Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/564 E. 2021/634 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/564 Esas
KARAR NO : 2021/634

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2020
KARAR TARİHİ : 24/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirketin “catering” olarak anılan yemek-yiyecek tedarik etme hususunda anlaştıklarını, bu anlaşma kapsamında verilen mal ve hizmetler gereği düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesine müteakip huzurdaki davaya konu … 31. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile cari hesap ilişkisinden kaynaklı olarak fazlaya dair talep hakları saklı kalmak üzere 37.313,27.-TL fatura alacağı, 19.277,27.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 56.590,54.-TL’lik alacak için 12.03.2020 tarihinde icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafça borca ve fer’ilerine itiraz ettiğini, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin alacağının likit olduğunu iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin icra takip dosyasında talep edilen miktarda borcunun bulunmaması nedeniyle takibe itiraz edildiğini, davacı tarafından talep edilen meblağın müvekkili şirketin ticari defter kayıtları ile uygunluk arz etmediğini, müvekkil şirket tarafından davacı firmaya yapılan kısmi ödemelerin hesaplara yansıtılmamış olduğunu, alacağın likit alacak olarak değerlendirmekten uzak olduğunu, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu iddia ve beyan ederek davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, İ.İ.K.’nın 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
… 31. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır. İcra dosyasının tetkikinde; davacının, davalı aleyhinde fatura alacağının tahsili amacı ile 56.590,54.-TL üzerinden icra takibi yaptığı, ödeme emrinin davalıya/borçluya 16/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçlu vekilinin 16/03/2020 tarihli itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların 2016 yılına ait BA/BS formlarının gönderilmesi için … Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkere cevapları dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık açısından taraf şirketlerin 2016-2020 yıllarına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarının hesaplanması bakımından Mahkememizce resen seçilen Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
26/04/2021 teslim tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; davalı tarafça defter ve kayıtların ibraz edilmediği, davacı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; davacı tarafın dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulüne uygun olarak yapılmış olduğu, faturalarla kayıtların uyumlu olduğu, bu nedenle davacı taraf defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, takibe konu olan davacı şirket tarafından davalı şirket adına cari hesap muavin defterde 120.01.003 hesap kodu ile en son 11.11.2016 tarihinde davalı şirket tarafından davacının banka hesabına yatırılan 10.000,00.-TL alacak kaydedilerek 37.313,27.-TL borç bakiyesi kayıtlı olduğu, borç bakiyesinin 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılı defterlerinde de kayıtlı olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturaların ekinde bulunan sevk irsaliyelerinde teslim alan ve teslim eden imzalarının bulunduğu, faturaların üzerinde vade tarihinin 60 gün olarak yazılı olduğu, davacı defter kayıtları ve cari hesap ekstresine göre; muavin deftere son kayıt tarihi olan 11.11.2016 tarihi dikkate alınarak davacı tarafın davalı taraftan 37.313,27.-TL tutarında anapara alacağı bulunduğu, T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Beşiktaş Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün yazısına göre, davalı şirketin 2016 yılında davacı şirketten KDV hariç 201.663,00.-TL mal ve hizmet satın aldığının bildirdiği anlaşılmış olduğundan davacının düzenlediği faturaların davalı şirket kayıtlarında bulunduğunun anlaşıldığı, davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen faturalarda vadenin 60 gün olarak yazılı olduğu, dolaysıyla temerrüt tarihinin fatura tarihinden itibaren 60 gün sonra oluştuğu, bu sebeple işlemiş faiz talebinin Mahkememizin taktirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi bakımından dosyanın önceki rapor düzenleyen bilirkişiye tevdi edilerek ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
24/07/2021 havale tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmında özetle; yapılan itirazların değerlendirilmesinde; davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen 4 adet faturalarda vadenin 60 gün olarak fatura üzerinde yazılı olduğunun tespit edildiği, Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’na göre, faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse, bu ödemenin Kanuni faiz oranı üzerinden yapılacağı. kanuni faiz oranının 3095 sayılı Kanunla yılık %12 olarak tespit edildiği, Bakanlar Kurulu’nun bu oranı 01.01.2006 tarihinden itibaren %9 olarak belirlediği, halen kanuni faiz oranının %9 olduğu, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlunun, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça geçmiş günler için kanuni faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecbur olduğu, temerrüt faiz oranlarının; 01.01.2015 – 31.12.2016 tarihleri arasında %10,5, 01.01.2017 – 30.06.2018 tarihleri arasında %9,75, 01.07.2018 – 31.12.2019 tarihleri arasında %13,75, 01.01.2020 – 31.12.2020 tarihleri arasında %13,75 olduğu, dava konusu takibe konu 37.313,27.-TL ana para borcunun vade tarihinden itibaren dava tarihi itibariyle 18.732,10.-TL faizinin hesaplandığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi kök raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK’ nın 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir. Dava konusu olayda, takip fatura alacağına dayalı olarak başlatılmış, davalı taraf icra takip dosyasına sunduğu dilekçesinde takibin tamamına itirazda bulunmuştur. Bu durumda ispat yükü genel karine gereğince davacı taraf üzerindedir. Davacı taraf takipte dayandığı faturaya konu edilen hizmeti sunmuş olduğunu dava değeri de değerlendirilerek HMK’nın 200/1 maddesi gereğince yazılı delillerle ispat etmelidir. Mahkememizce dosyanın bilirkişiye tevdii üzerine, davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda, davacı şirkete ait 2016-2020 yıllları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, takibe konu olan davacı şirket tarafından davalı şirket adına cari hesap muavin defterde 120.01.003 hesap kodu ile en son 11.11.2016 tarihinde davalı şirket tarafından davacının banka hesabına yatırılan 10.000,00.-TL alacak kaydedilerek 37.313,27.-TL borç bakiyesi kayıtlı olduğu, borç bakiyesinin 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılı defterlerinde de kayıtlı olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturaların ekinde bulunan sevk irsaliyelerinde teslim alan ve teslim eden imzalarının bulunduğu, faturaların üzerinde vade tarihinin 60 gün olarak yazılı olduğu, davacı defter kayıtları ve cari hesap ekstresine göre; muavin deftere son kayıt tarihi olan 11.11.2016 tarihi dikkate alınarak davacı tarafın davalı taraftan 37.313,27.-TL tutarında anapara alacağı bulunduğu, T.C. Gelir İdaresi Başkanlığı Beşiktaş Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün yazısına göre, davalı şirketin 2016 yılında davacı şirketten KDV hariç 201.663,00.-TL mal ve hizmet satın aldığının bildirdiği anlaşılmış olduğundan davacının düzenlediği faturaların davalı şirket kayıtlarında bulunduğunun anlaşıldığı yönünde tespitte bulunmuştur. Bu kapsamda, dava konusu somut olay değerlendirildiğinde, davacının 2016-2020 yıllarına ait ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun tutuldukları, Mahkememizce davalı tarafa ticari defterlerini sunması için süre verildiği ve davalının yasal süre içinde defter ve belgelerini ibraz etmediği , bu hali davacının incelenen defter kayıtlarının HMK 220/3 ve HMK 222.maddesi gereğince sahibi lehine delil olma niteliğine sahip bulunduklarının kabulü gerekeceği, bilirkişi raporuna göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 37.313,27.-TL alacağının bulunduğunun hesap edildiği, buna karşı davalının yasal süre içinde defter ve belgelerini ibraz etmediği gibi borçlu olmadığına veya borcu ödediğine dair dava değeri de gözetilerek HMK 200/1 maddesi gereğince aynı kuvvet ve mahiyette herhangi bir belge ve delil de sunmadığı, davacının dosyaya sunduğu belge ve delillerle iddialarını ispat ettiği anlaşılmıştır. Davalı tarafın icra takibinden önce temerrüde düşürülmediği ve takip öncesinde faiz istenemeyeceği, fatura üzerinde yazılı olan ödeme tarihlerinin temerrüt tarihi olarak kabul edilemeyeceği, VUK hükümlerince faturanın muhteviyatı belirlenmiş olup, fatura üzerinde yazılı bulunan vadenin alacağın muaccel olduğu tarihi göstermesi ve salt faturaya itiraz edilmemesi sebebiyle taraflarca kararlaştırılmış kesin vade olarak kabul edilemeyeceğinden davacının alacağına icra takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği ve bu bağlamda işlemiş faize yönelik talebin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, davalının … 31. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 37.313,27-TL asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık değişen oranlarda avans faizi ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı alacağı likit nitelikte olup, davalının itirazında haksız bulunduğu anlaşıldığından İ.İ.K.nun 67/2. maddesi hükmü gereğince takdiren kabul edilen miktarın %20’si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması gerekmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11 maddesi ile; taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan tarafın, son tutanakta belirtileceği ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulacağı ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği kararlaştırılmıştır. Davalı tarafın, arabuluculuk görüşmelerine katılmamış olması nedeniyle yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulmasına, davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının … 31. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 37.313,27-TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık değişen oranlarda avans faizi ile takibin DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Hükmolunan 37.313,27-TLnin % 20 si oranında 7.462,65-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 2.548,87.-TL nispi karar ve ilam harcından, dava ilk açılırken davacı taraftan peşin alınan 683,48.-TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 1.865,39.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 683,48.-TL peşin harcın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 5.596,99.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40.-TL başvurma harcı, 800,00.-TL bilirkişi masrafı ve 101,00.-TL posta giderleri ve diğer giderler olmak üzere toplam 955,40.-TL yargılama giderinin tamamının 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11 maddesi gereğince davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından artan avansın, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan gider avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11 maddesi gereğince davalı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
9-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedelinin tamamının 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11 maddesi gereğince davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin huzurunda, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.24/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır