Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/527 E. 2022/360 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/527
KARAR NO : 2022/360

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/09/2020
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında parsiyel olarak yük taşınması konusunda anlaşılmak suretiyle anlaşma doğrultusunda yüklerin müvekkili şirket tarafından İran’a taşındığını, bu taşıma bedelinin, İran’daki alıcısı tarafından ödendiğini ancak yüklerin …’a taşınmasından sonra davalı şirket tarafından müvekkilinden mahreci iade işlemi yapılmasının talep edildiğini, davalı şirketten gelen mahreci iade talebi doğrultusunda müvekkili şirket tarafından davalı şirkete ait bu yüklerin …’dan Türkiye’ye taşındığını ve …’a ulaştırıldığında yüklerin araçtan indirilmeden tekrar İran’a taşınmasının talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından bu talepler doğrultusunda tekrar …’a taşıma yapıldığını, davalının talebi üzerine müvekkili şirketçe iki taşıma gerçekleştirildiğini, bu taşımlara ilişkin CMR, Transit Refakat Belgesi ve Transit Güvenlik Kalem listesinin sunulduğunu, yapılan iki adet taşıma için davalı şirket tarafından onaylanan taşıma bedeli ve masraflar doğrultusunda müvekkili şirket tarafından taşıma ücreti karşılığı 1.150,00 USD ile evrak işlemleri ile ardiye ve gümrük işlemleri sonucu oluşan masraflar karşılığı 1.000,00 Euro tutarlı 02/01/2020 tarihli iki adet fatura düzenlendiğini, müvekkili şirketin verdiği hizmetlerin davalı şirketçe kabul edilmiş olmasına rağmen iki adet faturanın reddedildiğini, müvekkili şirketçe tekrar iki adet fatura düzenlendiğini bu iki faturanın da reddedildiğini, davalı şirketçe ödemenin gümrükçüye yapıldığının ileri sürüldüğünü ancak gümrükçünün müvekkili ile bir ilgisi bulunmayan üçüncü bir konumda olduğunu, müvekkiline gelen herhangi bir ödeme olmaması üzerine davalı aleyhinde … 14. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra takibine itiraz ettiğini, arabuluculuk sürecinden bir sonuç alınamadığını, alacağın likit olduğunu, davalının kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında sözlü olarak müvekkili şirketin mallarının İran’a taşınması için anlaşıldığını ve bu na dair bedelin ödendiğini, davacı şirketin kamyon sürücüsünün malı Bazargan’a değil, Tahran’a indirdiğini, bu hata ve sorumsuzluğun davacı şirkete ait olduğunu, İran kanunları gereği şehirden şehire yabancı kamyonların taşıma işlemi yapmasının yasak olduğunu, bu sorumsuzluğun davacı şirket tarafından müvekkili şirkete haksız şekilde yansıtılarak faturalandırıldığını ve taraflarınca da faturaların iade edildiğini, fazla yapılan taşıma işlemlerinin müvekkili şirket tarafından talep edilmesinde müvekkili şirketin herhangi bir maddi ya da manevi kazancının bulunmadığını ve bu durumun ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, aksine bu taşıma işleminin sorumsuzca gecikmesinden dolayı müvekkilinin maddi ve manevi kayıplara uğradığını, söz konusu işlemin davacı şirket hatasından kaynaklanmasından dolayı ikinci bir ödemenin yapılamayacağını, bu tekrarlanma işleminde davacının öne sürmüş olduğu e-mail yazışmalarının kanıt niteliği taşımadığını iddia ve beyan ederek davanın reddine, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, … 14. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 02/03/2021 tarihli müzekkere cevabı, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 02/03/2021 ve 30/03/2021 tarihli müzekkere cevapları delil olarak değerlendirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıma sözleşmesi alacağı nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
… 14. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının iş bu dava davacısı …Tic. Ltd. Şti., borçlusunun iş bu dava davalısı … Ltd. Şti. olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 1.150,00 EURO ve 1.000,00 USD üzerinden 08/07/2020 tarihinde ilamsız icra takibine geçildiği, ödeme emrinin takip borçlusuna 13/07/2020 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, takip borçlusu vekilinin 14/07/2020 tarihli dilekçesi ile icra takibine, ödeme emrine, faize, faiz oranına, borca ve ferilerinin tümüne itiraz ettiği görülmüştür. İş bu itirazın iptali davasının borca itiraz dilekçesinin takip alacaklısına tebliğ edilememesi de dikkate alındığında İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı ile davalı arasında taşıma sözleşmesi kapsamında iş yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise davacının davalıdan icra takibinde talep ettiği taşıma işi nedeniyle alacaklı olup olmadığı, icra takibine itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, tarafların İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca icra inkar ve kötüniyet tazminatı talep edip edemeyeceklerine ilişkindir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m. 190/1). Somut olayda taşıma sözleşmesi kaynaklanan iş bu uyuşmazlıkta davacı tarafın bu sözleşme kapsamında yaptığı işleri ispat yükü altında bulunduğu açıktır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde taşıma sözlemesi nedeniyle davacı tarafa herhangi bir borçlarının olmadığını savunarak davacı tarafça düzenlenen faturaların kabul edilmediğini savunmuştur. Bilirkişi incelemesi yapılmasına dair 10/02/2022 tarihli celse karar verilmiş, davacı vekiline 2.000,00 TL eksik delil avansının yatırılması için HMK 324/1.maddesi uyarınca davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içinde bildirilen delil avansının yatırılmaması halinde HMK 324/2 maddesi uyarınca davacı tarafın bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılacağına dair ihtarat yapılmış, ancak davacı vekili verilen 1 aylık kesin süreye rağmen bilirkişi ücretini yatırmamıştır.
HMK’nın 324. maddesinde, (1) “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.”
(2) “Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.” hükmü mevcuttur.
Hakim HMK 94/2 maddesi uyarınca verdiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Hakim tarafından verilen kesin süre tarafları olduğu kadar hakimi de bağlar. Davacı vekiline verilen 1 aylık kesin süreye ilişkin ara kararda, sürenin kesin olduğu, kesin sürede yapılacak işin ne olduğu ve kesin süreye uymamanın müeyyidesi açıkça yazılarak davacı vekiline ihtarat yapılmıştır. Ayrıca verilen süre bilirkişi bilirkişi ücreti yatırmak yeterli ve makuldür.
Davacı tarafça verilen kesin süreye rağmen bilirkişi incelemesi için takdir edilen ücret yatırılmadığına göre davacı bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılır. Davalı vekiline cevap dilekçesinde bilirkişi deliline dayanmış olması nedeniyle 12/05/2022 tarihli celse sorulmuş ve bilirkişi ücretini kendilerinin de yatırmayacaklarını bildirdiği ve davalı tarafca da gerekli avans yatırılmamıştır. Bu aşamada artık dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre karar verilmek gerekir.
Davacının taşıma sözleşmesi kapsamında işler yapıp yapmadığı ve yapılan işler var ise ne kadar bir ücrete hak kazandığı konusunda bir lojistik sektörü uzmanı bilirkişi tarafından inceleme yapılması gerekmektedir. Bu nedenle de özel veya teknik bilgiyi gereken bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekliliği açıktır. Davacı vekilinin sunduğu davalı tarafça kabul edilmeyen elektronik posta içeriklerine göre taşıma sözleşmesi kapsamında alacak tespiti yapılması da mümkün değildir.
Bu nedenlerle dosyada da bilirkişi incelemesi yaptırılması zorunlu olup, davacı tarafından avans da yatırılmadığına ve davacının bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verildiğine göre davacı davasını kanıtlayamamıştır. Bu nedenle sübut bulmayan davanın reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle İİK’nun 67/2. Maddesindeki yasal koşullar oluşmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı tarafta cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de, davacının icra takibini haksız ve kötü niyetli olarak başlattığının dosya kapsamı itibariyle ispatlanamamış olması ve bu yönde herhangi bir delil bulunmaması nedenleriyle davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, davacı taraftan peşin olarak (190,42 TL + 35,74 TL) alınan 226,16 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, artan 145,46 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nın 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider-delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*