Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/538 E. 2021/190 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/538 Esas
KARAR NO:2021/190

DAVA:Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/09/2020
KARAR TARİHİ:04/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM/
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketin “…” ticari markası ile faaliyet gösterdiğini, davalı …’ın 03/07/2017 tarihinden 30/04/2019 tarihine kadar müvekkili şirket nezdinde şube sorumlusu olarak çalıştığını, davalının son bir yılda elde ettiği brüt ücret toplamının 56.615,16-TL olduğunu, davalının 30/04/2019 tarihinde müvekkili şirketten istifa ederek dava dışı …A.Ş.’de(…) benzer pozisyonda çalışmaya başlayarak müvekkili ile akdetmiş olduğu iş sözleşmesindeki rekabet yasağı hükmünü ihlal ettiğini, nitekim 30/04/2019 tarihli çıkış görüşmesi formunda müvekkilinin rakibi olan …’da iş bulması sebebiyle ayrıldığını beyan ettiğini, müvekkilinin rakibi olan … şirketine geçerek müvekkili nezdinde yaptığı iş ile benzer işi yapması karşısında, davalının müvekkilden edindiği ve/veya ulaşma imkanına sahip olduğu bilgileri geçtiği rakip firmada kullanma ve bu suretle müvekkiline zarar verme ihtimal ve tehlikesinin oluştuğunu, davalı işçinin iş yerinin önemli müşteri çevresi veya üretim yönünden ticari sırlarına vakıf olabilecek bir pozisyonda çalışması ve ayrıldıktan sonra yasaklı süre içerisinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesinin, önceki iş yerinde edindiği bilgiler dolayısıyla işçinin pozisyonu sebebiyle önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin olduğunu beyanla davanın kabulü ile taraflar arasındaki iş sözleşmesinde belirlenen net yıllık gelirinin (ücret, prim ve kanunda ücret niteliğinde sayılan tüm hak ve menfaatler) brüt tutarı olan 56.615,16-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; iş sözleşmesine bağlı olarak çalışan işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonra sonraki dönem için rekabet etmeme yasağı, TBK’ nun 444 vd.maddelerinde düzenlendiğini, müvekkilinin aylık 2.250-TL ücretle … Şube Sorumlusu olarak adlandırılan unvanla çalışmaya başladığını ve iş sözleşmesi Nisan/2019 tarihinde sona erdiğini, müvekkilinin davacı şirket bünyesinde operasyonel işlerde görev yaptığını, öncelikli olarak müvekkili tarafından ihlal edildiği iddia edilen, sona eren iş sözleşmesinin 9. Maddesinin (e) ve (f) bentlerinin geçerli bir sözleşme hükmü olmadığını, müvekkilinin asgari ücretle şube görevlisi olarak çalışmaya başlayacağı işyerinde bu denli ağır hükümler içeren bir sözleşmeyi bile isteye ve müzakere ederek imza altına alamayacağını, iş sırlarına vakıf olmayan bir çalışan ile rekabet yasağı sözleşmesi yapılamayacağını, davacının, bünyesinde hiçbir bilgi erişimine imkânı bulunmaksızın en son 3.200-TL ücret ile çalıştırdığı işçinin işyerinden ayrılmasından sonra kendisini önemli ölçüde zarara uğratabilecek bilgiler kullanma ihtimali olduğu iddiasını yöneltmesi abesle iştigal olduğunu beyanla tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili aleyhinde haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış olan davanın külliyen reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE/
Dava, iş akdinin feshinden sonra işçinin rekabet etmeme yasağına aykırı davranışları iddiasına dayalı cezai şart alacağı istemine ilişkin alacak davasıdır.
Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444-447.maddeleri arasında yer almaktadır.
Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 444/1.maddesinde, fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebileceği düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 4/1-c maddesinde ise, Türk Borçlar Kanununun rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava olarak kabul edilmiş ve TTK’nın 5/1. Maddesinde de aksine hüküm bulunmadıkça, tüm ticari davaların asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir.
25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre: “6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır, düzenlemesi yer almaktadır. Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümü hizmet sözleşmelerine ilişkin olarak 393 ve 469. maddeler arasındaki düzenlemelerden oluşmaktadır. İşçinin rekabet yasağına ilişkin 444. Madde de bu bölümde düzenlenmiştir.
Mahkemelerin görevi davanın açıldığı durum ve koşullara göre belirlenir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5/1-a maddesine göre işçinin rekabet yasağının da yer aldığı TBK’nın İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine ilişkin işçi ve işveren arasındaki ilişkiden kaynaklanan davalarda iş mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkinin vasıflandırılması gerekmektedir. Taraflar arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi akdedildiği ve bu sözleşmenin 30/04/2019 tarihinde davalı işçinin istifa ederek davacı şirketten ayrıldığı tarihe kadar devam ettiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Bir başka deyişle, davalı işçi davacı şirkette taraflar arasında akdedilen belirsiz süreli iş akdine bağlı olarak istifa ettiği tarih olan 30/04/2019 tarihine kadar işçi olarak çalışmıştır. Taraflar arasındaki hukuki ilişki hizmet sözleşmesi mahiyetindedir. O halde yukarıdaki açıklamalar ile birlikte değerlendirildiğinde; 7036 sayılı yasanın, 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girdiği ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirdiği, özel nitelikte olan ve daha sonra yürürlüğe giren 7036 sayılı yasada, iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar yönünden herhangi bir ayırım yapılmadığı, aksine iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan her türlü uyuşmazlığın iş mahkemelerinde görüleceğinin belirtildiği, bu haliyle, somut olayımızda 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından, Mahkememizin görevsizliğine, davanın HMK.114/1-c maddesine istinaden 115/1-2 gereği görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul İş Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere … Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2.maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/03/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı