Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/567 E. 2021/171 K. 26.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/567 Esas
KARAR NO:2021/171

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:08/10/2020
KARAR TARİHİ:26/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Alacaklı müvekkil şirket; davalı/borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile rücu alacağına yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu, taraflarınca yapılan işbu icra takibinde borca, faize ve tüm ferilere kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, yapılan itirazın tamamen haksız ve kötü niyetle yapılmış olup iptali ile takibin devamı gerektiğini, 03.06.2017 tarihinde müvekkil şirket sigortalısının konutunda bulunan … … klimanın iç ünitesinde yangın çıktığını, yangın neticesinde sigortalının dairesinde bulunan oturma odası ve salon bölümlerinde yer alan eşyalar yüksek ısı sebebiyle komple yanmış ve kullanım özelliğin yitirdiğini, müvekkil …’nın sigortalısına ödeme yaparak hasarını karşıladığını, akabinde davalı/borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, ancak davalı/borçlu tarafından işbu takibe haksız şekilde itiraz edildiğini beyan ederek …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasına davalı/borçlu tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; …’nın işbu davayı sigortalısına halef olarak açtığından davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde değil Tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davanın yangına sebebiyet verdiği ileri sürülen klimanın üreticisi olan … …. A.Ş’ye ihbarının gerektiğini, dava konusu yargının … … Klimadaki üretim ayıbından yahut yetkili servisin ayıplı hizmetinden kaynaklandığının kesin bir şekilde ispatı gerektiğini, … … Klimanın yetkili satıcıdan alındığının ve montaj bakım hizmetlerinin yetkili servisçe yapıldığının … tarafından ispatının gerektiğini, icra takibine konu kötü niyetli olarak itiraz edilmediğinden ve alacağın likit olmadığından icra inkar tazminatı hükmedilmesinin hukuka aykırılık teşkil edeceğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, İ.İ.K.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, dava dışı, davacı … şirketine “… Poliçesi“ ile sigortalı olan …’ya ait sigortalı konutta 03/06/2017 tarihinde meydana gelen yangın olayı sonucunda hasar oluştuğu, hasar bedelinin davacı … tarafından dava dışı sigortalıya ödenmesi sonucunda 6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet ilkesi uyarınca, davalının sorumluluğu iddiasına dayanılarak girişilen icra takibine karşı davalının itirazının iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK ‘nun 4/1-(a) maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi , tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileride dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Üretici ise 3/1- n bendinde, kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere tüketiciye sunulmuş olan mal ya da bu malların hammaddelerini yahut ara mallarını üretenler ile mal üzerine markasını, unvanını veya herhangi bir ayırt edici işaretini koyarak kendisini üretici olarak gösteren gerçek veya tüzel kişiyi ifade edeceği şeklinde tanımlanmıştır. Aynı yasanın ayıplı mallar üst başlığı ile 8. maddesinde ayıplı mallar, 11. maddede ise, tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. 11/2. fıkrada, bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçının birlikte sorumlu olacağı, satış sonrası hizmetlere ilişkin düzenlemeye dair 58. maddede ise, yine üretici ve ithalatçıların, satış sonrası bakım ve onarım hizmetleri sağlamakla zorunlu olduğuna yer verilmiştir. 6502 sayılı yasanın 73. maddesin de ise, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı davalarda, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve içtihat hükümleri uyarınca, dava dışı sigortalı gerçek kişi ile davalı üretici firma arasındaki ilişki bir tüketici işlemi olduğundan, halefiyete dayanılarak açılan davalarda ise mahkemenin görevi dava dışı sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre belirleneceğinden görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Açıklanan tüm bu nedenlerle, somut uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğundan Mahkememizin görevsizliği ile 6100 sayılı HMK’nın 114 ve 115. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK.114/1-c maddesine istinaden 115/1-2 gereği görev yönünden usulden REDDİNE,
3-Kararın kesinleşme tarihinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde HMK 20.maddesi gereğince dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, Süresi içerisinde müracaat olmaz ya da süre geçtikten sonra müracaat olursa, mahkememizce dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına, ayrıca yargılama giderleri yönünden karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte taraflara ihtarına,
4-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkeme tarafından nazara alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır