 2021/498 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/579 Esas
KARAR NO : 2021/499

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davalı şirket hakkında, davacı müvekkili ile aralarındaki ticari ilişkiye konu ödenmeyen fatura sebebiyle … 7.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından adi yolla icra takibi yapıldığını, davalının bu takibe itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, davalı vekilinin itirazında yetkiye, borca, takibe konu faturanın içeriğine, miktarın fahiş olduğuna itiraz ettiğini ve müvekkili şirketle borçlu şirket arasında ticari ilişki olmadığından borç ilişkisinin olmadığını iddia ettiğini, ayrıca yabancı müvekkili şirketin teminat ödemediği gerekçesi ile icra takibinin geçersiz olduğunu beyan ettiğinden adi yolla yapılan icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, müvekkili fatura konusu hizmetin bedeli ödenmediğinden davalı hakkında icra takibi başlattığını, yabancı olan alacaklı müvekkilinin Türkiye’de yerleşim yeri olmadığından İstanbul İcra Müdürlüklerinde icra takibi başlatıldığını, dava dilekçesinin ekinde yer alan Milletlerarası Anlaşma ile Türkiye Cumhuriyeti ile Romanya Arasında Hukuki Konularda Adli Yardımlaşma Anlaşması sunulduğunu, anlaşmanın yargılama masrafları ve teminattan muafiyet başlıklı 3.bölümünde Romanya vatandaşının hukuki işlemleri için teminattan muaf tutulduğu konusunda anlaşmaya varıldığını, müvekkili şirketin yabancı bir şirket olup, davalı borçlu ile yapılan anlaşma üzerine yurt dışındaki taşımacılık hizmeti üzerine taşıma ücretine ilişkin fatura düzenlendiğini ancak davalı borçlu tarafından bugüne kadar ödeme yapılmadığını, icra takibinin dayanağı olan faturalardan da görüleceği üzere müvekkili şirketin davalıdan 10.500,00-USD bedelli alacaklı olup, davalı borçlunun bu miktarı ödemediğinden hakkında icra takibi yapıldığını beyanla müvekkilinin davalı şirkete vermiş olduğu hizmet nedeni ile davalıdan 10.500,00-USD alacaklı olduğundan davalı hakkında bu hizmete ilişkin … 7.İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasından icra takibi yaptığı ve davalının da kötü niyetle icra takibine itiraz ettiğinden itirazın iptali ile takibin takip talebindeki kayıtlarla aynen devamına, kötü niyetli davalının %20 tazminatla sorumlu tutulmasına, masraf ve ücreti vekaletin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; öncelikle yetki itirazlarının bulunduğunu, genel yetki kuralları uyarınca davanın, müvekkili şirketin sicilde kayıtlı merkez adresi olan … İlinde görülmesi gerektiğini, MÖHUK uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde ikametgahı bulunmayan bir yabancının, yerli bir kişi/şirket aleyhine icra takibi başlatması ve dava ikame etmesi için teminat yatırmasının yasal bir zorunluluk olduğunu, yabancı para alacaklarında talep edilen meblağın TL karşılığının gösterilmesi gerektiğini, ayrıca dava konusu icra takibine işlenen ve müvekkilinden istenen faiz oran ve hesabının da hatalı olduğunu, takip sonrası en yüksek mevduat faizi olarak %7 talep edildiğini, devlet bankalarının 1 yıllık mevduata fiilen uyguladığı faiz oranının bu olmadığını, fahiş faiz talebi nedeniyle takibin iptali gerektiğini, müvekkilinin davacıya hiçbir borcunun bulunmadığını, dava konusu faturanın kapalı olarak tanzim edildiğini, kapalı olarak tanzim edilen faturanın da borcun ödendiğinin açık ve kesin delili olduğunu, ayrıca faturanın müvekkile usule uygun olarak tebliğ edilmediğini, fahiş meblağ içeren fatura içeriğinin gerçeği yansıtmadığını, ayrıca fatura tarihi olan 27/12/2018 tarihinde taraflar arasında kurulmuş hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığını, müvekkil aleyhine kötü niyetle icra takibine girişen davacı aleyhine takip değeri olan sözde asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, yargılamanın esasına girilmeden önce yetkisizlik kararı verilerek, dava dosyasının görevli ve yetkili … Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, davaya konu icra takibinin ise yetkili … İcra Dairelerine gönderilmesine, haksız ve hukuka aykırı davanın bütün halinde reddi ile … 7.İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takibi dosyasının iptaline, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
HMK’nun 320/2.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında icra takibine dayanak 27/12/2018 tarihli fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacağının varlığı ve miktarı, davalının icra takibine itirazının haklı olup olmadığı, işlemiş faiz, temerrüt ile icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
… 7.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyanın dosyamız arasına alındığı ve takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 10.500,00-USD alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalının yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İİK’nun 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur. Davalı icra takibine sunduğu ödeme emrine itiraz dilekçesinde özetle; borcu kabul etmemekle birlikte öncelikle yetki itirazlarının bulunduğunu, icra takibinin yetkili icra dairesinde açılmadığını, müvekkilinin adresinin Antalya icra dairelerinin yetki alanına girdiğini, müvekkillerinin takip konusuna dair hiçbir borçlarının bulunmadığını, müvekkilinin alacaklı ile ticari ilişkisinin bulunmadığını, ayrıca alacaklı şirketin teminat yatırması gerektiğini, bu nedenle borca, faiz oranına, masraflara, vekalet ücretine ve bütün ferilere itiraz ettiklerini belirtmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … 7.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası aslı celbedilememiş UYAP üzerinden dosya Mahkememize gönderilmiş, davalı şirketin ticaret sicil kaydı dosya arasına alınmıştır.
Türkiye ile Romanya arasında 10/02/2008 tarihli ve 26783 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti ile Romanya arasında Hukuki Konularda Adli Yardım Anlaşması’nın 13.maddesi uyarınca, ayrıca Romanya’nın 1954 tarihli Lahey Sözleşmesi’ne de taraf olması nedeniyle, Romanya uyruklu davacı şirket yabancılık teminatından muaf olduğundan, davacının MÖHUK 48 maddesi uyarınca teminat yatırmasına gerek bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı şirketin ticaret sicil kaydı incelendiğinde; şirket merkez adresinin ”…” olduğu tespit edilmiştir.
İddia, savunma, toplanan deliller, davalı şirketin ticaret sicil kaydı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, faturadan doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline yöneliktir. Davalı/borçlu, aleyhine girişilen icra takibinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ederek yetkili icra dairesinin … İcra Dairesi olduğunu ileri sürmüştür. İtirazın iptali davalarında takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması özel dava şartı olduğundan mahkememizce İİK’nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmiştir. İİK’nun 50.maddesi para borçlarının takibinde hangi icra dairelerinin yetkili olduğu hususunda HMK’nun yetkiye dair hükümlerine atıf yapmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 5. vd maddelerinde yetki, 17. maddesinde ise yetki sözleşmesi düzenlenmiştir. Öncelikle tacir olan taraflar arasında yapılmış bir yetki sözleşmesi bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89.maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir.Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalıya geçer. Dava bir miktar para alacağına ilişkin olduğuna göre ve davacının Türkiye’de yerleşim yeri bulunmadığı, davalının şirket merkezinin bulunduğu … adresinin … Mahkemelerinin yargı çevresine bağlı olduğu, bu nedenle davacının yetkisiz icra dairesinde takip başlattığı dolayısıyla yetkili Mahkemeyi seçme hakkının davalıya geçtiği, davalı borçlu tarafından süresinde, icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 6.maddesi gereğince, davalı şirketin ticari merkezinin bulunduğu … ilçesinin bağlı bulunduğu … Mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından, davanın, HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca, yetkili İcra Dairesine yapılmış bir icra takibi bulunmaması nedeniyle dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiştir. Bununla birlikte 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabulucuk Kanunu’nun 18/A-14; ”Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükmü de nazara alınarak İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin de Mahkememizce davacıdan alınarak hazineye irad kaydına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun 117/2 fıkrası uyarınca ilk itirazlar dava şartlarından sonra incelenir. Mahkememizce açılan davanın özel dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiğinden, mahkememizin yetkisine yönelik davalının yetki ilk itirazı değerlendirilmemiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın yetkili İcra Dairesine yapılmış bir icra takibi bulunmaması nedeniyle, dava şartı noksanlığından USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 711,68-TL harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan 652,38-TL harcın davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md.7/f.2 gereğince hesap olunan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri ve yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/06/2021

Katip …
¸

Hakim … ¸