Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/543 E. 2021/785 K. 26.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/543 Esas
KARAR NO : 2021/785

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2020
KARAR TARİHİ : 26/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tekstil sektöründe uzun yıllardır faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davalının ise yine aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında tekstil ürünlerinin ticareti sonucunda fatura kesildiğini, kesilen faturalara davalı tarafça itiraz edilmediğini, müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketçe defalarca sözlü ve mail yoluyla ödeme talebinde bulunulduğunu, davalı tarafça taleplere cevap verilmediğini, bunun üzerine müvekkili şirketin alacaklarının tahsili amacıyla … 3. İcra Dairesi’nin …Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe haksız ve gerekçesiz olarak itiraz edildiğini, itiraz neticesinde takibin durduğunu, arabuluculuk sürecinde bir sonuç alınamadığını, davalının icra takibine konu borcunun, taraflar arasında gerçekleşen ticaret sonucunda düzenlenen faturalardan doğduğunu, TTK’nın 23.maddesi gereğince itiraz edilmediğini, taraflar arasında ticaretin gerçekleştirildiğinin; mail yazışmaları ve telefon konuşmalarıyla da sabit olduğunu, tarafların ticari defterleri incelendiğinde, aradaki ticari ilişkinin ve davalının borçlu olduğunun bir kez daha kanıtlanacağını, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, … 3. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin tüm asıl ve fer’i alacaklar yönünden devamına, davalı hakkında hükmolunacak değerin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu icra takibe konu edilen alacağın kaynağının müvekkili şirket ile davacı arasındaki mal alım satımına dayanan ticari iş olduğunu, ticari işe göre müvekkilinin, davacı şirketten kumaş satın aldığını, satın alınan kumaşlar dikilerek ürün haline getirilmek üzere kendi müşterilerine verdiğini, davacı şirketten müvekkilinin yüklü miktarda alım gerçekleştirdiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin Türk Lirası üzerinden yürütüldüğünü, her ne kadar proforma faturalarda ürün başına Amerikan Doları cinsinden teklifler alınıp verilse de en nihayetinde yapılan ödemelerin Türk Lirası cinsinden olduğunu, tutulan kayıt ve defterlerin Türk Lirası üzerinden tutulduğunu, davacı tarafın başlattığı takibin Amerikan Doları’na mı yoksa Türk Lirası’na mı ilişkin olduğunun belirsiz olduğunu, talebin netleştirilmesi gerektiğini, taraflar arasında ticari ilişki devam ederken müvekkili firmanın davacıdan 01.08.2018, 06.08.2019 ve 09.09.2019 tarihlerinde kumaşlar satın aldığını, bahse konu kumaşlarda açma, yırtılma ve iplik atma şikayetlerinin müşteriler tarafından müvekkili şirkete bildirildiğini, kumaşlarda oluşan bozulmaların sonradan meydana gelmeleri, kontrol edildiğinde kendini belli etmemeleri sebebiyle gizli ayıp niteliğinde olduğunu, taraflarınca davacıya … 15. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ayıp ihbarında bulunulduğunu, aynı ihtarnamede davacıdan satın alınan kumaşların müvekkil şirket müşterileri tarafından farklı zamanlarda ürün haline getirilerek piyasaya sürülmesi sebebiyle ne kadarının ayıplı olduğunun bilinmediğinin ayrıca bildirildiğini, davacı tarafın gönderilen ihtarnameye rağmen ürünlerin değişimi gibi ayıbın giderilmesine yönelik hiçbir somut adım atmadığını, ayıplı ürün satımına ek olarak davacı yanın müvekkiline geç ürün teslimi yaparak zarara sebebiyet verdiğini, geç teslim edilen ve bedeli 160.000,00.-TL civarında olan ürünlerin ayıplı olmaları sebebiyle stokta bekletilerek müşterilere teslim edilemediğini, müvekkilinin bu itibarla zarara uğradığının açık olduğunu, bizzat davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 08.07.2019 tarihli proforma faturada metresi 10 Amerikan Doları’ndan fiyatlandırılan ürünlerin, yine dava dilekçesi ekinde sunulan … tarih ve … seri numaralı faturada 15 Amerikan Doları üzerinden fiyatlandırılarak müvekkili şirkete fatura edildiğini, akabinde müvekkili şirket tarafından davacıya 30.09.2019 tarih, … seri numaralı 72.409,55.-TL bedelli iade faturası kesildiğini, ancak davacı tarafın iade faturasını defterlerine işlemediği gibi yine haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine konu ettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkilinin haksız icra takibine cebri icra tehdidi altında itiraz etmekten başka hal ve çaresi kalmadığını bu yüzden kötü niyetli itirazdan bahsedilemeyeceğini, icra inkar tazminatı talebinin reddinin gerektiğini iddia ve beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, İ.İ.K.’nın 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
… 3. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası celbedilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır. İcra dosyasının tetkikinde; davacının, davalı aleyhinde alacağının tahsili amacı ile 402.008,24.-TL (73.602,00.-USD) üzerinden icra takibi yaptığı, ödeme emrinin davalıya/borçluya 22.10.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçlu vekilinin 28.10.2019 tarihli itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
İddia, savunma, toplanan deliller ve ön incelemede tespit edilen uyuşmazlıkların halli bakımından Mahkememizce resen seçilecek bir Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Bilirkişi ve bir Tekstil Mühendisi Bilirkişiden oluşacak heyet aracılığıyla bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
01.06.2021 teslim tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle; … ve … desen kodlu kumaşların her ikisinin ayıplı olduğu, … ve … desen kodlu kumaşların her ikisinin gizli ayıp niteliğinde olduğu, TTK 23.maddesine göre 8 gün içinde süresinde gizli ayıp ihbarı yapılmadığının görüldüğü, ancak dava konusu kumaşlardaki gizli ayıbın davalı şirket tarafından 3.kişilere satılması neticesinde yapılan uygulama ile ortaya çıktığı değerlendirildiğinde ihbar süresi ile ilgili kanaatin Mahkememize ait olduğu, … ve … desen kodlu kumaşların davalı şirket tarafından 09.10.2019 tarihinde ayıp ihbarı yapıldığı, ürünlerin ayıbı 23.08.2019 tarihinde davalı şirkete teslim edildiği, …tarihinde … 15. Noterliği’nden … numaralı ayıp ihtarı yapıldığı, davacı şirketin kanuni defterlerinin açılışlarının ve E Beratlarının verilme tarihlerinde, süresi içinde verildiği ve delil ve ispat kuvvetine sahip olduğu, davalı şirketin kanuni defterlerinin açılışlarının ve yevmiye defter kapanışının, süresi içinde yapıldığı ve delil ve ispat kuvvetine sahip olduğunun anlaşıldığı, davacı şirketin cari hesap ekstre incelemesinde taraflarına gönderdikleri belgede hesaplarını TL ve Döviz bazlı tuttukları, satış faturasındaki hesaplamayı TCMB satış kurundan yaptıkları gibi yapılan tahsilatları da TCMB satış kurundan hesapladıkları ve kur farkı çalıştıklarının anlaşıldığı, davalı şirketin cari hesap ekstre incelemesinde taraflarına gönderdikleri belgede hesaplarını TL olarak tuttukları, davacı firma tarafından TCMB satış kurunda kesilen faturaların TL karşılığından işleme aldıkları, 04.09.2019 ve 13.09.2019 tarihlerinde davacı firmaya yapmış oldukları ödemede açıklama kısmında ödemeye tekabül döviz cinsini belirttikleri, TL karşılığı ise TCMB alış kurundan hesapladıklarının görüldüğü, davalı şirket hesaplarını TL olarak tuttuklarını, dövizli takip yapmadıklarını belirtmiş ise de, 04.09.2019 ve 13.09.2019 tarihlerindeki ödemelerinin açıklamasına döviz tutarlarını yazmalarının, davacı firmadan istenen banka dekontunda ödemelerin USD hesaplarına geldiği ve … tarihli, … numaralı fatura ile … tarih … numaralı fatura ile kur farkı yansıtmalarından kur farklı çalıştıklarının anlaşıldığını, hesap ekstreleri karşılaştırıldığında, davacı şirketin dönem sonu bakiyesinin 401.023,52.-TL, davalı şirketin ise 328.676,58.-TL olduğunun, aralarında 72.346,94.-TL fark bulunduğunun görüldüğü, davacı şirketin 05.07.2019 tarih 19-1020 referanslı proforma faturasında dantel kumaşların kg birim fiyatlarını 10 USD olarak belirlediği fakat … tarihli, … ve … numaralı faturalarında dantel kumaşların kg birim fiyatını 15 USD olarak hesapladıklarından bunun üzerine davalı şirketin ise 30.09.2019 tarihinde … numaralı KDV dahil 72.409,55.-TL tutarındaki fiyat farkı faturasını kestiği, davalı tarafından kesilen fiyat farkı faturasının davacı şirket kayıtlarında mevcut olmadığı, davalı şirketin 04.09.2019 tarihli (USD 3000) ve 13.09.2019 TR (USD 3000) tutarındaki ödemenin TL karşılığını TCMB alış kurundan hesapladıkları, davacı şirketin ise 04.09.2019 TR (USD 3000) ve 13.09.2019 tarihli (USD 3000) tutarındaki ödemenin TL karşılığını TCMB satış kurundan hesapladıklarından iki firma arasında ödemeden kaynaklı 62,59.-TL’lik fark oluştuğu, davalı tarafından davacı firmaya yapılan ödemelerin USD olduğunun banka dekontlarından tespit edildiği, bu durumda davacı ile davalı arasındaki ilişkilerin TL ve Döviz bazında olduğu ve kur farkı çalıştıklarının anlaşıldığı, taraflar arasındaki hesaplar arasındaki 72.346,96.-TL’lik farkın (72.409,55.-TL – 62,59.-TL) den kaynaklandığının görüldüğü, davacı şirketin proforma faturası incelendiğinde termin tarihi olarak 3 haftada anlaştıklarının görüldüğü, davacı şirketin 05.07.2019 proforma faturasına istinaden ürünü 3 hafta (21 gün) sonra teslim etmesi gerekirken 23.08.2019 tarihli, … ve … numaralı fatura ile termin tarihinden 28 gün sonra gönderdiği, bu durumda 3 haftada gönderilmesi gereken ürünlerin 7 hftada gönderilmiş olup termin tarihinden sonra 3 haftalık bir gecikmenin olduğunun görüldüğü, satınalma siparişi olarak proforma fatura kullanıldığını, …ve … artikellere ait 25.06.2019 tarihli …, …, …, …, … numaralı proforma faturalarına istinaden 10.06.2019 – 09.09.2019 tarih aralığında …, …, …, …, … ve … numaralı faturaların kesildiği bu faturaların KDV dahil toplam tutarının 209.540,02.-TL (37.063,98.USD) olduğu, bu alım faturaların içeriğinde … ve … artikellere ait isabet eden kumaşların alım miktarını (4.594,90 metre) tutarının ise KDV dahil 131.223,57.-TL (24.433,30.-USD) olduğu ve artikellere istinaden düzenlenen proforma faturalarında ödeme gününün 120 gün olarak belirtildiği termin tarihinin yazılmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tarafların itirazlarının değerlendirilmesi bakımından dosyanın önceki rapor düzenleyen bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
07.10.2021 teslim tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; davalı tarafın bilirkişi incelemesi için verdiği kumaşlar arasında kesilmiş ve kesilmemiş kumaşların da bulunduğu, kumaşlarda dikim sonrası ortaya çıkan hatalar olması nedeniyle kesilmiş olup olmamasının bu kaydı bağlamayacağı ancak fatura altında belirtilen “kesilen malda kesinlikle reklamasyon kabul edilemez” kaydının dikkate alınıp alınmayacağı hususunun Mahkememizin takdirinde olduğu, tekstil sektöründe sondajlama yönteminin sürekli uygulanan bir yöntem olduğu, inceleme esnasında kesinlikle sondajlama yöntemi kullanılarak seçil yapıldığı, ayıplı olarak tespiti yapılan dikilmiş ürünlerin kumaş deposundaki kumaşların sondajlama usulü ile seçimi sonrasında birlikte ele alınıp karşılaştırılarak dikili olarak görülen ürünlerin seçilen kumaşlar ile aynı kumaştan üretildiği tespitinin yapıldığı, dikili ürünün birden fazla ürün arasından seçilip seçilmemesi ile ilgili bir sorun işareti bırakılmadığı, ayıp süresi ile ilgili takdirin Mahkememize ait olduğu, ürün incelemesi sırasında sipariş föyleri ve gerekse katalogların ve kumaşların birlikte değerlendirildiği, özel kumaşlar olduğundan incelenen kumaşların dava konusu kumaşlar olduğu kanaatinin oluştuğu, davacı tarafından kabul edilmeyen … tarih ve … numaralı faturanın öncelikle vade farkı faturası değil, fiyat farkı faturası olduğu ve bir ayıba istinaden kesilmediği, davacının 05.07.2019 tarih ve 19-1020 numaralı proforma faturasında görülen ve artikel numaraları …, … ve … olan ürünlerin kg birim fiyatının 10 USD olarak belirlenmiş olduğu halde davacı tarafından, davalı firmaya … tarihli … ve … numaralı faturalarında yazılı olan artikellerin kg fiyatlarını 15 USD olarak hesapladıklarının görüldüğü, ilgili proforma görselinin dosya kapsamında mevcut olduğu, davalı tarafından davacıya kesilen fiyat farkı faturasının tarafınca davacı firma taraflarınca kabul edilebileceği kanaatinin oluştuğu, taktirin Mahkememize ait olduğu, 31.05.2021 tarihli kök raporda gecikmeye konu olan proforma faturasının … numaralı fatura olduğunu, bu faturaya göre, siparişi geçilen kumaşların 3 hafta 21 gün sonra yani 26.07.2019 tarihinde gelmesi gerekirken 23.08.2019 tarihinde gelmiş olduğunun, termin tarihinden 28 gün sonra gelmiş olduğu, dolayısıyla 4 hafta gecikmeli olarak geldiğinin anlaşıldığı, termin tarihi tespit edilemeyen kumaşların ise …, … desen numaralı kumaşlar olduğu, dolayısı ile sonuç kısmına yansıyan gecikme kanaatinde ve termin tarihi yazılı olmayan proforma faturaların incelemesinde bir hata olmadığı, her iki yapılan tespitin farklı kaliteler ile ilgili olduğu, kök rapordaki tespitlerinin aynen geçerli olduğu, gizli ayı ihbarı süresi ile ilgili takdirin Mahkememize ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde;dava, taraflar arasındaki ticari ilişkinden kaynaklı fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK’ nın 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir. Dava konusu olayda, takip fatura alacağına dayalı olarak başlatılmış, davalı taraf icra takip dosyasına sunduğu dilekçesinde takibin tamamına itirazda bulunmuştur. Bu durumda ispat yükü genel karine gereğince davacı taraf üzerindedir. Davacı taraf takipte dayandığı faturalara konu edilen malların teslim etmiş olduğunu dava değeri de değerlendirilerek HMK’nın 200/1 maddesi gereğince yazılı delillerle ispat etmelidir. Davada ihtilafın, davacının icra takibine dayanak faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne tutarda alacaklı olduğu, davacının faturalara dayanak sözleşme konusu edimini yerine getirip getirmediği, ayıplı ifanın söz konusu olup olmadığı, ayıbın niteliği, süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunulmadığı, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce dosyanın bilirkişiye tevdii üzerine bilirkişi raporunda; davacı ve davalı şirketlerin 2019 yılına ait ticari defterlerinin TTK’nın ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalının davacıya 70.863,48-USD(401.023,52-TL) borcunun bulunduğunun, davalının ticari defterlerine göre 328.676,58-TL borcunun bulunduğu, aradaki farkın 72.346,95-TL (401.023,52-TL-328.676.58-TL) olduğu, bu farkın, davacı şirketin 05.07.2019 tarih 19/1020 referanslı proforma faturasında dantel kumaşların kg birim fiyatlarının 10-USD olarak belirtilmesine rağmen, 23.08.2019 tarih … ve … nolu faturalarında dantel kumaşların kg birim fiyatının 15 USD olarak hesaplaması nedeniyle davalı şirket tarafından … tarihinde … nolu kdv dahil 72.409,55-TL tutarındaki fiyat farkı faturası kesilmesinden kaynaklandığı, davalı tarafından kesilen … nolu fiyat farkı faturasının davacı kayıtlarında mevcut olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Görüldüğü üzere, her ne kadar davacı tarafından 05.07.2019 tarih 19/1020 referanslı proforma faturasında dantel kumaşların kg birim fiyatları 10-USD üzerinden belirtilmesine rağmen, davacının 23.08.2019 tarih … ve … nolu faturalarında dantel kumaşların kg birim fiyatı 15 USD üzerinden hesaplanmış ise de, söz konusu iki fatura da davalı tarafça itiraz edilmeden ticari defterlerine kaydedildiğinden kendisi aleyhine kesin delil teşkil ettiği, davalı tarafça yaklaşık 1 ay sonra düzenlenen 30.09.2019 tarihli iade faturasının ise davacı defterlerinde yer almadığından hesaplamada dikkate alınamayacağı kanaatine varılmıştır. Davalı tarafça bu faturalar, TTK 21/2 maddesi uyarınca 8 günlük süresi içerisinde davacıya iade olunmadığı gibi itirazda da bulunulmamıştır. Buna göre fatura içeriğinin kabul edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Anılan bu tespitler kapsamında dava konusu somut olay değerlendirildiğinde, davaya konu faturalara ilişkin malların davacı tarafça teslim edildiği usulünce ispatlanmış bulunmaktadır. Tacirler arasında satışa konu malın ayıplı çıkması halinde, alıcının yasal haklarını kullanabilmesi için 6102 sayılı TTK.’nun 23/1-c maddesindeki süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunması zorunludur. TTK’nun 23. maddesi uyarınca, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Ayıp açıkça belli değil ise, alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğunun ortaya çıkması halinde hakkını korumak için durumu aynı süre içinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Ayıbın, kullanma sonucu ortaya çıkan gizli bir ayıp olması halinde ise TBK’nun 223. maddesi uyarınca alıcı ayıbı öğrendiği tarih itibariyle hemen satıcıya bildirmelidir. Dava konusu olayda davalı ayıp iddiası ileri sürmüşse de ayıp ihbarının süresi içinde yapıldığının ispat edilemediği, her ne kadar davalı tarafından kumaşlardaki ayıbın kumaşların 3. Kişilere satılması neticesinde ortaya çıktığı belirtilmiş ise de davalı tarafından kumaşları satın alan 3. Kişiler tarafından ileri sürülen herhangi bir ayıp ihbarı veya iade faturasına ilişkin delilin ibraz edilmediği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamı ve delil durumuna göre davalı tarafından faturaya konu malın bedelinin ödendiğinin dava değeri de gözetilerek HMK 200/1 maddesi gereğince aynı kuvvet ve mahiyetteki delillerle ispat edilemediği, tarafların ticari defter kayıtlarına göre davacı tarafın bakiye fatura bedeli alacağının 70.863,48.-USD olduğu ve davalının B.K 117 maddesi uyarınca icra takibinden önce temerrüde düştüğü ispat edilemediğinden, davanın kısmen kabulü ile, davalı tarafından … 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yapılan itirazın 70.863,48.-USD asıl alacak yönünden iptali ile takibin 70.863,48.-USD asıl alacağa, 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca, devlet bankalarının bir yıllık USD cinsinden mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranı işletilmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalının hükmolunan 70.863,48.-USD nin takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 401.023,52-TL’nin %20’si oranında (80.204,70.-TL) inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, bu tutarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı tarafından … 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yapılan itirazın 70.863,48.-USD asıl alacak yönünden İPTALİ ile takibin 70.863,48.-USD asıl alacağa, 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca, devlet bankalarının bir yıllık USD cinsinden mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranı işletilmek suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davalının hükmolunan 70.863,48.-USD nin takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 401.023,52-TL’nin %20’si oranında (80.204,70.-TL) inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, bu tutarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 27.393,91.-TL nispi karar ve ilam harcından, davacı taraftan peşin alınan 4.784,96.-TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 22.608,95.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan ve (2) numaralı maddede mahsup edilen 4.784,96.-TL harcın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40.-TL başvurma harcı, 1.600,00.-TL bilirkişi raporu masrafı, 116,00.-TL posta giderleri ve diğer giderler olmak üzere toplam 1.770,40.-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve ret oranına göre; 1.766,06.-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4,34.-TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 2.050,00.-TL gider avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 36.521,65.-TL nispi vekalet ücretinin, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yatırılan gider avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 984,74.-TL nispi vekalet ücretinin, davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-… Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedelinin davadaki kabul ve ret oranına göre; 1.316,76.-TL’sinin davalıdan, 3,24.-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.26/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*