Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/623 E. 2021/418 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/623 Esas
KARAR NO : 2021/418

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2020
KARAR TARİHİ : 21/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … numaralı GSM hattına ait sim kartın, 08/12/2017 tarihinde üçüncü kişi durumunda olan … A.Ş.’nin … Ltd. Şti. ünvanlı bayisi tarafından müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında değiştirildiğini, söz konusu durumun … A.Ş. tarafından da araştırıldığının ve sahtecilik bulgusuna rastlanıldığının tüketici şikayeti yazışmalarında belirtildiğini, müvekkilinin aynı günün gecesi … tarihinde saat 01:30’da … İl Emniyet Müdürlüğü … Polis Merkezi Amirliğine giderek ifade verdiğini ve şikayetçi olduğunu, tahkikat başlatıldığını, tahkikat evrakına istinaden … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … Soruşturma sayılı dosyası üzerinden soruşturma başlatıldığını, yetki itibariyle soruşturmanın … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, soruşturma dosyasında müvekkiline ait sim kart değişikliğinin, müvekkilinin bilgi ve rızası dışında şüpheli … tarafından yapıldığının tespit edildiğini, şüphelinin ön ödeme yaparak hakkındaki suçlamayı kabul etmiş bulunduğunu, müvekkilinin kendi bilgisi ve rızası dışında sim kartının değiştirilmesi nedeniyle, davalı bankaya ait … numaralı kredi kartına bağlı … numaralı sanal kartı üzerinden, 08/12/2017 tarihinde Gelir İdaresi Başkanlığı üzerinden toplamda 10.285,20.-TL işlem yapıldığını, yine … A.Ş. üzerinden toplam 500,00.-TL işlem yapıldığını, söz konusu işlemlere ilişkin onay şifresinin sim kartı değişikliği yapan kişilere ulaştığından müvekkilinin bu işlemlere müdahale edebilmesinin söz konusu olmadığını, davalı banka tarafından toplam 10.285,20.-TL tutarındaki harcama için önce iptali işlemleri başlatıldığını ancak bir sonraki ekstresine aynı işlemlerin yansıtıldığını, müvekkili tarafından söz konusu harcamalar için 19/12/2017 tarihinde 500,00.-TL ve 17/04/2018 tarihinde 11.431,83.-TL ödeme yapıldığını, davalı bankanın gerekli özen ve yükümlülüğü göstermediğini iddia ve beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik; 11.431,83.-TL uğranılan zarar tutarının, 500,00.-TL’sinin 19/12/2017 ödeme tarihinden, 10.931,83.-TL’sinin 17/04/2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tacir olmadığını, dava konusu işlemin de ticari işlem olmadığını, işbu davaya bakmakla görevli Mahkemelerin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, davanın görev nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu olayın 08/12/2017 tarihinde meydana geldiğini, Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen fezlekede faillerin belirlendiğini, davacının 27/04/2018 tarihi itibari ile zararı ve tazminat yükümlerini öğrendiğini, davacının beyanı esas alındığından davacı bakımından zaman aşımı başlangıç tarihi olarak 27/04/2018 tarihinin esas alınması gerektiğini, en geç 27/04/2020 tarihine kadar eldeki davanın açılması gerekirken davacının zaman aşımının dolmasından yaklaşık 6,5 ay sonra açtığını bu nedenle davanın zaman aşımı bakımından reddinin gerektiğini, davacının bilgisi dışında gerçekleştirildiğini iddia ettiği dolandırıcılık sürecinin, 08/12/2017 tarihinde, davacının sim kartının kopyalanması ile başladığını, sim kart yenilemesi işleminde ilgili GSM operatörü tarafından gerekli dikkate ve özenin gösterilmiş olmasının beklenilmesi gerektiğini, abonenin bayi kanalıyla yapmış olduğu sözleşmenin işletmeci ile yapılan sözleşme niteliğinde olduğunu, GSM operatörü işletmeciliğinin, bankacılık sektöründe olduğu gibi lisansa tabi olduğunu dolayısıyla kimlik denetimi bakımından objektif özen yükümlülüğüne tabi olduğunu, davaya konu sim kartın kopyalanması esnasında bayi ya da GSM operatörünün üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirip getirmediğinin öncelikle değerlendirilmesinin gerektiğini, sim kartın değiştirilmesi ya da telefon numarasının farklı bir GSM operatörüne taşınması durumlarında mobil onay kodu gönderilmesinin müvekkili banka tarafından bloke edildiğini, yapılan incelemede ilgili tarihte sim kart değişikliği nedeniyle konulan blokenin telefon bankacılığı üzerinden davacının … numaralı kredi kart numarası ve bu kartın 22/02/2017 tarihinde belirlenmiş olan şifresinin tuşlanması suretiyle kaldırılmış olduğunun tespit edildiğini, davacının zararının oluşmasının nedeninin, mobil onay kodu gönderiminin müvekkili banka sistemince blokeye alınmış olmasına rağmen, blokenin davacıya ait kredi kart numarası ve bu kartın davacı tarafından belirlenmiş olan şifresi girilmek suretiyle kaldırılmış olmasından kaynaklandığını, müvekkili bankanın bir kusurunun olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacının tacir olmaması ve dava konusu olayın ticari iş olmamasından ötürü reeskont avans faizi talebinin yasal olmadığını iddia ve beyan ederek davanın görev, zaman aşımı ve esas bakımından reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, davacı tarafından taraflar arasındaki temel bankacılık hizmetleri kapsamında davalı bankanın gerekli özen ve yükümlülüğü göstermediğini iddiasıyla davalı bankadan tazminat istemine ilişkindir.
Davacının esnaf tacir araştırılmasının yapılması için; … Vergi Dairesi Müdürlüğü ve … Ticaret ve Sanayi Odası’na yazılan müzekkere cevapları dosya kapsamına kazandırılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın…Soruşturma sayılı dosyası UYAP sistemi üzerinden celbedilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Davacı … ile davalı banka arasındaki Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesinin (kredi kartı üyelik sözleşmesini içeren) incelenmek üzere Mahkememize gönderilmesi ile 08/12/2017 tarihinde davacıya ait simkart değişikliği sonrası mobil onay kodu blokesinin banka tarafından konulup konulmadığının, konulmuş ise kaldırılıp kaldırılmadığının araştırılarak bu konuda Mahkememize bilgi verilerek buna ilişkin tüm kayıt ve belgelerin gönderilmesi için … Genel Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabı ve ekleri dosya kapsamına kazandırılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Davanın taraflarından olan davalı tacir ise de, davacı tacir olmadığı gibi, dava konusu ihtilaf da TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan değildir.
Dava tarihinden önce, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasanın 73/1. maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” düzenlemesine yer verilmiştir.Aynı yasanın 3. maddesinin 1. fıkrasının (l) nolu bendinde, “Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’ nun 73/1. maddesine göre tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, somut uyuşmazlıkta taraflar arasındaki temel bankacılık hizmet sözleşmesi kapsamında davacının tüketici konumunda olduğu ve tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiği anlaşıldığından Mahkememizin görevsizliğine, dava dilekçesinin dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 mad. uyarınca davanın usulden REDDİNE,
HMK.nun 20. mad. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden, karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin taraflara İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.21/05/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır