Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/628 E. 2022/834 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/628
KARAR NO : 2022/834

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, 2018 döviz krizi sırasında 16/10/2018 tarihinde tedarikçisi olduğu davalı firmaya, aralarındaki ticari satım ilişkisi uyarınca 297.230,29 TL tutarlı fatura düzenlediğini, davalı firmanın ise ödeme tarihi 01/11/2018 olan işbu fatura bedelini geciktirerek 18/01/2019 tarihinde ve o günün kuru üzerinden döviz cinsinden ödediğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin uzun yıllardır devam ettiğini, dava konusu işleme kadar tüm faturaların davalı tarafından TL cinsinden ödendiğini, taraflar arasındaki anlaşmaların da bu şekilde yapıldığını, ancak davalının, işbu dava konusu ödemeyi TL cinsinden ödemesi gerekirken gecikmeli olarak ve fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden döviz cinsi ile gerçekleştirdiğini, bu durumun kötü niyetli olarak yapıldığını ve müvekkilinin zarara uğratıldığını, davalının tamamen kötü niyetli olarak doların Türk Lirası karşısında değer kaybettiği dönemde döviz olarak ödeme yaptığını, davalı firmanın ödeme tarihinde ve kararlaştırılan şekilde ödeme yapsa idi ödeyeceği bedel ile kötü niyetli olarak yaptığı ödeme arasında büyük miktarda bir fark oluştuğunu, davalının bile isteye müvekkili firmayı zarara uğrattığını, ülke çapında yaşanan döviz krizi bu denli ortadayken basiretli bir tacirin bu duruma kötü niyetiyle sebebiyet verdiğinin aşikar olduğunu, davalının, daha sonra kendi kurum farkını da kapatmak için kur farkı mutabakatı ve faturası düzenleyip müvekkili firmaya göndermişse de kabulü mümkün olmayan işbu durum karşısında müvekkili firma tarafından söz konusu faturaya itiraz edildiğini ve noter kanalı ile iade edildiğini, müvekkilinin alacağına ilişkin … 8. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itiraz akabinde takibin durduğunu, arabuluculuk faaliyetlerinden sonuç alınamadığını iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından yazılı olarak kabul edilen Satın Alma Siparişinde ödeme koşulları ve kur şartının açıkça yer aldığını, buna uygun olarak ödeme yapan müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddinin gerektiğini, davacının, ödemenin döviz cinsinden yapılacağını bilerek ve kabul ederek ürünleri tedarik ettiğini, davacının iddialarının aksine, müvekkili şirkete gönderilen faturada ödeme cinsinin USD olarak belirtildiğini, taraflar arasında Türk Lirası cinsinden ödeme yapılması yönünde hiçbir şekilde mutabakat bulunmadığını, davacının, sonuçlarından memnun olmadığı ve fakat tamamen kendi işletmesel kararlarıyla oluşan durumun müvekkili şirket tarafından tazminini talep ettiğini, süregelen ticari ilişki boyunca müvekkili şirket tarafından müteaddit defalar döviz cinsinden ödeme yapıldığını, davacı tarafça ödemelerin geciktiği iddia edilmiş ise de, bu iddianın da diğer iddialar gibi haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafından faturanın 16/10/2018 tarihinde düzenlenerek müvekkili şirkete tebliğ edildiğini, ödemenin ise 18/01/2020 tarihinde yapıldığını, satın alma siparişinde, ödeme vadesinin faturanın tebliğinden itibaren 60 gün sonraki ilk innova ödeme günü olduğunun açıkça belirtildiğini, ilgili mevzuat uyarınca kur farkı faturası düzenlenerek davacıya tebliğ edildiğini, müvekkili şirket tarafından düzenlenen kur farkı faturasının uygun olarak düzenlendiğini, davacının tüm iddialarının gerçek dışı, haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirketin, davacı lehine kur farkı ya da faiz borcunun bulunmadığının sabit olduğunu iddia ve beyan ederek davanın reddine, %20’den az olmamak üzere davacının tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, sözleşme, fatura, 08/01/2019 tarihli mutabakat mektubu, ticari defter ve kayıtlar ile bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememizce toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; taraf defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerini olup olmadığı usulüne uygun tutulup tutulmadığı, icra dosyasındaki takip dayanağı kur farkı ile nedeniyle taraf defterlerinde kayıt olup olmadığı, taraf şirketlerin kayıtları ile taraflarca imza altına alınan mutabakat mektubu da dikkate alınarak icra takip tarihi itibariyle alacak-borç durumunun tespiti hususlarında HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın resen seçilecek bir ticari işletme ve şirketler muhasebesi konusunda uzman mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, 21/09/2020 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı tarafın 2018-2019 yılına ait ticari defterleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmelerim neticesinde: davacı şirketin incelemeye defter, kayıt ve belgelerini sunmadığı, davalı şirket tarafından incelemeye sunulan 2018-2019 yılına ait ticari defterlerini TTK’nın ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı tarafın incelenen ticari defterlerine ve cari hesap ekstresine göre davacı yana 31/12/2018 tarihi itibari ile 49.512.80 USD (297.230,30 TL) bakiye ile devrettiği, 18/01/2019 tarihinde 49.512,80 USD (265.205,41 TL) ödemenin yapıldığı, dava konusu 29/01/2019 tarihli …0283 numaralı 32.024,89 TL kur farkı faturasının … yevmiye numarası ile 29/01/2019 tarihinde davalı ticari defter kayıtlarında bulunduğu, davacının, davalının düzenlemiş olduğu faturaya noter aracılığıyla kanuni süresi olan 8 gün içerinde itiraz ettiği, davalının takip tarihi itibari ile cari hesap kayıtlarında USD hesap bakiyesinin sıfır görüldüğü, davalının takip tarihi itibari ile cari hesap kayıtlarında TL hesap bakiyesinin (kur farkı) 32.024,89 TL olarak görüldüğü sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, satım sözleşmesi kaynaklı kur farkına alacağına ilişkin başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
… 8. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı genel haciz yoluyla ilamsız takip dosyasının incelemesinde, alacaklının dosyamız davacısı … Şirketi, borçlunun dosyamız davalısı … Şirketi olduğu, alacak tutarının toplam 48.919,11 TL olduğu, borçlu vekilinin 14/03/2019 tarihinde borca ve takibe itiraz ettiği, 15/03/2019 tarihli tensip tutanağı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
İcra takibindeki borca itiraz dilekçesinin takip alacaklısı vekiline tebliğ edilememesi ve dava tarihi dikkate alındığında iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalıdan satım sözleşmesi kaynaklı kur farkı nedeniyle alacaklı olup olmadığı, davalının icra takibine itirazının iptalinin gerekip gerekmediği, İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca tarafların icra inkar ve kötü niyet tazminatı talep edip edemeyecekleri hususlarına ilişkindir.
4721 sayılı TMK’nın 6. Maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 190/1. fıkrası uyarınca somut olayda ispat yükünün çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında davacı taraf 16/10/2018 tarihli 49.512,80 USD karşılığı 297.230,29 TL bedelli fatura düzenlemiş, davalı taraf 18/01/2019 tarihinde 49.512,80 USD karşılığı 265.205,41 TL ödeme yapmıştır. Davacı taraf aradaki 32.024,89 TL kur farkına ilişkin iş bu davaya dayanak icra takibini yapmıştır. Taraflar arasındaki borç yabancı para cinsinden kararlaştırılmış ve davalı tarafça da ödeme 6098 sayılı TBK’nın 99/2. Maddesi de dikkate alınarak kararlaştırılan para cinsinden yapılmıştır. Taraflar arasında kur farkı talep edileceğine dair bir anlaşma veya teamülde yoktur. Bu nedenlerle davacı taraf davalı taraftan kur farkı talep edemeyeceği kanaati ile davacının sübuta ermeyen davasının reddine karar verilmiştir.
Davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle İİK’nun 67/2. Maddesindeki yasal koşullar oluşmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı tarafta cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, davacının icra takibini haksız ve kötü niyetli olarak başlattığının dosya kapsamı itibariyle ispatlanamamış olması ve bu yönde herhangi bir delil bulunmaması nedenleriyle davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 835,42 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, artan 754,72 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/11/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*