Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/578 E. 2022/751 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/578 Esas
KARAR NO : 2022/751

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirketin talebi ile, müvekkili şirkete satışı yapılan ayakkabıların karşılığı olarak avans ödemesi mahiyetinde 2 adet bonoyu davalı şirkete teslim ettiğini, aradan uzun zaman geçmesine ve bonoların vadelerinin yaklaşmasına rağmen davalı şirket tarafından ürünlerin teslim edilmediğini, müvekkili şirketin tüm girişimlerine rağmen ürünlerin teslim edilmediğini ve bonoların iade edilmediğini, davalı şirketin elinde bulundurduğu bonoları icra yoluyla müvekkili şirketten tahsili yoluna giriştiğini, davalı şirketin, müvekkili şirketin ticari sıkıntılarını bildiği için, bu durumu kullanarak … 37. İcra Dairesi’nin … ve … Esas sayılı dosyalarından müvekkili şirkete karşı haksız icra takibi başlattığını, takip konusu bonoların bedelsiz olduğunu, cebri icra tehdidi altında müvekkilinden taahhüt alındığını, alınan taahhütler neticesinde de … 6. İcra Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Esas sayılı dosyalarından tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiğini, davalı tarafın haksız ve kötü niyetli bir şekilde icra takiplerini yaptığını, dava ve takip konusu bonolar incelendiğinde, açık bir şekilde malen kaydına ihtiva ettiğinin ortada olduğunun görüleceğini, davalı tarafın, şayet bu bonolardan dolayı alacaklı olduğunu düşünüyorsa mal teslimini yaptığını ispat etmesi gerektiğini, tarafların 2010 yılından beri karşılıklı ticaret yaptıklarını, müvekkilinin davalıya borcu olmadığı gibi alacağının bulunduğunu, bu durumun ticari defterlerin incelenmesi ile ortaya çıkacağını iddia ve beyan ederek davanın kabulü ile müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine, ve … 37. İcra Dairesi’nin; …Esas ve …Esas sayılı dosyası ile takibe konulan bonoların iptaline, davalı şirketin, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalıya yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davaya cevap vermediğinden, HMK’nın 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, İİK.nun 72. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, davacının, davalıya icra takiplerine dayanak alınan 2 adet bonodan dolayı borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarının gönderilmesi bakımından … Ticaret Odası’na yazılan müzekkere cevabı ve ekleri dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Davalı şirketin ticaret sicil kayıtları İTO sisteminden çıkartılmak suretiyle dosya kapsamına kazandırılmıştır.
… 37. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
… 37. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası celbedilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Mahkememizin 26/02/2022 tarihli duruşmasında; dava konusu uyuşmazlık açısından taraf şirketlerin 2019-2020 yıllarına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacının … 37. İcra Dairesi’nin; … Esas ve …Esas sayılı dosyalarında takip tarihleri itibariyle davalıya borcunun bulunup bulunmadığı ve miktarı yönünden 15/04/2021 günü saat 14:15’de mahkememiz duruşma salonunda Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılarak bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, ihtarlara rağmen tayin edilen inceleme gün ve saatinde taraflarca defter ve kayıtların ibraz edilememesi ve/veya bulundukları yerin bildirilmemesi nedenleriyle incelemenin yapılamadığına dair 15/04/2021 tarihli tutanak düzenlenmiştir.
Davacı vekili 26/07/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı tarafın 2018-2019 yılı ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayandığını ve dava dilekçesindeki taleplerinin aynen devam ettiğini beyan etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık açısından davalı şirketin 2018-2019-2020 yıllarına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi vasıtasıyla 14/01/2022 tarihinde mahkememiz duruşma salonunda inceleme yapılarak davacının 37. İcra Dairesi’nin; … Esas ve … Esas sayılı dosyalarında takip tarihleri itibariyle davalıya borcunun bulunup bulunmadığı ve miktarı yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
23/03/2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; davalı tarafça ibraz edilen defterlerin sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının takibe konu edilen senetleri davacı taraftan 21.09.2018 tarihindeki 112.743,43 TL’lik alacağı dolayısıyla tahsil ettiği, davalı defterlerine göre hem senetlerin tanzim tarihi hem de yapılan takip tarihleri (15.04.2019 ve 29.04.2019) ve 14.10.2020 tarihi itibari ile davalının davacı taraftan alacaklı olduğunun belirlendiği, 15.04.2019 takip tarihi itibari ile davalının 102.743,43 TL, 29.04.2019 takip tarihi itibari ile davalının 102.743,43 TL, 14.10.2020 takip tarihi itibari ile davalının 112.524,72 TL alacaklı olduğu, davalının defterleri nazara alındığında davacının işbu davadaki menfi tespit talebinin reddinin gerektiği, davacı ve davalı tarafça talep edilen tazminatların takdir ve değerlendirmesinin mahkememize ait olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamına ve denetime elverişli bulunmuştur.
Davacı vekilinin dava dilekçesinin deliller bölümünde yemin deliline dayandığı anlaşıldığından, davacı vekiline yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davacı vekili 19/10/2022 tarihli duruşmada “Biz yemin deliline dayanmadık, dava dilekçemizde sehven dayanmıştık, daha sonra davamızı ıslah ederek münhasıran davalı defterlerine delil olarak dayandık, bilirkişi raporuna itirazlarımızın dikkate alınarak davamızın kabulüne karar verilsin.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, İİK.nun 72. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, davacının, davalıya icra takiplerine dayanak alınan 2 adet bonodan dolayı borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir. Davacı taraf; davacı şirkete satışı yapılan ayakkabıların karşılığı olarak avans ödemesi mahiyetinde takibe konu 2 adet bonoyu, davalı şirkete teslim ettiğini, davalı şirket tarafından ürünlerin teslim edilmediği ve bonoların iade edilmediğini bonolarda malen kaydı yazılı ise de; mal teslim yapılmadığını iddia etmiştir. Kambiyo senetleri illetten mücerret olup senedin aksini iddia eden taraf iddiasını ispatla yükümlüdür. Kural olarak bonoda ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Ancak, senedin ihsas sebebi yazılmışsa, artık buna uyulması gerekir. Senetteki sebebin aksinin savunulması halinde ispat yükü yer değiştirir ve senedi ta’lil eden, savını kanıtlamak yükümlülüğü altına girer. Somut olayda davacı her iki senette keşideci olup senetlerin malen düzenlendiğini; ancak, malların teslim edilmediğini iddia etmektedir. Senetteki imzayı ve senet içeriğini inkar etmeyen davacının aksi yöndeki iddiasını kesin delil ile ispat etmesi gereklidir.Davacı vekili 26/07/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile davalı tarafın 2018-2019 yılı ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayandığını ve dava dilekçesindeki taleplerinin aynen devam ettiğini beyan etmiştir. Mahkememizce davalı şirket defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde alınan bilirkişi raporunda, davalı tarafça ibraz edilen defterlerin sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı defter ve kayıtlarına göre, davalının davacı taraftan 2017 yılından devir olan 112.524,72-TL’lik alacağının olduğu, iş bu alacak ile ilgili olarak davacı tarafından 21.09.2018 tarihinde davaya konu senetleri aldığı, iş bu senet tahsilatları sonrasında dahi davalı kayıtlarına göre davacı tarafın 102.742,43-Tl lik borcunun kaldığı, hem senetlerin tanzim tarihi hem de yapılan takip tarihleri (15.04.2019 ve 29.04.2019) itibari ile davalının 102.743,43 TL, 14.10.2020 dava tarihi itibari ile davalının 112.524,72 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır. Davacının sunmuş olduğu 26/07/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile delil olarak münhasıran açıkça davalının ticari defterlerine delil olarak dayanmış olması ve davalı defterlerine göre senetlerin tanzim tarihi ve takip tarihleri itibariyle davalının davacı taraftan alacaklı olduğunun bilirkişi raporu ile belirlenmesi karşısında, davacının davasını ispat edemediği kanaatine varılmıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesinin deliller bölümünde yemin deliline dayandığı anlaşıldığından, davacı vekiline yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, davacı vekili 19/10/2022 tarihli duruşmada yemin deliline dayanmadıkları, dava dilekçesinde sehven dayandıkları, daha sonra davayı ıslah ederek münhasıran davalı defterlerine delil olarak dayandıkları yönünde beyanda bulunmuştur. Bu nedenlerle davacının sübuta ermeyen davasının reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, davacı taraftan peşin alınan 348,66 TL (174,33 TL + 174,33 TL) harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, artan 267,96 TL’nin hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00.-TL maktu vekalet ücretinin, davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 1.050,00 TL (800,00 TL + 250,00 TL) gider avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yatırılan gider/delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.19/10/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*