Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/588 E. 2021/788 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/588 Esas
KARAR NO : 2021/788

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 07/03/2013
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizin 2014/354 esas 2017/353 karar sayılı kararının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2020 tarihli 2017/5611 esas 2020/1643 karar sayılı kararı ile kaldırılması üzerine dosya işbu esas kaydedilmekle; mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu … İlçesi … Köyünde bulunan 3496 parsel sayılı taşınmaz üzerine 06.10.1996 tarihinde 15 yıl süreli olarak müvekkili lehine intifa hakkı tesis edildiğini, taşınmazın davalı şirket tarafından 10.02.2004 tarihinde intifa ile yükümlü olarak satın alındığını, 16.08.2004 tarihli işleticilik sözleşmesi uyarınca 5 yıl süre ile akaryakıt istasyonu işleticiliğinin davalıya bırakıldığını, anlaşma süresi sonunda davalının 16.08.2009 tarihinde taşınmazı müvekkiline teslim etmediği için ihtarname keşide edildiğini, davalının 18.08.2009 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi fesh ettiğini bildirdiğini, haksız işgalini sürdürdüğünü ve dava dışı … AŞ’nin bayisi olarak faaliyetini sürdürdüğünü, rekabet kurumunun 2003/3 ve 2007/2 sayılı tebliğleri gereğince 5 yılı aşan bayilik sözleşmeleri ve buna bağlı intifa sözleşmelerinin 18.09.2010 tarihine kadar geçerli sayılacağını, 16.08.2009-18.09.2010 tarihleri arasında davalının taşınmazı haksız olarak işgal ettiğini ve müvekkilinin bundan dolayı maddi zarara uğradığını belirterek işleticilik sözleşmesinin 18. Maddesi uyarınca 100.000 USD ceza koşulu alacağından şimdilik 5.000 USD’sini, işleticilik sözleşmesinin 12. Maddesi uyarınca taşınmazın teslim edilmemesi nedeniyle 390 gün için hesaplanan 199.000 USD’den şimdilik 5.000 USD’lik kısmının ve haksız işgal nedeniyle şimdilik 5.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren yürütülecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin yetkili olduğunun, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 16.08.2009 tarihinde sona erdiğini, davacıya ihtarname keşide edilerek intifanın fekkinin istenildiğini, davacının buna uymadığından … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve ihtiyati tedbir kararı alındığını, davacının intifa şerhini kaldırmayarak yasal koşullara ve mahkeme kararına aykırı davrandığını, istemin yasal dayanağının bulunmadığını, intifa sözleşmesi sona ermeden dava açılamayacağını, davanın zamanaşımına uğradığını, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile bu dava dosyasının birleştirilmesi gerektiğini savunmuştur.
Bu dosya ile birleşen … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasında;
Birleşen davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davalı … AŞ tarafından … Köyünde bulunan 3496 parsel sayılı taşınmaz üzeride bulunan 15 yıl süreli intifa hakkı şerhinin kaldırılmadığını ve davacı şirketin mağduriyetine neden olduğunu, bu nedenle ilk olarak … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile intifa hakkının kaldırılması istemiyle dava açıldığını, ardından da bu dava devam ederken aynı mahkemenin … Esas sayılı dosyası ile rekabet kurulu kararına dayanılarak dava açıldığını, açılan davanı kabul edilerek usulünce kesinleştiğini ancak buna rağmen davalının intifa hakkını kaldırmadığını, İlk açılan … Esas sayılı dosyadaki taleplerinin sadece ilk davanın açıldığı tarihe kadar olan zarar ziyanı kapsadığını, o tarihten intifanın kaldırıldığı tarihe kadar olan kısım için işbu davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek, öncelikle açılan bu davanın aralarındaki hukuki irtibat gereği … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın 28.08.2009 tarihinden itibaren işleyen ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davada İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, harcın eksik yatırıldığını, ayrıca davacı tarafından işbu dosyanın birleştirilmesi istenen … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının redle sonuçlandığını, ancak davacı tarafından 18.08.2009 tarihinden 18.09.2010 tarihine kadar dava konusu taşınmazın haksız kullanımı nedeniyle doğan zararları ve davacının taraflar arasındaki sözleşmeyi ihlal etmiş olması sebebiyle doğan alacaklarının tazmini için … 40. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacı aleyhine alacak davası ikame ettiklerini ve sözkonusu davanın derdest olup eldeki dava ile aralarında bulunan hukuki ve fiili irtibat gereği birleştirilmeleri gerektiğini belirterek öncelikle davanın yetkisizlik nedeniyle İstanbul Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde eksik harcın tamamlatılmasına ve eldeki davanın … 40. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Asıl dava, bayilik sözleşmesine dayalı ceza koşulu, maddi tazminat ve haksız işgal tazminatının ödetilmesi istemine ilişkindir.
Birleşen dava ise maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi istemine ilişkindir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, işleticilik anlaşması örneği, keşide edilen ihtarname örnekleri, intifa hakkına konu taşınmaza ait tapu kaydı, intifa senedi örnekleri getirtilerek dosya içerisine alınmış, yerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporları düzenlenmiş, davalı şirketin vergi beyanname örnekleri çıkartılmış ve dosya içeriği deliller üzerinde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak rapor düzenlenmiştir.
Talimat yoluyla … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasında düzenlenen 11.10.2013 tarihli bilirkişi raporunda dava ve intifa hakkına konu olan taşınmazın aylık kira bedelinin 13.000 TL olabileceği belirtilmiştir. Getirtilerek incelenen … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, …karar sayılı kararı ile davaya konu intifa şerhinin kaldırılması konusunda kesinleşen mahkeme kararının bulunduğu (Aynı mahkemenin 16.06.2011 tarih 2011/36-600 sayılı kararı) anlaşıldığından konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş, ve bu karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
Mahkememizce oluşturulan bilirkişi kurulunca düzenlenen 19.10.2015 tarihli raporda; taraflar arasında bayilik ilişkisinin bulunduğu, intifa sözleşmesinin bayilik ile birleşik sözleşme ilişkisi olduğu kabul edilirse, bayiliğin sona ermesiyle birlikte intifa da ortadan kalkacağını, mahkemece bu durum kabul edilmezse davacının intifanın sona ermemesine dayanarak hem haksız işgal tazminatı, hem de kar yoksunluğu talebinde bulunamayacağı, bayilik sözleşmesinin niteliğine göre davacının bu yeri 1 yıl içerisinde yeni bir bayi bularak işletmeye geçeceği iddiasının uygun bulunmadığı, bu nedenle kar yoksunluğu talebinin gerçeği yansıtmadığı, sözleşme ihlaline dayalı ceza koşulu istemenin de uygun bulunmadığı, bayilik sözleşmesi süre bitimi ile sona ermiş olduğundan bu durumun hak ihlali olarak değerlendirilemeyeceği, davaya konu taşınmazın davalı tarafça terk edilmemesi nedeniyle 16.08.2009-18.09.2010 tarihleri arasında geçen 398 gün için sözleşmenin 12/2 maddesi gereğince 199.000 USD ceza koşulu alacağı hesaplandığı, davacının intifa hakkından kaynaklanan zararlarının ve sözleşme ile belirlenen ceza koşulunun karşılanması gerektiği belirtilmiştir. Birleşen dava ile ilgili olarak intifa şerhinin geçersiz ve konusuz kaldığı halde BP tarafından kaldırılmadığı iddiasıyla, kar kaybı istemine dayalı talebin kanıtlanamadığı, dosyada bu konuda hiçbir delilin bulunamadığı belirtilmiştir.
13.12.2016 tarihli ek bilirkişi raporunda; talep edilen ceza koşulu alacağının davalı şirketin ekonomik yıkımına yol açmayacağı, belirtilen tarihler arasında dava konusu taşınmazın aylık kira bedelinin 13.000 TL civarında olduğu ve buna göre yapılan hesaplama uyarınca davacının 398 gün için davalıdan 49.172,05 TL tutarında haksız işgal tazminatı isteyebileceği belirtilmiştir.
Davacı vekili 17.09.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile haksız işgal tazminatı alacağını 169.000 TL, sözleşmenin 18. Maddesine dayalı ceza koşulu alacağını 100.000 USD , sözleşmenin 12. Maddesine dayalı ceza koşulu alacağını 199.000 USD olarak belirlemiş ve arttırılan işgal tazminatı yönünden eksik harcı tamamlamıştır. Diğer ceza koşulu alacaklarına ilişkin olarak mahkemece davacıya süre verildiği ve davacı vekilinin 16.11.2011 tarihli dilekçesi ile dava değerini açıklayarak, dava peşin harcını bu değerler üzerinden tamamladığı anlaşılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin kaldırma ilamı doğrultusunda; davalı şirketin 2011 yılı ile 2018, 2019,2020 tarihli kurumlar vergisi beyannameleri bağlı bulunduğu … vergi dairesinden celp edilmiş ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları uyarınca, sözleşme ile talep edilen cezai şartın davalı şirketin ekonomik yönden yıkımına sebep olup olmayacağının tespiti için, davalı şirketin 2011 yılı dava tarihinden rapor tarihine kadar olan ticari defter ve kayıtları üzerinde re’sen seçilecek bir mali müşavir bilirkişi vasıtası ile bilirkişi incelemesi yapılmak üzere … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine(Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) talimat yazılmıştır.
Talimat yolu ile alınan 05/09/2021 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; cezai şartın tenkisi isteminde 199.000 USD’lik tutarın dava tarihi olan 2011 yılı itibari ile değerlendirilmesi istenilmiş ise de mahkemece tarafından 2011 yılı dava tarihinden rapor tarihine kadar olan ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasının istenildiği, davalı şirket adresinde yapılan inceleme sırasında ibraz edilen 2011, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılı ticari defterleri sunulmuş olduğundan inceleme bu yıllar açısından yapılabildiğini, özellikle 2011, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait karşılaştırmalı mali tabloların hazırlandığını, buna göre 2011 yılının yanında 2018, 2019 ve 2020 yılları için 199.000 USD’lik cezai şartın şirket özkaynaklarının 2011 yılı bilançosuna göre %48,61’inin, 2018 yılı bilançosuna göre %54,59’unun, 2019 yılı bilançosuna göre %.55,58 “inin ve 2020 yılı bilançosuna göre %63,19’unun kaybetmesine sebep olacağı, bu durumun ise davalı şirketin ekonomik olarak mahvına sebep olacağı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları yerinde görülerek hükme dayanak alınmıştır.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; davaya konu … ili … ilçesi … Köyünde bulunan ve tapunun 3496 parsel numarasında kayıtlı taşınmaz üzerine 06/10/1999 tarihli … yevmiye numaralı resmi işlem ile 15 yıl süreli olarak 18.500,00 TL karşılığında davacı … AŞ lehine intifa hakkı tesis edildiği, taşınmazın daha sonra 10.02.2004 tarihinde davalı şirket tarafından intifa hakkıyla yükümlü olarak satın alındığı, dosya içeriği delillerden anlaşılmakta olup, bu durum tarafların da kabulündedir. Taraflar arasında 16.08.2004 tarihinde bağıtlanan işleticilik anlaşması ile davacı şirket tarafından, davalı şirkete bayilik verildiği anlaşılmaktadır. Sözleşme 5 yıl sürelidir. Sözleşme süresi 16.08.2009 tarihinde son bulmuş ve taraflar arasında yeni bir bayilik ilişkisi kurulmamıştır. Davalı tarafından bu süreden sonra… tarih ve … yevmiye numarasıyla … 1. Noterliği’nden keşide edilen ihtarname ile bayilik ilişkisinin sona erdirildiği (fesh edildiği) davacıya bildirilmiştir. İşletmenin bulunduğu intifa hakkına konu taşınmaz üzerinde davalının, dava dışı …Tic. A.Ş’nin bayisi olarak faaliyetini sürdürdüğü anlaşılmaktadır. İntifa hakkının devam edip etmediği uyuşmazlık konusudur. … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında intifa şerhinin fekki talepli açılan davada verilen 16.06.2011 tarih 2011/36-600 sayılı kararla 3496 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki intifa şerhinin kaldırılmasına karar verilmiş ve bu karar 03.05.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Görülmekte olan davada, bayilik ilişkisinin 16.08.2009 tarihinde son bulmasına rağmen 18.09.2010 tarihine kadar davalının taşınmazı haksız işgal ettiği belirtilerek ceza koşulu, kar kaybı ve haksız işgal tazminatı isteminde bulunulmuştur. Rekabet kurumunun 2003/3 ve 2007/2 sayılı tebliğleri uyarınca 18.09.2005 tarihinden önce yapılmış olan ve süresi 5 yılı aşan sözleşmeleri 18.09.2010 tarihine kadar muafiyetten yararlanabileceği belirtilmiş olup, davacının intifa hakkının da 18.09.2010 tarihine kadar geçerliliğini koruduğu kabul edilmelidir. Bu durumda davalının 16.08.2009-18.09.2010 tarihleri arasındaki 398 gün için haksız işgal tazminatı ödemesi gerekecektir. Alınan bilirkişi raporlarıyla, haksız işgal tazminatı tutarı 169.000 TL olarak tespit edilmiş ve keşide edilen ihtarnameye göre bu tutarın 10.10.2009 temerrüt tarihinden itibaren davacı yararına davalıdan tahsili gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen süre içerisinde davacının yeni bir bayilik ilişkisi kurabileceği, davalının haksız eylemi ile kar kaybından yoksun kalındığı iddia edilmiş ise de; genel uygulamaya göre bayilik ilişkileri 5 yıl için kurulmakta olup, davacının bu konudaki istemi gerçekçi bulunmamış ve kar kaybına dayalı istemin yerinde görülmemiştir. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi 16.08.2009 tarihi itibariyle süre bitmesiyle sona erdiğinden, davalının bu tarihten sonra keşide ettiği fesih ihtarnamesinin sonuç doğurmayacağı, bu durumun işleticilik anlaşmasının 18. Maddesine aykırılık oluşturmadığı ve sözleşmenin ihlali olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmış olup, buna dayalı 100.000 USD tutarındaki ceza koşulu istemi reddedilmiştir. İşleticilik sözleşmesinin 12. Maddesinde; sözleşmenin 5 yıllık sürenin bitiminde sona ermesi halinde ve yeni bir sözleşme bağıtlanmadığı takdirde, işleticinin satış yerini derhal terk ve BP’ye teslim edeceği kararlaştırılmıştır. Dosya içeriği deliller ile bu durumun gerçekleşmediği, 5 yıllık sürenin sonunda davalı işleticinin, işletmeyi terk etmediği belirlenmiş bulunduğundan sözleşmenin 12. Maddesine dayalı ceza koşulu isteminin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Davalı birleşen davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi inceleme sonucu; 199.000,00-USD’lik cezai şartın davalı birleşen davacı şirket özkaynaklarının 2011 yılı bilançosuna göre %48,61’ini, 2018 yılı bilançosuna göre %54,59’unu, 2019 yılı bilançosuna göre %.55,58 “ini ve 2020 yılı bilançosuna göre %63,19’unu kaybetmesine sebep olacağı tespit edilmiş, cezai şartın fiili ödeme tarihindeki kur esas alınarak ödenmesinin talep edildiği nazara alındığında, davalı birleşen davacı şirketin ekonomik yönden mahvına sebep olacağı kanaatine varılmakla, cezai şarttan hakkaniyet indirimi yapılarak davacı yararına 50.000,00-USD cezai şarta hümedilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler ile asıl davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
Birleşen davada, intifa hakkı sona ermesine rağmen, birleşen davalının intifa şerhinin terkini ile ilgili işlem yapmadığı ve intifa hakkını kaldırmadığından, birleşen davacının maddi ve manevi zararına yol açtığı iddiası ile maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulmuştur. Dava konusu taşınmazın intifa hakkının devamı nedeniyle, birleşen davacının maddi zararının varlığı, miktarı ve birleşen davalı eylemi ile illiyet bağı kanıtlanamadığından maddi tazminat istemi reddedilmiştir.
Birleşen davalının hukuka aykırı ve birleşen davacı şirketin kişilik haklarının zedeleyici nitelikte bir eylemi kanıtlamadığından manevi tazminat istemi reddine” karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M:Gerekçesinde açıklanacağı üzere;
1-Asıl davanın KISMEN KABÜLÜNE,
Davacının kar yoksunluğu ve sözleşmenin 18. Maddesine dayalı ceza koşuluna ilişkin tazminat isteminin REDDİNE,
Sözleşmenin 12/2 maddesine dayalı istem yönünden davanın kısmen kabülü ile 50.000,00-USD’nin 10/10/2009 temerrüd tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince yürütülecek faiziyle birlikte davacı yararına davalıdan TAHSİLİNE, fazla talebin reddine,
Davalının haksız işgaline dayalı istem yönünden, davanın KABÜLÜ ile, 169.000,00-TL’nin 10/10/2009 temerrüd tarihinden itibaren yürütülecek avans faiziyle birlikte davacı yararına davalıdan TAHSİLİNE,
Asıl dava nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 17.645,49-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 10.914,65-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 6.730,84-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Asıl dava nedeniyle davacı tarafça yatırılan 10.914,65 TL peşin harcın davalıdan tahsiline,
Asıl dava nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 26.532,05 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl dava nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 39.289,40-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Asıl dava nedeniyle davacı tarafından yapılan 21,30-TL başvuru harcı, 2.700,00-TL bilirkişi ücreti, 887,45-TL posta gideri olmak üzere toplam 3.608,75-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre % 37 sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Asıl dava nedeniyle davalı tarafça yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 875,00-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre %63 ‘ünün davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Asıl dava nedeniyle HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan avanstan kalan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Asıl dava nedeniyle davalı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın hüküm kesinleştiğide ve talep halinde davalıya iadesine,
2- Birleşen … 2. Asliye Huk. Mah’nin … E. Sayılı dosyasında davanın REDDİNE,
Birleşen dava nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan harcın davacıya iadesine,
Birleşen davada reddedilen maddi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00 TL -TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Birleşen davada reddedilen manevi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Birleşen dava nedeniyle davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Birleşen dava nedeniyle davalı tarafça yapılan toplam 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
Birleşen dava nedeniyle davalı tarafından yatırılan gider avansından kalan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.30/11/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır