Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/614 E. 2022/567 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/614
KARAR NO : 2022/567

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şahsın aralarındaki ticari ilişki neticesinde doğmuş olan davalı tarafın müvekkili şirket kayıtlarına ve faturaya dayanan borcuna bağlı olan alacağın tahsili amacı ile faturadan kaynaklanan alacak dayanak gösterilen 44.565,61 TL değerinde icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafın yetki itirazı nedeniyle takibin durduğu, talep ile yetkili icra müdürlüğü olan … 22. İcra Müdürlüğünün ilgili dosyası ile borçlu tarafa tekrar 09/07/2020 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun başlatılan icra takibine ayın gün itirazda bulunduğu, taraflarınca başlatılmış olan takibin itiraz neticesinde durdurulduğu, itiraz dilekçesinin taraflarına bildirilmediği ve davanın süresinde olduğu, davalı-borçlunun itirazının haksız olduğu bu nedenle mahkemece iptali gerektiği, müvekkili davacının takibe konu fatura da belirtilen tüm edimleri ifa ettiği, ancak buna rağmen karşı tarafın herhangi bir ödemede bulunmadığı, arabuluculuk görüşmelerinde tarafların anlaşmadığı, taraflar arasında ticari ilişki mevcut olduğu ve buna ilişkin müvekkili firmanın davalıdan faturadan kaynaklı 32.940-TL alacağı bulunduğu, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı taraf davaya herhangi bir cevap vermemiş ve mahkememizce yapılan açık duruşmalara da katılmamıştır. Davalı tarafın HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DELİLLER: Dosyada davacı tarafların bildirdiği belgeler, ticari sicil kayıtları, … numaralı 10/05/2019 tarihli 9.440,00 TL bedelli, … numaralı 17/05/2019 tarihli 8.260,00 TL bedelli, … numaralı 01/06/2019 tarihli 5.900,00 TL bedelli, … numaralı 01/07/2019 tarihli 10.620,00 TL bedelli ve … numaralı 19/07/2019 tarihli 4.720,00 TL bedelli faturalar, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 10/11/2020 tarihli yazı cevabı, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 21/09/2021 tarihli yazı cevabı, ticari defter ve kayıtlar ile bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememizin 20/09/2021 tarihli ara kararı ile
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir … tarafından hazırlanan 16/12/2021 tarihli raporunda özetle;Davacı … tarafından incelemeye sunulan 2019-2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin TTK. İlgili hükümleri yönünden uygun tutulmuş olduğu, davalı tarafın incelemeye gelmediğini, ve sonrasında da defter ve belge sunulmadığı, davacının ticari defterlerine ve cari hesap ekstresine göre 30/10/2020 tarihi itibariyle davalı taraftan 32.440,00-TL cari hesap alacaklısı olduğu, sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE:Dava, hizmet sözleşmesi kapsamında düzenlenen fatura alacakları nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 10/11/2020 tarihli yazı cevabına göre davacı …’ın bilanço esasına göre defter tuttuğu ve bu nedenle de tacir olduğu, davacı tacirin ticari işletmesi ile davalı şirketin ticari işletmesi arasındaki iş bu uyuşmazlığın TTK’nun 4/1. Maddesi uyarınca nisbi ticari dava olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılarak yargılamaya devam olunmuştur.
… 22. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının iş bu dava davacısı …, borçlusunun iş bu dava davalısı …
olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 34.277,45 TL üzerinden 03/10/2019 tarihinde … 17. İcra Dairesi nezdinde ilamsız icra takibine geçildiği, ödeme emrinin takip borçlusuna 08/10/2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, takip borçlusu vekilinin 10/10/2019 tarihli dilekçesi yetkiye, borca ve takibe itiraz ettiği, takip alacaklısının yetki itirazını kabul ettiği ve icra takip dosyasının İstanbul İcra Dairelerine, gönderildiği, … 22. İcra Dairesi’nce yeniden ödeme emrinin düzenlenerek takip borçlusu vekiline 07/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, takip borçlusu vekilinin 07/07/2020 tarihinde takibe, borca ve ferilerine itiraz ettiği, borca itiraz dilekçesinin takip alacaklısına tebliğ edilememesi de dikkate alındığında iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalıdan icra takibindeki borcun sebebi faturalar kaynaklı alacağı olup olmadığı, davalının icra takibine itirazının iptalinin gerekip gerekmediği, davacının İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca icra inkar tazminatı talep edip edemeyeceği hususlarına ilişkindir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m. 190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Mahkememizce ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre usulüne uygun tutulmuş davacı tarafın ticari defterleri itibariyle davalıdan icra takibi konusu faturalar nedeniyle alacaklı olduğu anlaşılmıştır. 7251 sayılı kanun ile değişik 6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesi uyarınca davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunması aksi taktirde usulüne uygun tutulmuş davacı taraf defterlerine itibar edileceğine dair meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamıştır. … 22. İcra Dairesi’nin …esas sayılı icra takip dosyasındaki borcun sebebi davacı tarafından davalıya karşı düzenlenen … numaralı 10/05/2019 tarihli 9.440,00 TL bedelli, … numaralı 17/05/2019 tarihli 8.260,00 TL bedelli, … numaralı 01/06/2019 tarihli 5.900,00 TL bedelli, … numaralı 01/07/2019 tarihli 10.620,00 TL bedelli ve … numaralı 19/07/2019 tarihli 4.720,00 TL bedelli faturalar davalı tarafça BA formu ile bildirildiği … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 21/09/2021 tarihli yazı cevabındaki vergi dairesi kayıtları ile de sabittir. Bu hususlar ile HMK’nun 222. Maddesi dikkate alınarak davacının üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirdiği ve alacağın ispat edildiği anlaşılmıştır. Davalının bu bedele ilişkin varsa ödeme hususunu bu durumda ispat etmesi gerekir. Davalının bu alacak yönünden ödeme savunması da bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenler ile davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, … 22. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 32.940,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, davacının davalı hakkındaki fazlaya ilişkin faiz kalemi yönünden takip öncesi temerrütü gerçekleştirdiğini kanıtlayamadığından talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının kayıtlara dayalı likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 32.940,00 TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, … 22. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 32.940,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-İİK’nın 67/2. maddesi gereği itirazın iptaline karar verilen 32.940,00 TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 2.250,13 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 585,38 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.664,75 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) 1.268,49 TL’sinin davalıdan, bakiye 51,51 TL’sinin ise davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 585,38 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 639,78 TL’nin davalıdan alanarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 750,00 TL bilirkişi ücreti, 253,75 TL tebligat ve posta masrafları olmak üzere toplam 1.003,75 TL yargılama giderinin davadaki kabul/ret oranına göre hesap edilen 964,58-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. hükümlerine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı tarafın yokluklarında, davacı taraf yönünden reddedilen kısım miktarı itibariyle HMK’nun 341/2. Maddesi uyarınca kesin, davalı taraf yönünden kabul edilen kısım miktarı itibariyle gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/07/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır